• Sonuç bulunamadı

1. Kavram

Kural olarak bir ceza muhakemesi işlemi için çağrılmış olup da, buna uymamış olan şüpheli, sanık, tanık ve bilirkişilerin söz konusu ceza muhakemesi işlemi için hazır bulundurulmalarını sağlamak amacıyla, çağrıyı yapmış olan makama kolluk aracılığıyla gerektiğinde zor kullanılarak getirilmesine zorla getirme denilmektedir. Tanımdan da anlaşıldığı gibi hukukumuzda zorla getirme şüpheli ve sanıklarla, tanık ve bilirkişilere uygulanabilmektedir107. Ayrıca CMK’ nın 146. Md.’

106 Yahya Akçadırcı,

http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/143.doc, Erişim Tarihi: 26.04.2006

107

sinde 5560 sayılı Kanun’ la yapılan değişiklikle mağdur ve şikayetçi için de zorla getirme kararı verilmesine olanak sağlanmıştır.

Zorla getirme, kısa bir süre için de olsa kişi özgürlüğünü sınırlayan bir işlem olduğundan kişilere güvence sağlanması bakımından kural olarak hakim kararıyla yapılması ve savcıya bu yetkinin ancak istisna olarak zorunlu hallerde ve getirilecek kişinin sanık, tanık veya bilirkişi olarak farklı durumları göz önünde bulundurularak tanınması şeklindeki108 görüşe katılmak tarafımızca mümkün görülmemiştir. Esasen dosyayı tüm delilleriyle tamamlamak zorunda olan ve bu yüzden iddianamesi iade edilebilen savcının şüpheli hakkında bile zorla getirme kararı verememesi işin doğasına aykırıdır. Aslında aynı gerekçeyle savcı sadece şüpheli değil, tanık ve bilirkişiler hakkında da zorla getirme kararı verebilmelidir109.

2. Zorla Getirmenin Şartları ve

Zorla Getirme Kararı Vermeye Yetkili Olanlar

Yukarıda belirttiğimiz gibi zorla getirme kararı şüpheli, sanık, tanık, bilirkişi, mağdur veya şikayetçi hakkında verilebilmektedir. CMK’ nın 145. Md.’ sine göre ifadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiyeyle çağrılır. Davetiyeye, çağrılma nedeni ve gelmezse zorla getirileceği yazılır. Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145. Md.’ ye göre çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir. Zorla getirme kararı şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğu, ilgili suçu, gerektiğinde eşkalini ve zorla getirme nedenlerini içerir. Zorla getirme kararıyla çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç yirmidört saat içinde çağıran hakimin, mahkemenin veya cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.

Zorla getirme, uygun veya haklı görülecek bir zamanda başlatılır. Zorla getirme kararı veren makamın sorguya çekme veya ifade almasının sonuna kadar devam eder. Uygun zamanda başlatmadan kastedilen, zorla getirme kararını veren makamın şüpheli veya sanığı yirmidört saat içinde dinleme olanağına sahip olacak şekilde ayarlanmasıdır. Zorla getirme işleminin süresi şüpheli veya sanığın güvenlik

108 Kunter, Yenisey ve Nuhoğlu, s. 875 109

güçleri tarafından alınması anından itibaren başlar, sorguya çekilme veya ifade almanın sonuna kadar devam eder110

.

CMK’ nın 43/1. Md.’ sinde tanıkların çağrı kağıdıyla çağrılacağı, gelmemenin sonuçlarının da bildirileceği, CMK’ nın 44/1. Md.’ sinde de usulüne uygun olarak çağrılıp ta mazeretlerini bildirmeksizin gelmeyen tanıkların zorla getirileceği düzenlenmiştir. Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir. Ayrıca tutuklu işlerde tanıklar için zorla getirme kararı verilebilir.

CMK’ nın 71. Md.’ sinde usulünce çağrıldığı halde gelmeyen bilirkişiler hakkında 60/1. Md.’ nin uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak bu düzenleme hatalı olmuştur. Çünkü 60. Md.’ de zorlama hapsi düzenlenmektedir ve bununla yemin ve tanıklıktan sebepsiz çekinenler yemine ve tanıklığa zorlanmaktadır. Gelmeme halinde zorlama hapsi olmaz. Olmamasının anlamı da yoktur. Çünkü zorlama hapsi için gelmiş olmak gerekir. Çağrıldığı halde gelmediği için zorla getirilen bilirkişiye bir de zorlama hapsi uygulanırsa bu tedbir olmaktan çıkar, gelmemenin cezası olur ki, CMK bir ceza kanunu değildir111. Ancak 5560 sayılı Kanun’ la CMK’ nın 146. Md.’ sine yapılan ekle, çağrıya rağmen gelmeyen bilirkişilerin de zorla getirilebileceği hususunda düzenleme yapılması yerinde olmuştur.

CMK’ nın 233. Md.’ sinde mağdur ve şikayetçinin cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hakim tarafından çağrı kağıdıyla çağrılıp dinleneceği, bu hususta yapılacak çağrı bakımından tanıklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı, CMK’ nın 235. Md.’ sinde mağdur, şikayetçi veya vekilinin dilekçelerinde veya tutanağa geçmiş beyanlarındaki adrese tebligat yapılacağı, çağrıya rağmen gelmeyen kişiye yeniden tebligat yapılmayacağı, adresin yanlışlığı, eksikliği veya değişmesi halinde tebligat yapılamazsa adresin araştırılmasına gerek olmadığı, ancak bu kimselerin beyanının alınmasının zorunlu olması halinde adres araştırmamayla ilgili fıkranın uygulanmayacağı düzenlenmiştir. 5560 sayılı Kanun’ la CMK’ nın 146. Md.’ sine yapılan ekle, çağrıya rağmen gelmeyen mağdur ve şikayetçinin de zorla getirilebileceği hususunda düzenleme yapılması yerinde olmuştur. Böylelikle davaların boş yere uzamasının da önüne geçilebilecektir.

110 Doğan Soyaslan, Ceza Muhakemesi Hukuku, 2. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2006, s. 329 111

Zorla getirme kararı vermeye soruşturma evresinde sulh ceza hakiminin, kovuşturma evresinde de mahkemenin yetkili olduğu, çünkü CMK’ nın 146/4. Md.’ sinde “isteyen” cumhuriyet savcısıyla çağıran hakim veya mahkemeden söz edildiği belirtilmiştir112. Aynı şekilde cumhuriyet savcısının zorla getirme kararı veremeyeceği, savcı bir şüpheli veya sanığın zorla getirilmesini istemişse, bunun bir tutuklama davası gibi kabul edilmesi gerektiği, istem üzerine sulh ceza hakiminin bir karar vermesi gerektiği, savcının hakime başvurmadan ancak tutuklama kararı verilmesi için yeterli nedenler varsa doğrudan zorla getirme kararı verebileceği öne sürülmüştür113. Kanımca, CMK’ nın 146/4. Md.’ sinin 5560 sayılı Kanun’ la değiştirilerek “çağıran hakimin, mahkemenin veya cumhuriyet savcısının” şeklini almasından sonra artık tartışmaya meydan kalmayacak şekilde cumhuriyet savcısının da zorla getirme kararı verebileceğinin kabulü gerekir.

CMK’ nın 251/6. Md.’ sinde de özel yetkili ağır ceza mahkemelerine ilişkin bir hüküm bulunmaktadır. Buna göre, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin yetkisine giren suçlarla ilgili suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda kolluk, soruşturma ve kovuşturma sebebiyle şüpheli veya sanığı, tanığı, bilirkişiyi ve suçtan zarar gören kişiyi ağır ceza mahkemesi veya başkanının, cumhuriyet savcısının, mahkeme naibinin veya istinabe olunan hakimin emirleriyle belirtilen gün, saat ve yerde hazır bulundurmaya mecburdur.

Zorla getirme kararını cumhuriyet savcısı veya hakim vermektedir. Oysa ileride görüleceği gibi tutuklamaya yalnız hakim karar verebilir. Tutuklama nedenleri de zorla getirme nedenlerinden farklılık gösterir. Tutuklama nedenleri genel olarak kuvvetli suç şüphesinin varlığıyla beraber; şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi, şüpheli veya sanığın delilleri yok etme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişimi şeklinde davranışlarda bulunması olarak özetlenebilir. Yine tutuklama; süre , itiraz mercii, kişinin konulacağı yer gibi kavramlar açısından ileride görüleceği gibi çok büyük farklılıklar içerir.

112

Öztürk ve Erdem, s. 531