• Sonuç bulunamadı

Zarar, hukuk düzeninin koruduğu maddi ve manevi varlıkların, bunlara yapılan saldırının önceki ve sonraki halleri arasındaki farkı ifade eder.408

Zararın doğması ve sorumluluğun doğması olguları birbirinden farklı olup ayrı kurallara tabidirler. Zarar doğmasına karşın her zaman sorumluluk doğmayabilir.

Bunun nedeni her zararın sorumluluk yaratmaması, sorumluluğun doğumu için sorumluluğu açıklayan ve haklı gösteren bir nedenin bulunmasıdır. Kişi hukuka aykırı olmayan şekilde yarattığı tehlike nedeniyle zararın meydana gelmesine sebep olmuşsa sırf zarar meydana geldiği için bu kişiyi sorumlu tutmak mümkün değildir.

Tehlike bağı kavramı zarar ile tehlikeli durum arasında illiyet bağının kurulmasını sağlar.409 Dolayısıyla tehlike ilkesi tek başına bir sorumluluk oluşturmaz; ancak tehlike, zarar doğmasını engelleyecek nitelik ve nicelikteki gerekli özen ve güvenlik önlemlerinin artırılmasına neden olduğundan sorumluluğun doğumuna etki edebilir.410 Çevrenin kirletilmesi sonucunda meydana gelen zararı, dar anlamda zarar ve geniş anlamda zarar olarak iki ayrı kategoride incelemek mümkündür. Dar anlamda zarar, çevrenin kirlenmesinden doğan zararı, çevrenin kirlenmesi ya da bozulması neticesinde bir hukuk öznesinin hukuksal değerlerinin ihlâli ile meydana

407 Ertaş, 2012, s.140-141.

408 Çevrenin kirlenmesi nedeniyle ortaya çıkan zarar, maddi zarar olabileceği gibi manevi zarar da olabilecektir. Çörtoğlu, 1986, s.90.

409 Koçhisarlıoğlu, Objektif Sorumluluk, s.255.

410 Koçhisarlıoğlu, Objektif Sorumluluk, s.255.

gelen maddi ve manevi kayıpları ifade eder. 411 Geniş anlamda zarar ise, ekolojik zarar ve bunun dışındaki diğer zarar unsurlarını kapsamına alan geniş bir kavramı ifade eder.412 Bu çerçevede hayvan ve bitki örtüsüne verilen zarar, hava, toprak ve suyun kirletilmesi, doğal ve kültürel varlıklara zarar verilmesi, insanların ve diğer canlıların yaşam ortamlarının bozulması gibi haller çevre zararı kapsamında değerlendirilebilecektir.413 Özel hukuktaki alışılagelmiş zarardan farklı olarak çevresel zarar, toplu, yaygın ve genel nitelikte olup belli bir etkinliğin yapıldığı yerden uzakta ya da aradan uzun yıllar geçtikten sonra da kendini gösterebilmektedir.

Çevre Kanununda zararın tanımı yapılmamış zararın kapsamını tespit mahkemelere bırakılmıştır. Sorumluluğun doğması için doğrudan ya da dolaylı olarak bir zararın doğması gerekir. İlke olarak, kişiler fiillerinin doğrudan meydana getirdiği zararlardan sorumlu tutulur; ancak ÇK m. 28’de dolaylı zarar ayrıca belirtildiğinden dolaylı zarar da hukuki sorumluluk kapsamında yer alır. Zarar maddi zarar olabileceği gibi manevi zarar da olabilecektir. Çevrenin kirlenmesi sonucu ölüm gerçekleşmiş veya beden bütünlüğü ihlâl edilmişse TBK’nın sorumluluk hukukundaki genel hükümleri ve ÇK m. 28 birlikte uygulanarak manevi tazminat414 talep edilmesi mümkündür.415 ÇK m. 8/I’de düzenlenen huzur ve sükunu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartların üzerinde gürültü oluşturulmasında meydana gelen zarar genellikle manevi zarardır.416 Buradaki manevi zarar bir kişinin çevre kirliliği nedeniyle duyduğu acı, ıstırap,

411 Erişgin, Çevreyi Kirletenin Hukuki Sorumluluğu, s.47.

412 Antalya, Borçlar Hukuku, s.688.

413 Gürseler Güneş: “Çevre Zararının Manevi Giderimi ve Bir Yargıtay Kararı”, Legal Hukuk Dergisi, Ağustos 2014, S.8, s.19.

414 Tehlike sorumluluğunda manevi tazminat, tatmin değil denkleştirme işlevi görür. Yücel, s.14

415 Sirmen, ABD 1990, s.28; Tandoğan, 1986, s.44; Eren, Borçlar Hukuku, s. 795.

416 Gökyayla, Borçlar Hukuku, s.688.

ruhsal dengesini kaybetmesi şeklinde gerçekleşebilir.417 Manevi zarar, kişisel varlıklara yönelen bir ihlâlin dışında manevi değere sahip bir yararın ihlâli şeklinde de gerçekleşebilir. Bir doğasever açısından bir sazlıkta yaşayan kuşların öldürülmesi ya da tarihi değere sahip bir mekanın bütün anılarıyla yok edilmesi doğrudan şahıs ya da malvarlığına yönelen bir ihlâl değilken doğasever açısından manevi zarar teşkil edecektir.418

Yargıtay baz istasyonlarına ilişkin verdiği bir kararında, dar anlamda para ile ölçülebilen bir zarar olmasa da, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı yerlere yakınlığı, çevrede ve davacının konutlarında yaşayanların sağlık açısından büyük endişeler taşıması, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik olarak olumsuz etkilenmesi sonucu insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratması sebebiyle davacıların zarar gördüğünü kabul etmiştir.419

Çevre kirliliği nedeniyle ölüm gerçekleşmiş ya da vücut bütünlüğü ihlal edilmişse zarar gören, TBK m.58’e göre kişilik hakları ihlal edilmişse manevi tazminat davası açabilecektir.420

Kirlenme nedeniyle meydana gelen maddi zararlar, fiili zarar şeklinde olabileceği gibi kazanç kaybı şeklinde de gerçekleşebilir. Kirlenmenin vücut bütünlüğüne zarar vermesi halinde, çalışma yeteneğinde eksilmeden dolayı meydana gelen kar yoksunluğu, TBK m. 54 hükmüne göre hesaplanacaktır. 421 Çevre

417 Ertaş, 2012, s.144.

418 Ertaş, 2012, s.144, Yargıtay 4.HD 22/6/2010 tarih 4719/7549 sayılı karar // www. kazancı. com.

E.T: 13/10/2016.

419 Yargıtay 4.HD 22/6/2010 tarih 4719/7549 sayılı karar // www. kazancı. com. E.T: 13/10/2016.

420 Sirmen, 1990, s.28; Gökyayla, Borçlar Hukuku, s.688; Eren, Borçlar Hukuku, s. 795.

421 Mahsullerin, ekinlerin, hayvan sürülerinin yok olması fiili zarardır. Buradaki kar yoksunluğu, çevre kirlenmesi olmasaydı bir kişinin elde edeceği ekonomik kazancı ifade eder. Örneğin, bir ekonomik faaliyetin yapılamaması, Yüce, s.152. Destekten yoksun kalma nedeniyle zarar, bir kişinin yakınının ölmesinden dolayı onun maddi desteğinden mahrum kalma nedeniyle uğranılan zarardır. Ertaş, 2012 s.144.

zararlarında422 yapılması gereken bir ayrım da zararın meydana gelme sürecidir. Bu kapsamda ani ve tedrici zarar423 olarak ikili bir ayrıma gitmek gerekir. Ani zarar, kaza olarak ifade edilen genellikle önceden tahmin edilmesi mümkün olmayan dışarıdan ve bir anda gerçekleşen bir olay olarak tanımlanabilir.424 Bir çevre zararının tedrici olarak nitelendirilmesi için tedricîliğin hangi anda aranacağı sorusunun cevaplandırılması gerekir. Doktrinde tedriciliğin zararlı maddenin ortaya çıkışında mı, çevre unsurlarından birisinin etkilenmesinde mi yoksa çevre zararının ortaya çıkışında mı aranacağı tartışılmıştır. Bu konuda ileri sürülen görüşlerden ilkine göre, tedrici zararlar, çevre etkilerinin kişiler ya da mallar üzerinde uzun bir zaman sürecine yayılan etkisiyle ortaya çıkan zararlardır. İkinci görüşe göre, teknik olarak planlanmış bir işletme sürecinden ani bir ayrılma sonucu değil uzun bir zaman sürecine yayılmış şekilde ortaya çıkan zararlardır.425 Tedricî zararlara, bir tesisin işletilmesi ya da bitki koruyucu maddeler, kimyasal maddeler gibi zehirli maddelerin kullanılması, taşınması, depolanması faaliyetleri de yol açabilmektedir.426 Bir tesisin işletilmesinin neden olduğu tedricî zararlarda genellikle, yetkili makamlar tarafından izin ya da ruhsat verilmiş, belirli zararlı maddeleri düzenli ve sürekli olarak çevreye

422 Saf çevre zararı, çevreye yönelik müdahale sonucu ortaya çıkan ilk etki olarak ifade edilir. Saf çevre zararının dünyadaki bütün canlılar olması nedeniyle bireysel talep hakkı çevre yasalarının dışında tutulmuştur. (Erişgin, İlliyet Bağı, s.55) Tazminat sorumluluğunun kapsamında bulunan çevre zararı, çevrede meydana gelen ve ÇK'da “çevre kirliliği” olarak tanımlanan zararı takip eden ikincil zarardır. ( Erişgin, İlliyet Bağı, s.41-42); Sirmen, 1990, s.28 ÇK m. 28 kapsamında bir sınırlama getirilmediğinden çevre zararında salt malvarlığı zararının normun koruma amacı kapsamında giderilebileceği kabul edilmiştir. Sirmen, 1990, s.28; Erişgin, İlliyet Bağı, s.55; Buz Vedat: “ Aynı Şahsın Farklı Hukuki Nedenlerle Sorumluluğu”, BATİDER, C XXIX, S.2, 2013, s.19-57, s.42; karş, salt malvarlığı zararının giderilmesine ilişkin emredici bir düzenleme bulunmadığından salt malvarlığı zararı, sözleşme dışı sorumluluğun kapsamı dışında kalmaktadır.

Yücel, s.144, dp 660'daki yazarlar Tehlike sorumluluğu hallerinde kural olarak, zarar görenin yaşam, vücut bütünlüğü ve mülkiyet hakkı korunduğundan sadece bu değerlerin ihlali nedeniyle zarar verenin sorumluluğu doğmaktadır. Havutçu, Üreticinin Sorumluluğu, s. 97.

423 Tedricinin kelime anlamı “derece derece” “yavaş, yavaş” olandır. (Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük)

424 Yongalık, s.53.

425 Yongalık, s.53.

426 Yongalık, s.53.

bırakan bir tesisin, rutin belirli ve hukuka uygun işletilmesi söz konusu olmakla birlikte gerçekleşen zarar sonucun hukuka aykırılığını oluşturmaktadır. Tedrici zararlar kısa sürede görülemeyecek ve tespit edilemeyecek zararlardır. Zararın geç tespit edilmesi de nedensellik bağının tespitini güçleştirmekte olduğundan sorumluluğun kurulması da güçleşmekte kimi zaman asıl sorumlunun sorumluluğunun çok uzun süre sonra tespit edilebilmesi dolayısıyla zamanaşımının doğması söz konusu olmaktadır.