• Sonuç bulunamadı

Çevre Kanunu’nda hukuka aykırılık şartına yer verilmediğinden, kirletmenin hukuka aykırı olmasının sorumluluğun doğumu için şart olup olmadığı hususunda doktrinde fikir birliği bulunmamaktadır. 395 Sorumluluk kuralları belirli bir davranışı ya da sonucu emreder ya da yasaklar. Birinci halde davranış nedeniyle hukuka aykırılık396 ve sorumluluk ikinci halde sonuç nedeniyle hukuka aykırılık397 ve sorumluluk söz konusu olur.398 Bir görüşe göre, kanun herkesi çevreyi korumak ve çevre kirliliğini önlemekle yükümlü kıldığından belli bir yasa hükmü ihlal edilmese de hukuka aykırılık gerçekleşmiş olacaktır.399

394 Badur, Çevreyi Kirletenin Sorumluluğu, s.113; Çakırca, Çevreyi Kirletenin Sorumluluğ, s.83;

Çörtoğlu, 1986, s.77; Antalya, Borçlar Hukuku, s.685; Sirmen, 1990, s.27.

395 Bir görüşe göre kusursuz sorumlulukta, kusurun aranmamasının yanında hukuka aykırılık unsurunun da aranmaması gerekir. Bu görüşe göre, kusursuz davranışta kusurlu fiillerde aranan hukuka aykırılık unsuru aranmamalıdır. Kusursuz sorumlulukta sorumluluğu doğuran unsur, zarar ile sorumluluğu doğuran olay arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Tandoğan, Mesuliyet Hukuku, s.89.

396 Davranışın hukuka aykırılığı teorisine göre, hukuka aykırılığın konusu insan davranışı olup, hukuk kuralının muhatabı insanlardır. Bu nedenle hukuka aykırılık failin davranışında aranır. Bu teoride kullanılan araç ve gerçekleştirilen davranış fail açısından ele alınır. Hukuka aykırılık, bir hukuk kuralına uyulup uyulmadığının tespiti olduğundan ve bir hukuk kuralına sadece insan davranışı aykırı olabileceğinden zararlı sonucun hukuka aykırı olması söz konusu olmaz. (Eren Fikret, Borçlar Hukuku, İstanbul 2015, s.595).

397 Hukuka aykırı sonuç teorisinde, hukuka aykırılığın tespitinde fiilin sonucu dikkate alınmaktadır.

Buna göre, hukuka aykırılığı ortadan kaldıran özel bir neden bulunmadıkça 3. kişinin mutlak hakkını ihlal eden hukuka aykırı davranmış olur. Davranışın ve sonucun hukuka aykırılığı teorisini birleştiren karma teoriye göre, mutlak hakların ihlali hukuka aykırılığı oluşturur. Bu teoride zararlı sonuç esas alınarak bir değerlendirme yapıldığından zararlı sonucun insan davranışından ya da başka bir olay ya da olgudan doğması önemli değildir. Karma teori kabul edildiğinde hukuka aykırılığın kusursuz sorumlulukta bir unsur olması açıklanabilir. (Eren, Borçlar Hukuku, s.596).

398 Koçhisarlıoğlu, Objektif Sorumluluk Teorisi, s.175-176, Eren, Borçlar Hukuku, s.595-596.

399 Antalya, Borçlar Hukuku, s.683.

Hukuka aykırılık şartının aranmayacağını ileri süren bir başka görüşe göre önemli olan kirletmenin varlığı olup kirletmenin gerçekleşmesi ile hukuka aykırılık şartı da gerçekleşmiş olacaktır.400 ÇK m. 28’de hukuka aykırılık şartından bahsedilmemiş olsa da ÇK m. 8 ve ilgili yönetmelikler dikkate alındığında aslında hukuka aykırılık unsurunun düzenlenmiş olduğu sonucuna varılmaktadır. ÇK m. 8/I

“Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.” ÇK m. 8/II hükmü:“Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler”.

Söz konusu madde hükmü ile çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi için hem gerçek hem de tüzel kişilere genel bir kirletme yasağı getirilmiştir. Bu nedenle, maddeye aykırı davranmak hukuka aykırılık teşkil eder. 401

ÇK m. 13’de çevre için zararlı kimyasal maddelere, ÇK m. 14’de çevreyi rahatsız edecek gürültülere yönelik kirletme yasaklarına ilişkin standartları ve sınırları belirleyen yönetmeliklerin çıkartılması öngörülmüştür.402 Yönetmeliklerde

400 Badur, Çevreyi Kirletenin Sorumluluğu, s.113; Kusursuz sorumlulukta zararın varlığı ve tazmini önemli olduğundan bu sorumluluk sonuç sorumluluğu olarak ifade edilir. Kusursuz sorumlulukta zarar ve sorumluluğu doğuran olay arasında nedensellik bağının bulunması sorumluluğun kurulması için yeterlidir. (Akünal Teoman: Yeni Tehlike Sorumluluklarının Yaratılmasında Yargıcın Rolü, Prof Dr. Turhan Esener’e Armağan, İstanbul 1977, s.53-54; Atamer, Nnormun Koruma Amacı, s.33; Tandoğan, Sözleşme Dışı Sorumluluk, s.7-8; Ulusan, Tehlike Sorumluluğu, s.44; Tiftik, s.30).

401 Tandoğan, 1986, s.44 Çevre Kanununun 8. maddesi sorumluluğu belirleyici hükümdür. Ertaş, 2012, s.132.

402 Sirmen, 1988, s.298; Tandoğan, 1986, s.44 Bu maddelere dayanılarak idare tarafından çıkartılan 11/12/1986 tarih 19308 sayılı Gürültü Kontrolü Yönetmeliği, 2/11/1986 tarih 192161 sayılı Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği, 4/9/1988 tarih 19919 sayılı Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği.

belirlenen standartları aşan müdahaleler hukuka aykırılık oluşturur. Kanun koyucu, çevreyi kirleten müdahalelerin neler olduğunu ve hangi hallerde hukuka aykırı sayılacağını kanunun çeşitli maddelerinde düzenlemiştir.403

ÇK m. 8, 13,14 hükümleri ve bunlara ilişkin yönetmeliklerde belirlenen standart ve sınırlamalara aykırılığın bulunması halinde, hukuka aykırılık unsuru mevcut olacaktır.404 Kanun ve yönetmeliklerde belirlenen standartlara uygun hareket edilmiş; ancak buna rağmen zarar meydana gelmişse ÇK m. 28/I kapsamında sorumluluk doğmayacak, genel hükümlere göre sorumluluk söz konusu olacaktır.405

Çevre Hukuku açısından nelerin hukuka uygunluk hali sayılacağı özel olarak düzenlenmemiştir. Ancak, çevre hakkının TMK m. 24 kapsamında özel bir kişilik hakkı olması ve çevrenin kirlenmesinin haksız fiil teşkil etmesi nedeniyle TMK m.

24//II’de mağdurun rızası, üstün nitelikte özel veya kamusal yarar, kanunun verdiği yetkiye dayanma olarak, TBK m. 64’de sayılan haklı savunma, zorunluluk hali, kendi hakkını kullanma olarak sayılan hukuka uygunluk halleri burada da uygulama alanı bulacaktır. Ancak, mağdurun rızasının Çevre Hukukunun kendi özellikleri çerçevesinde değerlendirilerek hukuka uygunluk nedeni sayılıp sayılmayacağı belirlenmelidir. Doktrinde bir görüşe göre, kirletme yasağının kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle mağdurun rızasının hukuka aykırılığı ortadan kaldırmayacağı savunulurken;406 diğer bir görüşe göre, mağdurun çevre kirlenmesine rıza göstermesi, kamu düzenine olduğu gibi TMK m. 23 kapsamında kişilik haklarına da aykırılık teşkil ettiğinden hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilmesi mümkün olmayacak, ayrıca borçlunun hafif kusuru halinde sorumluluğun doğmayacağına

403 Çörtoğlu,1986, s.84; Sirmen, 1990, s.27.

404 Çörtoğlu,1986, s.85-86.

405 Antalya, Borçlar Hukuku s.684 .

406 Oğuzman/Öz, Borçlar Hukuku, s.220-221; Gökyayla, Kirletenin Hukuki Sorumluluğu, s. 294.

ilişkin TBK m. 115/II kapsamında getirilebilecek kayıtların kirletenin sorumluluğunda geçerli olmayıp, kirletenin sorumluluğunu kaldırmayacaktır.407