• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

2.6. Yurtdışında Yapılan Araştırmalar

Yurtdışı alanyazında özellikle sağlık alanındaki öğrencilerin yetiştirilmesinde kullanılan PTÖ’nün, tek başına veya web tabanlı öğrenme ile harmanlandığı çok fazla çalışmaya rastlanırken, genelde yönetim alanında özelde eğitim yönetimi alanında çok az sayıda çalışmaya rastlanmıştır. Bu başlık altında yurtdışı alanyazında yapılmış araştırmalardan özellikle yönetim alanındaki çalışmalar ile tıp alanında dikkat çeken çalışmalara yer verilmiştir.

Eğitim yönetimi alanında yapılan çalışmalardan Nelson (1997), Chompoowong (1998) ve Macrae (2000) tarafından yapılan çalışmalar araştırma ve geliştirme projesi olarak yürütülmüştür. Her üç projede de PTÖ modülü hazırlanmıştır ve modülün düzeltmeleri Borg ve Gall’ın (1989) Eğitim Araştırma ve Geliştirme çerçevesi kullanılarak yapılmıştır.

Nelson (1997) tarafından yapılan çalışmada; üst düzey eğitim liderlerinin okul reformunu yerel düzeyde nasıl başarılı uygulanacaklarını öğreten bir PTÖ modülü hazırlama ve geliştirme amaçlanmıştır. Projenin çalışma grubunu 6 üst düzey eğitim yöneticisinden oluşan 4 takımdan oluşturmuştur. Katılımcılara 2 günlük bir eğitim verilmiştir. Takımlara Journey to Canaan Land adında karmaşık bir öğrenme modülü verilmiştir. Modülde problemin yer aldığı bir senaryo yer almıştır. Bu senaryodan sonra, katılımcılardan grup çabası gerektiren yerel düzeyde okul reformu için detaylı bir eylem planı (Önce Çocuklar planı) hazırlamaları istenmiştir. Proje esnasında öğrencilerin bilgilerindeki ve daha geniş topluluklardaki iletişim becerilerindeki artışı görmek amacıyla summatif (özetleyici) ve formatif (geliştirici) değerlendirme yapılmıştır.

Formatif değerlendirmede görüş bildirme (öyküleme) tekniği ve gözlem (alan notları) tekniklerinden; summatif değerlendirmede ise öntest ve sontest (kısa cevap), eylem planı (performans ürünü) ve her grubun sunumunun değerlendirilmesinden (likert tipi ölçek) faydalanılmıştır. Araştırma sonunda grup performansında artış olmasına rağmen PTÖ deneyimine sahip olmamaları, grup becerilerinin eksikliği, zaman sınırlamaları, okuma kaynaklarının fazlalığı ve projenin karmaşıklığı gibi nedenlerden dolayı performansın istenilen düzeyde olmadığı görülmüştür.

Tayland’da velilerin eğitime katılımını sağlamak için Chompoowong (1998) tarafından gerçekleştirilen projede; okul yöneticilerinin okullara veli katılımı sağlamada etkili liderlik yapmaları konusunda yetiştirilmeleri amaçlanmıştır. Probleme dayalı bir

öğrenme modülü geliştirilmiş ve değerlendirilmiştir. Çalışma Chiang Mai’daki 21 özel okul yöneticisinden meydana gelen üç grup ile yürütülmüştür. Yapılan projenin summatif ve formatif değerlendirmeleri yapılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda, hazırlanan öğrenme modülünün, okul yöneticilerinin velilerin okula katılımını sağlama konusundaki bilgi, beceri ve tutumlarının gelişmesine katkı sağladığı görülmüş ve ileride düzenlenecek okul yöneticisi yetiştirme programlarında kullanılabilecek problem temelli bir öğrenme projesi olarak belgelenmiştir.

AR-GE projesi olarak yürütülen diğer çalışma Macrae (2000) tarafından yapılmıştır. Bu projede; öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin planlanması ve yönetilmesinin kamu okullarına göre daha zor olan özel okul yöneticilerinin yeni atanmış öğretmenlerin yetiştirilmesini planlanmaları konusunda yetiştirilmeleri hedeflenmiştir. Bu nedenle, özel okul yönetici adayları için bir PTÖ modülü geliştirilmiştir. Modülde yöneticilerinden fakülte gelişim planı hazırlamaları istenmiştir. Proje sırasında katılımcılar; zaman sınırlaması, gruba aktif katılım ve projenin zamanında teslimi gibi bazı problemler yaşamışlardır. Bu sorunlar dışında PTÖ modülünün, karmaşık sorunları kolektif çözme, toplantı gündemi geliştirme ve büyük ölçekli projeleri yönetme gibi konuların öğrenilmesinde etkili olduğu ortaya çıkmıştır.

Brownell ve Jameson’un (2004) yönetim alanında yaptıkları çalışmada;

PTÖ’nün bilişsel, duyuşsal ve davranışsal öğrenme alanları arasındaki ilişkiyi kurmasını açıklayan bir model önermişlerdir. Çalışmada ilk olarak problem temelli bir eğitim yaklaşımının bilişsel kaynaklara dayanan analitik öğrenme süreci ile duygusal kaynağa dayanan yorumlama öğrenme sürecinin nasıl bütünleştiğini ve bu kombinasyonun beceri gelişimini nasıl meydana getirdiği gösterilmiştir. Daha sonra, PTÖ’nün yüksek lisans yönetim müfredatında disiplinlerarası bir projeye nasıl uygulandığı açıklanmıştır.

Son olarak da PTÖ’yü kullanmak isteyen eğitimcilerin göz önünde bulundurmaları gereken bazı değerlendirme zorlukları tartışılmıştır.

Feng (2005) yaptığı çalışmada; Çin'deki okul yöneticilerinin yetiştirilmesi için bir model önermiştir. Araştırmacı, Çin’deki yönetici yetiştirme programlarının geleneksel öğretmen merkezli yaklaşımlardan öğrenci merkezli yaklaşımlara doğru kayarsa gerçekten başarı elde edeceğini belirtmiştir. Araştırmacı, modelin uygulanma sürecindeki gözlemlerine ve katılımcıların geribildirimlerine dayanarak bazı çıkarımlarda bulunmuştur ki bunlar: (1) PTÖ, yöneticilerin yetiştirilmesinde "tebeşir ve

konuşma" şeklindeki geleneksel ders yaklaşımlarının yerine daha umut verici bir yaklaşımdır, (2) Eğer bir eğitimci, eğitim öncesi aşamada katılımcıların problemi tanımlama sürecine katılmasına izin verirse, katılımcılar problem oturumları öncesinde gerçek öğrenmenin meydana geleceğine inanırlar, (3) PTÖ, hükümet ve politika yapıcılar tarafından desteklenirse daha güçlü ve etkili olur.

Dalby (2005) tarafından İnsan Kaynakları Gelişimi alanında yapılan tez çalışmasında; PTÖ’nün katılımcıların üst bilişsel farkındalıkları ve öz-yönelimli öğrenmelerine etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma paradigması ile yürütülen çalışmada, Brownell ve Jameson (2004) tarafından oluşturulmuş tümleşik/disiplinler arası problem temelli bir model kullanılmıştır. Uygulanan program sonunda, tümleşik/disiplinler arası probleme dayalı öğrenme modelinin, katılımcıları öz-yönelimli öğrenme stratejilerini kullanmaya teşvik ettiği, üst bilişsel farkındalıklarını arttırdığı ve problem çözme becerilerini geliştirdiği ortaya çıkmıştır. Çalışmada ayrıca, katılımcıların güven duygularında, yeni şeyleri öğrenmelerinde ve iletişim becerilerine ilişkin öz-yeterliklerinde anlamlı bir değişim olduğu görülmüştür.

Woltering, Herrler, Spitzer ve Spreckelsen’e göre (2009) PTÖ’nün etkisi öğretim üyesinin kalitesine ve öğrenenlerin motivasyonuna bağlıdır. Bu ifadeden yola çıkarak araştırmacılar, tıp alanında yaptıkları çalışmada öğrencilerin motivasyonunu ve memnuniyetini arttırmak ve öğretim üyesinin değişen kalitesi ile ilgili sorunların üstesinden gelmek için, çevrimiçi öğrenme ve yüz yüze derslerin harmanlandığı bir öğrenme senaryosu (harmanlanmış probleme temelli öğrenme-hPTÖ) hazırlamışlardır.

Program, yönlendirici ve öğrencilerle birlikte hazırlanmış ve e-öğrenme modülleri oluşturulmuştur. Çalışmaya toplam 185 öğrenci ve 14 yönlendirici katılmıştır.

hPTÖ’nün ilk eğitim gününden itibaren öğrenciler (yönlendirici olmadan) çevrimiçi ortamda birlikte çalışmışlardır. Yönlendirici, sadece eğitimin son gününde ek yardım ve geribildirimlerde bulunmak için toplantıya katılmıştır. Program karma yöntem kullanılarak değerlendirilmiştir. hPTÖ dersleri ile geleneksel PTÖ dersleri, nitel ve nitel veri toplama araçları, grup görüşmeleri ve öğrencilerin akademik test sonuçları aracılığı ile karşılaştırılmıştır. Çalışma sonunda hPTÖ öğrencileri, geleneksel PTÖ öğrencilerine göre motivasyon, subjektif öğrenme kazanımları ve memnuniyet bakımından anlamlı derecede daha yüksek değerlendirilmişlerdir. Yönlendirici görüşleri ve akademik test sonuçları gruplar arasında herhangi bir farkın olmadığını göstermiştir. Ancak öğrenciler,

web tabanlı ortamda çalışan öğrencilerin geleneksel PTÖ ortamındaki öğrencilere göre daha iyi olduklarını dile getirmişlerdir. Kayıt dosyalarının analizlerine göre de;

öğrencilerin web tabanlı modüllerden sıklıkla faydalandıkları ve öz-yönelimli öğrenmeler sırasında işbirliğinin geliştiği ortaya çıkmıştır.

Daha çok sağlık alanında öğretimsel etkililiği sınanan PTÖ’nün yönetim alanında etkililiği inceleyen ilk ampirik çalışma Hallinger ve Lu (2011) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada Tayland'daki bir işletme okulunda problem temelli bir müfredatın öğretim etkililiği incelenmiştir. Yarı-deneysel çalışmada üniversitede öğretilen diğer dersler ile PTÖ kullanılarak yürütülen derslerin öğretim etkililiği (yedi yıllık öğrenci değerlendirme verileri kullanılarak) karşılaştırılmıştır. Çalışmada, uygulanan PTÖ bağlamı açıklanmış, PTÖ müfredatının tasarımı tartışılmış ve öğretimsel etkililiği öğrenci algıları ile incelenmiştir. Analizler, ders etkililiği, eğitmen etkililiği, eylem yönelimli öğrenme, öğrenci katılımı, değerlendirme ve geribildirim olmak üzere öğretimsel etkililiğin beş boyutuna odaklanmıştır. Çalışmanın sonucuna göre; PTÖ, öğrenciler tarafından etkili bir öğrenme yöntemi olarak algılanmıştır.

PTÖ’nün kullanıldığı lisansüstü yönetim dersleri, öğrencilerin teoriyi pratiğe nasıl uygulayacaklarını anlamalarına yardımcı olmakta ve daha aktif, daha ilgi çekici sınıf ortamı oluşturmaktadır. Araştırmacılar, çalışmada ayrıca eğitim yönetimi alanında PTÖ’nün etkililiğini sınayan daha fazla ampirik çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir.

Brazer ve Bauer (2013) ise problem temelli öğrenme yönteminin kullanıldığı okul lideri yetiştirme programının kavramsal çerçevesini oluşturarak problem temelli okul lideri yetiştirme ile ilgili model önerisinde bulunmuştur. Araştırmacılar modeli geliştirirken dört seçkin akademisyenin (Edwin Bridges, Larry Cuban, Elliot Eisner, and Lee Shulman) görüşlerinden ve yayınlarından faydalanarak modelin çerçevelerini adım adım oluşturmuşlardır.

Scott (2014) ise PTÖ tasarım özellikleri ile ilgili çok düzeyli bir model önermiş ve bu modeli test etmiştir. Modelde lider öz-farkındalığı, takım çalışması ve yönetim danışmanlığının geliştirilmesine odaklanan bir kurs tasarlanmıştır. Modelin tasarımında bireysel düzeyde öz-yönelimli öğrenmeye teşvik, problemin özgünlüğü, probleme aşinalık, öğrenci özellikleri ile takım düzeyinde yönlendirici etkililiği, takım özerkliği, öğrenme ekibi çalışması, çeşitlilik (hedef yönelim çeşitliliği) özellikleri kullanılmıştır.

Çalışmada bu özelliklerin PTÖ için önemi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Oluşturulan modele ilişkin tepkileri ve öğrenme çıktılarını incelemek için katılımcı görüşlerinden faydalanılmıştır. Katılımcı grubunu 84 yüksek lisans öğrencisi (5 ile 8 üye arasında değişen 14 grup) meydana getirmiştir. Çalışmada elde edilen bulgulara göre; PTÖ’nün öğrenme çıktılarına önemli etkilerinin olduğu belirlenmiştir.

Delaney, Pattinson, McCarthy ve Beechan’ın (2015) geleneksel yönetici geliştirme programlarından PTÖ’nün kullanıldığı bir programa nasıl geçilebileceğine ışık tutan bir pilot program hazırlamışlardır. Araştırmacıların amacı, PTÖ ile hazırlanacak bir programda karşılaşılacak sorunları ele almak ve böyle bir programa geçişin yumuşatılması için program düzenleyicilere ve uygulayıcılara bazı tavsiyelerde bulunmaktır. Araştırmacılar programın değerlendirilmesi için hem anket tekniğini hem de odak grup görüşmesi tekniğini kullanmışlardır. Çalışmada tüm katılımcıların iletişim, insan kaynaklarının yönetimi, takım çalışması, öz-farkındalık, problem çözme, karar verme, hedef belirleme ve zaman yönetimi gibi tüm yönetimsel beceri düzeylerinde genel bir iyileşme olduğu görülmüştür. Yapılan odak grup görüşmesinde katılımcıların birçoğu önceki eğitim deneyimlerinin aksine sürecin yenilikçi olduğunu; süreçte bazı kusurlar olsa da grup öğrenmesini sağlamada ve kendini geliştirmeye teşvik etmede etkili olduğuna dair görüşler belirtmişlerdir. Ayrıca grupta önceki deneyimlerden faydalanmanın önemli olduğu ortaya çıkmıştır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM