• Sonuç bulunamadı

3. YÖNTEM

3.7. Verilerin Analizi

Araştırmada elde edilen nicel ve nitel verilerin analizi için kullanılan teknikler bu bölümde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

3.7.1. Nicel Verilerin Analizi

Araştırmanın nicel boyutuna ilişkin verilerin analizi yapılırken SPSS 22 programı kullanılmıştır. Demografik verilerin analizinde yüzde ve frekans teknikleri kullanılmıştır.

Ölçekler çalışmada kullanılmadan önce farklı bir örneklem üzerinde uygulanarak geçerlik ve güvenirlik analizleri yapılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçekler beşli likert tipindedir. Ölçeklerden Program Değerlendirme ölçeğindeki her bir madde 1’den (Hiç Karşılamadı) 5’e (Büyük Ölçüde Karşıladı) doğru puanlanmış ve ortalamalar açısından yapılacak karşılaştırmalarda 1,00-1,80 arasındaki aritmetik ortalamalar Hiç Karşılamadı, 1,81-2,60 arasındakiler Kısmen Karşıladı, 2,61-3,40 arasındakiler Kararsızım, 3,41-4,20 arasındakiler Karşıladı ve 4,21-5,00 arasındakiler Büyük Ölçüde Karşıladı şeklinde yorumlanmıştır. Kullanılan diğer ölçeklerde ise her bir madde 1’den (Hiç Katılmıyorum) 5’e (Tamamen Katılıyorum) doğru puanlanmıştır.

Deneysel araştırma sürecinde kullanılan ölçeklerle elde edilen verilerin analizinde hem parametrik hem de parametrik olmayan testler kullanılmıştır. Bu yüzden verilerin analizi için parametrik veya nonparametrik test yöntemlerden hangisinin kullanılacağının tespit edilmesi gerekir. Bu bağlamda parametrik testlerin uygulanması için verilerin normal dağılım sergilemelidirler. Eğer örneklem 30’dan büyükse, evrenin kabaca normal dağılım göstermesi yeterli sayılır. 30’dan küçük ise normal dağılım sergileyip sergilemediğine bakılır. Parametrik testlerin uygulanması için grupların varyanslarının da eşit olması istenir. Ancak t-testi kuvvetli bir parametrik test olduğundan varyansların homojenliği varsayımı karşılanmasa bile kullanılabilir (Büyüköztürk, Çokluk ve Köklü, 2012, s.160-161; Pallant, 2011, s.198). Verilerin normal dağılım göstermediği zaman ise parametrik olmayan testler kullanılır.

Çalışmada normalliği incelemek için Kolmogorov-Smirnov testi uygulanmıştır.

Hem deneysel işlem öncesi hem de deneysel işlem sonrası deney ve kontrol grubundaki katılımcıların web tabanlı öğretime ilişkin tutumları, öz-yeterlik inanç düzeyleri ve yöneticilik mesleğine ilişkin tutumları arasındaki farklılıkların istatistiksel olarak ortaya

konması için normal dağılıma sahip veriler için parametrik testler (bağımlı gruplar t-testi ile bağımsız gruplar t-t-testi), normal dağılıma sahip olmayan veriler için non parametrik testler (Wilcoxon testi ile Mann Whitney U-testi) kullanılmıştır. Bağımlı gruplar t-testi ve Wilcoxon testi aynı gruba ait öntest ve sontest ortalamalarının karşılaştırılmasında kullanılmıştır. Bağımsız gruplar t-testi ile Mann Withney U testi ise deney ve kontrol gruplarına ait öntest ve sontest ortalamalarının karşılaştırılmasında kullanılmıştır.

Tüm istatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi .05 olarak alınmıştır. Ortalamalar arasında anlamlı farklılık çıkanlar için etki büyüklükleri de hesaplanmıştır. Çünkü örneklemlerin ortalamaları arasındaki farkların anlamlı bulunması, bağımsız ve bağımlı gruplar arasında güçlü bir ilişki olduğunu garanti etmemektedir (Büyüköztürk ve diğerleri, 2012, s.169). Yani t-testi (bağımlı veya bağımsız gruplar için), karşılaştırılan iki ortalama arasında anlamlı bir fark olup olmadığını ortaya koyarken, bu farkın büyüklüğü hakkında bilgi vermez. Bu nedenle, istatistiksel anlamlılığın yanında etki büyüklüğünün de hesaplanması gerekir. Bağımsız gruplar için t-testinde etki büyüklüğü hesaplamanın en kolay yolu aşağıdaki formülü kullanmaktır (Can, 2013, s.121):

𝑑 = 𝑡 × √𝑁1+ 𝑁2 𝑁1× 𝑁2

Bağımlı gruplar için t-testindeki etki büyüklüğü de hesaplanan t değerinin, örneklem sayısının kareköküne oranıdır (Can, 2013, s.136):

𝑑 = 𝑡

√𝑁

Etki büyüklüğü işaretten bağımsız olarak değerlendirilir. Etki büyüklüğü d’nin 0 (sıfır) olması, ortalamanın, karşılaştırıldığı sabit değere eşit olduğu anlamına gelir. d’nin değeri 1’in üzerinde ise etki çok geniş, 0.8 ise geniş (büyük), 0.5 ise orta, 0.2 ise az (küçük) etki olarak değerlendirilir (Can, 2013; Büyüköztürk ve diğerleri, 2012, s.169).

3.7.2. Nitel Verilerin Analizi

Nitel boyuta ilişkin verilerin analizi için içerik analizi yöntemi kullanılmıştır.

İçerik analizinde amaç, toplanan verileri açıklayabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır. Analiz sürecinde ilk olarak yazı ve ses kaydı formatındaki veriler elektronik formlara dönüştürülmüştür. Hazırlık aşaması sürecinde senaryoların oluşturulması için

toplanan verilerin analizi için bilgisayar destekli nitel veri analiz programı QSR NVivo 10, deneysel araştırma sürecindeki odak grup görüşmelerindeki verilerin analizi için ise MS Excel programı kullanılmıştır.

Hazırlık aşaması verilerinin analizinde Yıldırım ve Şimşek (2011, s.227-241) tarafından önerilen içerik analizi aşamaları takip edilmiştir. Araştırmacılara göre nitel verilerin analizi için dört aşama söz konusudur: (1) kodlama, (2) temaların bulunması, (3) kodların ve temaların düzenlenmesi, (4) bulguların tanımlanması ve yorumlanmasıdır (Yıldırım ve Şimşek, 2011, s.228). Hazırlık aşaması süreci nitel verilerinin analiz aşamaları Şekil 11’de görüldüğü gibidir.

Şekil 11. Görüşme Verilerinin Analizinde İzlenen Aşamalar

Kaynak: Yıldırım, A., ve Şimşek, H. (2011). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara:

Seçkin Yayıncılık

Şekil 11’de görüldüğü gibi verilerden çıkarılan kavramlara göre detaylı bir kodlama yapılmıştır. Kodlamadan yola çıkarak verileri genel düzeyde açıklayabilen ve kodları belirli kategoriler altında toplanmasını sağlayan temalar oluşturulmuştur. Bu aşamayı, verileri daha sonra tekrar düzenlenebilmesine ve tanımlanmasına imkân tanıyan verileri kodlara ve temalara göre düzenleme aşaması takip etmiştir. Bu aşamada toplanan bilgiler sunulmaya hazır bir biçime getirilmiştir.

Görüşme verisinin

Hazırlık aşaması sürecinde yapılan çözümlemeler ve kodlamalar sonucunda oluşturulan kategorilerden kavramsal bir çerçeve oluşturularak ana temalar meydana getirilmiştir. Daha sonra temalar ve kategoriler, aralarındaki ilişkiyi yansıtacak biçimde modellenmiştir.

Odak grup görüşmelerinin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Analizlerde, Balcı’nın (2011) odak grup görüşmelerinin analizi için önerdiği adımlar takip edilmiştir.

Çünkü görüşme sırasında sorulan sorular sırayla gruplardaki katılımcılara yöneltilmesine rağmen, farklı sorulardaki (veya temalardaki) görüşler katılımcıların karşılıklı etkileşimleri ile (görüşmenin akışına göre) farklı sorular (veya temalar) altında belirtilmiş veya yinelenmiştir. Bu nedenle bir soru altında bazen birden fazla temaya ilişkin görüş yer almıştır. Örneğin yetiştirme programının katılımcıların öğrenme tutumlarına etkisi sorgulandığında, katılımcılar hem öğrenme tutumlarına etkisi hem de programın avantajları ile ilgili görüşleri aynı anda belirtmişlerdir. Bu nedenle analizler yapılırken, grup görüşmeleri bir bütün olarak ele alınmıştır. Balcı’nın (2011, s.181) tavsiye ettiği analiz yöntemi şu şekildedir:

1. Görüşme soruları izlenerek verilen yanıtların her biri, ilgili tema ile kodlanır.

2. Temalar geliştikçe her bir koda bir isim verilir.

3. Çözümleme devam ettikçe tanımlama yetmezse yeni kodlar oluşturulur.

4. Çok az kullanılan kodlar, uygun kategorilerin altına yerleştirilir ve genişletilir.

5. Bu analiz yöntemi doğrusal değil çemberseldir.

6. Sürekli karşılaştırılarak kodlamalar yapılır.

7. Bu çözümleme yeni bir kod veya kategori olmayıncaya kadar sürdürülür.

Odak grup görüşmelerine katılanların görüş ve değerlendirmeleri kodlara ayrılmış ve daha sonra bu kodlamalar araştırma problemleri çerçevesinde “öğrenme tutumuna etkileri”, “faydaları ve avantajları”, “dezavantajları”, “yaşanan sorunlar” ve

“geliştirilmesi için yapılacaklar ve öneriler” olmak üzere beş ana tema olarak kesinleştirilmiştir. Her bir kategoriye ilişkin görüşlerin frekansları hesaplanırken hangi gruptan kaç katılımcının görüş bildirdiğine, katılımcının ifade şekline ve kararlılığına bakılmıştır. Çünkü odak grup görüşmelerinin analizinde sadece kullanılan sözcükler değil, katılımcının ifade şekli, beden dili, kararlılığı, yorumların sıklığı, aynı veya benzer yorumun kaç farklı kişi tarafından yapıldığı gibi unsurlar da göz önünde

bulundurulmalıdır (Baş ve Akturan, 2008, s.108). Bu nedenle, bir grubun bir görüşe ilişkin belirttiği frekans değeri en fazla o gruptaki katılımcı sayısı kadar hesaplanmıştır.

Son olarak da gruplar, temalar ve kategoriler arasındaki ilişkinin anlaşılır bir şekilde yansıtılması için veriler MS-Excel programı ile grafikleştirilmiştir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM