• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.11. İlgili Araştırmalar

2.11.2. Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar

Bu bölümde, öğretmenlik mesleğinin sorunları, MEB’de kariyer, öğretmenlik mesleğinde kariyer ve öğretmenlik kariyer basamakları ile ilgili olarak yurt içinde yapılmış olan araştırmalara yer verilmiştir.

Aydınoğlu (1993) tarafından Ankara ilinde yapılan, öğretmenlerin sosyolojik görünümü ve toplumsal işlevi konulu araştırmada, öğretmenlerin öğretmenlik mesleğinin statüsünün ve ücretinin düşük bulduğu ve bundan dolayı da çocuklarına öğretmenliği tavsiye etmedikleri sonucu ortaya çıkmıştır. Araştırma sonucunda,

öğretmenlik mesleğinin statüsünün yükseltilmesi için öğretmenlerin ücretlerinin yükseltilmesi ve kalabalık sınıflar için öğretmene ek ödeme yapılması önerilmiştir.

MEB EARGED (1995) tarafından yapılan, terfi nedeni olarak hizmet içi eğitim konulu araştırmada, katılımcıların büyük çoğunluğu hizmet içi eğitimin teşvik edilmesi için parasal ödül verilmesi gerektiğini düşündüklerini ifade etmişlerdir. Hizmet içi eğitime katılanlar, uzman öğretmen unvanına terfi edilmesine katılım ise % 82 oranında çıkmıştır.

Bakioğlu (1996) tarafından yapılan, öğretmenlerin kariyer evreleri konulu araştırma, öğretmenlik kariyerine uzun vadeli detaylı iç görü kazandırmayı hedeflemektedir. Araştırma sonucunda; katılımcı öğretmenlerin “% 53”ü, başarı gösterdiklerinde ödül almayı beklediklerini, % 40’ı işi bırakmayı, “% 38.9”u istifayı veya iş değiştirmeyi oldukça sık düşünmektedirler. Katılımcılar, öğretmenlik mesleğinin kariyer ilerlemesine uygun olmadığını, en yüksek ortalama ile, “x=3.15” belirtmişlerdir.

Kara (1996) tarafından tarama modelinde yapılan araştırmada, öğretmenlerin mesleksel ve toplumsal statülerinin ne düzeyde olduğunu belirlemek ve statülerinin daha da yükseltilmesi için gerekli çözüm önerilerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulardan yola çıkılarak; öğretmenlerin örgütlü olmamalarının, öğretmenliğe girişte mesleki bilgi ve yeterliğin aranmamasının, meslekle ilgili yayınları takip etmemelerinin, öğretmen tayin, nakil ve atamalarında adam kayırmanın olmasının, öğretmenler arasındaki iletişimsizliğin olmasının, MEB ve yetkililerin öğretmen sorunlarını çözmede yetersiz kalmasının, üniversiteye giriş sınavında başarısı alt sıralarda olanların öğretmenliği tercih etmesinin, öğretmeliği seçen adayların toplumun alt-orta sosyal ve ekonomik tabakasından gelmelerinin, öğretmenlerin maaş ve ücret düzeylerinin yetersizliğinin, statülerinin düşüklüğünün sebepleri olarak göstermişlerdir. Katılımcılar, statülerini düşüren en önemli neden olarak ise maaşlarının düşük olmasını göstermişlerdir. Ayrıca, öğretmenler öğretmenlik mesleğinden üst makamlara gelmek gibi bir beklentilerinin olmadığını belirtmişlerdir. Öğretmenler, öğretmenlik mesleğinin diğer meslekler içinde düşük bir saygınlığa sahip olduğu görüşündedirler.

Bıçak (1999), tarafından yapılan tarama modelindeki araştırmada Türkiye’de öğretmenlik mesleğinin gelişim süreci ve konumu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmada, Sakarya ilinde görev yapmakta olan 100 öğretmenle anket çalışması yapılmıştır. Araştırmada; katılımcıların, ücret, çalışma şartları ve diğer sosyal hakların diğer mesleklerle karşılaştırıldığında, öğretmenlik diğer mesleklere göre % 50’si kötü, % 25’i aynı, % 19’u iyi ve % 6’sı karşılaştırmak dahi mümkün olmadığı görüşünde olduğu tespit edilmiştir.

Nomer (2002), tarafından öğretmenlerin kariyer gelişimini etkileyen faktörler üzerine yapılan araştırmada, öğretmenlerin kariyer gelişimlerinin nelerden etkilendiğine ışık tutmak amacıyla İstanbul’a Araştırma sonucunda öğretmenlerin kariyer gelişimlerinde, öğretmenlerin cinsiyetlerinin, mesleği tercih nedenlerinin ve kariyer evrelerinin önemli değişkenler olduğu ortaya çıkmıştır. Öğretmenlerin kariyer gelişimlerini engelleyen faktörlere bakıldığında; kendisi dışındaki faktörlerden dolayı öğretmenlerin kariyer gelişimlerinin olumsuz etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu araştırma sonucuna göre şu öneriler getirilmiştir:

Özpolat (2002) yapmış olduğu, sosyolojik açıdan öğretmenlik mesleğini ve öğretmenlerin toplumdaki yeri konulu araştırmada, Zonguldak ilinde öğretmenlik yapmakta olan 549 öğretmen, 628 öğrenci ve 550 velinin görüşlerini alınmıştır. Elde dilen bulgulara dayanarak şu sonuçlar ortaya konulmuştur: “Öğretmenlerin % 83.9’u toplumsal statülerinin gittikçe düştüğünü belirtmişlerdir.”, “Araştırmaya katılan velilerin % 81.7’si öğretmenlik mesleğini “çok” önemli bulduklarını belirtmelerine rağmen, “Öğretmenlere ne kadar değer veriyorsunuz?” sorusuna “çok” cevabı verenlerin oranı % 50.8’de kalmıştır.” ve “Öğretmenler, “Devletin öğretmene ne kadar değer veriyor?” sorusuna “Çok” cavabı verenlerin oranı % 2.2 olmuştur.”, “Öğretmenlerin % 74.2’si ise devletin öğretmenlere “Az” önem verdiğini düşünmektedir.”

Eğitim Bir-Sen (2004), Türkiye’de öğretmenlik mesleğinin genel durumunu tespit etmek amacıyla öğretmen sorunları ile ilgili tarama türü bir araştırma yapmıştır. Araştırmaya “9.790” öğretmen katılmıştır. Anket şeklinde hazırlanan ölçekte, çok sayıda soru yer almıştır. Bu araştırmada; öğretmenlerin, anne ve

babalarının toplumsal statülerinden daha ileri bir konumda oldukları, hizmet içi kurslarına katılanların oranının beşte üç olduğu, akademik kariyer yapanların oranının sekizde bir olduğu, öğretmenlerin yaklaşık onda dokuzunun, kitle iletişim araçlarının, toplumun ve MEB’in öğretmenliğe gereken değeri vermediğini düşündükleri, mesleklerinden bekledikleri iş doyumunu aldıklarını düşünen öğretmenlerin oranının dörtte bir olduğu, katılımcıların beşte dördünün, performansa göre ücret verilmesini istediği, öğretmenlerin onda dokuzunun, yüksek lisans yapmak istediği ve katılımcıların beşte dördünün, mesleklerinde yeni bir kademelendirme istedikleri sonuçları ortaya çıkmıştır.

Ereş’in (2004), MEB merkez örgütündeki kariyer yönetimi uygulamalarının analitik bir yaklaşımla incelediği araştırmada; yöneticilerin, MEB merkez örgütünde kariyer yönetimi sisteminin uygulanmadığını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Araştırma sonucunda uygulayıcılara, kariyer yönetimi ile ilgili örgütsel kültürü oluşturmaları, bir kariyer yolu haritası ve matrisi hazırlayarak kariyer yönetim modeli geliştirmeleri, kariyer olanaklarını belirlemeleri, yöneticilerin performanslarını değerlendirmeleri, kariyer geliştirme programları düzenlemeleri ve bu programlara süreklilik kazandırmaları ve örgütün hiyerarşik yapısını yataylaştırmaları önerilmiştir.

Gökgöz (2005) tarafından yapılan araştırmada, tecrübeli öğretmenler, genç öğretmenlere göre; kadın öğretmenler, erkek öğretmenlere göre; öğretmenler, okul yöneticilerine göre; ilköğretimde görev yapanlar, ortaöğretimde görev yapanlara göre; sendikaya üye olmayanlar, üye olanlara göre; lisans mezunu olanlar lisansüstü mezunlarına göre uygulamadan yana oldukları ortaya çıkmıştır. Öğretmenler ve okul yöneticileri, genel olarak bu uygulamanın eğitimde kalite arayışının bir ürünü olduğunu kabul etmekte, ancak uygulanan yöntemi yanlış ya da eksik bulmaktadırlar. Bu yanlışlıkların en önemlisi olarak da sınav sistemini ve öngörülen şartların şaibe oluşturabileceğini belirtmişlerdir.

Sağlam ve Çiçek Sağlam (2005), tarafından yapılan araştırmada; Türkiye’de, öğretmenlerin ekonomik sıkıntıları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, 1946 yılından 2003 yılına kadar olan zaman diliminde öğretmen maaşlarının altına göre

değişimi verilmiştir. Araştırmada, öğretmen maaşlarının, altına göre cumhuriyetin ilk yıllarında yükselen bir seyir izlediği, son yıllarda düştüğü görülmüştür. Ayrıca, Avrupa ülkelerindeki öğretmenlerle Türkiye’deki öğretmenlerin yıllık kazançları karşılaştırılmış ve bu ülkelerle Türkiye arasında çok büyük farklılık olduğu ortaya konulmuştur. Araştırma sonucunda, öğretmenlere ödenen ücret ve sağlanan olanakların yetersiz olduğu, bu sebepten dolayı da öğretmenlerin kendilerini işlerine veremedikleri belirtilmiştir. Öğretmenlerin işlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için başta ekonomik sorunları olmak üzere, mesleğe ilişkin çeşitli sorunların acilen çözüme kavuşturulması ve öğretmenlik mesleğinin değerine yakışır bir ücret belirlenmesi önerilmiştir.

Süngü (2006), tarafından yapılan “Millî Eğitim Bakanlığı’na Bağlı İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumlarında Görev Yapmakta Olan Öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğinde Kariyer Yönetimi Uygulamalarına İlişkin Görüşleri” isimli araştırma, Kırıkkale ilinde yapılan araştırma sonucunda; İlköğretim ve ortaöğretim okulu öğretmenlerinin kariyer yönetimi ilkelerine katılmadıkları, kariyer yönetimi ilkelerinin kurumlarında gerçekleşme düzeyinin ise “Az” olduğunu sonucuna ulaşılmıştır. Kariyer yönetimine ilişkin ilkeler ve bu ilkelerin gerçekleşme düzeyine ilişkin görüşler arasında önemli farklılıklar bulunmuştur. Buna dayanarak öğretmenlerin kariyer yönetimi ilkelerine katıldığı ama bu ilkelerin kurumlarında gerçekleşme düzeyinin az olduğunu düşündükleri ortaya konulmuştur.

Dağlı (2006), tarafından yapılan araştırmada resmî ilköğretim okullarında görevli öğretmenlerin, öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselmelerine ilişkin görüşlerini almak için 880 lisans mezunu öğretmene, anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin bulundukları kadem değişkenine göre görüşleri arasında anlamlı fark olduğu saptanmamıştır. Öğretmenler genel olarak, öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme sistemini “orta derecede” benimsediklerini ifade etmişlerdir. Katılımcıların “% 56.4”ü KBYS’nin yılda 1 ve “% 32.7”si 2 defa yapılması gerektiğini belirtmişlerdir.

Kocakaya (2006) tarafından yapılan öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme sistemi hakkındaki öğretmen algıları konulu araştırma, Kocaeli ilindeki

ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görevli 278 öğretmen ile internet ortamında anket uygulaması şeklinde yürütülmüştür. Yapılan araştırma sonucunda öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun “Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sistemi” hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlere göre yönetmeliğin bu haliyle yürürlükte olan mevzuatla çatıştığı, okullardaki çalışma barışını zedeleyeceği, eğitim bölgeleri arasında farklılıklar yaratabileceği ve öğretmenler arası ilişkilerde problemler ortaya çıkarabileceği algılanmaktadır. KBYS’de, öğretmenlere hiçbir “mesleki alan bilgisinin” sorulmaması ise sistemin en büyük eksikliği olarak algılanmaktadır. Öğretmenlikte kariyer basamaklarında yükselme sisteminin öğretmenin motivasyonunu arttıracağı, performansın olumlu yönde etkileyeceği ve öğretmenleri kişisel gelişime yönlendireceği saptanmıştır. Öğretmenlerin büyük bir kısmı ise kariyer basamaklarını destekler iken mevcut sistemin bu haliyle doğru, objektif ve gerçekçi bir basamaklama yapamayacağını düşünmektedir.

Türk Eğitim-Sen (2007), internet üzerinden kariyer basamakları biçiminde yapılanma ile ilgili bir anket yapmıştır. Türk Eğitim-Sen’in yaptığı bu ankete toplam 4491 kişi katılmıştır. Ankete katılanların büyük bir çoğunluğu (% 67), öğretmenlik mesleğinin kariyer basamakları biçiminde yeniden yapılandırılmasını zararlı bulmuşlardır. Katılımcılardan yaklaşık dörtte biri (% 23) ise bu yapılanmanın faydalı olduğu seçeneğini işaretlemişlerdir.

Türkiye’de öğretmenlik mesleğinde kariyer basamakları, 2004 yılında kanunlaştırılarak gündeme gelmiş ve 2006 yılında da ise ilk uygulama yapılmış olması sebebiyle konu ile doğrudan ilgili araştırma ve kaynakların sayısının az olduğu görülmektedir. Araştırmalar, genel olarak öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve statü sorunları, kariyer kavramı, öğretmen maaşları gibi konularda yoğunlaşmıştır. Bu araştırmalarda; öğretmenlerin ekonomik yönden sıkıntı içinde oldukları, mesleğin statüsünün düşük olduğu, meslekte yükselme imkânlarının az olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Öğretmenlik kariyer basamakları ile ilgi yapılan az sayıda araştırmada ise genel olarak iki zıt görüş ortaya çıkmaktadır:

1. Kariyer basamakları sistemi eğitimin niteliğini olumlu yönden etkileyecektir.

2. Kariyer basamakları sistemi eğitimin niteliğini olumsuz yönden etkileyecektir.

İncelenen araştırmalarda öğretmenlerin statülerinin düşük ve ekonomik sorunlarının olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kariyer basamakları ile doğrudan ilgili araştırmalarda ise kariyer basamakları yapılanmasının öğretmenlerde kendini geliştirme açısından bir hareketlenme meydana getireceği görüşünde olanların yanı sıra, uygulamada görülen yanlış ve eksikliklerin olduğunu ve öğretmenler arasında huzursuzluğa yol açacağını savunanlar ve eğitimin niteliğinde olumsuz etkileri olacağını düşünenlerin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmalarda en çok eleştirilen konuların başında KBYS’nin geldiği görülmektedir. KBYS’nin yapılması ve sınavda alan sorularının olmaması eleştirilerin kaynağını oluşturmaktadır. Araştırmalarda performansın kariyer basamaklarında yükselmede değerlendirmeye dâhil edilmesi önerisi öne çıkmıştır.

III. BÖLÜM

YÖNTEM

Bu bölümde; araştırmanın modeli, evren ve örneklemi, verilerin toplanması ve verilerin analizi başlıkları yer almaktadır.

3.1. Araştırmanın Modeli

Eğitimde niteliğin artırılması ve öğretmenlerin statülerinin iyileştirilmesinde öğretmenlik mesleğinin kariyer basamakları biçiminde yapılandırılmasını, öğretmen, müfettiş ve okul yöneticilerinin görüşleri doğrultusunda değerlendirmeyi amaçlayan bu araştırmada, kavramsal çerçevenin oluşturulması için literatür taraması yapılmıştır.

Nicel ve nitel veri toplama yöntemlerinin birlikte kullanıldığı bu araştırma, karma modelde yürütülmüştür. Nicel verilerin toplanmasında nedensel karşılaştırma türünden tarama yöntemi kullanılmıştır.

Tarama yönteminde, araştırmacı tarafından geliştirilen “Kariyer Basamakları Değerlendirme Anketi” kullanılmıştır (Ek-2). Nitel verilerin toplanmasında ise görüşme yöntemi kullanılmıştır. Görüşme yönteminde, araştırmacı tarafından geliştirilen, yarı yapılandırılmış görüşme formundan yararlanılmıştır (Ek-3).

Nitel ve nicel yöntemlerin birlikte kullanılması, uzun süredir tartışılan bir konudur. Çünkü iki yöntemin temelleri birbirinden farklılık göstermektedir. Fakat araştırmanın amacına uygun ise nicel ve nitel araştırma yöntemleri birlikte kullanılabilir (Creswell, 2003; Ekiz, 2003; Johnson ve Onwuegbuzle, 2004; Kuş, 2003; Punch, 2005; Spitzlinger, 2006; Yıldırım ve Şimşek, 2005; Wiersma ve Jurs, 2005). Bu araştırmada, konunun hem geniş bir örneklem grubu tarafından değerlendirilmesi hem de derinlemesine görüş ve önerilere ulaşabilmek için iki yöntem birlikte kullanılmıştır.

Nitel araştırma, araştırmanın odağını, veri toplama ve analiz yaklaşımlarını belirlemede araştırmacıya yön göstermekle birlikte, bu yönlendirme nicel araştırmadaki gibi sınırları keskin çizgilerle belirlenmiş bir yönlendirme değildir. Nitel araştırma desenleri araştırmacıya genel bir yaklaşım sağlar ve araştırmanın belirli bir odak çerçevesinde, çeşitli aşamalarının birbiriyle tutarlı olmasına katkıda bulunur. Bu desenler, araştırmalarda farklı boyutlarıyla ve birbirleriyle karşılaştırmalı olarak kullanılabilmektedir. Nitel araştırma sonuçları, nicel verilere derinlik, ayrıntı ve anlam kazandırır. Nicel yöntemler bir evrene veya duruma ait genel bazı temaların bulunmasını sağlar. Nicel veri, odaklanma alanlarını saptamada kullanılırken nitel veri ortaya çıkan alanlara anlam kazandırmak için kullanılabilir. Sosyal bilimlerde her iki araştırma yönteminin de bize sunacağı ve diğerinin yeterince açıklayamayacağı boyutlar vardır. Bu yönteminde gerekli yönlerini alarak birbirinin tamamlayıcısı olarak kabul edip kullanmak, araştırma için yararlı olacaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2005). Karma model, hem nitel hem de nicel yöntemlerin avantajlarından yararlanarak, bir yöntemin doğası gereği açıklanamadığı durumların, açıklanmasına yardım eder (Spitzlenger, 2006). Bu model, eğitim alanında yapılan araştırmalarda sıklıkla kullanılmaktadır. Çünkü çoklu soruların cevaplarını ortaya çıkarmada, karma model büyük avantajları vardır (Wiersma ve Jurs, 2005).

Nitel ve nicel verilerin aynı zaman dilimi içinde toplanmasına dikkat edilmelidir (Craswell, 2003). Bu araştırmada anket ve görüşme eş zaman dilimi içinde uygulanmıştır.

Araştırmanın amaçlarında yer alan 4 alt problemin verileri, nitel ve nicel yöntemlerle elde edilmiştir. 3 alt problemin verileri ise sadece nitel yöntemle toplanan verilerden oluşmuştur. Bu araştırmada önce alt probleme ait nicel veriler analiz edilmiş sonra nitel veriler analiz edilmiştir. Nicel verilerin analizinde görüşmelerden ve ankette yer alan 3. kısımda belirtilen görüşlerden örnekler verilmiştir. Creswell (2003), karma modelle yapılmış araştırmaların verileri analizinde, nitel ve nicel veriler çeşitli şekillerde ve birlikte kullanılabileceğini belirtmiştir.

3.1.1. Anket Yöntemi

Araştırmada çok sayıda öğretmen, müfettiş ve okul yöneticisinin kariyer basamakları ile ilgili görüş ve önerilerini ortaya koymak ve bunu sayısal veriler haline getirmek amacıyla, tarama yöntemlerinden biri olan anket ile veriler toplanmıştır. Araştırmacı tarafından geliştirilen “Öğretmenlik Kariyer Basamaklarını Değerlendirme Ölçeği”, veri toplama aracı olarak kullanılmıştır.

Veri toplama aracı, üç bölüm ve 66 maddeden oluşmaktadır. Birinci bölüm kişisel bilgi formu, ikinci bölüm ise anket formudur. Anket formu, 5’li likert tipi olarak hazırlanmıştır. Üçüncü bölümde ise isteyen katılımcıların görüş ve önerilerini yazabileceği bir sayfa ayrılmıştır.

3.1.2. Görüşme Yöntemi

Bu araştırmada katılımcıların görüş ve önerilerini tam olarak yansıtabilmek için görüşme yönteminden yararlanılmıştır. Görüşme yapılan kişilerin görüşlerini tam ve istedikleri şekilde yansıtabilmeleri için ise yarı yapılandırılmış görüşme yönteminden yararlanılmıştır.

3.2. Evren ve Örneklem

Aşağıda çalışmanın evreni ve örneklemi yer almaktadır. Evren ve örneklem iki grup halinde, nicel ve nitel boyutlar için ayrı ayrı verilmiştir.

3.2.1. Evren

2006-2007 eğitim-öğretim yılında, Konya ilinde MEB’e bağlı resmî kurum ve okullar ile özel okullarda çalışmakta olan öğretmenler, okul yöneticileri ve ilköğretim müfettişleri araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. Konya İl Millî Eğitim Müdürlüğünün “19.02.2007” tarih ve “B.08.4.MEM.4.42.00.19” sayılı yazısı ile gönderilen sayısal bilgilere göre Konya iline bağlı 31 ilçe millî eğitim müdürlüğünde, resmî okullarda 14.851 öğretmen ve 1.461 okul yöneticisi, özel okullarda ise 802 öğretmen ve 82 okul yöneticisi bulunmaktadır. İl millî eğitim müdürlüğünde toplam 82 ilköğretim müfettişi görev yapmaktadır (MEB PGM, 2007a). Araştırmanın evreni Konya ilinde, özel ve devlet okullarında görev yapan öğretmen ve okul yöneticileri ile ilköğretim müfettişlerinin toplamı olan 17.278 kişiden oluşmaktadır.

Araştırma evreninin çok büyük olmasından dolayı, araştırma için çalışma evreni alma yoluna gidilmiştir. Konya ilinde yer alan 31 ilçe içinde 7 tanesi rastgele yöntemle çalışma evreni olarak seçilmiştir. Bu ilçeler; “Ahırlı, Akören, Altınekin, Beyşehir, Emirgazi, Selçuklu ve Seydişehir” olarak belirlenmiştir. Seçilen çalışma evreni “5.162” öğretmen ve okul yöneticisinden oluşmaktadır. Bu sayının genel evren içindeki oranı “% 29” olarak hesaplanmıştır. Bu oranın ise araştırmada kullanılan orantılı katmanlı örnekleme yönteminde esas alınan “% 25” oranına yakındır.

Çalışma evreni belirlenirken Konya ilinde yer alan ilçeler iki grup haline getirilmiştir. Birinci grupta merkez ilçeler, ikinci grupta diğer ilçeler yer almıştır. Birinci grupta yer alan 3 merkez ilçenin okul ve öğretmen sayısının çok büyük olmasından dolayı, çalışma evrenine bu gruptan bir ilçenin seçilmesinin, il

merkezini temsil etmede yeterli olacağı varsayılmıştır. Tesadüfî örnekleme yöntemi ile birinci gruptan “Selçuklu” ilçesi çalışma evreninde yer alacak ilçe olarak seçilmiştir. Bu ilçede 103 devlet okulunda 3.644 öğretmen ve okul yöneticisi ile 15 özel okulda 343 öğretmen ve (yaklaşık olarak) 44 okul yöneticisi görev yapmaktadır. İkinci grupta yer alan 28 ilçeden ise 6 ilçe tesadüfî yöntemle seçilmiştir. Bu ilçeler: “Ahırlı, Akören, Altınekin, Beyşehir, Emirgazi ve Seydişehir” olarak belirlenmiştir. Bu ilçelerde 147 devlet okulunda 1.433 öğretmen ve okul yöneticisi ile 1 özel okulda 11 öğretmen ve (yaklaşık olarak) 4 okul yönetici görev yapmaktadır. Ayrıca, Konya İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nde görev yapmakta olan 82 müfettişin tamamı çalışma evrenine dâhil edilmiştir.

Araştırmanın kavramsal evrenini ise Türkiye’de 2006-2007 öğretim yılında, bütün özel ve resmî okullarda görev yapmakta olan öğretmen ve okul yöneticileri ile ilköğretim müfettişleri oluşturmaktadır.

3.2.2. Örneklem

Araştırma evreninin çok büyük sayıda olmasından dolayı örneklem alma yoluna gidilmiştir. Bu araştırma, iki ayrı boyutta (nitel ve nicel) yapıldığından, her boyut için ayrı örneklem grubu oluşturulmuştur.

Nicel Boyut İçin Örneklem Grubu

Örneklem sayısının belirlenmesinde, örneklem içindeki gözenek sayısından yola çıkılmıştır. Karasar’a (2004) göre örneklem büyüklüğünü etkileyen en önemli etmenlerden biri veriler çözümlenirken, örnek grubun kendi içinde bölüneceği gözenek sayısıdır. Yapılacak olan çözümlemelere göre alınması düşünülen örneğin en çok bölünebileceği gözenek sayısı bulunur. Daha sonra bir gözenekteki örneklem büyüklüğü belirlenir. Bu sayı ile gözenek sayısı çarpılarak, araştırma için gerekli toplam örneklem büyüklüğü hesaplanır.

Bailey (1987), Brong ve Gall’a (1989: 257) göre tarama türü araştırmalarda her bir küçük alt grupta (gözenekte) 25-30 birimin bulunması uygundur (Akt: Balcı,

2004: 91). Bu araştırmada, bir gözeneğe düşmesi gereken katılımcı sayısının ise 30 olması uygun görülmüştür. Hazırlanan ve dağıtılan ölçekte, kişisel bilgiler bölümünde toplam 32 gözenek yer almıştır. Bu gözenek sayısına göre olması gereken örneklem sayısı büyüklüğü, 960 olarak hesaplanmıştır. Ankette yer alan kişisel bilgiler bölümündeki bazı değişkenlerde gözenek birleştirilmesi yapılmak zorunda kalınmasından dolayı, istatistik işlemlerinde oluşturulan yeni gözenekler dikkate alınmıştır. Birleştirilen gözenekler Tablo-11’de verilmiştir.