• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.2. Öğretmenlik Mesleği

Eğitim çocuk için yakın çevrede başlar. Yemeyi, içmeyi, anadilini ve çeşitli toplumsal kuralları henüz okul çağına gelmeden öğrenmeye başlayan çocuk için ilk öğretmenlerin, anne ve baba olduğu söylenebilir. Ancak anne-babanın ve yakın

çevrenin de etkisiyle oluşan eğitim, daha çok işin informal kısmını oluşturmaktadır. Çocuğun gerçek anlamda (formal) eğitim alabilmesi için öğretme ve eğitme işinin eğitimini almış aynı zamanda alanında uzmanlaşmış eğitimciler olan öğretmenlere ihtiyaç vardır.

Başaran’a (1994) göre eğitim kurumunun öğretme-öğrenme ilişkisi içinde doğal olarak oluşmuş ilk eğitim mesleği öğretmenliktir. Başlangıçta doğal bir toplumsal ilişki biçimi olan öğrenme-öğretme eyleminin toplumsal örgütlenme sürecinde okul şeklinde kurumsallaşması kaçınılmaz olarak öğretmenlik mesleğinin de ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Öğretmen, diğer insanları öğrenmesi için gayrete getiren, destekleyen ve yöneten; dersin, öğretimin ve eğitimin uzmanıdır (Hesapçıoğlu, 2005). Bu meslek mensuplarının sosyolojik bağlamda temel görevleri; toplumun norm, değer, kültür kalıpları, tarihsel birikimi, örgütsel yapısı vb. birçok olguyu ifade etmek anlamında toplumsal çözümün devamlılığını sağlayacak kadroları yetiştirmek ve toplumsal mirası yeni kuşaklara taşımak olmuştur (Özpolat, 2005). 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 43. maddesinde öğretmenlik; devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olarak tanımlanmıştır. Öğretmenler bu görevlerini, Türk Millî Eğitimi’nin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlü kişilerdir (Resmî Gazete, 1973).

Meslek, toplumsal, ekonomik ve teknolojik yapının gerektirdiği bir iş bölümü sonucu ortaya çıkan, bireyin ilgi ve yeteneği ile toplumsal etkinliklere katılma ve toplumun bireyden toplumsal ve ekonomik yaşamında sorumluluk yüklenme istemi sonucu ortaya çıkmış olan yaşamsal etkinlik olgusudur. Diğer bir deyişle meslek, bir kişinin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iştir (Kılbaş Köktaş, 2003). Meslekleşme için belirli bazı ölçütlerin sağlanması gerekir. Öğretmenlik mesleği için bu ölçütler şunlardır (Kılbaş Köktaş, 2003: 70):

“a. Tanımlanmış bir alanda hizmet verme: Her mesleğin diğerlerinden

ayrılabilen ve toplum tarafından kabul edilen bir hizmet alanı vardır. Öğretmenliğin uğraş alanı okulda belirli bir plan çerçevesinde öğrencilere bilgi ve beceri kazandırmaktır.

özel bilgi ve becerilere sahip olması gerekmektedir. Öğretmenin de öğretmenlik alanında geliştirilmiş olan kuram ve ilkeleri bilmesi gerekmektedir.

c.Mesleki kültüre sahip olma: Mesleki kültür, meslekle ilgili değerleri,

normları ve sembolleri içerir. Öğretmenlik mesleğinin de kendine özgü değerleri ve sembolleri vardır. Bu nedenle bir öğretmen düşünce biçimi, giyim tarzı ve davranışları ile toplumdaki diğer meslek mensuplarından kolayca ayırt edilebilir.

d.Giriş denetimi: Her mesleğe kabul için belli başlı ölçütler vardır.

Ülkemizde, öğretmenlik mesleğine girişteki temel koşulları belirleyen kurum Millî Eğitim Bakanlığı’dır.

e.Meslek etiği: Meslek sahibi olan bireyler bir takım bilgi ve becerilere sahip

olmanın yanı sıra mesleğin gerektirdiği etik (ahlaki) değerlere de sahip olmalıdır. Öğretmenlik mesleğinin etik değerleri: Derslere zamanında girme, öğrenciler arasında ayrım yapmama, öğrencilere sırdaşlık etme, özel ders alma konusunda öğrencileri zorlamama, mesleğin saygınlığına aykırı işlerde çalışmama, kendi inanç ve değerlerini öğrencilere zorla benimsetmeme biçiminde özetlenebilir.

f.Meslek kuruluşları: Her meslek kolu kendi çalışanlarının haklarını aramak

ve korumak için belirli mesleki kuruluşlar oluşturur. Türkiye’de öğretmenlik mesleğine ilişkin ilk örgütlenme 1908 yılında gerçekleşmiştir. Daha sonra çeşitli dernekler kurulmuş ve kapatılmıştır.

g.Çalışma örgütlülüğü: Türkiye’de öğretmenlerin çalışma, görev durumları

ve örgütlülüğü kanun ve yasalarla belirlenmiştir.

h.Toplumca meslek olarak kabul görme: Öğretmenlik mesleği toplum

tarafından meslek olarak görülmüş bir uğraş alanıdır.”

Öğretmenlik meslek alanlarında yetiştirilen eğitim personeli türleri çok çeşitlidir. Bunlar, yaptıkları işlere ve yetiştikleri okullara göre değişmektedir (Hacıoğlu ve Alkan, 1997: 27):

“ 1. Anaokulu öğretmenliği,

2. Temel eğitim (sınıf) öğretmenliği, 3. Branş, dal öğretmenliği,

4. Mesleki-teknik ortaöğretim öğretmenliği, 5. İlköğretim müfettişliği,

6. Ortaöğretim müfettişliği, 7. Eğitim uzmanlığı”.

Yukarıda sayılan eğitim personeli; öğretmenler, müfettişler ve uzmanlar olarak gruplanabilir. Ancak buna kaynağını öğretmenlerin oluşturduğu ve okullarda çok önemli bir konuma sahip olan okul yöneticilerini de katmak gerekmektedir. Okul yöneticileri okul müdürleri ve okul müdür yardımcılarından oluşur. Okul yöneticilerinin tamamı aynı zamanda öğretmendir.

Türkiye’de, öğretmen ihtiyacının her dönemde büyük olması nedeniyle, öğretmen açığı çeşitli yollarla karşılanmaya çalışılmıştır. Bu yollardan bazıları

aşağıdaki gibidir (Akyüz, 2004: 352-353): “ 1. Vekil öğretmenlik,

2. Yedek subay öğretmenlik, 3. Barış gönüllüleri,

4. Öğretmenlik formasyonu, 5. Mektupla öğretmen yetiştirme,

6. Hızlandırılmış programla öğretmen yetiştirme, 7. Askerliğini öğretmen olarak yapanlar,

8. Fakülte mezunlarından doğrudan öğretmen atama.”

Türkiye’de öğretmen olabilmek için MEB’in belirttiği alanda lisans mezunu olmak şartı getirilmiştir. Ayrıca öğretmenliğe başvuruda bulunabilmek için yeterlik sınavı olarak nitelenen KPSS’ye (Kamu Personeli Seçme Sınavı) girmek ve MEB tarafından açıklanan taban puandan yüksek puan almak gerekmektedir. Başvurular sonucunda açıklanan kontenjana ve adayların tercihlerine göre en yüksek puandan başlanarak atama yapılmaktadır.

Öğretmen atamasında KPSS ile doğrudan atamadan başka geçici statüde sözleşmeli öğretmenlik ve vekil öğretmenlik şeklinde öğretmen atamaları yapılmaktadır. Bu yolla okullardaki boş öğretmen kadroları doldurulmaya çalışılmaktadır.

Her mesleğin kendine özgü özellikleri vardır. Öğretmenlik mesleğinin özelliklerinden bazıları şunlardır (Erden, 1998; Alkan, 2000; Kılbaş Köktaş, 2003; Celep, 2004):

1. Öğretmenlik tüm ülkelerde en yaygın olarak görülen mesleklerden biridir.

2. Öğretmenlerin büyük kısmı devlet memurudur. 3. Kendi kendini yönetim imkânları sınırlıdır. 4. Mesleğin geliri düşüktür.

5. Öğretmenlik mesleğinin toplumsal statüsü yeterince yüksek değildir. 6. Mesleği değiştiren ve terk edenlerin oranı yüksektir.

7. Öğretmenlik, genellikle kadınlar tarafından seçilen bir meslektir.

8. Öğretmenlik, daha çok toplumun alt sınıflarından gelen bireylerin seçtiği bir meslektir.

9. Öğretmenlik, mesleki ilerlemenin ve kariyer yapma imkânlarının sınırlı olduğu bir meslektir.