• Sonuç bulunamadı

4. YENİ KAMU YÖNETİMİ ÖTESİ: YÖNETİŞİM POLİTİĞİ

4.6. Yönetişim Politiği

4.6.2. Yönetişim ve Türkiye

4.6.2.1. Yerel Gündem 21

Çok aktörlü yönetim olarak tanımladığımız yönetişim anlayışının, yerel düzeydeki öncelikli uygulama konusu “çevre” olmuştur. Bunun sebepleri ise çevre konusunun üst düzeyde katılımcılık gerektiren alanların başında gelmesi ve belediyelerin temel

görevlerinden birisi olmasıdır. Ayrıca “Sürdürülebilir Kalkınma” ilkesinin yaşama geçirilmesinin “yerinden” çözümlerle mümkün olabileceğinin anlaşılması YG-21 uygulamalarının dünya ölçeğinde yaygınlaşmasını sağlamıştır. YG-21 sürecini benimseyen ve kurumsallaştıran belediyelerde, karar alma, uygulama ve izleme süreçlerine halkın doğrudan ya da sivil toplum örgütleri vasıtasıyla katılımına yönetsel süreçlerdeki yetersizlikleri ortadan kaldırabilecek aynı zamanda yaratılan kaynağın kentin öncelikleri doğrultusunda kullanılmasına ve şeffaf bir belediye yönetimi modelinin oluşumuna da katkı sağlayacaktır (Üzan, 1999:97-98).

Gündem 21, üç ana bölümden oluşmakla beraber bu üç bölümü tamamlayıcı dördüncü bir bölüme de sahiptir. Belgenin ilk bölümünde sosyal ve ekonomik boyutlar başlığı altında; sürdürülebilir gelişmenin hız kazanması için uluslararası işbirliği, yoksullukla mücadele, tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve insan sağlığının korunmasına yönelik konular yer almaktadır. İkinci bölümde, kalkınma için kaynakların korunması ve yönetimi başlığı altında; atmosferin korunması, toprak kaynaklarının planlaması ve yönetimi, ormansızlaşmayla mücadele, çölleşme, sürdürülebilir tarım ve kırsal kalkınmanın desteklenmesi gibi konular ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde ise temel grupların rollerinin geliştirilmesi başlığı altında; sürdürülebilir kalkınmaya yönelik olarak kadınlar için küresel eylem, hükümet dışı kuruluşların rollerinin güçlendirilmesi, iş çevrelerinin, sanayinin, işçilerin, sendikaların ve çiftçilerin rollerinin güçlendirilmesi konularına yer verilmiştir. Tamamlayıcı bölümde ise uygulama araçları kapsamında uluslararası kurumsal düzenlemeler, hukuki araçlar, mali kaynaklar ve sağlıklı teknolojilerin transferi gibi konulara değinilmiştir (Özer, 2006b:159) .

Türkiye’deki YG-21 uygulamaları, 1997 yılındaki yapılan, “Türkiye’de YG-21’lerin Teşviki ve Geliştirilmesi” projesi ile hız kazanmıştır. Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği’nin Türkiye’de mukim Doğu Akdeniz ve Orta Doğu Bölge Teşkilatı’nın eşgüdümünde ve BM Kalkınma Programı’nın desteğiyle yürütülen proje, öncelikle dokuz kenti kapsamıştır. Birinci yılın sonunda alınan başarılı sonuçlar üzerine, proje gözden geçirilerek, kent sayısı yirmi üç olacak şekilde düzenlenmiştir. Proje dokümanı 6 Mart 1998 tarih ve 23278 sayılı Resmi Gazete’de, kentlerin sayısını yirmi üç olduğu Proje Revizyonu Dokümanı ise, 8 Şubat 1999 tarih ve 23605 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır (www.mfa.gov.tr/10-03-2017).

Bu projenin başarılı olmasının ardından UNDP, ikinci aşamaya da destek vermeyi kabul etmiş, T.C. Bakanlar Kurulu’nun da benimsemesinin üzerine “Türkiye’de YG-21’lerin Uygulanması” başlığını taşıyan ikinci aşama projesi Ocak 2000’de başlamıştır.

İkinci proje sırasında YG-21 proje olmaktan çıkarılıp uzun vadeli bir programa dönüştürülmüştür. Üçüncü aşamada birbirini destekleyen bir dizi proje yer almaktadır. Bu aşamanın ana projesi, “Türkiye YG-21 yönetişim Ağı Yoluyla BM Binyıl Bildirgesi Hedefleri ve Johannesburg Uygulama Planı’nın Yerelleştirilmesi” başlığını taşımaktadır. Bu proje kapsamında, merkezi yönetimin ilgi ve desteğinin arttırılması ve tanıtım eksikliğinin giderilmesi öngörülmekte ve ilgili küresel hedeflerin yerelleştirilmesinde, dünya ölçeğinde örnek oluşturacak uygulamalar sergilenmesi hedeflenmektedir (Emrealp, 2005:30).

Dördüncü aşama, Türkiye’de YG-21 Yönetişim Ağı Kanalıyla BM Binyıl kalkınma hedeflerinin yerelleştirilmesi ve beşinci aşama ise kent konseylerinin güçlendirilmesi ve yerel demokratik yönetişim mekanizmaları olarak işlev görmelerine yönelik eğitim ve kapasite geliştirme desteği sağlanması projesidir (www.habitatderneği.org/25-03-2017).

Program ortağı kentlerde oluşturulan YG-21 Kent Konseyleri (veya benzeri platformlar), merkezi yönetimi, yerel yönetimi ve sivil toplumu “ortaklık” anlayışıyla buluşturan yönetişim mekanizmalarıdır. YG-21 Çalışma Grupları, farklı kurumlardan ve sektörlerden gelen gönüllülerin coşkulu katkılarını, ilgili kentin öncelikli konularında ve sorun alanlarında yoğunlaştıran bir başka önemli katılımcı mekanizmadır. YG-21’in önemli bir diğer dayanağı olan mahalle ölçeğinde oluşturulan “Muhtar Evleri, “Kent Gönüllüleri Evleri” gibi bir veya birden çok mahalleye hizmet veren merkezlerle “Mahalle Meclisleri”

gibi yapılar, katılımcı süreçlerin belde halkının gündelik yaşamında ifadesini bulan başarılı uygulamalardır. (Ökmen ve Görmez,2009:121).

YG-21 Kadın Meclisleri, kadınlara yönelik platformlar ve çok amaçlı kadın merkezleri, karar alma süreçlerine kadınların katılımını teşvik eden ve kadın bakış açısının tüm politikalara ve stratejilere yansıtılması gibi öncelikli konulardaki bilinç düzeyinin artmasına yardımcı olmaktadır. YG-21 Gençlik Meclisleri ise gençlerin kapasitelerinin geliştirilmesi ve “yapabilir” kılınmaları, gençliğin her alanda karar alma mekanizmalarına katılımının sağlanması ve AB’ye giriş sürecinde gençliğin rolünün güçlendirilmesi yönündeki çalışmalarını sürdürmektedir (Emrealp, 2005:32).

Türkiye YG-21 Programı, 2001 yılında UNDP tarafından, dünyadaki “en başarılı”

uygulamalardan birisi olarak ilan edilmiş ve bu kapsamda 2002 BM Johannesburg Zirvesinde “en iyi uygulama” örneklerinden biri olarak sunulmuştur (Emrealp, 2005:7).

Küreselleşme olgusunun yönetsel yapı ve anlayış açısından yeni görevler yüklediği yerel yönetimler, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve buna ilişkin kurumsal yapıların oluşturulup işlevselleştirilmesi noktasında ön plana çıkarılmaktadır. Özellikle YG-21 kapsamında yerel yönetimler çok ortaklı oluşumlar (kent meclisleri) tarafından alınan kararları uygulama alanı olarak dikkat çekmektedirler. Bu bağlamda STK’lar ve yerel yönetimler tıkanan yönetsel sistemin işlerlik kazanmasına yönelik yeni görevlerle donatılmaktadırlar (Yıldırım ve Öner, 2003:25).