• Sonuç bulunamadı

KIRGIZLAR, KIRGIZCA VE KIRGIZ EDEBĠYATI

0.1. Kırgızlar Hakkında

0.1.1. Kırgızların Etnik Kökeni

0.3.1.2. Yazılı Edebiyat

Kırgızların yazılı edebiyatının ilk olarak 1924 yılında Ekim Devriminden sonra “Erkin-Too” gazetesinin yayımlanmasıyla baĢladığı, bundan önce Kırgızlarda yazılı edebiyat örneklerinin bulunmadığı görüĢü ile bu görüĢü reddeden iki görüĢ mevcut bulunmaktadır.

Ekim Devrimi öncesi yazılı edebiyatın olmadığı görüĢü de Sovyet sisteminin Kırgız halkına kabul ettirmeye çalıĢtığı ve kabul ettirmede de baĢarılı olduğu bir görüĢtür. Çünkü yeni kurulan rejim eski dönemi karalamak, yeni rejimi üstün göstermek için devrimden önceki yazılı edebiyatı tamamen reddetmiĢtir. Aslına baktığımızda devrim öncesi de Çağatay edebiyatı içinde eserlerini el yazması kitaplarda toplayan Kırgızlardan oluĢmuĢ bir aydın kitlesi bulunmaktaydı (Duman, 2015: 2).

1940-1960‟lı yıllar arasında, Kırgız edebiyatının 7 Kasım 1924 tarihinde ilk Kırgız gazetesi olan “Erkin Too” gazetesinin yayımlanmaya baĢlamasıyla birlikte, gazetede ilk olarak A. Tokombaev‟in “Öktöbürdün Kelgen Kezi” adlı Ģiirinin yayımlanmasıyla baĢladığını savunanlar da olmuĢtur (Özgen, 2014: 56). Ekim

17

Devrimi‟ne kadar Kırgızlarda yazı ve devlet sistemi olmamıĢtır gibi görüĢler Parti kararı olarak zorla kabul ettirilmiĢtir (Artıkbaev, 2004: 261).

Sovyet dönemi öncesi yazılı Kırgız edebiyatı on dokuzuncu yüzyılın son çeyreği ile yirminci yüzyılın ilk çeyreğini içine almaktadır. Bu dönemde ana dili eğitimi almadan Kırgızlar arasında az da olsa eserleri bugüne kadar ulaĢan yazar, Ģair ve tarihçiler çıkmıĢ ve ana dilde eserler vermiĢlerdir (Özgen, 2014: 43).

XIX. yüzyılın ortasından Ekim Ġhtilaline kadar Kırgızların ana dilinin ses özelliklerine uygun olmayan Arap alfabesi kullanılarak birçok metin yazıldığını gösteren materyaller bulunmaktadır. Çarlık Rusya‟sının arĢivlerinde XVII. yüzyılın ikinci yarısından baĢlayarak XIX. yüzyılın ilk yarısına kadar Kırgızların önde gelenleri tarafından Rus yöneticilerine gönderilen mektuplar korunmaktadır. Bilim adamları bu belgelerin tam olarak bugünkü Kırgız yazı dili kurallarına uymasa da bu mektupların Kırgızlara ait olduğunu ve Kırgızca özellikler taĢıdığını söylemektedirler. Kırgız yazı dilini, okullarda eğitim almıĢ olan Kırgız öğrencileri yaratabilirlerdi. Böyle insanlar da XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır (Cigitov, 2006: 521).

XX. yüzyılın baĢlarında eğitim almaya, dünyayı tanımaya, geliĢmeye yönelik çabalar Kırgızistan‟da da yayılmaya baĢlamasına rağmen halkın çoğunluğu tahsil hayatından uzak olarak hayatına devam etmekteydi. Bu dönemde daha çok halkın zengin kesimlerinin çocukları eğitim almıĢ, bazı yetenekli insanlar da okuma yazma öğrenebilmiĢ ve bunların bazı eserleri yayımlanmıĢ bazı eserleri de el yazısı olarak halk arasında yayılmıĢtır (Söylemez vd., 2018: 210).

Kırgızlar arasında Sovyet öncesi okuma yazma bilen bir grubun olup olmadığı üzerinde TeniĢev, Kırgızlar arasında okuma yazma bilen küçük bir zümrenin ortaya çıktığını ve bu aydınların Arap alfabesi kullanan edebî Türk dillerini öğrendiklerini, hem bu dillerde hem kendi ana dillerinde birçok yazılı eserler ortaya koyduklarını söylemektedir (TeniĢev‟den naklen Koç, 2009: 27).

Sovyet döneminden önce eserlerini Kırgızca olarak Arap alfabesiyle yazan ve eserleri günümüze kadar kitap ya da el yazısı Ģeklinde ulaĢan yazarlar; Moldo Niyaz (1822-1896), Togolok Moldo (1860-1942), Moldo Kılıç (1866-1917), Osmonaalı Sıdık Uulu (1875-1940), AldaĢ Moldo (1876-1930), Belek Soltonoev (1878-1938),

18

Ġsak ġaybekov (1880-1957), ĠĢenaalı Arabayev (1882-1943), Abılkasım Cutakeyev (1882-1939) gibi tarihçi ve Ģairlerdir.

Bunlardan Osmonaalı Sıdık Uulu‟nun ve Belek Soltonoyev‟in eserlerinde Ģiirlerle birlikte nesirler de yer almaktadır. Arabayev‟in eserleri ders kitapları Ģeklindeyken diğer yazarların eserlerinde Ģiirler de yer almaktadır. Kırgızca yazılan eserler arasında Sovyet dönemine kadar kitap hȃlinde yayımlanmıĢ olanları da vardır. Bunlar Moldo Kılıç‟ın “Kıssa-i Zilzala” (Ufa 1911, ġark Basımevi) adlı Ģiir kitabı, Osmonaalı Sıdık Uulu‟nun Ģiir ve nesir karıĢık iki Ģecere kitabı ve ĠĢenaalı Arabayev‟in ders kitaplarıdır (Cigitov, 2006: 522).

Kırgızlar Sovyetler öncesi medrese eğitimi alan ve okuma yazması olan insanlara “moldo” demiĢlerdir. Bu nedenle o dönemde yaĢayan Ģair yazarların isimlerinden önce “moldo” kelimesi kullanılmaktaydı. Sovyet öncesi Kırgız edebiyatının bu temsilcileri kalem Ģairleri olarak isimlendirilmektedir ve Kırgız edebiyatı literatürüne “cazgıç akındar” (yazar Ģairler), ele aldıkları konu bakımından da “zamançıl akındar” (zamane Ģairleri) Ģeklinde geçmiĢlerdir (Kölbaeva, 2015: 20).

Bu dönemde yazılmıĢ olan eserlerin konu edindikleri temalarına baktığımızda, dönemin özelliklerine göre birkaç gruba ayrıldığı görülmektedir. Konu alınan temalarının arasından ilk dikkat çekeni de “zaman” temasıdır. Diğer ikinci tema “feodal yapıya başkaldırı” konusu iĢlenirken üçüncü temada da “zelzele” ve “ürkün” konusu iĢlenmiĢtir (Özgen, 2014: 43).

Bu konular dıĢında o dönemin Ģairlerinin ele aldığı diğer bir önemli konu da “akan su” konusudur (Kundakçı, 2019: 191).

XIX. yüzyılın sonları Kırgızlar için kolay bir yüzyıl olmamıĢtır. Bu nedenle Ģairler eserlerinde zamandan duyulan hoĢnutsuzluğu, Çarlık Rusyası‟nın Kırgız topraklarını iĢgal ediĢini ve uyguladıkları zulümleri dile getirmiĢler ve “Zamana

Adabiyatı” (zamane edebiyatı) Ģeklinde edebî akım oluĢturmuĢlardır. Kalıgul Bayuulu

“Akır Zaman” (Ahir zaman), Arstanbek BuylaĢuulu “Tar Zaman” (Dar/zor zaman), Moldo Kılıç “Zar Zaman” (Izdırap zaman), AldaĢ Moldo “Hȃl Zaman” adlı Ģiirlerinde zamanın özelliklerini dile getirmiĢlerdir (Özgen, 2014: 44).

Zaman konusu dıĢında, az da olsa, 1910 yılında Kırgızistan‟ın kuzey bölgesinde meydana gelen depremi konu alan Moldo Kılıç‟ın “Kıssa-i Zilzalası”, Ġsak

19

ġaybekov‟unla Kalık Akiyev‟in “Zilzala” (Deprem) adlı Ģiirleri bulunmaktadır (Kundakçı, 2019: 118).

Diğer önemli bir konu da “ürkün” temasıdır. Kırgızların tarihinde “ürkün” olarak adlandırılan 1916 yılındaki Milli Bağımsızlık Mücadelesi ve baĢarısızlığın acı sonuçları iĢlenmiĢtir. Ürkün temasında Ġsak ġaybekov‟un “Kayran El” (Zavallı Halk), “Azgan El” (ġaĢkın Halk), “Kaytkan El” (Geri Dönen Halk) adlı manzum hikâyeleri, AldaĢ Moldo‟nun “1916.Cılkı Ürkündün Aldında” (1916 YılıÜrkün Öncesi), “AltıŞaar” (Altı ġehir), “Ürkün”, “Kaç” adlı manzumeleri, Kalık Akiyev‟in “1916.

Cıl (1916Yılı)” adlı manzumesi ortaya çıkmıĢtır (Özgen, 2014: 50).

Bunlar dıĢında Belek Soltonoyev‟in “Kızıl Kırgız Tarihi” adlı tarih kitabı da yazılmıĢtır. Ancak yazarının 1937 yılında Stalin‟in kırgınına uğramasıyla eseri gizli arĢivlerde saklanmıĢtır ve Kırgızistan‟ın bağımsızlığa kavuĢmasından sonra 1993 yılında yayınlanmıĢtır (Temirbaeva, 2017: 179).

Bu konular dıĢında Kırgızistan‟ın güney bölgesinin Kadamcay ilçesinde yaĢayıp KaĢkar‟da medrese eğitimi almıĢ Moldo Niyaz‟ın “Sanat-ı Digarastar” adında iki binden fazla mısradan oluĢan Ģiirinin el yazısı nüshasıbulunmaktadır. Moldo Kılıç‟ın yukarıda adı geçen eserleri dıĢında “Çüy Bayanı”, “Kerme Too”, “Kanattuular” gibi Ģiirleriyle “Bürküttün Toyu”, “On Ceti Biy”, “Kaçkanak Moldo Sulayman”, “Moldo

Düyşö” gibi hiciv tarzında yazdığı manzum eserleri de bulunmaktadır (Kırgız

Poeziyasının Antologiyası, 1999: 207).

Sovyet öncesi yazılı edebiyatın özelliklerine baktığımızda genel olarak medreselerde eğitim almıĢ okuma yazması olan molla sıfatını taĢıyan yazar Ģairler, tarihçiler tarafından günlük hayat, zamanın getirmiĢ olduğu kötülüklere karĢı Ģikâyet, milliyet duygusu, vatan sevgisi, hürriyet ve ürkün gibi konuların yanında sanat ve nasihat konularının da iĢlendiği görülür.

Bu konularla birlikte Çarlık rejiminin baskılarından yakınan Ģairlerin Ekim Devriminin vaat ettikleri iyilikleri de eserlerine konu aldıkları görülmektedir (Kapağan, 2015: 160).

Zamane Ģairlerinin yaratıcılık özelliklerinin geliĢmesine neden olabilecek sebepler hakkında K. Koylubayev Ģunları yazmıĢtır:

1. Sözlü edebiyat ve Ģairler ile olan sıkı iliĢkileri.

20

3. Çağatay Türçesiyle oluĢan edebi ürünlerin etkisi 4. Dinî edebiyatın etkisi.

5. Doğu klasik edebiyatının örnekleri ile tanıĢmaları.

6. Kendilerinin doğuĢtan var olan Ģairlik yetenekleri (2010: 17).

0.3.2. 20. Yüzyıl Sonrası Kırgız Edebiyatı

Ekim Devrimine kadar Kırgız Türkçesiyle ve bu dilin ağızlarıyla bir takım eserler yazılmıĢ olsa da tam olarak yazı dili özelliklerini taĢımıyordu. Bu döneme ait metinler ise modern edebiyat standartlarından uzak, çağdaĢ edebiyatın talep ettiği özelliklerin seviyesinde değildi. XX. yüzyılın ilk çeyreklerinden itibaren Batıdan giren yeni edebiyat akımlarının iĢlenmesiyle ortaya çıkan ÇağdaĢ Kırgız edebiyatı Sovyetler Birliği döneminde ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır (Cigitov, 2006: 8).