• Sonuç bulunamadı

KIRGIZLAR, KIRGIZCA VE KIRGIZ EDEBĠYATI

0.4. Kırgızcanın Yazımı

0.4.2. Arap Alfabesi

Kırgız halkı Orhun-Yenisey ve Uygur yazısından sonra Arap yazısını kullanmıĢtır. Kırgızların Arap yazısını kullandıkları hakkında sadece V.V. Bartold‟un söyledikleri dıĢında hiçbir bilgiye rastlanmamıĢtır. Bartold bu konuda,

“İreneklerin elçilerinin Moskova‟ya gelişleri (1684.yıl) hakkındaki iş

arşivde korunmuştur. Bu arşivde İrenek‟in „Kalmak mektubu‟ da bulunmaktadır. Kırgızlar Ruslar ile olan ilişkilerinde Oyratların (Moğolların) dilini ve alfabesini kullanmışlardır diyen haber de bulunmaktadır. Kırgızların o zamanlar kendi dilinde yazısı olmamasındandır.”

demektedir (Dıykanov vd., 1958: 33).

Bu bilgiye dayanarak Arap alfabesinin Kırgızlar tarafından Orhun-Yenisey yazılarından sonra kullandıkları ikinci alfabesi olduğunu söyleyebiliriz.

Kırgızlar tarafından kullanılan Arap alfabesiyle yazılmıĢ olan mektupların elimizde bulunan ilk örnekleri 18. yüzyıla rastlamaktadır. 1785 yılında Atake Batır tarafından iki resmî mektup yazdırılarak biri Omski‟deki Sibirya Valiliği‟ne diğeri de 29 Aralıkta Petersburg Ģehrine gönderilmiĢtir (Koylubaev, 2010: 12-13).

Kırgızlar arasında Arap alfabesinin kullanılması Özbek, Uygur ve Tatar din adamları tarafından genellikle dinî kitapların okutulmasıyla yayılmıĢtır. Çünkü o dönemlerde Arap alfabesini öğrenmenin dinin ayrılmaz bir parçası kabul edilmiĢ ve okullarda ders kitapları olarak dinî kitaplar okutulmuĢtur. Kırgızların ne zamandan beri Arap alfabesini kullanmaya baĢladıkları üzerinde elimizde yazılı bir kaynak

45

bulunmamakla birlikte C. ġükürov tarafından Arap alfabesiyle Kırgızca yazılmıĢ 1854 ve 1861-1863 yıllarında yazılmıĢ iki evrak bulunmuĢtur. Bu bilgilerden yola çıkarak Kırgızların kesin bir Ģekilde 1854-1862 yıllarından itibaren Arap alfabesini kullanmaya baĢladıklarını söyleyemeyiz. Bu sadece elimizde bulunan en eski tarihli belgedir (Dıykanov vd, 1958: 35).

Arap alfabesiyle yazılmıĢ ilk Kırgızca eserler Çağatay Türkçesinin etkisi altında kalmıĢtır. Ġlk yazılan eserlerde Kırgızcanın ses özellikleri tam olarak iĢlenememiĢtir. Yazılan eserler Ģekil ve ses özellikleri bakımından Çağatay Türkçesinin özelliklerini taĢır.

BolĢevik Devrimine kadar Kırgız halkı da ortak Çağatay yazısını kullana gelmiĢtir. Bu dönemin özelliklerini taĢıyan Moldo Kılıç‟ın “Zilzalası” , ĠĢenaalı Arabayev‟in 1911 yılında Ufa‟da yayınlanan “Töte Oku” kitabı ve Osmonaalı Sıdık Uulu‟nun “Muhtasar Tarih-i Kırgıziyası” ile “Tarih-i Kırgız Şadmaniya” adlı eserlerini örnek gösterebiliriz (Kadırova, 2008: 50).

Yukarıda geçen eserler dıĢında Moldo Niyaz (1822-1896), Togolok Moldo (1860-1942), AldaĢ Moldo (1876-1930), Belek Soltonoyev (1878-1938), Ġsak ġaybekov (1880-1957), Abılkasım Cutakeyev (1882-1939) (Cigitov, 2006: 521) gibi yazarlar Çağatay döneminde kullanılan Arap alfabesiyle eserler vermiĢlerdir.

Kırgızlar 1923 yılından itibaren Çağatay döneminde kullanılan Arap alfabesi üzerinde yenilikler, değiĢiklikler yapmaya baĢlamıĢlardır.

Kırgızlar 1923 yılından itibaren Kırgız Türkçesinin fonetik özelliklerini dikkate alıp Arap alfabesine bazı diyakritikler ekleyerek düzeltilmiĢ yeni Arap alfabesi kullanmaya baĢlamıĢlardır (User, 2006: 300).

Bu değiĢiklerin amacı Kırgız Türkçesinin yazımında Arap alfabesindeki gereksiz iĢaretleri çıkarmak, eksik olanlarını da belli iĢaretler ekleyerek düzeltmek, alfabeyi Kırgız Türkçesinin fonetik özelliklerine uyarlamaktı.

Bu alfabe 1924 yılında kullanılmaya baĢlanmıĢ Kırgızların Latin alfabesine geçmesine kadar bu alfabe kullanılmıĢtır. Bu yenilenmiĢ Kırgız-Arap alfabesi kullanılmaya baĢlandığında eski alfabeye göre okuma, yazma daha kolay hȃle gelse de, alfabenin Kırgızcanın fonetik özelliklerini tam olarak yansıtamamıĢtır (Dıykanov vd., 1958: 39).

46

Arap alfabesi, Kasım Tınıstanov tarafından ıslah edilmiĢ ve Kırgız Türkçesine uyarlanmıĢtır. Bu ıslah edilmiĢ alfabe üzerinde ilk defa ĠĢenaalı Arabeyev 1924 yılında TaĢkent‟de “Kırgız Alipesi” diye bir alfabe kitabı yayımlamıĢtır. Sonra da Kasım Tınıstanov, Aalı Tokombayev, Mukay Elebayev gibi yazarlar ve Ģairlerin eserleri bu alfabe ile basılmaya baĢlamıĢtır. Kırgız-Arap alfabesi 25-27 Mayıs 1925 tarihinde BiĢkek‟te düzenlenen Kırgız Özerk Oblastı Bilim Eğitimi Kongresi‟nde resmî olarak kabul edilip 1927 yılına kadar kullanılmıĢsa da Kırgız Türkçesinin fonetik özelliklerini tam olarak karĢılayamadığından kısa zaman içinde kullanımdan kalkmıĢtır (User, 2006: 301).

Islah edilmiĢ Arap alfabesinde aĢağıdaki özellikler dikkate alınmıĢtır:

1. Arap alfabesinde Kırgız Türkçesinde kullanılmayan ḥ, ḫ, ẕ, ż, ẓ, ṣ, ẕ ve ġsesleri çıkarılmıĢtır.

2. O sesi, kelime baĢında bir elifle vavın kullanılması ile kelime içindevav kullanılarak yazılmıĢtır.

3. (vav)‟ın üzerineötre koyarak /u/ okunması sağlanmıĢtır. Bu Ģekil, Ekim Devrimine kadar bazı Türk toplulukları tarafından da kullanılmaktaydı.

4. /ö/, /ü/ ve /ı/ sesleri için Arap alfabesinde ayrı bir simge kullanılmamıĢtır. Islah edilmiĢ alfabede bunları göstermek için /o/, /u/ ve /i/ seslerinin yanına /v/ iĢareti kullanılmıĢtır (Dıykanov vd., 1958: 38).

5. Ayrıca sedalı arka damak nazal ñ‟sini temsil eden bir iĢaretle birlikte (hemze) inceltme iĢareti de bulunmaktaydı (User, 2006: 300).

Arap alfabesinin kullanımında aĢağıdaki eksiklikler görülmüĢtür:

1. Arap yazısında bazen kelimelerin okutucu ünlü almadan yazıldığı Ģekiller de bulunmaktadır. Bu da kelimeyi okumada zorluklar yaratmıĢtır. Arapçada /o/, /a/ ve /i/ Ģeklinde sadece üç ünlü iĢaretinin kullanılması en az sekiz ünlüsü olan Türkçenin yazımında zorluklar yaratmıĢtır.

2. Arap alfabesinde birbirine yakın ama o kadar da farklı Ģekilde kullanılan sesler vardır. Örneğin: ẓ-ż, ẕ-z gibi. Türkçede de bu sesler fonetik bakımından birbirleriyle ayrılmadan aynı Ģekilde kullanılmaktadır.

3. Çoğu alfabeler yazılıĢı bakımından birbirine benzediğinden onları ayırt etmek için nokta iĢaretleri kullanılmıĢtır. Yazıda bu noktaların kayması oradaki kelimeye bambaĢka anlam katarak kelimenin okunmasını zorlaĢtırmaktadır.

47

4. Altı harf dıĢında diğer harflerin kelime baĢında, kelime içinde ve sonunda farklı yazılması yazımı zorlaĢtırmıĢtır.

5. Arap alfabesi Türkçenin fonetik özelliklerini tam olarak yansıtamamıĢtır.

6. Arap alfabesi 28 harften oluĢsa da, Türkçe için sadece 20 harf kullanılmıĢ diğerleri kullanım dıĢında kalmıĢtır. Eğer Türk dilleri için 36 sesin varlığını kabul edersek, Türkçenin diğer seslerini karĢılamak için yeniden 16 harf eklemek mecburiyetinde kalırız.

7. Bazı harfler kendinden önceki harflerle bitiĢik yazılırken bazıları da kendinden sonraki harflerle bitiĢik yazılmaktaydı. Bu da hangi harfin bitiĢik hangi harfin ayrı yazılması gerektiğini zorlaĢtırıyordu.

8. Yukarıda bahsettiğimiz özellikler insanların okur yazar olmasına, eğitim seviyesinin yükselmesine, neĢriyatın geliĢmesine geniĢ bir Ģekilde imkân sağlayamamıĢtır. Bu durumdan kurtulmak için de Arap alfabesinden vazgeçmek gerekliliği ortaya çıkmıĢtır (Dıykanov vd., 1958: 40).