• Sonuç bulunamadı

KIRGIZLAR, KIRGIZCA VE KIRGIZ EDEBĠYATI

0.1. Kırgızlar Hakkında

0.1.1. Kırgızların Etnik Kökeni

0.3.2.2. Sovyet Dönemi Kırgız Edebiyatı

Sovyet dönemi Kırgız edebiyatını sosyal ve siyasi geliĢmeleri ve eserlerin muhtevasını dikkate alarak dört baĢlık altında değerlendirmek genel bir anlayıĢ olmuĢtur. Bu tasnif, Sovyet Kırgız Edebiyatının TeĢekkülü ve GeliĢmesi (1917-1940), II. Dünya SavaĢı ve Sonrası Kırgız Sovyet Edebiyatı (1941-1960),1961-1985 Yılları

35

Arasındaki Kırgız Sovyet Edebiyatı, 1985-2000 Yılları Arasında Kırgız Edebiyatı Ģeklindedir. Kitaplarda bahsedilmese de 2000 sonrasını günümüze kadar ÇağdaĢ Kırgız Edebiyatı baĢlığı altında değerlendirmek gerekir.

0.3.2.2.1. Sovyet Kırgız Edebiyatının TeĢekkülü ve GeliĢmesi (1917-1940)

Ekim 1917 yılında gerçekleĢen BolĢevik Ġhtilali‟yle Çarlık Rejimi yıkılmıĢ ve iktidar BolĢeviklerin eline geçmiĢtir. Çarlık Rusyası‟nın iĢgal ettiği bölgeler BolĢeviklerin yönetimi altına girerek bu bölgelerde SovyetleĢtirme süreci baĢlamıĢtır. SovyetleĢtirme süreci içerisinde Sosyalist kültürü oluĢturabilmek için öncelikle eğitim ve kültür alanına el atılmıĢtır. Kurulan yeni hükümet, ideolojisini yaymak ve benimsetmek amacı ile basın ve güzel sanatların her dalı (edebiyat, resim, mimari, sinema, müzik v.b.) rejimin kontrolü altına alınmıĢtır. Komünist rejimini yerleĢtirebilmek için edebiyat propaganda vasıtası hȃline getirilmiĢtir. Edebiyatta özgün düĢünce ve tenkide yer verilmeyerek “Proleter Edebiyat” ve “Sosyalist Realizm” akımı sanatta uygulanacak resmî politika olarak benimsenmiĢ, yazar ve Ģairler Sovyet rejimini övücü, destekleyici eserler yazmaya mecbur tutulmuĢtur (Tagızade 2006: 7-24; KarakaĢ, 2009:595-617). Bu Ģekilde Kırgız edebiyatı da dönemin Ģartları gereği eserler vermeye baĢlamıĢtır (Özgen, 2014: 55).

1917-1941 yılları arası Kırgız edebiyatını iki bölümde ele alabiliriz. Çünkü bu dönem Kırgız edebiyatı kendi içinde iki ayrı özellik taĢımaktadır.

1919-1924 yılları arasındaki dönemde Kırgız edebiyatının kadrosunu teĢkil edecek gençlerin yetiĢtiği dönemdir. Bu dönemde yetiĢen Kırgız edebiyatının genç yazarları ilk eserlerini okul dönemlerinde yazmaya baĢlamıĢlardır. Ġlk yazılarını Kazak, Tatar ve Özbek Türkçeleriyle yayımlanan gazete, dergilerde Kırgız, Kazak ve Tatar Türkçeleriyle yazdıkları görülmektedir (Özgen, 2014: 55).

Örneğin 1919-1924 yılları arasında Kazakça “Kömek”, Özbekçe “Ak Col” gazetesinde ve “Şolpan”, “Cas Kayrat” dergilerinde genç Kırgız yazarları K. Tınıstanov, S. Karaçev, A. Tokombaev, K. Bayalinov, Ġ. Kudaybergenov, M. Bayçerikov‟un Ģiirleri ve öyküleri yayımlanmaya baĢlamıĢtır (Söylemez vd., 2018: 213).

Kırgız gençlerinin eğitimlerini tamamlamalarından sonra Türkistan Özerk Cumhuriyeti yöneticileri Kırgızca gazete, dergi ve kitapların basılmasına ihtiyaç

36

duyulduğunun farkına varmıĢlar ve 1924 yılında Kırgızca olarak ilköğretim ders kitaplarının hazırlanması için kanun çıkarılmıĢtır. Bu kanunun çıkmasıyla Arap alfabesi Kırgız fonetiğine uygun Ģekle getirilerek yeni Kırgız alfabesi oluĢturulmuĢtur. Bunun arkasından 7 Kasım 1924 yılında Kırgız Türkçesiyle “Erkin Too” gazetesi yayımlanmaya baĢlamıĢtır. Bu gazete gerek Kırgız basın tarihinde, gerek Kırgız edebiyatının temellerinin atılıp geliĢmesinde büyük rol üstlenmiĢtir. Bunun yanında Kırgız Türkçesiyle ders kitapları da basılmaya baĢlamıĢtır (Söylemez vd., 2018: 214).

Bu dönemde K. Bayalinov‟un “Acar”, S. Karaçev‟in “Erksiz Kündördö”, Mukay Elebayev‟in “Kitep İzdegende”, K. Malikov‟un “Ayluu Tündö”, A. Tokombayev‟in “Ötködögü Mun”, S. Sasıkbayev‟in “Ötködögü Mun” gibi hikâyeleriyle K. CantöĢev‟in “EkiCaş”, R. ġükürbekov‟un “Too Elinin Baatırı”, A. Tokombayev‟in “Dnestr Tereñ Deñizge Kuyat”, “Caralangan Cürök”, C. AĢubayev‟in “Teren Keçüü” adlı uzun hikâyeleri yayımlanmıĢtır.

Bu dönemde yazılmıĢ olan eserlerde 1917 ihtilalinden önceki sosyal adaletsizlik, sınıf mücadeleri, kadın-erkek eĢitsizliği, kadın hakları ve eski hayatın olumsuz yanları, yeni hayatı övme ile birlikte cahillik konuları iĢlenerek mevcut siyasi yapının propagandasını yayma amacı güdülmüĢtür.

0.3.2.2.2. II. Dünya SavaĢı ve Sonrası Kırgız Sovyet Edebiyatı (1941-1960)

Sovyet Birliği‟nin ilk yirmi yılı içerisinde Kırgız toplumu ekonomik ve kültürel yönden birçok değiĢmeler yaĢamıĢtır. Bazı olumlu geliĢme ve değiĢmelerin yanı sıra ideolojik yazılı emirlerin ve kiĢisel trajedilerin de yaĢandığı görülür. Özellikle 1937-1938 yıllarında Kırgız aydınlarının Stalin‟in emirleriyle katledildiği görülmektedir. Stalin döneminde totaliter iktidar, çizmiĢ olduğu ideolojik yoldan en ufak sapmaları da cezalandırıyordu. Edebiyat alanı da yoğun bir kuĢatma altına alınarak sadece ideolojinin belirlediği çizgi üzerinde geliĢiyordu. Yazar ve Ģairler sadece partinin belirlemiĢ olduğu konular etrafında eserler yayımlayarak onun dıĢına çıkamıyorlardı (Söylemez vd., 2018: 239-240).

Daha II. Dünya SavaĢı baĢlamadan Temirkul Ümötaliev, Coomart Bökönbaev, Kubanıçbek Malikov gibi Kırgız Ģairleri arasında faĢizmi eleĢtirme süreci baĢlamıĢ bulunuyordu. Diğer Ģairler de 1937-1939 yılları arasında faĢizme karĢı Ģiirler yazarak Hitleri eleĢtirmiĢlerdir. Bu dönemde savaĢ, Kırgız Ģiirinin en önemli konusu hȃline

37

gelir ve yazılan bütün Ģiirler savaĢa ve cephe gerisindekiler için yazılarak Almanya ve savaĢ karĢıtı Ģiirler gazete ve dergilerde yayımlanıyordu (Söylemez vd., 2018: 240).

SavaĢ sadece ülkeyi ve toplumu değil edebiyat alanını da derinden etkilemiĢtir. Kırgız edebiyatının önemli Ģairlerinden C. Turusbekov, Coomart Bökönbaev, Mukay Elebayev, AĢurbayev, Esenkojoyev, C. Camgırçinov gibi Ģairler savaĢta hayatlarını kaybederken savaĢtan sonra Ģair ve yazar olarak edebiyat sahnesine çıkacak olan Süyünbay Eraliev, C. Cusuev, K. Cunusov gibi Ģahıslar da ilk eserlerini savaĢ meydanlarında yazmıĢtır.

SavaĢın bitmesiyle Stalinizm tüm ülkeyi sarar ve hiçbir Ģekilde devlete karĢı eleĢtiri yapılamaz. Rejim, 1930‟lu yıllarda uyguladığı “temizleme/kırgın” siyasetini savaĢtan sonra daha sert biçimde uygulamaya baĢlamıĢtır. Bu ideolojik baskı edebiyat alanına da etki etmiĢtir. 1946 yılında Stalinci ideolog Jdanov‟un Zvezda ve Leningrad dergilerinde yayımlanan makalesi bu ideolojinin manifestosu hȃline gelmiĢti. Bu makalede Sovyet edebiyatının, halkın ve devletin çıkarlarını gütmesi gerektiğini, baĢka hiçbir konunun Sovyet edebiyatı içerisinde olamayacağını, baĢka sanat anlayıĢının ve akımının yeri olmadığını, edebiyatın görevinin sadece halka ve devlete yardım etmek olduğunu yazıyordu. Dönemin Kırgız yazar ve Ģairleri de bu çizilmiĢ olan yola uymak zorunda kalmıĢlardır (Söylemez vd., 2018: 241).

Kırgızistan‟da ise, Orozaliev “Kırgız Tarih Bilimi ve Edebiyat Biliminin

Ödevleri” adlı bildirisinde Moldo Kılıç, Arstanbek, Kalıgul gibi Kırgızların ilk yazar

Ģairleri üzerinde çalıĢma yapan edebiyatçıları hedef alarak Sovyet öncesi eser vermiĢ olan “cazgıç akın” dediğimiz halk Ģairlerini gerici ve mevcut ideolojik yapıya uygun olmayan bir unsur olarak göstermiĢtir. Kırgız folkloru, Kırgız halk kültürü, Manas ve diğer destanlar üzerinde çalıĢmalar yapan bilim adamları üzerine çamur atılmıĢ ve bazıları da hapse atılarak ölüme terk edilmiĢtir. Bunun gibi olumsuz davranıĢlar Kırgız yazar ve Ģairlerinin edebiyat ve kültür alanında çalıĢabilecekleri alanın çevresini çizmiĢ oluyordu. Bunlar kolhoz, sovhoz, eski-yeni mücadelesi, üretim, halkların dostluğu, sosyalist toplumun inĢası gibi konularda yazmak zorunda kalmıĢlardır (Söylemez vd., 2018: 242).

1945 yılından sonra Kırgız edebiyatında dayanıĢma ve birlikte mücadele ederek mutluluğa ve baĢarıya ulaĢma gibi konular iĢlenmekle birlikte, hayatını Sovyet sistemi, sosyalizm, halkın ve toplumun çıkarları için harcayan örnek insanlarla ilgili

38

tarihi ve biyografik eserler yazılmaya baĢlamıĢtır. 1953 yılında Stalin‟in ölmesiyle birlikte, onun getirmiĢ olduğu baskıcı rejim de sona ermiĢ bulunmaktaydı. HruĢev, Brejnev döneminde diğer alanlarda olduğu gibi edebiyat ve kültür alanında da belli bir ölçüde özgürlük ortamı oluĢturmuĢtur (Söylemez vd., 2018: 243).

Genel olarak 1941-1960 yılları arasındaki Kırgız Sovyet edebiyatı dönemindeki yazar ve Ģairler sosyalizm ve totaliter rejme özgü olan unsurları yüceltmekle, övmekle uğraĢmıĢ, halkı bu hususta bilinçlendirerek Sovyet kültürünü benimsetmeye çalıĢmıĢlardır.

1941-1960 yılları arasındaki Kırgız Sovyet edebiyatının baĢlıca yazar ve Ģairleri Ģunlardır: Mukay Elebayev, Coomar Bökönbaev, Cusup Turusbekov, Alıkul Osmonov, Raykan ġükürbekov, Midin Alıbaev.

0.3.2.2.3. 1961-1985 Yılları Arasındaki Kırgız Sovyet Edebiyatı

1960‟lı yıllardan sonra Sovyet hükümeti tarafından iktisat, üretim, tarım ve kültürel alanlarda ele almıĢ olduğu önemli çalıĢmalar edebiyat ve sanat alanının da geliĢmesinde etkili rol oynamıĢtır. 1960-1970 yılları arasında edebiyat alanını derin bir Ģekilde inceleyerek geliĢmesi için bütün Sovyet Birliği genelinde tartıĢmaların ve araĢtırmaların yapıldığı görülür. Bu araĢtırma ve incelemelerin sayesinde edebiyat alanında sosyalist realizmin Ģekil, içerik ve felsefi derinlikleri artarak kalite bakımından baĢarıya ulaĢmıĢtır.

Kırgız edebiyatı da bu geliĢmelerden kendi nasibini almıĢtır. Kırgızistan Yazarlar Birliği‟nin IV, V, VI, VII (1966, 1971, 1976, 1981) oturumlarında ülkedeki edebi süreç geniĢ bir Ģekilde incelenerek yazarların yaratıcılığındaki baĢarılar ile eksiklikleri gösterilerek, edebiyat alanındaki yeni oluĢan ihtiyaç ve talepler yazarlar ile tanıĢtırılıyordu.

Bu geliĢmeler doğrultusunda 1960‟lı yıllardan sonra Kırgız yazarları ve sanatçılarının ortaya koymuĢ oldukları eserler hem bütün Sovyet Birliği içerisinde hem de yurt dıĢında tanınmaya baĢlamıĢtır. Örneğin Cengiz Aytmatov “Dağlar ile

Tarlaların Hikâyesi” adlı kitabı için Lenin Ödül‟ü ile ödüllendirilirken “Cemile”, “Al Yazmalım”, “İlk Öğretmen” gibi uzun hikâyeleri de yabancı dillere çevrilmeye

39

emeklerini edebiyat alanında harcayan genç yazarlar kısa süre içinde çok tecrübeli yazarların seviyesine yükselmeyi baĢarmıĢlardır (Artıkbaev, 2004: 257-258).

Bu baĢarılara rağmen Jdanov ve K. Orozaliev gibilerin baĢlatmıĢ olduğu hareket icabı üzerinde çalıĢma yasağı konulan halk Ģairleri ve folklor üzerindeki yasaklar bu dönemde biraz yumuĢamak yerine daha sert biçimde uygulanmaya baĢlamıĢtır. B. Camgırçinov‟un 19.yüzyıl Kırgız tarihi ile ilgili yazmıĢ olduğu “Kırgızların Rusya‟ya

Bağlanması” adlı eseri “Kırgızların Kendi İsteği ile Rusya‟ya Katılması” Ģeklinde

değiĢtirilmek zorunda kalmıĢtır. Bununla birlikte T. Kasımbekov‟un “Sıngan Kılıç” adlı tarihî romanı da Rus askerleri tarafından düzenlenen kolonileĢme siyasetini tasvir etmektedir bahanesiyle eleĢtirilerek yasaklanmıĢtır (Artıkbaev, 2004: 261).

1970 ve 1980‟li yıllarda Kırgız edebiyatının Aytmatov‟dan sonraki en büyük ismi Tölögön Kasımbekov edebiyat sahnesinde öne çıkmaya baĢlamıĢtır. Kasımbekov‟un roman alanında açmıĢ olduğu bu yeni ekole daha sonra K. Osmonaliyev, ġ. BeyĢenaliev, A. Stamov, Ö. Danikeev gibi yazarlar katılarak tarihî roman alanında önemli eserler vermiĢlerdir. 1970‟li yıllarda da Süyünbay Eraliev tarafından Kırgız Ģiirinde poetik modernizmi baĢlatılmıĢ ve R. Rıskılov, S. Turgunbaev gibi Ģairler tarafından devam ettirilmiĢtir. Ayrıca bu döneminde M. Abılkasımova, S. Abdıkadırova gibi kadın Ģair ve yazarlar da edebiyat sahnesine çıkmaya baĢlamıĢtır (Söylemez vd., 2018: 263).

1960-1980 yılları arasında yazılmıĢ olan eserler daha çok vatan, savaĢ, ülkeyi sevme ve sahiplenme, yeniden geliĢmekte olan kalkınma siyasetini övme, Ģehirlerin kalkınması, insanların mesleklerine karĢı sevgiyle sarılması gibi konular ele alınmıĢtır (Artıkbaev, 2004: 263).

Bu dönemin baĢlıca yazar ve Ģairleri; Aalı Tokombaev, Kasımalı Bayalinov, Kasımalı CantöĢev, Kubanıçbek Malikov, Abdrasul ToktomuĢev, Temirkul Ümötaliev, Tügölbay Sıdıkbekov, Nasiridin Baytemirov, Cengiz Aytmatov, Toktobolot Abdumomunov, Süyünbay Eraliev, ġükürbek BeyĢenaliev, Tölögön Kasımbekov, Calil Sıdıkov‟dur.

0.3.2.2.4. 1985-1990 Yılları Arasında Kırgız Sovyet Edebiyatı

1985 yılından itibaren Sovyetler Birliğinde açık söyleme ve yeniden yapılandırma siyaseti uygulanmaya baĢlamıĢtır. Bu da Garboçev tarafından ilan edilen

40

yeniden yapılanma ve açıklık politikasıyla baĢlamıĢtır. Ülkenin bütün alanlarında, televizyon, radyo, gazete ve dergilerinde Sovyet hükümetinin geçmiĢte uyguladığı yanlıĢlıklarla eksiklikler açık bir Ģekilde eleĢtirilmeye baĢlamıĢtır. Böylece Sovyetler Birliğinin tamamında 5-6 sene boyunca açık konuĢma, geçmiĢi ve birbirini eleĢtirme süreci devam etmiĢtir.

Kırgızistan‟da da hükümetin el değiĢtirmesiyle Komunist Partisi Genel Sekreterliği‟ne T. Usubaliev‟in yerine A. Masaliev‟in gelmesiyle açıklık politikası ülkenin bütün alanlarında yayılmaya baĢlamıĢtır. 1986 yılında Kırgızistan yazarlarının VIII. oturumu da bu çerçeve üzerinde düzenlenmiĢtir. Oturumda söz alan T. Sıdıkbekov; T. Kasımbekov‟un “Sıngan Kılıç” romanının ülke yönetimi tarafından yanlıĢ eleĢtirildiğini, K. Akmatov‟un “Mezgil” romanının da adil olmayan eleĢtirilere maruz kaldığını, yazarlar arasında gruplaĢma oluĢturularak yetenekli yazarların (T. Kasımbekov, C. Alibaev, K. Saktanov, C. Turgunbaev, S. CetimiĢov, C. Sadıkov v.b.) takibe alınarak, isimleri silinerek, kitaplarının yayımlanmasının zorlaĢtırıldığını hatta Yazarlar Birliği‟nin baĢındakilerin yazarları “bizimkiler” ve “karĢı olanlar” Ģeklinde ikiye böldükleri hakkında bildiri sunmuĢtur.

21 ġubat 1987 tarihinde düzenlenen toplantıda A. Masaliev, Moldo Kılıç ve K. Tınıstanov gibi Ģahısların tekrar incelenmesi ve araĢtırılması gerektiğini savunan yazarları eleĢtirerek, onların eserlerinde milliyetçilik konusunun ele alındığını dile getirerek 1916 yılındaki olayları ele alan M. Murataliev‟in “May Ayının Kükügü” adlı eserini de sert bir Ģekilde eleĢtirmekle birlikte birçok yazarı milliyetçilikle suçlamıĢtır. Milli Üniversitesinin Profösörü S. Attokurov, Rus halkını aĢağılama, küçümseme ve öğrencilerine Kırgızların boylara bölündüğünü öğretme Ģeklindeki suçlamalara maruz kalmıĢtı (Artıkbaev, 2004: 557).

Yeniden yapılanma ve açıklık politikasının uygulunmaya baĢlamasıyla ülkenin önde gelen aydınları, özellikle yazarlar yukarıda uygulanan yanlıĢlara karĢı gelerek onları geri adım atmaya mecbur etmiĢlerdir. Böylelikle S. Attokurov aklanarak 29 Aralık 1988 tarihinde yeni alınan kararla Moldo Kılıç gibi halk Ģairleri ile birlikte K. Tınıstanov‟un eserlerinin tekrar incelenerek yayımlanması için izin verilmiĢtir. Bununla birlikte hükümetin baskısıyla ortadan kaldırılmıĢ olan edebiyat, sanat ve tarih alanındaki gerçekler yeniden ele alınmaya baĢlamıĢtır (Artıkbaev, 2004: 558).

41

Genel olarak 1980 ve 1990‟lı yıllarda Kırgız edebiyatı nesirde ve Ģiirde hayat gerçekleri ve dünyayı tanıma faaliyetlerini geçmiĢe göre keskin farklılıklarla ele almasa da bu yıllarda bağımsızlıkla ilgili eserler yazarak halkı bilinçlendirmeye ve geçmiĢe eleĢtirel gözle bakabilmek için çaba göstermiĢlerdir (Söylemez vd., 2018: 292).