• Sonuç bulunamadı

YAPTIRIMLAR VE LEHE OLAN KANUNUN BELİRLENMESİ

Belgede Türk Ceza Hukukunda irtikap suçu (sayfa 108-120)

TCK 250. madde uyarınca görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle kişinin hatasından yararlanarak irtikap suçunun işleyen kamu görevlisi ise, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

765 sayılı TCK’nin 219/4. maddesine göre irtikap suçundan mahkum olanlara aynı zamanda memuriyetten müebbetten mahrumiyet cezası175 da verilmekteydi. Oysa, 5237 Sayılı Kanun eskisinden farklı olarak memuriyetten müebbetten mahrumiyet cezası öngörmemiştir176.

Cezanın, TCK'nın 51. maddesi hükmüne göre ertelenmesi olanağı yoktur. Kişi, kasten işlemiş olduğu irtikap suçundan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak; TCK'nın 53/1. maddesinde öngörülen haklardan yoksun bırakılır.

175 Yeni TCK irtikap suçu için eskisinden farklı olarak memuriyetten müebbeten mahrumiyet cezası

öngörmemiştir. Fakat 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-5. maddesine göre irtikap suçundan dolayı hüküm giymiş olanlar, devlet memuru olamazlar. Bu suçları memuriyet sırasında işlemiş olan memurların memuriyeti ise, mezkur Kanunun 98 inci maddesine göre sona erer. Ayrıca anılan Kanun’un 125/E-g maddesine göre irtikap suçu memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve verici hareketlerden sayıldığı için bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere Devlet memurluğundan çıkarılma cezasını da müstelzimdir.

İşlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

53. maddenin 5. fıkrası uyarınca Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmeye ilişkin hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen irtikap suçu dolayısıyla hapis cezasına mahkumiyet nedeniyle ayrıca cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yansından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir.

Öngörülen cezanın alt sınırı en az üç yıl hapis olduğundan ve bu süre TCK'nın 49/2. maddesine göre kısa süreli sayılmadığından, 50. madde uyarmaca adli para cezasına çevrilmesi olanağı da bulunmamaktadır.

Lehe Kanun uygulaması, Yürürlük Kanunu’nun 9/3.maddesinde “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” şeklinde açıklanmıştır.

Dolayısıyla, 765 sayılı yasada irtikap suçlarına ilişkin yaptırımların alt ve üst sınırlar itibariyle aleyhte olduğu ve yürürlük kanunu gereğince 5237 sayılı Kanunun lehe kanun olarak uygulanması gerektiği görülmektedir.

İrtikap suçları için öngörülen cezalar ve ek bilgiler mukayeseli olarak aşağıdaki tabloda yer almaktadır;

Eski TCK Yeni TCK

İcbar Suretiyle İrtikap 6 yıldan az olmamak üzere ağır hapis 5-10 yıl hapis İkna Suretiyle İrtikap 4-6 yıl ağır hapis 3-5 yıl hapis

Hatadan Kaynaklanan

İrtikap 2-4 yıl hapis 1-3 yıl hapis

Ağırlaştırıcı Sebep

TCK’nın 219/1.

maddesine göre irtikap suçunu emir ve idare yetkisine sahip olanlar ile hakim ve savcılar işlerse verilecek ceza yarısı oranında artırılır.

Yok

Hafifletici Sebep

İrtikap dolayısıyla

alınan yararın değeri hafif olduğu takdirde verilecek cezanın yarısı,

pek hafif olduğu

takdirde üçte ikisi

indirilir. Yok Yoksunluk Aynı zamanda memuriyetten müebbeten mahrumiyet cezası da verilir.

Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 53/1-a maddesine göre suç işleyen kişi sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır. Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkumiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar

bu hak ve yetkinin kullanılmasının

yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para

cezasına mahkumiyet halinde, hükümde

belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının

yasaklanmasına karar verilir. Hükmün

kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

SONUÇ

İrtikap suçunun faili kamu görevlisidir ve suç sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Bu itibarla kamu görevlisi sayılmayan kişilerin bu suçu işlemelerine imkan yoktur. Bu kimselerin irtikap suçuna benzer eylemlerde bulunmaları halinde irtikap suçu değil; yağma, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma suçları oluşabilir. Suçun işlendiği zaman, kamu görevlisinin görev başında olması gerekmediği gibi; suç işlendikten sonra memuriyete atanma halinde de irtikap suçundan söz edilemez.

İrtikap suçunda suçtan zarar gören; menfaat teminine zorlanan veya kandırılan mağdur kadar, failin çalıştığı kurumdur. İrtikap suçunun oluşması için failin, para veya diğer menfaatler sağlanması veya bu yolda vaatte bulunulması için kamu görevinin sağladığı nüfuzu veya güveni kötüye kullanması gerekmektedir. Devlete ait işlemlerin yerine getirilmesinde kamu görevlisi, devleti temsil eder. Bu temsil devam ettiği sürece memuriyet sıfatı kişiye güç vermektedir. Bu nedenle, memuriyet sıfatı kötüye kullanılarak haksız çıkar sağlanması irtikap suçunu oluşturur. İrtikap suçunun oluşmasında ön koşullarından biri kamu görevinin kötüye kullanılması ve kamu görevlisinin kendi görev ve yetki alanına giren bir işlemi yaparken haksız çıkar sağlamak amacıyla bundan faydalanmasıdır.

İrtikap suçunda maddi unsur, icbar, ikna veya hatadan yararlanma suretiyle haksız olarak para veya sair menfaatler sağlanması veya bu yolda vaat sağlanmasıdır. Suçun maddi konusu kişilere ait para veya sair şeylerdir.

Suçun pasif sujesi, kamu idaresinden başka, aynı zamanda zarara uğrayan şahıstır. Şahıs özel bir kişi olabileceği gibi, kamu menfaatine çalışan bir görevli veya herhangi bir kamu kurumu personeli de olabilir. Suçun aktif sujesi sadece kamu görevlisi olabilir. Suçun oluşma anı, kamu görevlisinin memuriyet nüfuzunu veya

güvenini kötüye kullanarak, kişiyi tazyik etmesiyle başlamalı ve tazyik karşısında, kişinin failin haksız muamelesini önlemek mecburiyeti duyarak; ona menfaat temin veya vaadiyle de tamamlanmalıdır.

İcbar, zorlayıcı söz ve davranışları ifade eden bir kavramdır. Bu hareketlerin çıkar veya vaat istenmeden önce yapılması gerekmektedir. Mağdurun iradesinin baskı altında tutulmak istenmesi koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareket bu kavrama dahildir.

İknada ise, kişinin tutum ve davranışlarını zorlama olmaksızın etkilemek amaç olup; irade inandırmaktadır. Mağdur, çeşitli yöntemlerle inandırılmış olup; faile sağladığı çıkarın yasal olmadığını bilmemektedir. İkna, hile, desise, yalan ve aldatma ile olabilmektedir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 27.11.1986 tarih ve 1986/5003 E. ve 1986/4943 K. sayılı kararında “...bu itibarla memurun, memuriyet sıfat ve

görevini kötüye kullanarak, yalan, hile, desise gibi araçlarla mağduru bir çıkar sağlamaya veya vaade inandırması yoluyla yapabildiğini görmekteyiz. Hatta , failin üstü kapalı bir takım sözlerle, kendisine bir çıkar sağlaması gereğine mağduru inandırıp, teklifin onun tarafından gelmesini sağlaması halinde de iknanın varlığı kabul edilmelidir” diyerek iknaya ölçü getirmiştir.

İrtikap suçunun icbar ve iknadan başka üçüncü yolu, hatadan yararlanma yoluyla işlenen halidir. Bu durumda fail, herhangi bir zorlayıcı veya inandırıcı bir hareket yapmadığı halde, mağdur kendiliğinden bir çıkar sağlar. Hatadan yararlanmak suretiyle irtikap suçunun oluşabilmesi için, mağdurun hataya düşmesinde failin hiçbir etkinliği bulunmamalıdır. Örneğin, mağdurun ödemesi gereken vergi, önceki dönemden ödenmiş ve mağdur unutarak ikinci bir defa ödeme yapar ve fail de parayı mağdura iade etmezse ve zilyedine geçirirse hataen irtikap suçu oluşmuş demektir.

250. maddede bahsi geçen yarar, failin mali ve kişisel durumunda iyileştirme yapan, mamelekini zenginleştiren şeylerdir. Kamu görevlisine maddi olarak bir mal verilmesi, bedelsiz veya düşük bedelle kamu görevlisine bir şeyin kiraya verilmesi veya sigortalanması, mesleğinde ilerlemesinin sağlanması ve buna benzer beşeri ve sosyal, kişisel çıkarlar, yarar kavramı altında değerlendirilebilir.

İrtikap suçunun anlatıldığı 250. maddede bahsi geçen “vaatte bulunmayı sağlama” nın konusu bir para veya sair şeyin faile fiilen veya hukuken verilmesinin taahhüt edilmesidir. Burada, para veya sair çıkar failin veya üçüncü kişinin malvarlığına girmeli ve sebepsiz zenginleşmeye neden olmalıdır. Vaat, mağdurun; fail veya üçüncü kişiye para veya sair çıkar sağlayacağını söylemesidir. Vaadin geçerli olması veya yerine getirilmesi önemli olmayıp; mağdurun böyle bir vaatte bulunmaya icbar veya ikna edilmiş olması yeterlidir.

İrtikap kasten işlenen bur suç olup, taksirle işlenemez. Fail, kamu görevinin sağladığı nüfuzu veya güveni kötüye kullanarak, icbar veya ikna suretiyle mağdurun kendisine veya üçüncü bir kişiye haksız çıkar sağlaması veya vaatte bulunmasını istemektedir. Bundan dolayı genel kast yeterlidir.

İrtikap suçu; 2004 yılında kabul edilen 5237 Sayılı TCK’ nun 250. maddesinde, Eski TCK’nın 209. maddesine paralel şekilde düzenlenmiştir. Yasanın 250. maddesine göre irtikap, kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu veya güveni kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya bir kimseyi icbar etmesi veya gerçekleştirdiği hileli davranışlarla ya da muhatabın hatasından yararlanarak ikna etmesidir. Böylece bu suçun üç şekline de (icbar suretiyle irtikap, ikna suretiyle irtikap, hatadan istifade suretiyle irtikap) yeni yasada yer verilmiştir. 250. maddenin ikinci fıkrasında “ikna” hareketinin “hileli davranışlarla” gerçekleştirileceği belirtilerek, “ikna” kavramının anlamına açıklık getirilmiştir. Ayrıca 250. maddenin üçüncü fıkrasında hatadan istifade suretiyle irtikap, ikna suretiyle irtikabın bir işleniş şekli olarak ele alınmıştır.

Eski kanunun 219 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan irtikap suçunun “emir ve idare yetkisine sahip olanlar ile hakim ve savcılar tarafından işlenmesine” ilişkin ağırlatıcı nedene yeni kanunda yer verilmemiştir. Eski kanunun 219 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, irtikap suçuna ilişkin menfaatin “değerinin azlığı” hafifletici nedenine, Yeni TCK sisteminde rastlanmamaktadır. Bireylerin zorla ve hile ile iradeleri etkilenerek işlenen irtikap suçunda, “değerin azlığını” dikkate alan bir indirici hale yer verilmemesi yerindedir.

Yeni TCK., Eski TCK'da olduğu gibi irtikap suçlarında etkin pişmanlık halini düzenlememiştir. Kanımızca zimmet ve rüşvet suçlarında öngörülen etkin pişmanlık halini, ikna suretiyle ve hatadan istifade suretiyle irtikapta da tanımak gerekirdi.

İrtikap suçunun sadece cezai müeyyide yolu ile çözümü yetersiz olup aşağıda belirtilen öneriler çerçevesinde toplumda irtikap başta olmak üzere, rüşvet ve zimmet gibi kamu itibarını yaralayan, vatandaşları mağdur eden ve kamu personeli sıfatını olumsuz yönde algılamaya sebep olan suçlara karşı mücadele yürütülmelidir.

• Bürokrasi ve kırtasiyecilik azaltılmalıdır,

• Kamu sektöründe Toplam Kalite Yönetimi uygulanmalıdır, • Kamu görevlilerinin maaş ve ücretleri iyileştirilmelidir,

• İhale ve teşvik mevzuatı irtikap ve rüşvete imkan vermeyecek şekilde düzenlenmeli ve şeffaflık sağlanmalıdır,

• İrtikapın yaygın olduğu kuruluşlarda etkin denetim yapılmalıdır, • Ombudsmanlık kurumu oluşturulmalıdır,

• İrtikabı ihbar edenleri ödüllendirecek ve koruyacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır,

• İrtikap suçu yasalarda daha net olarak tanımlanmalı ve cezalar ağırlaştırılmalıdır,

• Eğitim yoluyla irtikapla mücadele edilmelidir,

• Sivil toplum kuruluşlarının da (meslek kuruluşları vs.) işi devlete bırakmadan irtikap ve benzer diğer suçlarla mücadele etmesi gereklidir.

KAYNAKÇA

ADALET BAKANLIĞI, Temel Ceza Kanunları İle Ceza Hukukumuza Getirilen Yenilikler (www.ceza-bb.adalet.gov.tr)

AKGÜNDÜZ, Ahmet, 1274-1858 Tarihli Osmanlı Ceza Kanunnamesinin Hukuki Kaynakları, Tatbik Şekli ve Men’i İrtikap Kanunnamesi, Ankara, 1987

ALVER, Cemil, Memur Suçları ve Memur Soruşturması, Feryal Matbaacılık, Ankara, 1996.

ARICA, Nadir, Memur Suçları ve Soruşturma, 2. Baskı, Ankara, 2000

ARSLAN, Çetin ve AZİZAĞAOPLU, Bahattin, Yeni Türk Ceza Kanunu Şerhi, Asil Yayınları, Ankara, 2004

ARTUK, M. Emin-GÖKÇEN, Ahmet-YENİDÜNYA, Caner, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara, 1998

AYDEMİR, Süleyman Ruhi, Türk Ceza Kanunu’nda Memur Suçları: Zimmet, İrtikap ve Rüşvet, Ankara, 2005

AYDIN, M. AKİF, Türk Hukuk Tarihi, İstanbul, 1986

BİLMEN, Ömer Nasuhi, Hukuku İslamiye ve Islahatı Fıkhıyye, c. 6, İstanbul, 1951

ÇAĞLAYAN, M. Muhtar, En Son Değişiklikleriyle Birikte Gerekçeli Açıklamalı ve İçtihatlı Türk Ceza Kanunu, 2. Cilt, 3. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 1983

ÇEVİK,İzzet, Yeni TCK’ya Göre Bıçak Parası Suçu,

(http://smmmizzet.com/smi_gundemdeki_konular.html#_ftn3)

ÇETİN, Erol, Ceza Hukukunda Memur ve Memur Suçları, Seçkin Yayınları, Ankara, 2003

DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca ve Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara, 1983

DEVLET MEMURLARI KANUNU, Seçkin Yayınları Kanun Metinleri Dizisi -5, Ankara, 2004

DÖNMEZER,Sulhi, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, Beta Yayınları, İstanbul,

1998

DÖNMEZER, Sulhi-ERMAN Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 1998

ELÇİN, Bora, Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre Kamu Görevlisi Sıfatının Sonuçları Yaklaşım Dergisi, Temmuz 2005, Sayı: 151

EREM, Faruk, Türk Ceza Kanunu Şerhi- Özel Hükümler, Cilt 2, Ankara, 1985

EREM, Faruk, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku, Özel Hükümler, 4. Cilt, 3. Baskı, Ankara, 1985

EREM, Faruk- TOROSLU, Nevzat, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler,

Savaş Yayınevi, ANKARA, 2000

ERMAN, Sahir-ÖZEK, Çetin, Kamu İdaresine Karşı Suçlar, İstanbul, 1992

EROL, Haydar, İçtihatlı Türk Ceza Kanunu, Ankara, 1999

GÖKÇEN,Ahmet, Osmanlı Ceza Kanunları, İstanbul, 1989

GÜRELLİ, Nevzat, İrtikap ve Rüşvet Cürümleri (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 1954

GÜRELLİ, Nevzat, İrtikap, İstanbul Barosu Dergisi, c. 26, S. 5, Mayıs-1952

HAKERİ, Hakan, Madde Madde Yeni TCK Yazı Dizisi-8, (12.06.2005) Radikal Gazetesi

HUKUKİ ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ, TCK Tasarısı Hakkında Notlar (www.hukukiarastirmalar.com)

İÇEL, Kayıhan- YENİSEY, Ferdidun,Karşılaştırmalı ve Uygulamalı Ceza Kanunları, İstanbul, 1994

KARA, Şinasi, Devlet Aleyhine İşlenen Cürümler ve Memurlar Hakkında Yargılama Usulleri, İstanbul, 1974

KARACA, Defne, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununa Göre Zimmet Ve İrtikap Suçları, Gümrük Dünyası Dergisi, Sayı. 46

KARADELİ, Vedat, Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Suçlar- Zimmet-İrtikap, Görevi Kötüye Kullanma, ABD, 1984

KARADENİZ ÇELEBİCAN, Özcan, Roma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara, 1989

KAYLAN, Keskin, Kamu Güvenine Karşı Suçlar, Ankara, 1999

KAZMAOĞLU, Selami, İrtikap Suçu, İstanbul, 1999 (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)

KIYAK,Fahrettin - ÇAĞLAYAN Muhtar - ŞENEL,Cebbar, Devlet İdaresi Aleyhinde Cürümler, Işık Matbaacılık, Ankara, 1960

KOÇDEMİR, Mehmet, Yeni TCK'da Kamu Görevlilerine İlişkin Suçların Karşılaştırılması ve Değerlendirilmesi, Mali Klavuz Dergisi, Ekim-Aralık 2004, S: 26

KÜÇÜK, Şaban, Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Zimmet Suçu Yaklaşım Dergisi, Haziran 2005, Sayı:150 **** Eski Ve Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre İrtikap Suçları-I, Yaklaşım Dergisi, Kasım 2005, Sayı:155 **** Eski Ve Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre İrtikap Suçları-II, Yaklaşım Dergisi, Aralık 2005, Sayı:156 **** Eski Ve Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Rüşvet, Yaklaşım Dergisi, Ocak 2006, Sayı: 157

MALKOÇ, İsmail, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar, İstanbul, 2001

MALKOÇ, İsmail – GÜLER, Mahmut, Memurlar ve Suçlar, Adil Yayınevi, Ankara 1998

MALKOÇ, İsmail – GÜLER, Mahmut, Zimmet, İrtikap, Rüşvet ve Başlıca Memur Suçları, Gen Matbaacılık, Ankara, 1993.

MALKOÇ, İsmail– GÜLER, Mahmut, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Gen Matbaası, Ankara, 1993

MERAN, Necati, Yeni Türk Ceza Kanununda Kamu Görevlisine ve Adliyeye İlişkin Suçlar, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2006

MERAN, Necati, Sahtecilik-Malvarlığı-Bilişim Suçları ile Ekonomi ve Ticaret Alanında Suçlar, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2005

ÖNDER, Ayhan, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, İstanbul, 1997

ÖZDEMİR, Muharrem, Bıçak Parası İrtikap Suçudur, Referans Gazetesi, 09.03.2005

ÖZGENÇ, İzzet, Ekonomik Çıkar Amacıyla İşlenen Suçlar, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2002

ÖZKAN, Murat, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununa Göre Zimmet Suçu, (E-Yaklaşım-

www.yaklasim.com), Ocak 2005, Sayı:18 **** 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’na Göre Rüşvet Suçu, Yaklaşım Dergisi, Haziran 2005, Sayı: 150 **** Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre İrtikap Suçu, Yaklaşım Dergisi, Temmuz 2005, Sayı: 151

SOYASLAN, Doğan, Ceza Hukuku Özel Hükümler,Yetkin Yayınları, Ankara, 2002

TANER, Tahir, Ceza Hukuku, İstanbul, 1953

TEZCAN, Durmuş- ERDEM, Mustafa Ruhan, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 1. Baskı, İzmir, 2000

TÜRK DİL KURUMU SÖZLÜĞÜ, (www.tdk.gov.tr)

ÜNVER, Musa Kazım, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Kapsamında Görevi Kötüye Kullanma Suçu Tanımlaması,Yaklaşım Dergisi, Ekim 2005, Sayı: 154

YARSUVAT, Duygun, Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümlerin Genel Prensipleri, İÜHFM, 1964, c. 30 S: 34

YENİDÜNYA,Caner, Ankara Barosu Yeni Türk Ceza Kanunu Seminer Notları (www.ankarabarosu.org.tr)

Belgede Türk Ceza Hukukunda irtikap suçu (sayfa 108-120)