• Sonuç bulunamadı

YAĞMA SUÇU İLE İLİŞKİSİ

III. İRTİKAP SUÇUNUN DİĞER SUÇLARLA MUKAYESESİ

III.II. YAĞMA SUÇU İLE İLİŞKİSİ

Yağma suçu; Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesinde “Bir başkasını,

kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden yada malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak” olarak tarif edilmiştir.

Bu suçun maddi unsuru; cebir, şiddet ve tehdit kullanarak malın alınmasıdır. Cebir ve şiddet mağdura fizik bakımdan etki yapan her türlü maddi tazyik hareketleridir. Bu hareketlerin mağdur üzerinde herhangi iz bırakmış olması da şart değildir. Maddi cebir ağır veya hafif olabilir; maddi cebrin müessir fiil derecesine ulaşması da şart değildir55.

Cebri irtikap suçu ise; memur olan failin görevini veya sıfatını suiistimal ederek mağduru kendisine veya başkasına para veya sair menfaatler temin veya vaadine icbar etmesidir. Burada dikkati çeken husus icbarın mahiyetindedir. Buradaki icbar da cebir mahiyetinde kullanılmıştır ancak cebirden kasıt manevi cebirdir56.

Cebri irtikap; kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılarak; kişinin tazyik edilmesi ile başlayıp, bu sıkıştırma karşısında kişi, kamu görevlisinin haksız işlemini önlemek için ona menfaat sağlaması veya vaat etmesi ile oluşur. Görüldüğü gibi cebri irtikap suçu ile yağma suçu arasında bir benzerlik bulunmaktadır. Eğer kamu görevlisi görevi veya sıfatı sebebiyle ferdi şahsen veya malen tehdit eder veya cebir kullanarak onun kendisine bir yarar sağlamasını temin eder veya temin etmek

55 KAZMAOĞLU, shf. 21 56 DÖNMEZER, shf. 393

istediği yarara bu vasıtaları kullanarak ferdin engel olmasını gerçekleştirirse, fiil cebri irtikap değil, yağma olur57. 58

İki suç arasındaki diğer bir fark da, yağmada failin menfaati bizzat kendi hareketiyle sağlaması, irtikapta ise mağdurun kamu görevlisine menfaat sağlamak

57 “Somut olayda, İstanbul'dan Ankara'ya 12 kg. altın götürmekte olan katılanın bindiği yolcu otobüsü, gece

saat 01.00 sıralarında üzerinde tepe lambası bulunan sivil plakalı polis otomobili tarafından durdurulmuştur. Polis memuru olan sanık N. Koca elinde telsiz olduğu halde, halen firarda bulunan arkadaşı ile birlikte otobüse binmiş, önceden takip ettikleri katılanın yanına giderek kimliğini gösterip bir ihbar olduğunu söylemiştir. Katılanın kimliğini sormuş, silah ruhsatının ibrazı üzerine silahını almış, yasadışı bir örgüte yardım ediyorsun diyerek katılanı otobüsten indirmiş, oturduğu koltuğun altındaki çantasını almışlardır. Sanık M. A. Ceyhan'ın kullandığı polis otosuyla, kent içindi dolaştırdıkları katılanın parasını aldıktan sonra geri vermişler ve mark istemişlerdir. Katılan, mark bulamayacağını söylemiştir. Sanık N. Koca, katılana ait tabancayı firardaki arkadaşına vermiş ve kendisi otomobili kullanmaya başlamıştır. Bir kişi şikayetçinin yanına oturmuş, tabancanın ağzını mermi verip, "altınları efendilikle ver yoksa seni öldüreceğiz" demiştir. Katılan kabul etmeyince, bir taksiye bindirip terminale göndermişler, arkadan geleceklerini, altınları terminalde vereceklerini söylemişlerdir. Sanıklar, yoldan geri dönmüşler ve sanık M. A. Ceyhan'ın evine giderek oraya gelen ve olayı planlayıp katılanı takip eden diğer sanıklarla birlikte altınları paylaşmışlardır.

Sanıklar, gece yarısı otobüsten indirdikleri katılanı otomobile bindirip gezdirmişler, altınları istemişlerdir. Silahlı olan sanıklar, mağdurun tabancasını alıp, ona doğrultmuşlar, öldüreceklerini söylemişlerdir. Silahlı kişilerce kaçırılan ve çantasındaki altındaki vermesi için silahla tehdit edilen aksi takdirde öldürüleceği söylenen katılana yönelik korkutucu nitelikteki bu icbar, belli bir yoğunluğa erişip, cebir - şiddet ve tehdite dönüştüğünden yağma suçu oluşmuştur.

Bu itibarla; Özel Daire bozma kararı isabetle olup uyulması gerekirken eski hükümde direnilmesi yasaya aykırıdır. Yerel Mahkeme direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, 17/03/1998 tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.” (CGK 00, E: 1997/6-315, K: 1998/95, Tarih: 17.03.1998)

58 “Hadisede, sanıklar esrar içtiği ve sattığı ihbar edilen K.Ö.’nın çalışmakta olduğu hana gitmişler, yattığı

odada yaptıkları aramada herhangi bir suç delili bulamayınca, sanıklardan polis memuru A.Y. mağdur K.Ö.’nın pijamasının cebinde bulundurduğu 3 bin lirayı almış (sen sabıkalısın esrar satıyormuşsun seni götüreceği, senin için iyi olmaz hiç konuşma) diyerek mağduru tehditle sukuta icbar etmiş ve bu suça iştirak eden sanıklar dışarı çıkıp bir müddet konuşmuşlar ve boş bir kağıdı mağdura imza ettirdikten sonra gitmişlerdir.

Mağdura söylenen sözler, menfaat temini veya vaadine mütedair değil paranın mağdurdan alınmasını müteakip onun bu haksız fiile karşı sukutunu temin gayesine matuftur. Bu durumda cebri irtikap suçunun kanuni unsurları tekevvün etmediği gibi mağdurun üstünün aranması sırasında bulunan paranın sahibine iade edilmesi gerekirken bu yapılmayarak paranın sanıklarda kalması nedeniyle savunmada ileri sürülen kanunda yazılı hallerin dışında kalan bir vazifeyi suistimal suçunun işlenmiş olduğu da düşünülemez.

Sanıklar mağdurun üzerinde buldukları parayı usulsüz gayri kanunu ve hatalı bir muamele sonucu sahibine iade etmemiş olmak durumunda değillerdir. Gaye ve maksat ele geçirilen paraya sahip olmaktır.

Bu itibarla fiil mağdurun rızası hilafına cebinden parası alınıp esrardan sabıkası dolayısıyla onun için büyük bir tehlike teşkil edecek nitelikteki yukarıda yazılı sözlerin sarfedilmiş olması dolayısıyla TCK.nun 495. maddesine mümas yağma suçun mahiyetinde olduğu nazara alınmaksızın irtikap olarak tavsifi ile yazılı şekilde hüküm verilmesi yasaya aykırıdır.” (CD 01, E: 1970/3987, K: 1970/901, Tarih: 21.03.1970)

zorunda olduğu düşüncesiyle hareket etmiş olmasıdır. Nihayet irtikap suçunun faili her halde kamu görevlisi olduğu ve bu nedenle faili bakımından bir suç (özgü suç) niteliği taşıdığı halde, yağma suçunun faili herhangi bir kimse olabilir59. Yargıtay da 2001 tarihli bir kararında, “irtikap suçunu yağma suçundan ayıran unsurlar; faili ve kullandığı icbarın maddice bir tehdit aşamasına gelmemiş olmasıdır.” sonucuna varmıştır60.

III.III.YETKİLİ OLMADIĞI BİR İŞ İÇİN YARAR SAĞLAMA SUÇU İLE