• Sonuç bulunamadı

III. HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

I.III. İÇTİMA

İçtima Türk Ceza Kanunu’nun 42, 43 ve 44. maddelerinde düzenlenmiş olup; 42. maddede “Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması

dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.” hükmü ile bileşik suçu düzenlemiştir.

43. maddede ise zincirleme suç tanzim edilmiş olup; maddenin birinci fıkrasında “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir

kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” denilerek, bir kişiye karşı değişik zamanlarda birden fazla işlenen aynı suça tek ceza verileceği, fakat bu cezada artırıma gidileceği öngörülmüştür.

Maddenin ikinci fıkrasında ise “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir

fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.” denilerek, tek bir fiil ile birden fazla kişiyi mağdur eden failin işlediği suçun birinci fıkrada olduğu gibi tek bir suç (zincirleme suç) olarak nitelenmesi ve cezada artırım gerekeceği hususu düzenlenmiştir.

44. maddede ise “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına

sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır” denilerek fikri içtima düzenlenmiştir.

Failin, değişik zamanlarda birden fazla mağdura karşı irtikap suçunu işlemesi halinde her fiili nedeniyle ayrı bir irtikap suçunun oluşacağı kuşkusuzdur. Bu halde,

ceza gerçek içtima kuralları uyarınca belirlenmelidir164. Ancak mağdur sayısı çok olmakla beraber aynı zaman ve mekanda fail tarafından irtikap suçu işlenmişse mağdur sayısının birden fazla olmasına rağmen tek suçun varlığı gerekecektir. Bu durum TCK madde 43/2 de kesin olarak hüküm altına alınmış olup, zincirleme suçtan bahsedilecektir.

Yargıtay bir kararında165 ; “Sanığın para almaktan oluşan eylemleri zor

yoluyla yiyicilik suçunun maddi öğesi içinde bulunduğundan, ayrı bağımsız suçlar olmayıp zincirlenen tek suç oluşturur. Olayda sanık Mehmet, Zafer ile anlaşmış görünerek her mağdurdan 5'er bin olmak üzere toplam 30 bin lira parayı alıp maaş cüzdanlarını iade etmek sureti ile cebri irtikap suçunu işlemiş olmaları karşısında sanıkların bir günde aynı anda ve amaçla adı geçen mağdurlardan bir defa da parayı almaktan ibaret bu eylemlerinin aynı suçun maddi öğesi içinde düşünülmesi gereken hareketleri olmasına ve dairemizin son uygulamaları da bu yolda bulunmasına nazaran, paranın altı mağdur tarafından verilmiş olmasının 6 ayrı bağımsız suçu oluşturmayıp teselsül eden tek suç teşkil ettiği gözetilmeden mağdur adedince bağımsız suç sayılarak yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı, sanıklar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, karar verilmiştir” diyerek olayda zincirleme suçun gerçekleştiği hükmüne varmıştır.

İkna suretiyle irtikap suçunda ayrıca dolandırıcılıktan ceza verilemez. Zira, bu eylemler (hile ve kandırma yoluyla menfaat temini) irtikap suçunun unsuru olmaktadır. Burada TCK 42. maddede tanımını bulan bileşik suç göze çarpmaktadır. Ancak, icbar suretiyle irtikap suçunda maddi cebrin söz konusu olmayacağı, böyle bir durumda suçun nitelik değiştirerek yağma suçuna dönüşeceğini çalışmamızda

164 “Sanık Yaşar'ın değişik zamanlarda, farklı kişilere karşı işlendiği kabul edilen eylemlerinin iki ayrı irtikap

suçunu oluşturacağı nazara alınmadan, teselsül hükümlerinin uygulanması…” Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 25.03.2002 tarihli , 2001/3903 E. ve 2002/1862 K. sayılı kararı

daha evvel vurgulamıştık. Etkili eylemle bu suçun hareket öğesi yapılırsa, bileşik suç yerine yağma suçundan hüküm kurulmalıdır166.

Failin birden fazla irtikap suçu, birden fazla ve ayrı ayrı cezayı gerektirir. Ancak failin bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı birden fazla irtikap suçunu işlemesi durumunda, TCK'nın 43/1 maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümleri uygulanır ve bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bunun yanında, suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da aynı hüküm uygulanır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır.

Mağduru ikna çabaları sırasında sahte belge düzenlenmesi, failin, sahte belge düzenleme ve irtikap suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasını gerektirir. Bu da TCK'nın 212. maddesinde öngörülen hüküm gereğidir. Maddede “Sahte resmi veya

özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” denilerek, özel bir düzenleme yapılmış ve içtima hükümlerinin uygulanması engellenmiştir.

Failin, mağdurun veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldın gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük biri zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek; bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya zorlaması ise, yağma suçunun öğesidir ve dolayısıyla yağma suçunun oluşmasına yol açar.

Belgede Türk Ceza Hukukunda irtikap suçu (sayfa 101-104)