• Sonuç bulunamadı

Yansıma Sözcükler (Avaz İyertĕmnerĕ)

3.2. Kelime Türleri

3.2.7. Yansıma Sözcükler (Avaz İyertĕmnerĕ)

Yansımalar, canlı cansız bütün varlıkların çıkardıkları sesleri yansıtan, (özellikle canlı varlıkların) dış görünüşlerini ve hareketlerini betimleyen, insanların yalnız

95 kendilerinin deri, koku ve tat alma yoluyla hissedebildiği duyuları, sezimleri karşılayan sözcüklerdir.131

Tatar Türkçesinde anlam yönünden yansıma sözcükler iki gruba ayrılır.

1. Ses Taklidi Yansımalar: Ses yansımalı kelimeler varlıkların eylemleri esnasında çıkarmış oldukları seslerden kaynaklı yansımalardır.

2. Obrazlı (Biçim) Yansımalar: Canlı veya cansız varlıkların gerçekleştirmiş oldukları eylemleri esnasında uzuvlarının hareketlerini tasvir etme görevini üstlenmiş olan yansıma kelimelerdir.132

1. İnsan hareketinden ortaya çıkan seslere benzer yansımalar: döp-döp “ güp güp”, lap-lap (yörü)“rap rap yürümek”, şap-şap “şap-şap”, şaḳ-şıḳ (itü) “şak şak yapmak”, çap-çop (aşav) “şapur şupur yemek”, tıpır-tıpır ( yörü )“tıpış tıpış yürümek”, mĕştĕr-mĕştĕr, mıştır-mıştır (yörü) “ağır ağır hareket etmek”, pış-pış (söyleşü )“fısır-fısır konuşmak”, şıġır-şıġır (açu) “gıcır gıcır açmak”, mış-mış (yoḳlav) “mışıl mışıl uyumak”, şıpır-şıpır (ĕçü) “höpür höpür içmek”, laştır- lıştır (yörü) “paldır küldür yürümek”.

Ak tuzanlı Pavıl Dedey těgěrmeně, Beyaz tozlu Paul dede değirmeni, Almaları – tupır-tupır ölgěrgeně. Elmaları, tıpır tıpır olgunları.

(Şeherde Nevmiz Ḫetěr) İnsan seslerine benzer ses yansımaları: ḫa-ḫa-ḫa “ha-ha-ha”, ḫi-ḫi-ḫi “hi-hi-hi”, üe-üe “nga-nga bebek ağlaması”, mışıḳ-mışıḳ (yılav)“için için ağlamak”, kıçkırıp (yılav)

“hüngür hüngür ağlamak, hıçkıra hıçkıra ağlamak” pış-pış (söyleşüv) “fısır fısır konuşmak”, ĕhĕm “öhöm öhöm”, lış-lış borın tartuv “fış fış burnunu çekmek”, çırıḳ-çırıḳ (kölüv)“kıkır kıkır gülmek” v.b.

2. Hayvanların, kuşların ve böceklerin seslerini tanımlayan yansıma sözcükler:

Evcil hayvanların yansıma sesleri: iha-һа-һаy “ihi-hi-hi”(at sesi:), be-e “me-e”

(kuzu sesi), һаv-һаv, len-len “hav-hav” (köpek sesi), ĕm-me-e “mö-ö” (inek sesi), miki-ki “me-me” (keçi sesi), mu-u “mö-ö” (inek sesi) v.b.

131 Koca, Ergün, “Dede Korkut Hikâyelerindeki Yansıma Sözlerin Leksiko Semantik Analizi”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2012, s.393-408.

132 Tatar Gramattikası, II. Tom - Morfologiya, s. 423.

96 Kanatlı kümes hayvanlarının yansıma sesleri: ḳa-ḳa-ḳa “ga-ga-ga, ḳıyġaḳ “gak-gak” (kaz sesi), kikrikük “ü-ürü-ü” (horoz sesi), ḳıt-ḳıt-ḳıt “gıt-gıt-gıdak” (tavuk sesi), bi-bi-bi “cik-cik-cik” (civciv sesi), baḳ-baḳ “vak-vak” (ördek sesi), bızz-zz “vızz-vızz” (arı sesi), göldĕr-göldĕr “gulu-gulu” (hindi sesi), torıyk- tırıyḳ “tırıyḳ- tırıyḳ” (turna sesi), gör-gör “güvercin sesi”

Torıyḳ! – diyěp, suzıp-suzıp, Tırıyk! diye uzatıp uzatıp, Kük bitěně sörme sızıp, Gökyüzünde sürme çekip

Saġınıp ḳayta tornalar. Özleyip dönüyor turnalar (Tornalar Töşkende) Vahşi hayvanların ses yansımaları: u-u-u (kurt uluması)

Böcekler seslerinin yansımaları: bĕzz-bĕzz “vız-vız, zız-z-z” (sivri sinek sesi), çarr-çarr “cırt cırt” (çekirge sesi).

3.Cansız nesnelerin çıkardığı seslere benzer yansımalar: çac-poc (cart-curt ekin biçerken çıkan ses), şart-şort “çatır çatır, çat çut”, görs-görs “güm-güm”, şıbır-şıbır “şırıl-şırıl”, tıp-tıp, şıp şıp “şıp-şıp” şatır-şotır “çatır-çutur”, dırḳ-dırḳ “takır tukur”, tupır-tupır

“tıpır-tıpır”, dan-doñ “dan don”, kĕlt-kĕlt “tik tak”, tırr-tırr “dırrr-dırr”, zırr-zırr “zır-zır”, tik-taḳ “tik-tak”, göbĕr-göbĕr “gümbür-gümbür”, şalt-şolt “yalap şalap”, “ġıbır-ġıbır

“fokur fokur”, kĕtĕr-kĕtĕr “kütür kütür”, çıltır-çıltır “şırıl şırıl”, ding-dong “ding-dong”.

Ak tuzanlı Pavıl Dedey těgěrmeně, Beyaz tozlu Paul dede değirmeni, Almaları – tupır-tupır ölgěrgeně. Elmaları, tıpır tıpır olgunları;

(Şeherde Nevmiz Ḫetěr) Tereze zěñgěldep ḳuyġaç, min koyılıp töşem. “Pencere zıngıldayınca, elim ayağıma dolaşıyor.”[23]

4. Doğadaki ve insandaki farklı sesler için ışık ve renk yansımaları:

Işık ve renklerle ilgili yansımalar: yaltır “parıl-parıl”, gölt “pır-pır”, yalt-yolt

“şimşek çakması”, yaltır-yoltır “pırıl pırıl”, yalıḳ-yolıḳ “ışıl-ışıl”, cĕm-cĕm “pırıl-pırıl”

v.b

Çişme töběndegě cěm-cěm çuyırtaşlar, Çeşme dibindeki pırıl-pırıl çakıl taşlar Biştaş kěběk çeçělgenběz, uyındaşlar. Beştaş gibi saçılmışız, oyundaşlar.

(Şeherde Nevmiz Ḫetěr)

97 Hareket yansımaları (Ḫereket tasvirları) : tır-tır “dır-dır”, cil-cil “hızlı hızlı”, dĕrt-dĕrt “tir tir”, mĕlt-mĕlt “dudakların hareket etmesı”, çĕlt-çĕlt “göz kırpıştırmak”, dĕr-dĕr

“tir-tir etmek/titremek”, göldĕr-göldĕr “gürül gürül”.

İçsel ve duygusal durumla ilgili yansımalar (Ĕçkĕ sizĕmlevge, psiḫik ḫaletke beylĕ tasvirler)133 çü “cız etmek”, dĕr-dĕr “tir-tir titremek”, lĕp-lĕp, sulḳ-sulıḳ “nefes nefese” v.b.

3.2.7.1. Yapı Yönünden Yansıma Sözcükler 3.2.7.1.1. Basit Yansımalar

görs “güm-güm”, gölt “pır-pır”, dıḳ “tak”, lıp “şap diye oturdu”, çalt “şap diye vurdu”, vızt “vızt-vızt”, dĕrt “irkilmek”.

Mĕne köyme dırık itĕp tüşĕ bĕlen töpke utırdı. “Bir anda kayığın önü taak diye inerek dibe oturdu.”[68]

3.2.7.1.2. İkileme Yansımalar

yalt-yolt “şimşek parıltısı, çakmak-çakmak”, laştır-loştır “paldır küldür”, şaḳ-şoḳ

“şak-şak”, şaltır-şoltır “şaldır şuldur”, ḳaltır-ḳoltır “kaldır küldür”, pış-pış “fıs-fıs”.

Yögen, şlĕyalerge tĕzĕlgen ciz teñkeler cĕmĕldep- cĕmĕldep kite. Dizgine ve kayışlara dizilen madeni paraları pırıl pırıl parıldıyor.[121]

3.2.7.1.3. Tekrarlanan Yansımalar

dĕr-dĕr, mĕlt-mĕlt, “tir tir”, ḳıyġaḳ-ḳıyġaḳ “gak-gak”, tıpır-tıpır “tıpış tıpış”, cil-cil

“tin-tin”, döbĕr-döbĕr “gümbür gümbür”, şıġır-şıġır “şıkır-şıkır, hışır hışır” v.b.

Ḳolaḳ töbĕnde cil, cil, cil. “Kulağımın dibinde rüzgâr, tin tin…” [192]

3.2.7.1.4. Üç kelimeden Oluşan Yansımalar: ḫa-ḫa-ḫa “ha-ha-ha”, ḫi-ḫi-ḫi “hi-hi-hi”, kıt-kıt-kıt “kıs-kıs-kıs”

Tamçılar yañġıraşı… ta…tam…tam…Dulḳınnar yögĕrĕşe.

“Damlaların yankısı… şı…şıp…şıp…Dalgalar koşuşturuyor.” [121]

133 Tatar Gramattikası, II. Tom - Morfologiya, s. 423-430.

98 3.2.7.2. Yansımalardan Türemiş Kelime Türleri

3.2.7.2.1. Yansıma Sözcüklerden Türemiş Fiiller

а) -lа/-le; şartla- “patla-“, çırla- “şırla-“, görle- “gürle-“,çınla-“çınla-“, şavla-

“gürülde-“, miyavla- “miyavla-“ v.b.

b) -a/-e: şaltıra “şıngırda-”, yaltıra “parla-”, mögĕre “böğür-”, kükĕre “gürülde-/kükre-” v.b.

Çınayaḳ şaltırap ḳuydı. “Fincan şıngırdayıverdi.” [32]

c)-ılda/-ĕlde: çıcılda “cızılda-”, şaḳılda “şakılda-”, dĕrĕlde- “titremek”, dırılda-

“gürülde-”, vıcılda- “vızılda-/çabuk hareket etme”, çerĕlde- “acı ve tiz bir sesle ötmek”

v.b.

Aḳ Abaġalar’dan örnekler:

Uçımda anıñ barmak oçlarınıñ dĕrĕldevĕn toyam. “Avucumda onun parmak uçlarının titreyişini hissediyorum.” [28]

Köymenĕñ borını küterĕlĕp kite de, dulḳın itegĕne töşĕp, şapıldap berĕle.

“Kayığın burnu bazen yükseliyor ve alçalınca dalganın eteğine küt diye çarpıveriyor.”[66]

Zĕñgĕldep stakan avdı. “Zingildeyip (zıng diye) bardak düştü.”[103]

Ḳızıl ḳaymalı duġaġa ĕlĕngen ḳıñġırav, at başın çayḳap ḳuygan sayın, kömĕş tavış çıġarıp zĕngĕldi. “Kırmızı tasmayla koşum yayına sarılı çıngırak, at başını her salladıkça, gümüş sesler çıkarıp çınlıyor.”[121]

̶ Miña ġına ḳarap tor elĕ - dim pışıldap ḳına. Pışıldav cannı saġayta, tınıçlandıra.

“ ̶ Sadece bana bak, diyorum fısıldayarak. Fısıldamak gönlü uyandırıyor, sakinleştiriyor.” [129]

Birleşik yani grup fiiller: it-, kit-, kuy- v.b. yardımcı fiilerle oluşanlar: yalt it-

“parla-, kĕlt it- “tık-tık et-”, şart it- “pat et-”, şılt it- “çın et-”, du kil- “gürültü yap-”.

Eserlerden örnekler:

99 Çınayaḳ şaltırap ḳuydı. [33] “Fincan şıngırdayıverdi.”

Stenadaġı kartina dehşetlĕ maturlıġı bĕlen yaḳtırıp kite. “Duvardaki tablo, dehşetli güzelliğiyle parlıveriyor.”[113]

3.2.7.2.1. Yansıma Sözcüklerden Oluşan İsimler

Yansıma sözcüklerden isim kelime türü de türemektedir. Örneğin; şarlavıḳ “şelale”, görlevĕk “gürültü ile akan su”, görĕltĕ “gürültü” v.b.

Tatar Türkçesinde yansıma sözcükler daha çok türetilmiş şekilde kullanılmıştır. M.

Galiyev‛in incelenen eserlerinde de yansıma sözcüklerinin etkin bir şekilde kullanıldığı görülmüştür.

B. Yardımcı Kelime Türleri

Yardımcı sözcük grupları; semantik olarak doğrudan nesneleri, işaretleri vb.

adlandırmazlar, ancak gerçekliğin fenomenlerini temsil ederler. İlişkileri, yani dilbilgisel anlamları (bağlar, tutucular) veya çeşitli anlamsal tonları (parçacıklar) ifade ederler.

Nitelikler, sabitleyiciler, parçacıklar farklı değildir, sözcük oluşturucu ve biçimlendirici sıfatlar (morfolojik olarak) bunlara katılmazlar, onlar da, kendi başlarına, cümlenin bir parçası olamazlar (sözdizimsel anlamda). Şekil oluşturucu dilindeki kayıtların özellikleri ve işlevleri Kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlamaya hizmet ettikleri ve aynı zamanda çeşitli ilişkileri ifade ettikleri için zarflara yakındırlar.134