• Sonuç bulunamadı

Geniş Açıklayıcı Sözler (Ceyĕnkĕ Epitetlar)

3.2. Kelime Türleri

4.1.1. Açıklayıcı Sözler (Epitet)

4.2.1.3. Geniş Açıklayıcı Sözler (Ceyĕnkĕ Epitetlar)

Farklı yollarla oluşan çeşitli leksik manadaki sözlerin bir araya gelmesi neticesinde oluşurlar.

ayaz könde sudağı ḳoyaş şevlesĕ “güneşli günde, sudaki güneşin gölgesi” [54]

ḳızıl ḳaymalı duġaġa ĕlĕngen ḳıñġırav “kırmızı tasmayla koşum yayına sarılı çıngırak” [121]

yañġırdan yuvılıp, abstraḳt kartinaġa evĕrĕlgen kino afişaları “yağmurdan ıslanıp soyut bir tabloya dönüşmüş sinema afişleri” [178]

sumka totkan kĕçkĕne gĕne malay “çanta taşıyan küçük bir çocuk” [178]

ḳüralmavġa yaḳın üpkeleüvlĕ açınu ḫisĕ “karamsarlık hatta nefretle karışan incinme, acıma duygusu” [180]

söyĕnĕç, soḳlanıçın bĕldĕrgen hem şunıñ bĕlen minĕ de cilkĕte, alġısıta torġan balḳışı “mutlu olan ve hayranlık barındıran ve bununla beni de etkileyen bana ilham veren parıltı” [181]

kartina urtasındaġı yarım yalanġaç ḫatın- kız surete “tablo ortasındaki yarı çıplak kadın sureti” [163]

açıḳ tereze ḳarşındaġı yaran göle yafraḳları “açık pencerenin karşısındaki ıtır çiçeğinin yaprakları” [176]

şefeḳ nurı töşĕp allanġan tereze “şafak ışıklarının yansıdığı pencere” [193]

balaçaḳtan tanış öy isĕ “çocukluğumdan tanıdık olan ev kokusu” [193]

borınġı iḳonadaġı obrazlarnıñ ilahi cansızlığı “ antik ikonadaki tasvirlerin kutsal cansızlığı” [238]

ḳızıl telgeşlerĕn yafraḳ astına yeşĕrgen çiye ḳuvaḳları “çiğli otların üstünde binbir türlü renk” [268]

ḳoyaşta yanıp ḳuyı çeç tösĕne kĕrgen yöz “güneşten yanıp esmerleşen yüz” [272]

mifik syujĕtlı resĕmner cıyılması “mitolojik olaylar koleksiyonu” [247]

123 kostyumnıñ kören tösĕne hiç te kilĕşmi torġan iskĕ, tavşalgan galstuḳ “takım elbisemin rengine hiç te uymayan eski yıpranmış bir kravat” [73]

tönge ḳar balḳışınnañ bitlere alsu yanıp torġan ḳız “karının yansımasından yüzü pembeleşen kız”[102]

berḫet bizeklĕ, yĕfek çuḳları cilfĕrdep torġan palas “dizgine ve kayışlara dizilen madeni paralar” [121]

törlĕ tösler bĕlen balḳıp yangan töngĕ şeher meydanı “rengârenk ışıklarla parlayan şehir meydanı” [132]

S. Povarisov ve V. Hakov leksik açıdan ve yapı bakımından ise açıklayıcı sözleri aşağıdaki başlıklar altında sınıflandırmışlardır:

4.2.1.3.1. İsim+İsim Açıklayıcı Sözler (İsĕm+İsĕm Epitetlar)

Yalın hâldeki isimlerin yan yana kullanılması sonucu oluşur. Diğer bir deyişle;

isim, isimle açıklanır. Yazarlar bu tür açıklayıcı sözlerden faydalanarak az söz ile derin anlamlı tasvirler yapmak isterler.

su astı muzıḳası “sualtı müziği” [25]

buydaḳ ir “bekâr adam” [72]

balaçaḳ dustım, yeş‛lĕk dustım “çocukluk arkadaşım, gençlik arkadaşım.” [86]

ciz teñke “madeni para”[122]

kürşĕ avıl “komşu köy” [188]

telefon baġanaları “telefon direkleri” [188]

aylı yazulı taş “hilal desenli ve yazılı mezar taşı” [203]

yüke isĕ “ıhlamur kokusu” [209]

perde bizeklerĕ “perde süsleri” [210]

ḫuşbuy isĕ “parfüm kokusu” [220]

fikĕrler beylenĕşĕ “ düşünceler bağlantısı” [223]

cilnĕñ itegĕ “rüzgar eteği” [227]

124 çĕbĕn bolıtı “sinek bulutu” [269]

urman karavılçısı “orman bekçisi” [270]

yaran göle yafraḳları “ıtır çiçeği yaprakları”

ḫatın ḳız surete “kadınsı suret”

4.2.1.3.1.1. Özel İsimlerle Yapılan Açıklayıcı Sözler (Yalġızlıḳ Süzlerĕ Bĕlen Yasalġan Epitetlar)

Söyĕmbike manarası “Süyümbike minaresi” [5]

İděl buyı “İdil boyu” [5]

Ḳazan yılġası “Kazan nehri” [7]

Kreml‛ ḳurantını “Kremlin saat kulesi” [35]

Ḫuşbülek bolını “Huşbilek çayırı” [284]

4.2.1.3.2. Sıfat+İsim Açıklayıcı Sözler (Sıyfat+İsĕm Epitetlar) zifa manara “endamlı kule” [5]

4.2.1.3.2.1. Nitelik Bildiren Sözlerle Yapılan Açıklayıcı Sözler (Üzĕnçelĕk Bĕldĕrüçĕ Süzler Bĕlen Yasalġan Epitetlar)

kipken yafraḳ “kurumuş bir yaprak” [2]

dımlı kěfrěkler “buğulu kiprikler” [2]

malahaylı üsměr “genç bir delikanlı” [3]

sıġılmalı gevde “esnek vücudunu” [4]

zifa manara “endamlı kule” [5]

tüm- tügerek salavat küpĕrĕ “yusyuvarlak gökkuşağı” [54]

fantastik tös “fantastik renk” [164]

yalanġaç ḫatın- kız surete[163]

açıḳ tereze “açık pencere”[176]

tevge ĕzler “ilk izler” [3]

maturlıḳḳa saran yöz “güzelliği eksik olan yüz” [243]

125 4.2.1.3.2.2. Duyu Organlarıyla İlgili Açıklayıcı Sözler (His-Toyġı Bĕldĕrüçĕ Süzler Bĕlen Yasalġan Epitetlar)

beḫětlě küzler “mutlu gözler” [4]

tantanalı toyğı “coşkulu duygu” [6]

salḳınça cil “serin bir yel” [7]

narasıy küzler “günahsız gözler” [173]

soñġı ütĕnĕç “son arzu” [166]

yarsulı ḳaltırav “değişik, korkunç titreme” [196]

gönahsız ḫalet “masum bir hal” [196]

küñĕlde bitaraf- kaneġat‛lenüv toyġısı “gönülde memnuniyetsizlik, ilgisizlik duygusu” [177]

4.2.1.3.2.3. Renklerle Yapılmış Açıklayıcı Sözler (Töslerden Yasalġan Epitetlar) M. Galiyev’in incelediğimiz eserlerinde hemen hemen bütün renklerle yapılmış açıklayıcı söz örneklerine rastlanmaktadır. Renk unsurlarını yoğun bir şekilde eserlerine yayan sanatçının ressam özelliğinin bu durumda etkisi yadsınamaz.

Aḳ Abaġalar’dan örnekler:

aḳ tavış “beyaz ses” [16]

aḳ dulḳınnar “beyaz dalgalar” [7]

aḳ tuzanlı těgěrmen “ak tozlu değirmen” [14]

aḳ keġaz‛ “beyaz kağıt” [42]

aḳ çalbar “beyaz pantolon” [160]

aḳ bluz “beyaz buz” [160]

aḳ abaġalı terezeler “Beyaz eğrelti otlu pencereler” [293]

ağarıp ḳalġan yöz “beyazlaşan yüz” [222]

sarı yafrak “sarı yaprak” [198]

sarı tös “sarı renk” [29]

126 sarı rĕl‛slar “sarı raylar”[140]

yeşĕl tös “yeşil renk” [29]

ḳara- ḳuçḳıl manaralar “Kahverengi minareler” [132]

ḳara-ḳuçḳıl tav “Siyahımsı dağ” [42]

ḳara çeçek surete “ siyah çiçek resmi” [43]

ḳara tös “kara renk”, ḳara çeçekler “kara çiçekler” [12]

sarı balḳışlı cil çeçeklerě “sarı parlak rüzgar çiçekleri” [10]

ḳızıl yavlıḳlı ḳız “kızıl yazmalı kız” [10]

ḳızıl ḳayma “kırmızı kurdele”[114]

ḳızıl ḳaymalı duġa “Kırmızı kurdeleli koşum yayı” [121]

ḳızıl balçıḳ “kızıl çamur” [198]cĕtĕ- ḳızıl tös “kızıl renk” [165]

allı-göllĕ balḳış “rengarenk hale” [54]

kölsu töste manto “kül rengi manto”[96]

zeñger ut “mavi ışık” [97]

zeñgĕr ĕñgĕr “soluk mavi duvar” [99]

zeñger körtler “mavi kar yığını” [3]

şemeḫe-zeñger tereze “mor mavi pencere” [31]

cirĕn çeç “bakır renkli saç” [271]

4.2.1.3.2.4. Sayılarla Yapılmış Açıklayıcı Sözler (Sannar Bĕlen Yasalġan Epitetlar) M. Galiyev’in incelenen eserlerinde sayılarla yapılmış açıklayıcı söz örneklerine sıkça rastlanılmıştır.

tevge ĕzler “ilk izler” [3]

bĕr etajlı, ḳuyını açıḳ avıl… “tek katlı evleriyle bağrı(koynu) açık köy” [267]

ikĕ neni malay “iki küçük çocuk”[158]

ikĕnçĕ kurs “ikinci sınıf” [27]

127 öç bülmelĕ kvartira “üç odalı ev”[89]

öçerlep cigĕlgen atlar “dizginlenmiş üç at” [114]

öç tegermeçlĕ velosiped “üç tekerlekli bisiklet” [158]

biş tevlek “on beş gün” [203]

altı aylıḳ kurs “altı aylık kurs”[89]

siġĕzlĕ sanı” “sekiz sayısı” [75]

mĕñ yañġıraş “bin yankı” [115]

mĕñ törlĕ böcek horı “binbir türlü böcek korosu” [151]

biḫisap yoldızlı okean “Sayısız yıldızlı okyanus” [151]

4.2.1.3.2.5. Benzetme Yoluyla Yapılan Açıklayıcı Sözler (Çagıştırulı Epitetlar) siġĕzlĕ sanı sıman ciren ḳısalı küzlĕk “Kartondan kesilmiş sekiz sayısı gibi bakır çerçeveli gözlük”[75]

utlı küměr kěběk oçḳın küzlě ḫatın “Ateşli, kömür kıvılcımı gibi gözlü bir kadın”

[20]

biyĕp torġan uç tübĕ ḫetlĕ gĕne ḳoyaş “Avuç büyüklüğünde oynayan küçücük güneş” [97]

bödre saḳallı, Grek allalarıday mehebet ḳıyafetlĕ Tatar ḳartı “kıvırcık sakallı, Yunan tanrıları gibi ihtişamlı bir Tatar yaşlısı”[122]

boz kĕbĕk ḳul “buz gibi el” [194]

4.2.1.3.2.6. Deri ve Metal Ürünlerden Yapılan Açıklayıcı Sözler (Metal hem Kumaş İsĕmlere Bĕlen Yasalġan Epitetlar)

bronza statuya “bronz heykel” [36]

kün çuḳlı sumka “deri püsküllü çanta” [49]

altın baldaḳ “altın yüzük, alyans” [86]

ciz teñke “madeni para”[122]

timĕr kük at “demir boz at” [121]

brezent kombinezon “deri tulum ” [190]

128 4.2.1.3.2.7. Soyut Açıklayıcı Sözler (Abstrakt Epitetler)

şomlı ḫeber “kötü haber” [183]

yaman tavış “acı ses” [184]

şomlı süz” kötü söz” [185]

avır ḫaḳıyḳat “kabullenilmesi zor gerçekler” [187]

usal ḳaraş “kızgın bakış” [191]

usal tavış “sert bir tavır” [221]

her zamanki canlılık “her zamanki canlılık” [210]

avır toyġı “ağır duygu” [211]

kürĕnmes perde “görünmez perde” [215]

meġnelĕ ḳaraş “anlamlı bakış” [214]

yomşaḳ küñĕllĕ “yumuşak kalpli” [217]

bozıḳ kĕşĕ “ kötü biri” [220]

ilahi cansızlık “kutsal cansızlık” [238]

zur uñışlar “ büyük başarılar” [240]

ḫeyĕrlĕ ġomĕr “sağlıklı- hayırlı ömür” [240]

abstrakt ḳorılmalar “anlamsız, soyut yapılar” [247]

yeşĕrĕn tantana “gizli bir heyecan” [223]

tabiġıy aheñ “ doğal ahenk” [286]

yamansu buşlıḳ “hüzünlü boşluk” [290]

ḳatı harakterlı “sert karekterli” [45]

ñıḳlı duslıḳ “gerçek dostluk” [243]

4.2.1.3.2.8. Yansıma Sözcüklerden Oluşan Açıklayıcı Sözler (Avaz İyĕrtemnerĕ Bĕlen Yasalġan Epitetler)

şıġırdap torıçı rifma “kulağa çarpan kafiye” [38]

tĕtrep yanġan öy “titreyip yanmış ev” [168]

129 4.2.1.3.1. Zarflarla Yapılan Açıklayıcı Sözler (Revĕş Epitetler): Durum-hal bilgisini belirleyici söz sanatı olarak kullanılan açıklayıcı sözlerdir.

tön ḳarası “gece karanlığı” [2]

davıllı yañġırdan soñġı tamçılar “fırtınalı yağmurdan sonraki damlalar” [111]

4.2.1.3.2. Zarf-Fiille Yapılan Açıklayıcı Sözler (Hel Fiġĕl’ Epitetlar)

Zarf epitetlerine yakın duran hal-fiil epitetler, iş veya hali, vakti zarf yardımıyla açıklamaya yardım ederler.

Bu yolla yapılan açıklayıcı sözlere incelediğimiz metinlerde tespit edilmemiştir.

4.2.1.3.3. Sıfat-Fiillerle Yapılan Açıklayıcı Sözler (Sıyfat Fiġĕl’ Epitetlar)

Şimdiki zaman sıfat fiiller (torgan, -uçu, -üçi), Geçmiş zaman (-gan, -gen), Geniş zaman (-ır, -er), Gelecek Zaman (açak, eçek) ekleriyle yapılır.

yanıp torġan ḳızıl yavlıḳlı ḳız “alev gibi parlayan kızıl yazmalı kız” [10]

cirden şıtıp çıḳḳan ḳoyaş nurları “topraktan filizlenen güneş ışıkları”[11]

ḳoyaşta yanarġa ölgěrmegen yomrı tĕzler “güneşte kararmamış yuvarlak dizleri”

[15]

yaña yavġan ḳar “yeni yağmış kar” [23]

şomlı, üzěne iġtibarnı celěp ite torġan sěrlě, yeşěrěn běr kěşě “değişik, korkunç, dikkatleri üzerine çeken gizemli, içine kapanık biri” [20]

matur, art ayaḳları bělen basıp tora alġan ıspay et “güzel, arka ayakları üzerinde durabilen, süslü bir köpek” [38]

yaḳtı, zamança ĕşlengen yortlar “ferah, zamana uygun yapılan evler” [58]

öste urġılıp-urġılıp aġuçı kügergen bolıtlar “yukarıda coşkuyla akan gri bulutlar…” [67]

ütĕp baruvçı ofitsiyan ḳız “geçip giden garson kız” [90]

biyĕp torġan uç töbĕ ḫetlĕ gĕne ḳoyaş “Avuç büyüklüğünde oynayan küçücük güneş” [97]

130 közgĕden çeçregen nurlar “aynadan saçılan ışıklar” [97]

cannı alġısıta torġan köttĕrü … “ruhu yoran bir bekleyiş…” [102]

şeher yaḳtılıġınnan tomalanġan kük yözĕ “şehrin ışıklarıyla bürünen gökyüzü”[105]

beyrem şavkımınnan yöregĕ cilkĕngen aygır “kutlamanın gürültüsünden yüreği kanatlanan kısrak “[121]

ḳıymmetlĕ cĕplerden tuḳılġan neḳışlı palas “kıymetli iplerden dokunan nakışlı halı”[132]

uram utların çaġıldırġan sarı rel‛slar “sokak lambalarını yansıtan sarı raylar [140]

şaḳıldaġan tavış “tıklama sesi” [146]

cır nefislĕgĕne yaraşıp nĕçkergen küñĕl “carkının zerafetinin etkisiyle hassaslaşan gönül” [146]

kötĕlmegen borılış “beklenmeyen dönüş”[156]

borın aslarında çıḳ cĕmĕldep torġan ikĕ neni malay “burunlarının altında çiğ parlayan iki küçük çocuk” [158]

adaşıp ḳalġan soñġı tamçılar “yolunu kaybeden son damlalar” [174]

yañġırdan yuvılıp, abstrakt kartinaġa evĕrĕlgen kino afişaları “yağmurdan ıslanıp soyut bir tabloya dönüşmüş sinema afişleri” [178]

vagonnarnı yalap isken cil “vagonları yalayıp esen rüzgar” [208]

adaşıp ḳalġan soñġı tamçılar “yolunu kaybeden son damlalar” [174]

şemeḫe töske kĕrgen Ḳazan yılġası “mor renge dönüşen Kazan nehri” [182]

ülĕm bĕlen tartışḳan yörek “ölümle cebelleşen kalp” [194]

ḳısılġan yanaḳlar “içe batmış yanaklar” [194]

yıllar buyı küñĕlĕnde saḳlap yörgen bik ḳadĕrlĕ ḫatire “yıllardır yüreğinde sakladığı çok değerli bir hatıra” [200]

cir ḳuyınınnan çıḳḳan salḳınça tufraḳ “yerin bağrından çıkan serin toprak” [200]

suġılġan arış költesĕ “toplanmış çavdar yığını” [200]

131 yöz yeşer narat “yüzyıllık çam ağacı” [202]

bizeklep ĕşlengen yortlar “rengârenk evler” [209]

yarġalanıp bĕtken iskĕ trotuvar “parçalanmış kaldırımlar” [209]

yañalıḳḳa, kötĕlmegen vaḳıyġaġa susap uḳıp yatḳan studentlar “yeniliğe, beklenmeyen olaylara susayan öğrenciler” [222]

sarı yaḳtılıḳ ĕçĕnnen uramġa töbelgen ḳız “ sarı ışık içeresinde sokağı izleyen bir kız” [211]

aḳ çeçlerĕn taratıp cibergen ḳız surete “beyaz saçlarını dağıtmış kız silueti” [292]

tomılıp çabuvçı aḳ at “hızlıca koşan beyaz at” [292]

yıllar buyı cıyılġan ḫatlar beylemĕ “yıllar boyunca topladığı mektup yığını” [240]

ḳızıl telgeşlerĕn yafraḳ astına yeşĕrgen çiye ḳuvaḳları “Çiğli otların üstünde binbir türlü renk” [268]

ḳoyaşta yanıp ḳuyı çeç tösĕne kĕrgen yöz “güneşten yanıp esmerleşen yüz” [272]

ḳayışlanıp betken uç “kayışlanan avuç” [277]

urmanıñ kĕşe ayağı basmaġan yışḳınlıḳları “ormanın insan ayağı basmamış sık alanları” [281]

yoldız nurın sĕñdĕrgen ḳarlı kiñlĕkler “yıldız ışıklarını kendisine çeken karla kaplı alanlar” [293]

4.2.1.3.4. Zamirlerden Oluşan Epitetler (Zamir Epitetler):

Min ̶ etinĕñ devamı “Ben, babamın devamı” [238]