• Sonuç bulunamadı

2.1. Kuramsal Çerçeve

2.1.5. Yabancı Dil Öğretiminde Temel Ġlkeler

Yabancı dil öğretiminin temel amacı, iletiĢim aracı olan dili; dinleme, konuĢma, okuma ve yazma gereksinimlerinde iĢlevsel olarak kalıcı olarak kullanabilen öğrenciler yetiĢtirmektir. Bu amaca ulaĢabilmek için, temel görüĢ, ana düĢünce, kural olarak tanımlayabileceğimiz dil öğretiminde öğrenenlerin gereksinimlerine iliĢkin davranıĢ kuralları dil öğretiminin temel ilkelerini oluĢturur. “Öğretim ilkeleri, insanların geçmiĢten bugüne taĢıdıkları tecrübelerinin sonuçlarına dayanır. Öğretim sürecinde yaĢanacak zorluklara karĢı daha sürecin baĢında önlem almayı ve baĢarılı sonuçlar elde etmeyi sağlar” (Köksal ve VarıĢoğlu, 2014a: 71).

Yabancı dil öğretiminde temel ilkeler, “dil öğretiminin plânlanması, dört temel beceriyi dikkate alma, basitten karmaĢığa, somuttan soyuta gitme, bir seferde tek yapıyı sunma, verilen bilgi ve örneklerin hayata uygunluğu, öğrencileri aktif kılma, bireysel farklılıkları dikkate alma, görme ve iĢitmeye dayalı araçlardan yararlanma (Barın, 2004: 1930) Ģeklinde sekiz alt baĢlıktan oluĢmaktadır:

a. Dil Öğretiminin Planlanması

Yabancı dil öğretiminde kazandırılmak istenilen dört temel dil becerisine iliĢkin amaçlar ve kazanımlar öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda öğretim süreci öncesinde planlanmalıdır. Eğitim öğretim sürecinin planmasında ders içeriği, öğrenme ortamına bağlı koĢullar, öğrencilerin bireysel özellikleri, eğitimin ne kadar sürede verileceği,

öğrenme çıktılarının alınabilmesi için ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin tespiti gibi faktörler göz önünde bulundurulmalı ve bu doğrultuda eğitim öğretim sürecine hazırlıklar yapılmalıdır.

Dört Temel Beceriyi Dikkate Alma

ĠletiĢimin temel aracı olan dil; dinleme, konuĢma, okuma ve yazma becerilerinin toplamının oluĢturduğu bir bütündür. Dil eğitimi sürecinde, dört temel dil becerisinin geliĢmesini sağlayacak Ģekilde eğitim gerçekleĢtirilmelidir. “Yabancı dil öğrenen birey için dil becerilerinin tümü ayrı önem taĢımaktadır ve hangisinin nerede, ne zaman bireye gerekli olacağı tam olarak kestirilemez. Bu nedenle tüm beceri alanlarının öğretimine yönelik kitaplara, yöntemlere ve etkinliklere ihtiyaç duyulmaktadır” (Köksal ve VarıĢoğlu; 2014a: 76).

b. Basitten KarmaĢığa, Somuttan Soyuta Gitme

Genel öğretim ilkeleri içerisinde yer alan basitten karmaĢığa somuttan soyuta doğru öğretme ilkesi, yabancı dil öğretimi için de gerekli bir ilkedir. Yabancı dil öğretirken öncelikle öğrencilerin kolaylıkla anlayabileceği konular öğretilmeli, aĢamalı olarak zor ve karmaĢık konulara geçilmelidir. Somut bilgiler öncelikle öğretilmeli, sonrasında soyut konular öğretilmeye baĢlanmalıdır.

c. Bir Seferde Tek Yapıyı Sunma

Yabancı dil öğretim sürecinde önceden hazırlanan ders plan ve programlarında yer alan amaç ve kazanımlara göre belirlenen konular, bir seferde tek bir yapıyı öğretecek Ģekilde öğrencilere kazandırılmaya çalıĢılmalıdır. “Yabancı dil öğretiminde en önemli sorunlardan birisi de öğrenciye bir dil bilgisi yapısı kavratılmadan yeni bir yapıya geçilmesidir. Kendisi için yeni olan bir dilin kurallarını öğrenen öğrenci aynı anda birden fazla bilgiyi kazanmaya çalıĢtıkça hata yapma olasılığı artmaktadır” (Köksal ve VarıĢoğlu; 2014a: 76). “Aynı anda birden fazla yapıyı öğrenciye kazandırmaya çalıĢmak, verilmek istenenin tam anlaĢılamamasına ve belirli bir süre geçtikten sonra unutulmasına ya da diğer yapılarla karıĢtırılmasına yol açmaktadır” (Barın, 2004: 23).

d. Verilen Bilgi ve Örneklerin Hayata Uygunluğu

Öğrenci, öğrendiği yabancı dilin ülkesinde yaĢıyorsa öğrendiği dil yapılarını günlük yaĢamla iliĢkilendirmede bir kolaylık yaĢayacaktır. Ancak bunun aksi olan durumlarda öğretilen bilgilerin günlük yaĢama aktarılması kalıcı öğrenmenin gerçekleĢtirilebilmesi için gerekli ilkelerden biridir. Kültürün bir aynası olan dilin

günlük yaĢamla iliĢkilendirilerek öğretilmesi, öğrenilenlerin yaĢamda kullanılabilmesine imkân tanıyarak sağlıklı bir iletiĢimin gerçekleĢmesine katkıda bulunacağı söylenebilir.

e. Öğrencileri Aktif Kılma

Günümüzde öğretimde yaygın Ģekilde kabul edilen yapılandırmacı yaklaĢım, öğrencinin derse aktif olarak katılımını öngörmektedir. Öğrencilerin bilgileri öğretmenden düz anlatım yoluyla alması yerine yaparak yaĢayarak öğrenmesi, öğretim sürecinde soru cevap, benzetim, grup çalıĢmaları, drama, dramatizasyon çalıĢmaları gibi etkinliklerle öğrencilerin derse etkin bir Ģekilde katılmaları sağlanmalıdır. Bu Ģekilde öğrenilenlerin beceriye dönüĢebileceği ve bilgilerin kalıcı olduğu bir öğretim sürecinin gerçekleĢtirilebileceği düĢünülebilir.

f. Bireysel Farklılıkları Dikkate Alma

Yabancı dil öğrenen bireylerin dili öğrenme amaçları çeĢitlilik arz eder. Bunun yanı sıra cinsiyet, yaĢ, zekâ, eğitim düzeyi, sosyal konum gibi değiĢkenlerle, fiziki ve psikolojik özellikler her öğrencide farklılıklar sergiler. Bu durum, eğitim öğretim sürecinin planlanmasından ölçme ve değerlendirme sürecine kadar bütün aĢamalarda dikkate alınmalı ve öğretim etkinlikleri bu doğrultuda gerçekleĢtirilmelidir.

g. Görme ve ĠĢitmeye Dayalı Araçlardan Yararlanma

ĠletiĢimin kolaylaĢtığı, teknolojik geliĢmelerin hızla yaĢandığı günümüzde bunun eğitim sürecine yansıması kolaylıkla görülebilir. Eskinin kara tahtalarını alan akıllı tahtalardan, bilgisayarlara, akıllı cep telefonlarına, kol saatlerine kadar her türlü teknolojik araç, görsel ve iĢitsel birer materyal olarak eğitim öğretime büyük oranda katkı sağlamaktadır. Bu teknolojik araçlarda yer alan programlar sayesinde çevrimiçi sözlükler, dil öğrenme programları, çeĢitli testler, kelime öğrenme programları dil öğretiminde kullanılabileceklerden sadece birkaç tanesidir. Birden fazla duyu organına hitap eden bu araçlar öğretimin kolaylaĢtırılmasına, kalıcılığına hizmet edecek araçlardır. “ĠletiĢim araçlarının çok öne çıktığı günümüzde dil öğretirken televizyon, video, bilgisayar, tepegöz ve kasetçalar gibi araçlardan yararlanarak dört temel becerinin daha iyi kavratılacağı, öğrenilenlerin daha kalıcı olacağı herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir” (Barın, 2004: 23).

Yabancılara Türkçe öğretiminde genel ilkeler Ģunlardır: a. Kullanılan dilin öğretilmesi,

b. Telâffuza önem verme,

c. Öğrencilerin bildiği kelimelere dayanarak yeni cümleler kurma, d. Öğrencilere öğrendiklerini uygulama imkânının verilmesi, e. Herkese eĢit söz hakkı tanınması,

f. Öğrencinin kendini yazılı ve sözlü ifade edebilmesi, g. Dil ile birlikte kültürün verilmesi,

h. Hem bireysel çalıĢmalara hem de grup çalıĢmalarına gereken ölçüde yer verilmesi,

i. Dersi sıkıcı olmaktan kurtaracak çeĢitli uygulamalara yer verilmesi, j. Öğretilmeyenlerin sorulmaması,

k. Öğrencinin öğreneceği kadar bilgi verilmesi,

l. Öğrencilerin yaptıkları yanlıĢların anında düzeltilmesi, m. Yöntemin belirlenmesi (Barın, 2004: 19-30)

Meslek ve alan bilgisi yeterli olan öğretmenlerin dil öğretiminin ilkelerini daima göz önünde bulundurmaları hâlinde belirlenen amaç ve kazanımlara eriĢilebilecek Ģekilde baĢarılı bir öğretim yapılabileceği söylenebilir. Öğrencilerin öğrendiği dili pratikte kullanabilmeleri, anlamlı öğrenmenin gerçekleĢebilmesi, yabancı dil öğretiminde var olan ortak prensiplerin öğretim sürecinde iĢe koĢulmasıyla mümkündür.