• Sonuç bulunamadı

lamada temel aldığı unsurlar, kavramlar arasında düzenli, tutarlı, birliği olan bir ilişkiler bütünü oluşturması açısından veya bu anlamda akla uy-gun, rasyonel olabilir. Nitekim sadece Yunan’da değil, başka toplumlarda da felsefe öncesi mitolo-jik-dinsel düşüncenin bu anlamda hayli ileri bir akılsallığa sahip olduğunu kabul edebiliriz. Hatta çağımızın büyük ideolojik-metafizik sistemleri-nin bir yandan büyük ölçüde efsane olma özellik-lerini kaybetmeksizin, son derece ileri bir akılsal-lığa sahip olduklarını söylememiz mümkündür.

Yunan felsefi düşüncesinin akılsallığını oluşturan şeyin onun bu akılsallığı büyük ölçüde dünyayı doğal kavramlarla tasvir etmeye çalışan bir bakış açısına dayandırmak istemesinde yattığını söyle-mek makul görünsöyle-mektedir.

Onun pozitifliğinden kastımız ise şüphesiz önermelerini çağdaş anlamda sistemli bir gözlem-ler bütününe veya deneygözlem-ler toplamına dayandıra-rak oluşturması veya sonuçlarının doğruluğunu sınamak için karmaşık doğrulama yöntemlerine başvurmak istemesi anlamında bir pozitiflik de-ğildir; verilmiş olandan kalkarak dünyayı anla-mak ve tasvir etmek, insani ve tanrısal olan da içinde olmak üzere her şeyi doğal olanla açıkla-mak ve değerlendirmek çabasıdır.”

Kaynak: Ahmet Arslan (2006). İlkçağ Felsefe Ta-rihi –Sokrates Öncesi Yunan Felsefesi, İstanbul: İs-tanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, ss. 40-43.

Herakleitos ve Parmeni-des’in düşüncelerinin ay-rıntılı bir mukayesesi için Meral Işıldak’ın “Heraklei-tos ve Parmenides`te varlık ve oluş sorunlarının ince-lenmesi” adlı doktora tezini inceleyebilirsiniz.

Ksenophanes’e göre kaç tür bilgi vardır? Araştırınız.

“Zenon paradoksları” hangi açılardan eleştirilebilir? Fi-kirlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.

Öğrenme Çıktısı

7 Parmenides ve Herakleitos’un hareket sorunu hakkındaki fikirlerini kıyaslayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

2

Miletos okuluna mensup filozoflar bir yandan arkheyi tek bir madde olarak belirlemeleri, diğer yandan ise salt maddi bir takım meselelerle uğraşmaları hasebiyle monist bir yaklaşımı benimsemiş-lerdir. Monizm, yani tek bir arkhenin mevcut olduğu yönündeki felsefî düşünce evrendeki çeşitliliği kavramada basit ancak işlevsel bir açıklama sunmakla birlikte özellikle değişim ve hareketin olanağını açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Madem tek bir arkhe vardır ve madem bütün varlık ondan türe-mektedir, o halde hareket ve değişim, bunca farklılık o tek unsurdan nasıl türeyebilmektedir? Bir ana-maddenin diğer maddelere nasıl olup da dönüştüğünü açıklayamayan Miletos Okulu düşünürleri, bu sorunu maddeyi canlı kabul ederek çözmeye çalışmışlardır. Bu nedenle Miletos Okulu düşünürlerinin görüşlerine canlı maddecilik (hylozoizm) anlayışı hâkimdir. Buna göre, madde hareketi bizzat kendi özünden türetmektedir.

Miletos Okulu

1

İlkçağ filozoflarının araştırmalarının merkezindeki soru evrendeki çokluğun ardında yatan birliğin, yani arkhenin ne olduğudur. Miletos Okulu düşünürleri arkheyi farklı maddelerle tanımlamakla bir-likte onun bir “madde” olduğu konusunda hemfikirdirler. Bu düşünürler evrendeki çeşitliliğin ardında bir birlik yattığı düşüncesinden hareketle arkheyi tek bir maddeyle açıklama çabasındadırlar. Sonuçta Miletos Okulu düşünürlerinin arkhe seçimine damgasını vuran eğilim monizmdir. Thales arkheyi “su”, Anaksimandros “apeiron”, Anaksimenes ise “hava” olarak tanımlar. Aristoteles, Miletos Okulu düşü-nürlerinin doğayı nedensel bir açıklamayla kavramak için gerekli olan maddi neden, fail neden, formel neden ve ereksel nedenden yalnızca maddi nedene odaklandıklarını ileri sürer.

Miletos okuluna mensup filozofların arkhe anlayışlarını açıklayabilme

1

Miletos okuluna mensup filozofların

“hylozoizm” fikrini benimsemesinin nedenini ifade edebilme

2

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

4

Pythagorasçı düşünce büyük oranda mistik ve dinî bir nitelik taşımaktadır. Bununla birlikte, onların düşüncesinde bilimin önemli bir yer tuttuğu da inkâr edilemez. Ayrıca, din ve bilim arasında yapılan ayrımın modern bir yaklaşım olduğu, başka bir deyişle günümüzde anlaşıldığı biçimiyle din-bilim ayrımının Pythagorasçılık açısından geçerli olamayacağı hatırda tutulmalıdır. Onlar ruh için nihai kurtuluşu temin etme çabalarını kendi genel teorileriyle uyumlu bir bilimsel etkinlik olarak yürüt-müşlerdir. Pythagorasçılar fizik ile matematik arasında oluşturdukları birlik dolayısıyla modern fiziğin temelini atmış sayılabilirler. Onlar matematik alanında özgün kuramlar geliştirmişlerdir. Pythagoras ve takipçileri evrendeki uyumu açıklayabilmek için matematiğe başvurmuşlardır. Bu, matematiğin Pytha-gorasçılar tarafından bir yöntem haline getirildiğini gösterir ve modern bilim açısından fevkalade önem-li bir adımdır. Zira modern düşüncede, en azından Gaönem-lileo’dan beri, evren matematiksel bir vakıa ola-rak görülür ve onu anlamak için matematiğe müracaat edilmesi gerektiği vurgulanır. Pythagorasçıların modern bilime yaptığı söylenebilecek bir diğer önemli katkı, “bilen özne” ile “bilinen evren” arasında gözettikleri ayrımdır. Bu ayrım bilgiyi mümkün kıldığı gibi bilgi sorununun felsefenin bir parçası haline gelmesini de sağlamaktadır.

Pythagoras ve Ardılları

3

Miletos Okulu düşünürlerinin maddi nedene odaklanan bakış açılarına karşın Pythagorasçılar formel nedeni öne çıkarırlar. Pythagorasçılar bir şeyi oluşturan maddenin bilinmesinden çok, şeyin maddi yapısının yerine getirdiği işlevin, yöneldiği amacın araştırılarak bilinebileceğini ileri sürerler.

Pythagorasçı felsefeye göre, evrende bir düzenlilik ve uyum bulunur. Özellikle müzik üzerine çalışmalar yapan Pythagorasçılar, müzikteki uyumu sağlayanın sayılar olduğunu keşfetmişlerdir. Müzikteki sayısal uyum, Pythagorasçılara tüm evrenin matematik sayılarla ifade edilebileceği konusunda ilham kaynağı olmuştur. Böylece Pythagoras ve takipçileri evrenin düzeninin ardında yatan arkhenin de “sayı” olduğu görüşüne ulaşmışlardır. Miletos Okulu üyelerinin arkhe olarak su, hava gibi somut maddeleri seçmele-rine karşın Pythagorasçılar sayının arkhe olduğunu söyleyerek soyut düşünüşe doğru önemli bir adım atmışlardır. Pythagorasçılara göre, evrendeki düzeni sayılar sağlamakta, onların yokluğunda ise var olan ilişkili yapılar, düzen ya da yasa ortadan kalkmaktadır.

Pythagoras ve ardıllarının arkhe anlayışlarını açıklayabilme

3

Pythagorasçıların “bilimsel”

düşünceye yaptığı katkıları sıralayabilme

4

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

6

Her ne kadar Herakleitos’un felsefesini değişim olgusuna yaptığı vurgu temsil ediyor ise de onun düşüncesinde değişmeyen en az iki unsurun mevcut olduğunu belirtmek gerekmektedir. Söz konusu unsurlardan ilki, arkhenin, yani ateşin geçirdiği tüm dönüşümler boyunca aynı kalan miktarıdır. Ör-neğin herhangi bir yerdeki bir değişimin neticesi olarak toprak azalıyorsa, bu, başka bir yerde toprağın arttığı anlamına gelmektedir. Bir ilke olarak arkhenin miktarı daima sabittir. Esasen bu düşünceyi ilkçağ filozoflarının ortak bir kanaatine dayandırmak mümkün gözükmektedir: yoktan hiçbir şey var olmaz, var olan hiçbir şey yok olmaz. Bu düşüncenin ikinci kısmı, var olan bir şeyin yok olmadığı şeklindeki iddia Herakletios’un miktardaki sabitliğe dair yaptığı tartışmayı destekliyor gözükmektedir. Evrende de-ğişmeden, sabit kalan ikinci unsur ise, Herakleitos’a göre, logostur. Logos tüm değişimleri oranlı, düzenli ve ölçülü kılan yasadır. Logos Yunancada akıl, ölçü, oran, tasvir, önerme ve cümle gibi anlamlara gel-mektedir. Evrendeki her şeyi düzene sokan yasa olarak logos, Herakleitos’a göre, evreni yöneten ilkedir.

Değişim ve Hareket Sorunu

5

Tıpkı Miletos ve Elea okulu filozofları gibi Herakleitos da başlangıçta arkhenin ne olduğuna dair spekülatif fikirler üretmiştir. Ancak, Miletoslular gibi belirli bir durağan maddeyi arkhe olarak seçme-nin doğadaki değişim ve hareketi açıklayamayacağını düşündüğünden, hareketli bir madde olan “ateş”i arkhe olarak seçmiştir. Ateş, Herakleitos’a göre, tüm var olanların ilk gerçeğidir. Ateş, tüm karşıtların içinde eridiği birliktir. Hareketin nasıl olanaklı olduğunu açıklamaya çalışan Herakleitos’a göre, ateş her şeyin niteliksel değişimine yol açan bir ilkedir. Diğer bir deyişle, Herakleitos’un gözünde ateş hem bir madde hem de değişimin ilkesidir. Bu bakımdan, onun arkhe anlayışı Elealılardan da ayrılmaktadır.

Zira Elea okulunun başlıca temsilcisi olan Parmenides’e göre arkhe olarak kabul edilmesi gereken un-surun bir, kendi kendisiyle özdeş ve hareketsiz olması gerekmektedir. Herakleitos’un arkhesi ise diğer niteliklerine ilaveten hareketi de ortaya koymaktadır. Onun tabiriyle, her şey akmaktadır. Ayrıca, bir kişinin aynı nehirde iki defa yıkanması imkânsızdır. Bu nedenle evreni sabit bir kütle olarak tasavvur etmek imkânsızdır. Herakleitos’un arkhe hakkındaki kanaatlerini Zenon’un yaklaşımıyla uzlaştırmak da mümkün olmayacaktır. Çünkü Elealı Zenon da ortaya koyduğu paradokslarla hareketin ve çokluğun imkânsızlığını göstermeye çalışmıştır. Herakleitos dünyayı hiç sönmeyen bir ateş olarak nitelendirmek-tedir. Bu ateşin bir bölümü her zaman öteki maddeleri, yani toprak, su ve havayı oluşturmaktadır.

Herakleitos tarafından hem maddenin arkhetipik bir formu hem de oluşun düzeni diye nitelendirilen ateş diğer maddeler arasındaki değişimi, birbirlerini daima dengeleyecek şekilde düzenlemektedir. Bu nedenle, Herakleitos’un saf ateşe yönetsel bir kapasite atfettiği de söylenebilir. O, ateşi kozmik güçlerin itici ilkesi olarak ele alır. Ateş suların buharlaşmasına, buharın yükselmesine ve bulut olmasına, bulutun soğuyarak yağmura dönüşmesine, toprağın kurumasına neden olan ilkedir. Bu açıdan ateş katı, sıvı ve gazların “değişim ilkesi”dir.

Herakleitos’un arkhe anlayışını açıklayabilme

5

Herakleitos’un logos öğretisini ana hatlarıyla irdeleyebilme

6

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

7

Parmenides ve Herakleitos’un hareket sorunu hakkındaki fikirlerini kıyaslayabilme

Elea Okulu Miletos Okulu düşünürleri olan Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes, var olanların meydana gelişinin nedenini ark-henin canlılık özelliğine bağladıklarından, değişim ve hareket sorunu üzerine düşünmemişlerdir. Bu nedenle Miletos Oku-lu düşünürleri belirli maddeleri arkhe olarak seçmişlerdir.

Aristoteles’in deyişiyle Miletos Okulu filozofları maddi nedene odaklanmışlar, harekete itki veren fail nedeni araştırmamış-lardır. Durağan ve belirli bir maddeyi arkhe olarak seçmenin değişimi ve hareketi anlamada yetersiz bir açıklama olduğunu ilk fark eden Herakleitos’tur. Herakleitos değişim ve hareketi açıklamak için arkhenin hareketli bir madde olması gerektiği-ni düşünmüş ve bu nedenle “ateş”i arkhe olarak seçmiştir. Ateş yalnızca bir töz değildir; aynı zamanda sürekli eylemin somut, fiziksel bir simgesi, oluşun kendisi olarak da tanımlanabil-mektedir. Başka bir deyişle, Herakleitos’a göre, ateş bir madde olmaktan çok, her şeyin niteliksel olarak değişimine yol açan bir ilkedir. Herakleitos sürekli değişim içindeki dünyayı hiç sönmeyen bir ateş olarak tanımlamaktadır. Bu ateşin bir bö-lümü her zaman öteki maddeler olan toprağı, suyu ve havayı oluşturur. Oluş daima bir düzen içerisindedir. Oluşa düzenini veren ise logostur. Herakleitos logosu tüm değişimleri oranlı, dü-zenli ve ölçülü kılan yasa olarak tanımlamaktadır. Evrendeki tüm karşıtların oranlı bir biçimde birbirlerine dönüşerek uyum içinde var olması, logosa uygun olmasından kaynaklanmaktadır.

Parmenides ise Herakleitosçu felsefenin tam tersi bir yol alarak değişimi reddetmektedir. Parmenides’e göre, “varlık” ile değişi-min bir arada düşünülmesi açıkça tutarsızdır, çünkü hareket ya da değişim var olan bir şeyin bir süre sonra yok olmasıdır. Bu durum ise bir şeyin hem “var” hem de “yok” olduğunu kabul etmek anlamına gelir ki, bir şeyin hem “var” hem de “yok” ol-duğu tutarsızlık içerdiğinden akıl tarafından kavranamaz. Bu nedenle, Parmenides, var olanın hep var olması gerektiğini öne sürerek, hareket ya da değişimin yalnızca duyuların bir yanılsa-masından ibaret olduğunu düşünmektedir.

neler öğrendik?

1

Aşağıdakilerden hangisi Thales’e ilk filozof denilmesinin nedenlerinden biri olamaz?

A. Bilgiyi yalnızca bilgilenmek için istemesi B. Gözlem yöntemiyle doğaya yaklaşması C. Maddenin canlı olduğunu söylemesi

D. Doğa olaylarının ardında bir düzenlilik olduğu-nu ileri sürmesi

E. Arkhe olarak “su”yu seçerken, gözlemlere da-yanması

2

Aşağıdakilerden hangisi Anaksimandros’un Thales’ten ayrılan görüşlerinden biri değildir?

A. Arkheyi belirsiz bir madde olarak saptaması B. Canlılığın kaynağına “nemlilik” niteliğini

yer-leştirmesi

C. Evrenin boşlukta durduğu iddiası D. Belirsiz bir kütlenin varlığından söz edişi E. Arkhenin sonsuz niteliğe sahip olması

gerekti-ğini düşünmesi

3

Aşağıdakilerden hangisi Miletos Okulunun tüm düşünürlerince paylaşılan bir görüş değildir?

A. Miletos Okulu düşünürleri kontrollü deneye önem verirler.

B. Miletos Okulu düşünürlerinin düşüncelerine fizik dünya yol gösterir.

C. Miletos Okulu düşünürleri canlı madde anlayı-şını benimserler.

D. Miletos Okulu düşünürlerine doğa filozofları da denilebilir.

E. Arkhenin araştırılması, Miletoslu düşünürlerin temel sorunudur.

4

Pythagorasçılar üzerine söylenebilecek aşağı-daki yargılardan hangisi yanlıştır?

A. “Bilen özne” kavrayışı ilk kez açıkça Pythago-rasçı felsefede görülür.

B. Formalist bir felsefe yaparlar.

C. Evrenin temeline uyum, ölçü ve oran kavramla-rını yerleştirirler.

D. İdeal sayı düşüncesi ilk kez Pythagorasçılarda belirir.

E. Özneye ahlaki sorumluluk yüklerler.

5

Herakleitos’un evrendeki değişimin temeline yerleştirdiği “logos” sözcüğü aşağıdaki hangi anla-mı içermez?

A. Yasa B. Akıl C. Duyum D. Orantı E. Mantık

6

Thales’in canlı-cansız madde ayrımı yapma-ması, aşağıdaki sonuçlardan hangisine yol açmaz?

A. Mıknatısın canlı kabul edilmesine B. Hareket sorununun fark edilmemesine C. “Fail neden”den söz edilmemesine

D. Maddenin tanrılarla dolu olduğunun düşünül-mesine

E. Gözlem yoluyla doğanın incelenmesine

7

Aşağıdaki ifadelerden hangisi Parmenides’e göre hatalıdır?

A. Değişimin yasası ancak akılla kavranabilir.

B. Varlık ile düşünce aynıdır.

C. Var olmayan var olamaz.

D. Duyular hakikati kavrayamaz.

E. Dile getirilebilen ancak bir var olandır.

8

Aşağıdakilerden hangisi Ksenophanes’in görüş-leriyle ilişkili olarak varılması olanaklı bir yargıdır?

A. Ksenophanes’e göre, evrendeki düzen akıl ve duyuların ortak çalışmasıyla bilinebilir.

B. Ksenophanes ile birlikte bilginin eleştirisi başlar.

C. Ksenophanes, insan dünyasının tanrıların dün-yasına benzer biçimde düzenlenmesi gerektiği-ni söyler.

D. Ksenophanes’e göre, bilgi insanlara tanrılar ta-rafından sunulur.

E. Ksenophanes, insanın bilgisinin tanrıların bil-gisinin yerini alması gerektiğini düşünür.

9

Aşağıdakilerden hangisi Parmenides ve He-rakleitos felsefeleri bakımından varılabilecek ortak bir yargıdır?

A. Evrenin temelinde “değişim” ve “oluş” bulunur.

B. Birden çok meydana gelmez.

C. “Logos” hakikati tanımlar.

D. Akıl bilgisi, deneysel bilgiden üstündür.

E. “Diyalektik” bilgiye ulaşmada en önemli yön-temdir.

10

Aşağıdakilerden hangisi belirli ve somut bir maddeyi arkhe olarak saptayan monist bir filozoftur?

A. Pythagoras B. Parmenides C. Anaksagoras D. Anaksimandros E. Anaksimenes

neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Thales” konusunu yeni-den gözyeni-den geçiriniz.

1. C Yanıtınız yanlış ise “Thales” konusunu

yeni-den gözyeni-den geçiriniz.

6. E

Yanıtınız yanlış ise “Miletos Okulu” konusu-nu yeniden gözden geçiriniz.

3. A Yanıtınız yanlış ise “Ksenophanes”

konusu-nu yeniden gözden geçiriniz.

8. B Yanıtınız yanlış ise “Anaksimandros”

konu-sunu yeniden gözden geçiriniz.

2. B Yanıtınız yanlış ise “Parmenides” konusunu

yeniden gözden geçiriniz.

7. A

Yanıtınız yanlış ise “Pythagoras ve Ardılları”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. D

Yanıtınız yanlış ise “Herakleitos” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

5. C

Yanıtınız yanlış ise “Değişim ve Hareket So-runu” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

9. D

Yanıtınız yanlış ise “Anaksimenes” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

10. E

Araştır Yanıt Anahtarı

2

Araştır 1

Thales’in öğrencisi olan Anaksimandros, hocasının arkheye ilişkin saptama-larından etkilenmekle birlikte bunların eleştirisini de yapmaktadır. Thales arkhe olarak “su”yu seçerken, “su”yun sınırsızlığından ilham almıştır. Anak-simandros, Thales gibi, arkhenin sonsuz ve sınırsız bir şey olması gerektiğini düşünmekle birlikte “su”yun belirli ve sınırlı bir madde oluşundan dolayı ark-he olamayacağını ileri sürer. Anaksimandros’a göre, arkark-he evrendeki çeşitliliği sağlayabilecek biçimde sonsuz ve sınırsız olmalıdır. “Su” ise belirli bir madde olduğundan karşıtıyla sınırlanacak ve bu durumda da evrendeki sonsuz ve sınırsız çeşitliliği sağlamakta, karşıtların evrende bir arada bulunmasını açıkla-makta yetersiz kalacaktır. Belirli maddelerin ancak karşıtlarıyla birlikte var ol-duğu görüşünden hareket eden Anaksimandros, bu durumda tüm karşıtların kendisinden kaynaklandığı arkhenin niteliğinin belirsiz olması gerektiğini ileri sürer. Anaksimandros bu belirsiz, sınırsız arkheye apeiron adını verir.

Araştır 2

Anaksimenes’e göre, arkhe “hava”dır. Anaksimenes canlı ve cansız evrende var olan her şeyin “hava”nın niceliksel olarak farklılaşmış biçimi olduğunu ile-ri sürer. Anaksimenes’in canlı ve cansızlar arasında varsaydığı bu benzerlik, Pythagorasçılar tarafından bilginin olanağını oluşturmak amacıyla kullanılır.

Pythagorasçıların makro kozmos ile mikro kozmos arasındaki benzerlikten yola çıkarak benzerlerin birbirlerini bilebileceklerine ilişkin düşüncelerinin zemi-ninde Anaksimenes’in insan ve evren arasında “hava” aracılığıyla kurduğu benzerlik bulunur.

Araştır Yanıt Anahtarı

2

Araştır 3

Pythagoras ve takipçileri “bilen özne” ile “bilinen evren”in aynı mantıksal ya-pıya sahip olduğunu iddia etmektedirler. Herakleitos benzer bir ortak yapının logos ile insan düşüncesi arasında mevcut olduğu kanaatindedir. Her şey sürek-li değişmektedir. Evrende arkhenin miktarı ve logos dışında sabit kalan hiçbir şey yoktur. Fakat bu değişim insanın bilme becerisini ortadan kaldırmamak-tadır. Başka bir deyişle, Herakleitos bilginin mümkün olduğu kanaatindedir.

Nesne (evren) ve özne (insan) hiç durmadan değişir. Fakat, özne nesnedeki düzeni ve uyumu var eden yasa ile aynı niteliğe sahip olduğu için onu kav-rayabilmektedir. Eğer bilgi yalnız ve sadece duyulara dayanıyor olsaydı onun imkânı ve değeri tartışma konusu edilebilirdi. Fakat Herakleitos’un bilgi adını verdiği şey duyu algılarından türetilen malumat değildir. Çünkü değişen şey hakkındaki algılar yanıltıcıdır. Asıl olan, bu değişimin arkasındaki yapıyı akıl ile kavrayabilmektir. Dolayısıyla, Herakleitos düşüncesinde, bilgi ancak aklî bir zeminde türetildiği oranda meşru kabul edilmektedir.

Araştır 4

Ksenophanes üç tür bilgiden söz eder. İlk bilgi, tüm Elea Okulu üyelerince de eleştirildiği üzere güvenilmez olan “duyu bilgisi”dir. Duyu bilgisi insanların izlenimler yoluyla elde ettikleri, değişkenlik gösteren bir bilgidir. Yine Elea Okulunun genel görüşüne uygun bir biçimde Ksenophanes insanın güvenilir bilgi kaynağı olarak “akıl bilgisi”nden söz eder. Ksenophanes’e göre, akıl, insa-nın araştırıp keşfederek bilgi sahibi olabileceği tek yetisidir. Diğer bir deyişle insan araştırdıkça duyularının ötesindekini bilebilir hale gelecektir. Duyuların ötesindeki gerçekleri bilme çabasında insanın kılavuzu akıldır. Ancak, akıl in-sana duyu bilgisinin ötesine geçme gücü veriyor olmakla birlikte sınırlı bilgi sağlar. İnsan ve Tanrı bilgisini karşılaştıran Ksenophanes insanın hakikati asla tam olarak bilemeyeceğini öne sürer. Böylece Ksenophanes’in felsefesinde be-liren üçüncü tür bilgi “Tanrı bilgisi”dir. Tanrı bilgisi ne duyular ne de akıl tarafından sınırlandırılmamış bir bilgi olduğundan en üst bilmedir.

Akarsu, B. (1988). Felsefe Terimleri Sözlüğü. İstanbul:

İnkılâp Kitabevi.

Aristoteles. (1993). Fizik. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Aristoteles. (1996). Metafizik. İstanbul: Soysal Yayınlar.

Von Aster, E. (1999). İlkçağ ve Ortaçağ Felsefe Tarihi.

İstanbul: İm Yayın Tasarım.

Bergson, H. (1998). Creative Evolution. New York:

Dover Pub. Inc.

Burnet, J. (1920). Early Greek Philosophy. London:

A&C Black Ltd.

Capelle, W. (1995). Sokrates’ten Önce Felsefe II.

İstanbul: Kabalcı Yayıncılık.

Cevizci, A. (2014). Felsefe Tarihi 1 –İlkçağ Felsefesi.

İstanbul: Say Yayınları.

Descartes, R. (1994). Metod Üzerine Konuşma.

Guthrie, W.K.C. (1999). İlkçağ Felsefesi Tarihi. Çev.

Ahmet Cevizci, Ankara: Gündoğan Yayınları.

Herakleitos. (2012). Kırık Taşlar. İstanbul: Can Yayınları.

Herzen, A. (2004). Letters on Study of Nature. Hawaii:

University Press of the Pacific.

Homeros. (1984). Odysseia. İstanbul: Can Yayınları.

Jeager, W. (1947). The Theology of the Early Greek Philosophers. Oregon: Wipf & Stock Publishers.

Kranz, W. (1984). Antik Felsefe. İstanbul: Sosyal

Kranz, W. (1984). Antik Felsefe. İstanbul: Sosyal