• Sonuç bulunamadı

YaĢadığı Dönemdeki Kendinden YaĢça Büyük Olan Ozanlar

3. ÂġIK DÂĠMÎ‟NĠN SANATI

3.3. ÂĢık Dâimî‟nin Sanatsal Yönü

3.3.5. Etkilendikleri ve Etkiledikleri

3.3.5.1. YaĢadığı Dönemdeki Kendinden YaĢça Büyük Olan Ozanlar

3.3.5.1.1. ÂĢık Veysel

25 Ekim 1894-21 Mart 1973. ġarkıĢla‟nın Sivrialan köyünde doğdu. Asıl adı Veysel ġatıroğlu‟dur. 7 yaĢında yakalandığı çiçek hastalığından dolayı bir gözünü, daha sonra da bir kaza sonucu, az gören öteki gözünü yitirdi. Evlerine sürekli olarak gelen âĢıklardan dolayı türküyle ve bağlamayla ilgilendiğini gören babasının aldığı bağlama Veysel‟in yaĢamına eĢlik etti. Ġlk bağlama derslerini de babasının arkadaĢı ÇamĢıhılı Ali‟den aldı. Yunusi Karac‟oğlan, Dertli, Erzurumlu Emrah gibi âĢıklardan etkilendi ve türkülerinde onlarla olan duygu yakınlığını yansıttı (Karadeniz, 2007, 598).

Üç telli sazıyla köylüsü Molla Hüseyin‟e saz derslerine giden Veysel‟in ilk yıllarında ümit yoktur (Alptekin, 2004, 21). Esasen ÂĢık Veysel ġatıroğlu‟nun ilk saz hocası Molla Hüseyin iken, ikinci saz hocası CamĢıhlı Ali Ağa‟dır.

Önceleri usta malı türküler söyleyen ÂĢık Veysel, 40 yaĢlarına doğru kendi Ģiirlerine ağırlık vermeye ve türküleĢtirmeye baĢladı. 1933 yılında Atatürk için söylediği bir türküden sonra özellikle Ahmet Kutsi Tecer‟in yardımıyla giderek tüm Türkiye‟de tanınmaya baĢladı. Bu döneme dek köyünden hiç çıkmayan ÂĢık Veysel bunu izleyen yıllarda Türkiye‟nin birçok yöresini dolaĢarak kendi yöresi dıĢında da insanlara türkülerini aktarma fırsatı buldu. 1952 yılında Ġstanbul‟da kendisi için büyük bir jübilesi yapılan ÂĢık Veysel‟e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi‟nin özel bir kararıyla aylığa bağlandı (Karadeniz, 2007, 598).

Alınyazısı denilen Ģey midir, yoksa dönemin Ģartları mıdır ama Beserek Dağı‟ndaki türbe ziyaretiyle dünyaya geldiğine inanılan Veysel‟in dünyası yedi yaĢında kararır. Aynı yıllarda diğer gözünü de ahır temizlerken sarı öküzün boynuzuna kurbân verir (Alptekin, 2004, 19).

ÂĢık Dâimî, yaĢadığı yüzyılda (20. yy) kendinden yaĢça büyük olan ÂĢık Veysel‟e değer veren, onun eserlerini dinlemekten zevk alan bir kiĢidir. Öyle ki ÂĢık Veysel‟in “Dostlar Beni Hatırlasın” adlı eserine nazire olarak bir Ģiir yazmıĢtır. ġiir:

“Büyük insan koca Veysel Dostlar seni unutur mu? Ayırsa da seni ecel Dostlar seni unutur mu?

Tabiata gönül verdin Ġnsanları çok severdin Yalan değil sen bir erdin Dostlar seni unutur mu?

Sivralan‟ın ocağında Sâdık yârin kucağında Sensin gönüller bağında

Dostlar seni unutur mu?

SarkıĢladır senin kazan Atatürk‟e destan yazan Gerçek âĢık büyük ozan Dostlar seni unutur mu?

Sevenlerin yanındasın Sohbetinde anındasın Dâimî‟nin kanındasın

Dostlar seni unutur mu” (Orhan, 1999: 264)

ÂĢık Dâimî, ÂĢık Veysel‟in ölümü üzerine duyduğu derin üzüntüyü dile getirmek için bir Ģiir daha yazmıĢtır. ġiir Ģöyledir:

“Bir yıldız süzüldü Sivas‟tan yana Tabiatın büyük ozanı göçtü Dökülsün gözyaĢını Sivralan sana ÂĢıkların merdi meydanı göçtü

Ey dostlar Veysel‟i anlatsam size Sığdıramam onu deryâ denize Altı yavrusu var emanet bize Sivas ellerinin cânânı göçtü

Ey aziz milletim ey güzel yurdum Veysel‟in tahtını gönlüme kurdum Ey köylüm, Ģehirlim, ey Ģanlı ordum Atatürk‟ün büyük hayrânı göçtü

“Yunus Karacaoğlan, Pîr Sultân aslı Gördüğünden ĢaĢmaz gerçeğin nesli ġimdi sazı dertli periĢan yaslı

3.3.5.1.2. ÂĢık Davut Sulari

Asıl adı Davut Ağbaba‟dır. ÂĢık Davut Sularî H.1341, M.1925 yılında Erzincan‟ın Tercan ilçesine bağlı olan Çayırlı (Mans) bucağında doğmuĢtur.1954 yılında Mans adı Çayırlı olarak değiĢmiĢtir. ÇalıĢma sırasında ulaĢılan doğum bahsinin geçtiği on dört kaynaktan dokuzu ÂĢık Davut Sularî‟nin doğum yılını 1925 olarakvermektedir. 35 Sularî‟ nin doğum yılı Tercan Askerlik ġubesi‟ndeki kayıtlaragöre de 1925 olarak geçmektedir. Ancak üç farklı kaynakta doğum yılı 1926 olarak ifade edilmiĢtir. Elimizdeki bilgi ve belgeler ÂĢık Davut Sularî‟nin 1925 yılında doğma ihtimalinin çok güçlü olduğunu göstermektedir. ÂĢık Davut Sularî‟nin babası Veli Ağbaba, annesi Cezayir Hanım‟dır. ÂĢık Davut Sularî, Veli Ağbaba ile Cezayir Hanım‟ın beĢ çocuğunun ilkidir. Davut Sularî‟nin babası Veli Ağbaba‟nın ilk hanımı Rinde olup çocukları olmadığından Rinde Hanım Veli Baba‟yı, Çayırlı‟nın Kavaklıdere Köyün‟den Zeynel Ağa‟nın kızı Cezayir ile evlendirmiĢtir. ÂĢık Davut Sularî‟nin, hakkında elde edilen bilgiler ve kendi ifadeleriincelendiğinde manevi soyunun HaĢimî kabilesinden, Ġmam Musa-i Kazım‟ıntorunu, Ġbrahim-i Mükerremin oğlu Seyit Mahmut Hayrânî Veli‟nin neslinden geldiğinin ifade edildiği görülmektedir.39 Böylelikle soy ağacı Ġmam Musa-i el Kazım‟a buradan da Hz. Ali ve Hz. Muhammed‟e kadar dayandırılmaktadır. ÂĢık Davut Sularî‟nin dedesi Pîr Kaltuk tüm aĢiretiyle birlikte Tunceli‟nin Nazimiye ilçesi KureyĢanlılar Köyü‟nden, Erzincan‟ın Tercan ilçesi„nin Çayırlı (Mans) bucağına yerleĢmiĢlerdir (GüneĢ Yılmaz, Davut Sularî ve Ozanlık Geleneği Ġçindeki Yeri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yükse Lisâns Tezi, Ankara, 2006, 16).

ÂĢık Dâimî ile ÂĢık Davut Sularî aynı çağdan, aynı kaynaktan, aynı kültürden gelen inanç taĢıyıcılarıdır. Yörede, kültürel taĢıyıcılık yanında âĢıklık geleneğinin de en önemli iki ismi olmuĢlardır. Birbirlerinden herhangi bir artısı ve eksiği olamayan âĢıklar diyâr diyâr, yöre yöre gezerek bağlamalarını ve bestelerini halka arz etmiĢlerdir. Aynı cemde zakîrlik yapıp aynı havayı solumuĢ bu iki ozan ne birbilerine hocalık ne de öğrencilik yapmamıĢlardır. Ancak aynı ortamın ikliminden yararlanıp, aynı kültürün ve edebiyatın geliĢimine öncülük ederek kendi varlık hazînelerine katkı sağlamıĢlardır. Dâimî‟nin sazı, Sularî‟nin sözü aynı kaynağa hayat veren can suyu gibidir. Bu sudan tüm yöre ve çevre iller faydalanmıĢtır.

3.3.5.1.3. ÂĢık Ali Ġzzet

1902-11 Ekim 1981. ġarkıĢla‟nın Höyük köyünde doğdu. Asıl adı Ali Ġzzet Özkan‟dır. Bağlama çalıp türkü söylemeye küçük yaĢlarda baĢladı. Ġlk bağlama derslerini kendi köyünden ÂĢık Sabri ve ÂĢık Ali‟den aldı. Gençliğinde bir süre çiftçilik yaptı. Hacı BektaĢ Tekkesine girerek bir dönem Ġzzeti mahlasını kullandı. 1936 yılında 4 ay kadar cezaevinde kalan Ali Ġzzet, 1940 yılında ÂĢık Hüseyin Gürsel ile birlikte Ankara‟ya giderek Halkevine konuk oldu. Uzun süre ÂĢık Veysel‟le birlikte Köy Enstitülerinde gezici bağlama öğretmenliği yaptı. 1960 yılında, dönemin CumhurbâĢkanı Cemâl Gürsel tarafından Alevi köyleri dolaĢması için görevlendirildi. 1961 yılında ise ÂĢıklar Derneğine giren Ali Ġzzet Ankara‟ya yerleĢti. Ali Ġzzet, Türkiye‟nin neredeyse tüm bölgelerini adım adım dolaĢtı, yüzlerce deyiĢ söyledi. Ayrıca birçok defa da Türkiye dıĢında çeĢitli konserlere katıldı (Karadeniz, 2007, 327).

3.3.5.1.4. ÂĢık Dursun Cevlani

1900-20 Ocak 1975. SarıkamıĢ‟ın Oluklu köyünde doğdu. Asıl adı Dursun Kılıç‟tır. Cevlani adını, aile dostu olan ÂĢık Sümmani verdi. Küçük yaĢlarda ÂĢık Yusuf‟tan gelenekleri ve bağlama çalmayı öğrendi. Daha sonra ÂĢık Ġkra‟ın yanında uzun süre çıraklık yaptı. ÂĢık Ġkram ölünce çıraklığını ÂĢık BektaĢ‟ın yanında sürdürdü (Karadeniz, 2007, 113).

1966‟da baĢlayan Konya ÂĢıklar Bayramını ÂĢık Müdâmi ve ÂĢık Efkari ile birlikte açtı. Yine aynı yıl türkü dalında ÂĢık Müdâmi ve Murat Çobanoğlu ile birlikte birinci oldu. Bir süre Ankara Radyosu Yurttan Sesler bölümünde de çalıĢan Dursun Cevlani yaĢamının son dönemlerine dek bağlamasını elinden, sözünü dilinden bırakmadı (Karadeniz, 2007, 113).