• Sonuç bulunamadı

ÂĢık Dâimî‟nin Alevi BektaĢi Geleneğinde Hacı BektaĢ Algısı

3. ÂġIK DÂĠMÎ‟NĠN SANATI

3.1. ÂĢık Dâimî‟nin Sanatına Etki Eden KiĢilik Özellikleri

3.1.2. ÂĢık Dâimî‟nin Alevi-BektaĢi Geleneği Çizgisi

3.1.2.4. ÂĢık Dâimî‟nin Alevi BektaĢi Geleneğinde Hacı BektaĢ Algısı

ÂĢık Dâimî‟nin Alevili-BektaĢilik geleneği içerisinde değerlendirilecek bir diğer kültürel kod Hacı BektaĢi Veli‟dir. Alevi-BektaĢi geleneği ve hakkında bilgi veren kaynaklara göre Hacı BektaĢ Veli hem soy, hem de tarikat silsilesi bakımından Hz. Ali‟ye bağlanmakta ve seyyid olduğu kabul edilmektedir. Onun tarikat silsilesi içerisinde yer alan bir diğer önemli Ģahsiyet ise büyük Türk mutasavvıfı Ahmet Yesevi‟dir. Hacı BektaĢ‟ın efsanevi niteliğinin bir sonucu olarak Alevilerce Hz. Ali‟nin don değiĢtirmiĢ bir Ģekli olarak da görülmektedir. Hacı BektaĢ Veli‟nin halk arasında nesilden nesile aktarılan menkıbeleri ve Alevi ozanlarının Hacı BektaĢi Veli‟yi konu alan sayısız Ģiirleri bulunmaktadır (Yaman, 2007; 184-185). ĠĢte bu ozanlardan biri de ÂĢık Dâimî‟dir. Öncelikle ÂĢık Dâimî‟nin mensubu bulunduğu kültür içerisinde önemli bir değer olan Hacı BektaĢi Veli‟nin hayatı ile ilgili bilgi verilecektir.

Asıl adı BektaĢ olup muhtemelen ölümünden sonra Hacı BektaĢ Veli diye Ģöhret bulmuĢtur. 8. yüzyıl Selçuklu Anadolusu‟nda Babai hareketinin lideri Baba Ġlyas-ı Horosani‟nin çevresine, 14. yüzyılda Yeniçeri Ocağı‟nın kuruluĢuna, 16. yüzyılda kendi adını alacak olan BektaĢilik tarikatının teĢekkülüne adı karıĢan Hacı BektaĢ-ı Veli‟nin, devrinin kaynaklarında hemen hiçbir iz bırakmadığına bakılırsa yaĢadığı dönemde yaygın bir Ģöhrete sahip olmadığı söylenebilir. Öte yandan Yeniçeri Ocağı ve BektaĢiliğin pîri kabul edilmesi ve Alevi-BektaĢi kesiminde bir îmân esası olan güçlü konumu onu çözümlemesi gereken tarihi bir problem haline dönüĢtürmektedir. Hacı BektaĢ-ı Veli‟nin tarihi Ģahsiyeti ve Anadolu‟ya gelmeden önceki hayatı hakkında Vilâdetname‟de yer alan menkıbevi bilgiler dıĢında kesin bir Ģey söylemek mümkün değildir. Ancak onun “Horosan Erenleri” diye bilinen Kalenderiyye akımına mensup sufilerden biri, dolayısıyla Horosan Melâmetiyye mektebinden olduğuna muhakkak nazarıyla bakılabilir. Bu sebeple 13. yüzyılda Cengiz istilası sebebiyle Anadolu‟ya vuku bulan derviĢ göçleri arasında, aynı mektebe mensup Yesevi veya daha kuvvetli bir ihtimalle Haydari derviĢlerinden biri olarak Anadolu‟ya gelmiĢ olmalıdır. Menkıbevi Hacı BektaĢ Rum abdallarının pîridir: Diyâr-ı Rum‟un (Anadolu) büyük evliyâsındandır. Tarihi Ģahsiyetini menkıbevileĢtiren anlaĢılması ve tahlili güç bu dönüĢüm süreci, onu daha 14. yüzyıldan itibaren zamanımızda da bütün gücüyle varlığını koruyan çok önemli bir

kültün, Anadolu‟daki Heterodoks Müslümanlığın merkez Ģahsiyeti yapmıĢtır. Mesela Baba Ġlyas‟ın sayısı oldukça fazla halifelerinin arasından yalnızca bu mütevazı Türkmen babasına nasip olması noktasında odaklanmaktadır. Ne Mevlana Celâleddin-i Rumi ne Yunus Emre ne de Anadolu‟da yaĢamıĢ bâĢka hiçbir sufi onun kadar güçlü bir kutsallaĢtırmanın konusu olmamıĢtır (Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi, 1989: C. 14, s. 454).

“Dâimî‟yim gönüllerin nakkaĢı Ġnkâr ehli ile verdi savaĢı Pîrlerin pîrini Hacı BektaĢ‟ı

Uyanır seherde anar hu deyi” (Orhan, 1999: 101)

Hacı BektaĢi Veli (doğumu 1209/10; Ölümü; 1270/71) Hacı BektaĢi Veli, Anadolu‟ya yerleĢtikten sonra bir misyoner gibi kendi dünya görüĢünü etrafına yaymaya baĢladı. O bir derviĢti. Hacı BektaĢi Veli; bir ermiĢ olarak, tüm insanlığı kucaklayan, bütüncül anlayıĢı temel alan bir görüĢün simgesi olmuĢtur. horosan'da batini çevrelerde büyümümĢ, Nizari Ġsmaililerin (7 imamlı inanç) Dai‟lerince (görevliler, misyonerler) yetiĢtirilmiĢ bir eren olarak Anadolu‟ya gelen Hacı BektaĢi Veli bir Batini sufidir. Batinilik tüm oluĢlarda ve olgularda Ģekle değil, öze önem veren bir anlayıĢı temsil eder. Buna göre görüntü önemli değil, her Ģeyin görünmeyen ama özünü sevgiye ve âĢka dayandırır. Var olan her Ģeyi sevmek, doğayı, hayvanı, bitkiyi, toprağı, suyu, insanı… Kısaca var olan her Ģeye sevgi beslemek, en temel olandır (Zaman, 2008: 93).

“Hünkâr Hacı BektaĢ sahi evliyâ Göründü bizlere nuri kibriya Tevekkül babında olur mu riya

Ol cemâlullahın pervânesiyem” (Orhan, 1999: 122)

Hacı BektaĢi Veli; yaĢadığı dönemde, yoksul halkın içinde yaĢamıĢ, onların sorunlarına ortak olmuĢ, onların dertlerini, sorunlarına yansıtmıĢ, düĢünsel gıdasını ve toplumsal anlayıĢını bu kesimin “kurtuluĢ” teması üzerine kurmuĢtur. HoĢgörü güler yüzlü olmak, herkese yardım elini uzatmak, gönlünü herkese açmaki paylaĢım ve eĢitlik gibi çok önemli değerleri savunmakla eĢ anlamlıdır. Daha doğrusu Hacı BektaĢ-i Veli‟deki hoĢgörü bu nitelikleri kapsar (Zaman, 2008: 94).

“Ey Dâimî bitmez savaĢ On dört masum döktüler yaĢ Zuhûr etti Hacı BektaĢ

Gerçek evliyâyı gördüm” (Orhan, 1999: 156)

Kötülüklerden arınmak, barıĢı, sevgiyi, âĢkı, eĢitliği, paylaĢımı, hoĢgörüyü öne çıkarmak BektaĢiliğin en temel görüĢüdür. BektaĢi yaĢamı rint görür. BektaĢi‟nin Kıvrak zekâsı, akılcı duruĢu ve nükteli anlayıĢıyla yaĢamı değerli kılan bir yanı vardır. BektaĢi sorgulayıcıdır. Doğalcıdır, kavrayıcıdır. Ġyilikten ve güzellikten yanadır. Alevi-BektaĢi öğretisinde tanrısal hikmet olmayan hiçbir Ģey yoktur. Buna göre var olan her Ģey tanrısaldır. BektaĢi alçakgönüllüdür. Kibiri dıĢlar. Olduğu gibi görünür. BektaĢi tutuculuğa, yobazlığa ve durağanlığa karĢıdır. Her Ģeyin devinim içinde bulunduğunu söyler. BektaĢi öğretisi; bütün dünya insanlığını birleĢtiren bir öğretiyle kendini tanımlar. Bu öğreti, kardeĢlik ve dostluk yaratma düĢüncesini yaĢama geçirmeye çalıĢır (Zaman, 2008: 94-95).

“Horasan elinden Uruma gelen Cümle evliyâya hem rehber olan Car diyen kulların elini alan

Hünkâr Hacı BektaĢ Ali kendidir” (Orhan, 1999: 231)

BektaĢilik nefsin düĢmanıdır. Ġnsanı kötülüğe itenin nefis olduğunu savunur. BektaĢi‟ye göre insan ancak nefsini, benliğini, bencilliğini yenerek, kendi gerçekliğine ulaĢabilir (Zaman, 2008: 95).

“Uludur pîrimiz ulu O gösterdi doğru yolu Denilmezdi Anadolu

Hacı BektaĢ olmasaydı” (Orhan, 1999: 303)

BektaĢi konukseverdir. Gönül gözleri zengin ve paylaĢımcıdır. Dünya nimetlerinden yararlanmayı ilke edinir. O, muhabbeti ve dostluğu sever. KonuĢkan, Ģiir dünyası geliĢmiĢ bir yapı sergiler. BektaĢi sabırlıdır. Birçok olayın zaman ve mekân içinde çözülebileceğini bilir. BektaĢ ayıbı saklar, güzel olanı dıĢarıya yansıtır.

BektaĢi‟ye göre okunması gereken en büyük kitap insandır. Ġnsan kendi özünde tüm evreni barındırır (Zaman, 2008: 95).

“Âkıbet bu kula kopar bir âfât Evladı Ali‟ye yoktur itikad ġimdiki insana olmaz itimâd

YetiĢ Hacı BektaĢ gel imdat eyle” (Orhan, 1999: 36)

ÂĢık Dâimî, dinsel törenler ve inancı bakımından Alevi BektaĢi olup Ehl-i Beyt‟e, Hacı BektaĢ Veli‟ye ve bu gelenek içinde kendini yetiĢtirmiĢ var olmuĢ tüm büyüklere saygı ve sevgi ile bağlılık göstermiĢtir. “Biz her cânı Hakk bilir; böyle görür, böyle yürürüz” felsefesiyle 1960‟lı yıllardan itibaren Hacı BektaĢ törenlerinin baĢlamasından itibaren varlığını bu yola hizmetkâr etmiĢtir. BektaĢilik inancında dile gelen “eline, beline, diline sahip olma” ilkelerine sadık kalmıĢ ve bu yolda kendisinden önce bu tarikatın inanç önderleri olan babalara hürmet etmiĢ, daima onları anmıĢtır. Hacı BektaĢ‟a hizmeti Hakk hizmeti bilen Dâimî, yaratılanların en kutsalı insana varmanın yolu olarak bu yolda hizmet vermiĢ ve muhabbetten hiçbir zaman ayrılmamıĢtır.