A
n
ima
ls
[ lnsan ve Hayvanlarda Duyguların ifadesi] adlı önemli kitabında Charles Darwin pek çok ortak jestin evrimsel kökeninin hayvanlardaki uyarlanma eylemlerine dek uzandığını ve daha sonra insanda simge biçiminde benimsendiğini saptadı. Bu ne
denledir ki, yalnız biçimde değil, güçlü insan duygularında da evrimin sürekliliğini ileri sürdü. Şiddetli öfkelenme durumunda homurdanmanın yanı sıra -döğüşürken kullandığımız, artık bu
lunmayan köpek dişimizi göstermek için- üst dudağımızı yuka
rı kaldırırız. Tiksinmeyle ilgili bedensel anlatımımız da, gerek
li durumlarda yüksek uyarlanma sağlayan kusma eylemiyle ilgi
li yüz devinimlerinin yinelenmesidir. Viktorya döneminden çağ
daşlarının pek çoğunu iyice rahatsız etmesine karşın Darwin şu sonuca vardı: "insan soyundaki bazı dışavurumları -örneğin, aşı
rı şiddet etkisi altında tüylerin diken diken olması ya da şiddet
li öfkeyle dişlerin açığa çıkarılmasını- insanın bir zamanlar çok daha aşağı bir aşamada, hayvansı durumda varolduğu inancı dı
şında açıklanamaz."
Her nasıl olursa olsun, insanın körpelik evresinin beden özel
likleri -hayvanlarda görüldüğü zaman bile- bizde güçlü duygu
sal karşılık bulur. Mickey Mouse'un çocuk özellikleri edine edi
ne, tersine büyüyerek ilerlediği evrim yolunun, Disney ve birlik
te çalıştığı sanatçıların ayırdına varmaksızın yukarıdaki biyolojik ilkeyi bulmuş olduklarını gösterdiğini ileri sürüyorum. Gerçek
ten de, Disney'in yarattığı kişiliklerin çoğunun gönüllerdeki ko
numu, aynı türden tuhaflıklara dayanmaktadır. Büyülü ülke, bu yönüyle biyolojik bir göz boyamadan yararlanır; başka bir de
yişle, soyutlama yeteneğimizden ve kendi bedenimizin büyürken
stcphcn jay gould 1 1 1
-J----
7-\---�--- 7-\---�--- 7-\---�--- 7-\---�---.. - - - -� - - - ' - - - - -�
---İnsan çocuksu yüz özellikleri taşıyan hay
vanlara sevgi duyar: Koca gözler, şişkin kafa kemiği, geriye kaçık çene kemiği (sol sü
tun). Küçük gözlü, uzun burunlu hayvanlar (sağ sütun) aynı etkiyi uyandırmazlar. Kon
rad Lorenz'in Studies in Animal and Hu
man Behavior adlı yapıtından, cilt Il, 1971.
Methuen & Co. Ltd.
112 pandanın başparmağı
geçirdiği biçim değişikliğine verdiğimiz yerinde yanıtları yeri de
ğilken hayvanlara aktarma eğilimimizden yararlanır.
Donald Duck da zaman içinde daha çocuksu özellikler edi
nir. Uzun gagası içe çekilir, gözleri büyür; Mickey'nin Morty'e ya
kınlaştığı kesinlikle, o da Huey, Louie ve Dewey'e yaklaşır. Fakat Mickey'nin başlangıçtaki edepsiz görünümünü Donald üstlendi
ği için, sivri gagası ve daha yatık alnıyla biçim bakımından daha erişkin kalır.
Farelerin kötü kişi olanları ya da bıçkınları, Mickey'nin kro
nolojik yaşında olsalar da, Mickey'le karşılaştırıldığında her za
man daha erişkin görünümlüdürler. Örneğin 1936 yılında Dis
ney
Michey� Rival
adlı bir kısa film yaptı. Sarı açık bir arabaya binmiş bir züppe, Mickey'le Minnie'nin gözden uzaktaki kır gezintisine çağrısız dalar. Ahlaksızlığıyla ünlü Mortimer'in baş uzunluğu beden uzunluğunun yalnızca yüzde 29'u kadarken, Mickey'ninki yüzde 45'dir; burun uzunluğunun baş uzunluğuna oranı yüze SO'ken, Mickey'ninki yüzde 45'tir. (Buna karşın ve hiç başka türlüsü olmaz, Minnie kalbini Mortimer'e kaptırır; ta ki, komşu tarladan gelen nazik bir boğa Mickey'nin rakibini kovun
caya dek.) Ayrıca Disney'in öteki kişilerinin abartılı erişkin özel
liklerini -kasıla kasıla yürüyen takma bacaklı kabadayı Pete'i ya da basit ama sevimli salak Goofy'i- düşünün.
Mickey'nin biçimsel yolculuğuna ilişkin ikinci ciddi biyolojik görüş olarak şunu belirtiyorum. Mickey'nin sonsuz gençliğe doğ
ru giden yolu, kendi evrim öykümüzü kısaltılmış biçimde yine
liyor. Çünkü insanoğlu eşeysel olgunluğa eriştiğinde, çocukluk evresi özelliklerini korur (neotenik'tir) . Atalarımızın çocukluk evresi özelliklerini erişkinliğe geçişte koruyarak evrildik ve böy
lece bugünlere geldik. Güney ve Doğu Afrika'da kalıntıları bulu
nan, soyu tükenmiş maymunumsu başparmaklı
Australopitechine
atalarımızın
Steamboat Willie
'deki Mickey gibi, öne çıkık çeneleri, basık üst kafatasları vardı.
Embriyonik dönem kafatasımız şempanzelerinkinden hemen
stephcn jay gould 113
hiç ayırt edilemez. Büyürken biçim değiştirme bakımından aynı yolu izleriz: Doğumdan sonra beyin gövdeye oranla çok daha ya
vaş büyüdüğü için üst kafatası kemeri bağıl olarak küçülür ve çene de bağıl olarak büyür. Fakat şempanzeler bu değişimlerde ileri giderek, yavrudan çarpıcı biçimde değişik bir erişkin mey
dana getirirken; biz aynı yolda çok daha yavaş ilerler ve hiçbir za
man çok uzağa gidemeyiz. Dolayısıyla, erişkinler olarak, çocuksu özelliklerimizi koruruz. Hiç kuşku yok ki, yavruyla erişkin ara
sında gözle görülür bir ayrım meydana getirmeye yetecek denli değişiriz; fakat, değişimimiz şempanzeler ve öteki başparmaklıla
rın geçirdiğinden çok daha azdır.
Gelişme hızımızdaki gözle görülür yavaşlama, çocuksu özel
liklerimizi saklamamızı tetiklemiştir. Başparmaklı memeliler içinde yavaş gelişenlerdendir; fakat, biz bu eğilimi başka hiçbir
Züppe kılıklı, ahlaksız Mortimer (burada Minnie'nin kalbini çalmakta
dır) Mickey'e bakarak çok daha erişkin özellikler taşımaktadır. Başı beden uzunluğuyla oranlandığında daha küçüktür; burnu baş uzunluğunun tam tamına yüzde 80'ini bulmaktadır. Walt Disney Productions
1 14 pandanın başparmağı
memelide görülmeyen bir ölçüde ileri götürmüşüzdür. Çok uzun bir ana kamında kalma süremiz, belirgin biçimde uzun bir ço
cukluğumuz var ve başka hiçbir memeli bizim yaşadığımız denli uzun yaşamıyor. Sonsuz gençliğin form ve yapı özellikleri işimizi kolaylaştırmıştır. Büyümüş beynimiz, doğum öncesi büyüme hı
zını -hiç olmazsa bir ölçüde- sonraki yaşlara doğru sarkıtmamı
zın bir sonucudur. (Bütün memelilerde beyin, döl yatağında hızlı büyür, fakat genellikle doğumdan sonra çok az büyür. Bu embri
yonik evreyi doğum sonrasına uzatmış bulunuyoruz.)
Fakat zamanlamanın kendisindeki değişimler de en az o den
li önemli olmuştur. Her şeyden önce öğrenen hayvanlarız ve uzun süren çocukluğumuz öğrenim yoluyla kültür aktarımına izin verir. Pek çok hayvan çocuklukta esnektir ve oyun oynar; fa
kat erişkinliğinde katı programlanmış örüntülere uyar. Yukarıda sözü edilen aynı makalede Lorenz şunları yazar: "lnsanı insan ya
pan bu eşsiz, yaşamsal öznitelik -başka bir deyişle, her zaman ge
lişir durumda kalma özelliği- hiç kuşkusuz insanoğlunun neote
nik doğasına borçlu olduğumuz bir armağandır."
Kısacası bizler de, Mickey gibi, hiçbir zaman büyümemizi ta
mamlamasak da, ne yazık ki yaşlanırız. Mickey, sana önümüzde
ki yarım yüzyıl için iyi dilekler sunuyoruz. Dileriz ki, senin gibi genç kalalım; ama, biraz daha akıllanmış olalım.
Çizgi filmlerde abartıl
mış erişkin özellikleri taşıyan Disney karakterleri, yalnız
ca kötüler değildir. Mortimer gibi Goofy de beden uzunlu
ğuna göre küçük kafalıdır ve büyük burunludur. Walt Dis
ney Productions.
ncplıcıı j•y gould 1 1 5