• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: MOLLA CÂMÎ ve YÛSUF U ZELÎHÂ’SI

2.2. Yûsuf u Zelîhâ

Molla Câmî, yedi büyük mesnevisinin yer aldığı Heft Evrengi’nin beşinci tahtını oluşturan ve en güzel mesnevisi olarak addedilen Yûsuf u Zelîhâ mesnevisini 888/1483 yılında yetmiş yaşında iken yazmıştır. Mesnevinin yazılışında Câmî’nin başlıca kaynağı Hz. Yusuf’un hayatının müstakil bir biçimde işlendiği Kur’an-ı Kerim’in 12. suresi olan Yusuf suresidir. Eserde kıssa pek çok açıdan detaylandırılmış ve bu detaylandırmalarda şairin kendi hayal dünyası kadar surenin tasavvufî tefsirleri de etkili olmuştur. (Algar, 2016: 105; Hikmet, 1963: 222).

Eser, Hezec bahrinin mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün kalıbıyla yazılmıştır. Bu eserin, aynı veznin kullanılması ve aynı zamanda bir aşk trajedisini anlatılması hususlarına binaen Nizâmî’nin Hüsrev ü Şîrîn’ine bir “cevap” olduğu düşünülmektedir. Eserine besmele ile başlayan Câmî, Allah’a dua ederek O’ndan kitabını tamamlayabilmesi için kalemine ve zihnine kuvvet vermesini istemiş ve artık eski şairler gibi düzgün söz ve şiir söyleyen şairlerin kalmadığından bahsetmiştir. Bu bölüm on dört beyittir.

Eserin tevhid bölümü Allah adınının zikredilip övüldüğü ve Allah’ın varlık ve birliğinin delillerinin sayıldığı iki başlıktan oluşmaktadır. Bu bölümlerin ikisi de 28’er beyittir.

81 Câmî’nin Yûsuf u Zelîhâ’sının mensur tercümesi Ali Nihat Tarlan tarafından yapılmış; ancak vefatı nedeniyle basılmamıştır. Çalışma, Günay Kut tarafından gözden geçirilerek birtakım eksiklikleri tamamlanmış ve yayına hazırlanmıştır. (Nureddin Abdurrahman İbni Ahmed-i Câmî, Beşinci Taht: Yûsuf u Züleyhâ, Türkçeye çeviren Ali Nihat Tarlan, Türkçe tercümeyi asliyle karşılaştırıp Farsça Baskının (1972) ve Yazmasının (Süleymaniye Ayasofya (3898) Tıpkıbasımları ile birlikte yayına hazırlayan Günay Kut, Harvard Üniversitesi Yakındoğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü, 2003.

77

Câmî eserinin münacat kısmını da iki başlık altında vermiştir. 13 beyitten oluşan ilk kısmında ihtiyaç sahipleri adına dua eden şair, 27 beyitlik ikinci kısımda ise kendisi için yakarışta bulunmuştur. Şair 35 beyitlik bir naat ve 57 beyitlik bir miraciye ile eserine devam etmiştir. Câmî, Miraç hadisesi ile ilgili bilgi verdikten sonra Hz. Peygamberin şefaatine mazhar olmak istediğine dair 32 beyitlik bir manzume daha yazmıştır.

Câmî, Nakşibendî şeyhlerinden Ubeydullah Ahrar’la birlikte, devlet adamı ve aynı zamanda dostu olan sultan Hüseyin Baykara’yı da eserinde anmıştır. Şairin Ubeydullah Ahrar’ın medhine ayırdığı bölüm 35, Hüseyin Baykara’yı övdüğü bölüm ise 38 beyittir. Şair bundan sonra aşk ve âşık olmanın faziletlerini bildiren 38 beyitlik bir bölüm yazmıştır.

Eserini yazma sebebini iki başlık altında açıklayan Câmî, ilk kısımda aşkın faziletlerinden, aşk derdiyle yanmamış bir gönlün gönül olamayacağından ve kendisinin de bir aşk hikâyesi kaleme alarak bu gök kubbede bir iz bırakmak istediğinden bahsetmiştir. Bu bölüm 34 beyittir. İkinci kısımda ise sözün ve mananın ehemmiyeti üzerinde duran şair Husrev ü Şirin, Leyla ve Mecnun hikâyelerinin unutulduğunu artık yeni bir aşk hikâyesi yazmanın zamanı geldiğini söyleyerek eseri yazma sebebini açıklamıştır. Bu bölüm ise 41 beyitten oluşmaktadır.

Câmî daha sonra asıl hikâye kısmına geçmiştir. Mesnevide asıl hikâye şu konu başlıkları altında anlatılmıştır:

Yusuf aleyhisselamın güzellik mumunun, gayb âleminin yatak odasını ışıklandırması ve Âdem aleyhisselam’ın gönül pervanesinin o güzelliği görerek yanması

Yusuf aleyhisselamın güzelliği fidanının gayb âleminin baharından şahitlik bağına getirmek ve Yakup aleyhisselamın gözyaşı ve Zelihanın aşk havası ile beslemek

Güzelliğinin güneşi doğduğunda magribi maşrık kadar belki de ondan daha fazla aydınlatan Zeliha’nın sıfatının vasfı

Zeliha’nın uyku kını içinde ilk kez Yusuf’un güzelliği kılıcını görmesi ve o kında gizlenmiş kılıç ile aşk maktülü olması

78

Zeliha üzerine seher yelinin esmesi, uykulu gözlerini uykudan açması, gece gördüğü hayalden gonca gibi yüreği kan dolu olması ve bu sırrı kimseye söylememesi

Zeliha’nın halindeki değişikliğin cariyelerin düşünce ipine hayret düğümü düşürmesi (cariyeleri hayrete düşürmesi) ve Zeliha’nın dadısının sorgu parmağı ucuyla o iplikten o düğümü açması

Zeliha’nın Yusuf’u ikinci kez rüyasında görerek aşkının artması ve bu aşkın Zeliha’yı deliliğe çekmesi

Yusuf’un uykuda üçüncü kez Zeliha’ya gelmesi, Zeliha’nın onun ismini ve yerini bilmesi ve aklının geri gelmesi

Mısır dışındaki civar padişahların elçilerinin Zeliha’yı istemek üzere gelmeleri

Zeliha’nın babasının Mısır azizine bir haberci göndermesi, Zeliha’yı Mısır azizine arz etmesi ve Mısır azizinin Zeliha’nın babasının davetini kabul etmesi

Mısır tarafından kabul rüzgârlarının esmesi ve Zeliha’nın mahmilinin gül mihaffesi gibi Mısır’a çekilmesi

Mısır azizinin Zeliha’nın geldiğini öğrenmesi ve askerlerini süsleyerek Zeliha’yı karşılaması

Zeliha’nın çadır yarığından Mısır azizini görmesi ve “bu kişi benim rüyada gördüğüm ve nice seneler mihnet ve muhabbetini çektiğim kişi değildir” diyerek feryat etmesi Zeliha’nın Mısır azizi ile Mısır’a gelmesi, Mısır ahalisinin dışarı çıkarak onu karşılaması ve Zeliha’nın mihaffesi üzerine hediyeler saçması

Zeliha’nın Yusuf’tan ayrı ömür geçirmesi ve o ayrılık sebebiyle gece gündüz hüzün içinde olması

Kardeşlerinin Yusuf’u kıskanmaları ve onu Kenan’dan uzaklaştırmaları

Yusuf’un düşte güneş, ay ve on bir yıldızın ona secde ettiğini görmesi ve kardeşlerin o düşü duyup kıskançlıklarının artması

79

Kardeşlerin Yusuf’u babasından ayırmak için düzenleyecekleri hileyi birbirleriyle görüşmeleri

Kardeşlerin babalarının huzuruna çıkıp Yusuf’u kendileriyle birlikte sahraya götürmek için izin istemeleri

Kardeşlerin Yusuf’u babalarının huzurundan almaları, kendi hidayet yollarında sapkınlık kuyusu kazmaları ve Yusuf’u o kuyuya salmaları

Kuyunun başına bir kervanın gelip Yusuf’u dışarı çıkarması ve âlemi bir kez daha onun güzelliği güneşiyle aydınlatması

Malik’in Yusuf’u Mısır’a götürmesi, Yusuf’un geldiğinden haberdar olan Mısır padişahının karşılamak için azizi göndermesi.

Yusuf’un Nil kenarına gelerek yıkanması ve Mısır padişahının huzuruna çıkmak üzere deve üzerindeki hevdece oturması

Zeliha’nın padişah dergâhına gelmesi, kalabalığın sebebini sorması ve Yusuf’u görüp onu tanıması

Malik’in Yusufu satış yerine götürmesi ve Zeliha’nın diğerlerinin verdiği fiyatın daha fazlasını vererek Yusuf’u satın alması

Mal ve güzellikte dengi olmayan, Ad kavmi neslinden Baziga adlı kızın görmeden Yusuf’un güzelliğine âşık olması ve Yusuf’un güzelliği aynasında hakiki güzelliği görüp mecazdan hakikate ulaşması.

Zeliha’nın Yusuf’u terbiye etmesi ve ona hizmet etmesi

Yusuf’un yolda çektiği mihneti Zeliha’ya anlatması ve Zeliha’nın Yusuf bu sıkıntıları çekerken, o günlerde kendisinin de çektiği ızdırabın sebebini anlaması

Çobanlık yapmayan hiçbir peygamber bulunmadığı için Yusuf’un da çobanlık etmek istemesi ve Zeliha’nın ona çoban kıyafeti hazırlatması

80

Dayenin Zeliha’ya Yusuf’un yanan mum gibi aydınlatıcı güzelliği karşısında eriyip yanmasının sebebini sorması

Zeliha’nın dayesini Yusuf’un yanına göndererek ondan arzusuna rıza göstermesini istemesi ve Yusuf’un bu talebi yerine getirmek istememesi

Zeliha’nın Yusuf’un önüne giderek ona yalvarması ve Yusuf’un bu isteği yerine getirmekte mazur olduğunu söylemesi

Zeliha’nın Yusuf’u bağ tarafına göndermesi ve arzusuna ulaşmak için hazırlıklarda bulunması

Cariyelerin, gece olduğunda “Acaba hangimize rağbet edecek?” diyerek kendi yüzlerini Yusuf’a göstermesi

Zeliha’nın dayesinin yanına giderek Yusuf’un visaline kavuşmak için bir hile bulması için yalvarması

Dayenin Yusuf ve Zeliha’nın güzelliklerinin tasvir edildiği bir bina yaptırması Zeliha’nın Yusuf’u haneye davet etmesi ve kavuşma isteğini göstermesi

Zeliha’nın maksadını elde etmek için bütün gücünü sarf ederek Yusuf’u yedinci eve getirmesi, Yusuf’un kaçması ve Zeliha’nın hüzün ve ızdırap içinde kalması

Hanenin dışında Yusuf’un Mısır azizi ile karşılaşması ve Zeliha ile arasında geçen sırrı gizli tutması ve Zeliha’nın sırrı ifşa etmesi

Çavuşların Yusuf’u zindan yönüne götürmeleri ve üç aylık daha süt emen bir bebeğin Yusuf’un günahsız olduğuna şahitlik etmesi

Mısırlı kadınların Zeliha’yı kınamaları ve aşkın kılıcı ile ellerini ve dillerini kesmeleri Mısırlı kadınların Yusuf’un yüzünü gördükten sonra Zeliha’yı mazur görmeleri ve Yusuf’u Zeliha’ya itaat etmeye davet etmeleri ve Yusuf’u zindan ile korkutmaları

Mısırlı kadınların Yusuf’u zindana göndermek için Zeliha’yı ikna etmeleri ve Zeliha’nın onların sözüyle Yusuf’u zindana atması

81

Zeliha’nın Yusuf’u zindana göndermekten pişman olması ve onun ayrılığından feryat etmesi

Zeliha’nın Yusuf’tan ayrılığı sebebiyle takatsiz kalması ve geceleri dayesiyle birlikte zindana gidip onun güzelliğini izlemesi

Zeliha’nın gündüzleri kendi köşkünün damına çıkması, oradan zindanı gözlemesi ve Yusuf’un ayrılığından feryat etmesi

Yusuf’un zindan mahkûmlarına yaptığı ihsanlar ve Mısır sultanının yakınlarının rüyalarını tabir etmesi ve Mısır sultanın önünde yâd edilmesini vasiyet etmesi

Mısır padişahının kendi düşünü tabir ettirmek için Yusuf’u istemesi ve Yusuf’un Mısır kadınları ile arasında geçenlerin araştırılmasını şart koşması

Yusuf’un zindandan çıkması ve padişahın ona hürmet göstermesi. Mısır azizinin vefat etmesi ve Zeliha’nın yalnız kalması

Mısır azizinin vefatından sonra Zeliha’nın hali ve Yusuf’un aşkı ve ayrılığı yüzünden mihnet içinde olması

Zeliha’nın Yusuf’un geçeceği yol üzerine kamıştan bir ev yapması ve Yusuf’un askerlerinin sesine kanaat etmesi

Zelihanın Yusuf’un yolu üzerine gitmesi ve iltifat görmemesi. Sonra evine gelerek putu kırıp Allah’a iman etmesi ve Yusuf’un yolu üzerine gelerek ondan iltifat bulması

Zeliha’nın Yusuf’un sarayına gelmesi ve dua ile görme yetisini, güzellik ve gençliğini geri kazanması

Yusuf’un Allah’ım emriyle Zeliha ile evlenmesi ve onunla zifaf etmesi

Yusuf’un Zeliha’ya olan sevgisinin artması ve Zeliha için bir bina inşa etmesi

Yusuf’un düşünde anne babasını görmesi ve Allah’tan ölümünü istemesi ve Zeliha’nın ızdırap içinde kalması

82

Eserde asıl hikâyenin bittiği kısımdan hatime bölümüne kadar üç manzume daha bulunmaktadır. Bunlardan ilki felekten şikâyettir. Şair, bu bölümde feleği ejderhaya benzetmiş ve feleğin felaketlerle dolu olduğunu, ondan kurtulmanın mümkün olmadığını ve yeryüzündeki bütün olumsuzlukların sebebinin feleğin kötülüğünden kaynaklandığını söyledikten sonra, ihtiyarlıktan sonra ölüm olduğunu unutmamak gerektiğini bu sebeple de fani dünyaya bağlanmamayı öğütlemiştir.

İkinci kısım Câmî’nin oğlu Ziyâüddîn Yusuf’a nasihat ettiği bölümdür. Kendi yaşının yetmiş, oğlunun yaşının ise yedi olduğunu söyleyen şair ilk olarak oğlu için hayır duasında bulunmuş sonrasında ise ilim irfan sahibi olmasını, süsten uzak durmasını, yemeye içmeye düşkün olmamasını, dost seçerken dikkatli olmasını, bir meslek sahibi olmasını, mümkünse evlenmemesini, şayet evlenecekse eşinde yüz değil ahlak ve huy güzelliği aramasını, dul kadınla evlenmemesini, hükümdarlardan ve siyasetten uzak durmasını, tevazu sahibi olmasını ve verdiği sözleri mutlaka yerine getirmesini öğütlemiştir.

Üçüncü kısımda kendi kendisiyle dertleşen şair nefsin kendini beğenme alçaklığından sakınmak gerektiğini ifade etmiş ve kemale erme mücadelesini anlatmıştır. Aç gözlülükten sakınıp Allah’ın verdiği nimetlere kanaat etmek gerektiğini vurgulayan şair bu bölümde kendi nefsine telkinlerde bulunmuştur.

Bu üç manzumeden sonra hatime bölümüne geçen şair ilk olarak eseri tamamlamayı nasip ettiği için Yüce Allah’a şükür etmiş, sonrasında ise eserin adının Yûsuf u Zelîhâ olduğunu, eseri 889’da tamamladığını ve eserin dört bin beyit olduğunu söylemiştir. Bazı büyüklere de dua eden Câmî son olarak kendisi için dua etmiş ve artık susması gerektiğini bildirerek eserini tamamlamıştır.