• Sonuç bulunamadı

Veri toplama tekniği olarak araştırma sorununa ilişkin yüzeysel bilgiden çok, sorun alanındaki kişilerin görüş, düşünce, fikir, bakış açısı ve deneyimlerinin alınmasına olanak sağlayan “derinlemesine görüşme” tekniği tercih edilmiştir.

Araştırılan konunun bütün boyutlarını kapsayan, daha çok açık uçlu soruların sorulduğu, detaylı cevapların alınmasına ve yüz yüze, birebir görüşülerek bilgi toplanmasına imkan veren bir veri toplama tekniği olan derinlemesine görüşme, sosyal bilimlerin bütün araştırma alanları başta olmak üzere, gazetecilik, hukuk, iş dünyası, tıp gibi birçok alanda profesyonel bir teknik veya yardımcı bir başvuru aracı olarak kullanılmaktadır (Kahn and Cannel, 1983, s.v).

Genel olarak görüşmeci ile görüşme yapılan kişi arasında zihinsel bir mücadele şeklinde tanımlanan derinlemesine görüşme, Kahn ve Cannell (1983, s.vi) tarafından görüşmeci ile görüşülen kişi arasında yapılan ve her ikisinin de ortak olarak paylaştığı ve katıldığı karşılıklı bir etkileşim olarak tanımlanmıştır.

Derinlemesine görüşme tekniği, görüşülen kişilere kendilerini birinci elden ifade edebilme fırsatı verirken, araştırmacıya da görüşme yaptığı kişilerin anlam dünyalarını, bakış açılarını, içinde bulundukları özel durumlara ait duygu, düşünce ve tecrübelerini yine onların ifadeleri yardımıyla derinlemesine anlama imkanı sunması bakımından (McCracken, 1988, s.9) nitel yöntemde özel bir yere sahiptir ve nitel yöntemin en güçlü tekniklerinden biridir. Nitel araştırmalarda kullanılan derinlemesine görüşme tekniği, sosyal dünyadaki görünen birçok olgu, süreç ve ilişkinin görünen kısmından ziyade ayrıntılarda gizlenmiş olan gerçeği anlamaya imkan veren bir veri oluşturma sürecidir (Johnson, 2002, s.110). Johnson (2002, s.106) derinlemesine görüşmedeki derin kelimesini, görüşme yapılan kişinin gerçek hayatta yaşadığı günlük aktivite, olay ve mekanların bütün yönleriyle anlaşılmaya çalışılması şeklinde ifade etmektedir.

Tekin’in (2006, s.102-103) aktardığı üzere, Holstein ve Gubrium (2004, s.141) derinlemesine görüşmede iki temel aktörün var olduğunu belirtir. Bunlardan ilki görüşmeci yani araştırmayı yapan kişi, diğeri ise kendisiyle görüşülen, anahtar kişi olarak bilgisine başvurulan kişidir. Derinlemesine görüşmede görüşmeyi yapan kişi öğrenci, görüşülen kişi de öğretmen pozisyonunda düşünülebilir. Zira araştırmacı bir konu hakkında bilmediklerini görüşme yaptığı kaynak kişiden öğrenmeye çalışacaktır. Görüşmeye katılan tarafların her ikisi de iletişimde eşit haklara sahiptirler. Birbirlerini etkileyebilir ve yönlendirebilirler. Derinlemesine görüşme, etkileşimin her iki tarafında bulunan kişilerin karşılıklı ortak çabaları sonucunda bilginin ve anlamın inşa edildiği bir süreçtir.

Derinlemesine görüşme, araştırmacının görüşme yaptığı kişiden aldığı cevapları sınıflayarak ve o cevaplardan hareketle yeni sorularla konuyu mümkün olduğunca detaylı bir şekilde incelemeye çalıştığı esnek ve keşfedici bir veri toplama tekniğidir. Esnek, zengin ve olabildiğince detaylı bir şekilde veri toplanmasına imkan sağlayan bu teknik sayesinde başka şekilde elde edilmesi mümkün olmayan verilere ulaşılması söz konusudur (Patton’dan akt. Kümbetoğlu, 2005, s.96). Bu bakımdan akademisyen kadınlarla yapılan araştırmada, akademisyen kadınların boşanmalarının ardında yatan nedenlerin belirlenmesi, boşanma sonrası yaşadıkları sorunların neler olduğunun ve akademisyen kadınların boşanma sonrası kendilerini nasıl konumlandırdıklarının ortaya konulabilmesinde en verimli teknik olması bakımından nitel araştırmalarda derinlemesine gözlem tekniğinden yararlanılmıştır.

Referans zincirlerinin başlatılması yoluyla Akdeniz Üniversitesi’nin çeşitli fakültelerinden ulaşılabilen boşanmış akademisyen kadınlara araştırmanın amacı ve önemi ile verecekleri bilgilerin araştırma için değeri anlatılarak görüşme teklif edilmiş, kabul edenlerle görüşmeler yapılmıştır.

Boşanmış akademisyen kadınların boşanma öncesi ve sonrasında karşılaştıkları sorunlar, bu sorunların nedenleri ve sorunlarla başa çıkma ve çözüm mekanizmalarının araştırıldığı çalışmada kadınların öznel deneyimlerini sosyal, psikolojik, ekonomik ve hukuki boyutlarıyla derinlemesine araştırabilmek için veriler üç ana tema ve alt temalar altında toplanarak aşağıdaki gibi belirlenmiştir.

1.Evlilik ve boşanma öncesi süreç: • Evliliğin süresi

• Evlilik kararının alınış biçimi • Evlenme biçimleri

• Eş ve çocuklarla kurulan ilişkilerin şekli • Evliliğe ilişkin deneyimler

• Eşlerin sorunlar karşısındaki tutumları 2.Boşanma süreci:

• Evliliğe ilişkin sorunların ortaya çıkışı ve nedenleri • Boşanmayı engelleyici faktörler

• Boşanma kararının verilme biçimi • Boşanma sürecinde karar mekanizması • Boşanma sürecinde endişe yaratan kaynaklar 3.Boşanma sonrası süreç:

• Boşanma sonrası ailenin yapısı ve tutumu

• Dayanışma örüntüleri ve sosyal ilişkilerin biçimi • Kendini konumlandırma ve boşanma algısı

• Boşanma sonrası karşılaşılan sorunlar ve başa çıkma stratejileri • Geleceğe yönelik beklentiler

Bu üç temanın dışında görüşmeye katılan kadınların yaş, doğdukları şehir, akademik kariyerin hangi basamağında oldukları, çocuk sayısı vb. gibi aile ve evlilik yaşamını etkileyebilecek sosyo-demografik veriler de toplanmıştır.

Araştırmanın veri toplama aşaması 2013 yılının Ekim ve Kasım aylarında, araştırmaya katılan akademisyen kadınların çalıştıkları Akdeniz Üniversitesi’ndeki bürolarında gerçekleştirilmiştir. Derinlemesine görüşmeler, görüşmecilerin etrafındaki kişilerden etkilenmemeleri için yalnızken yapılmış ve dış etkiler bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Görüşmeler en az 20 dakika ile en fazla 90 dakika arasında değişmekle beraber ortalama 30 dakika sürmüştür.

Görüşme öncesi görüşmeleri kayıt edebilmek için görüşmecilerden izin istenmiş 18 görüşme ses kayıt cihazı yardımıyla kaydedilmiş ve daha sonra bu görüşmeler deşifre edilmiştir. Ses kayıt cihazı kullanılmasına izin vermeyen 3 görüşmede görüşmecinin boşanmaya ilişkin duygu ve düşünceleri görüşme esnasında detaylı olarak not edilmiş ve görüşme sonrası görüşmeye ilişkin notlar ivedilikle kontrol edilip eksikler tamamlanıp ve hatalar düzeltilmiştir.