• Sonuç bulunamadı

Yaşanılan dönem bilgi çağı olarak adlandırılmaktadır ancak kimi zaman insanlar için bilgi bombardımanı çağına dönüşmektedir. İnternet sayesinde ulaşabilen enformasyon miktarı inanılmaz boyutlardadır ve bilimsel araştırmalar ya da tarihi olaylar hakkında bilgi edinmek çok daha kolay bir hale gelmiştir. Artık insanların bulundukları yerden ulaşabilecekleri bilgi miktarı neredeyse sınırsızdır. Bu durum kullanıcıların ulaştıkları verileri daha kolay anlamaları için bazı yöntemlerin geliştirilmesi ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. İnsanlar görsel sistemler yoluyla çok daha hızlı iletişim kurabilmektedir, bu nedenle bilgiyi aktarmanın en hızlı ve evrensel yolu görsel betimlemeler kullanmaktır. Görselleştirme yöntemleri bu noktada önem kazanmaktadır. Elde edilen verilerin kullanıcılara görsel düzenlemeler yoluyla sunulması, günümüz iletişim ortamında oldukça işlevsel bir yöntemdir.

Ward, Grinstein ve Keim (2015, s.1) görselleştirmeyi grafik sunumlar kullanarak bilginin iletişimi olarak tanımlamıştır. Görüntüler, yazılı dilin resmi hale gelmesinin öncesinden bu yana bir iletişim mekanizması olarak kullanılmaktadır. Tek bir görüntü yoğun bilgi içerebilmekte ve sayfalar dolusu kelimeden çok daha hızlı işlenebilmektedir. Çünkü imaj yorumlama, insanın algısal sistemine paralel olarak işlerken, metin analiz hızı ardışık okuma işlemi tarafından sınırlanmaktadır. Ayrıca görüntü yerel dillerden bağımsız olabilmektedir. Bir grafik veya harita dilleri birbirinden farklı olan gruplar tarafından anlaşılabilmektedir.

Yazılı kaynakların ortaya çıkışından bugüne insanlık hemen her konu hakkında istatistiki veriler toplamış ve gerek bilimsel gerekse ticari konularda gelişim göstermek için bunlardan faydalanmıştır. Çünkü istatistiki veri elde etmek, ilgili konu hakkında bir içgörü kazandırır ve sonraki süreçte olabilecekler konusunda stratejiler geliştirilmesine yarar. Tıpkı satrançta ya da diğer strateji oyunlarında olduğu gibi, bir sonraki adımın düşünülmesini sağlar. İstatistikler elbette yalnızca stratejik hamleler yapmak için kullanılmaz. İnsanın yaşadığı çevre, tarihsel olaylar ve güncel durum hakkında bilgi edinmesini sağlar ki böylece gelecek hakkında bir fikri olabilir. Ancak her bir bireyden sayfalarca metin okuyarak bilgi edinmesi beklenemez. Bireyin kendisinin topladığı verileri analiz edebilmek için dahi görsel elemanları kullanması gerekebilir. İşte bu noktada görselleştirmenin önemi ortaya çıkmaktadır. Çok basit de olsa görsel anlatımlardan yararlanmak, bilgi edinmek için oldukça hızlı bir yöntemdir. Sözel anlatımlarda bazı

ifadeleri aktarmak için benzetmelerin kullanılması gibi, görselleştirme çalışmaları da zihnin içinde görsel bağlantılar kurulması imkanı sağlamaktadır.

Görselleştirme alanındaki uzman akademisyenlerden biri olan Colin Ware (2012, s.xvi)

görselleştirmenin büyük önem taşıdığını çünkü insanın görsel sisteminin muazzam güç ve incelikteki bir model arayıcı olduğunu belirtmektedir. Ayrıca beyindeki göz ve görsel korteksin insanın bilişsel merkezinde en yüksek bant genişliği kanalı sağlayan, çok büyük ölçekte bir paralel işlemci oluşturduğunu ifade etmektedir.

Görselleştirme yüzyıllardır vardır, ancak nispeten daha yeni bir çalışma alanıdır. Uzmanlar henüz görselleştirmenin tam olarak ne olduğu hakkında bir karara varmamışlardır. Yalnızca analiz için mi kullanıldığı ya da yalnızca niceliksel öngörü için mi faydalanıldığı tartışma konusudur. Duyguları harekete geçirmek için de kullanabileceği düşünülmekte ve oldukça köklü görsel ilişkilerden kaynaklanan bir alan olarak görselleştirmenin hangi noktada sanat olacağı irdelenmektedir (Yau, 2013, s.44). Bu konuların tartışılmasının

temel nedeni görselleştirmenin günümüzde çok çeşitli kullanım alanına sahip olmasıdır. Örneğin, bilimsel verilerin işlenerek enformasyon elde edilmesi görselleştirmenin analiz amacı ile kullanımına bir önektir. Yine benzer bir şekilde seçim sonuçlarının bölgelere göre izleyici kitlesine aktarılması da istatistiksel bir çalışmadır. Ancak yapılış amacı niceliksel veriyi aktarmak olsa dahi ilgili görselleştirme bireyin oy verdiği partinin seçim sonuçlarını içeriyorsa, duygusal tepkilere de neden olabilir. Sanatsal örneklerde ise veri üzerinden yola çıkılsa dahi ulaşılan sonuç çok daha soyut olabilir ve izleyicisini bilgi aktarımı yoluyla değil, estetik değerler yoluyla etkileyebilir.

Görselleştirme bir çok yolla ele alınabilir. Sanat okulu geleneğindeki grafik tasarım içinde çalışılabilir. Diğer yandan veri görüntülemek için ihtiyaç duyulan algoritmalarla ilgilenen bilgisayar grafikleri kapsamında çalışılabilir. Sembol sistemlerinin yapısalcı yaklaşımı olan göstergebilimin bir parçası olarak da incelenebilir. Tüm bunlar geçerli yaklaşımlardır ancak algıdan temel alan bir bilimsel yaklaşım, insanın görsel sisteminin nispeten istikrarlı yapısına dayanmaktadır. Bu durum görselleştirmede tasarım eleman ve kurallarının önemi vurgulamaktadır (Ware, 2013).

Görselleştirme birbirinden bağımsız olarak çalışan ayrık kategoriler yerine, istatistiksel grafiklerden veri sanatına kadar uzanan kesintisiz bir spektrum olarak düşünülebilir. Açıkça bunlardan biri ya da diğeri olan görselleştirme vardır ancak her ikisinin de karışımı olan pek çok çalışma bulunmaktadır. İstatistik, tasarım ve estetik dengede bulunduğunda

en iyi çalışmalar gerçekleşmektedir (Yau, 2013, s.44). Buradan hareketle veri sanatının

istatistiksel grafiklerden daha iyi olduğunu ya da bunun tam tersini iddia edilemeyeceği sonucuna ulaşılabilir. Görselleştirme alanı içerisinde yer alan her bir tür kendi amacı doğrultusunda değerlendirilmelidir.

Görselleştirme kavramı daha genel bir kapsamı betimlemektedir. Buna rağmen veri görselleştirme ile bir biri yerine kullanılabilmektedir. Veri görselleştirme en yalın tanımı ile bilginin anlaşılması ve analiz edilmesi için grafiksel olarak temsil edilmesidir. Few’e (2013) göre, veri görselleştirme iki temel amaç için yapılmaktadır; anlamlandırma (aynı zamanda veri analizi olarak da adlandırılır) ve iletişim.

İstatistiksel grafikler ve veri görselleştirme, istatistik bilimi kapsamında görece olarak modern bir gelişme gibi düşünülür. Ancak, niceliksel bilginin grafik gösterimi derin kökenlere sahiptir. Bu kökler, ilk harita hazırlama ve görsel tasvirlere, daha sonra tematik haritacılık, istatistik ve istatistiksel grafik, tıp ve diğer alanlara ulaşmaktadır. Diğer yandan veri görselleştirme, teknolojideki gelişmeler (matbaacılık, özgün baskı), matematik teorisi ve uygulaması, ampirik gözlem ve kaydetme, form ve içerik bağlamında görsel, grafik ve yeni gelişmelerin daha geniş bir kapsamda kullanılmasına olanak tanımıştır (Friendly, 2008, s.16).

Murray (2013) insanların son derece görsel varlıklar olmasının çok önemli olduğunu belirtmiştir. Çünkü çok az sayıda insan sayı dizilimleri arasından desenleri tespit edebilirken, küçük çocuklar bile çubuk grafikleri yorumlayabilmekte ve sayıların görsel sunumundan anlam çıkarabilmektedir. Bu sebeple veri görselleştirme çok güçlü bir yaklaşımdır. Veriyi görselleştirmek onu iletmek için kullanılabilecek en hızlı yoldur. Veri görselleştirme çalışmaları kimi zaman bilgisayar grafikleri ile karıştırılabilmektedir. Ancak aralarında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Veri görselleştirmeyi ekran üzerindeki yönlendirme elemanları olarak düşünmek pek doğru bir yaklaşım değildir. Diğer yandan veri görselleştirme özellikle bilimsel verilerin betimlenmesi amaçlı kullanımında, tasarım çalışmaları çerçevesinde ele alınabilecek çerçeveden uzaklaşmaktadır.

Veri görselleştirmede temel olan içeriktir. İçerik olmadan veri işe yaramazdır ve içeriği niteliksiz olan herhangi bir veri görselleştirme de yine işe yaramaz olacaktır. Hakkında hiçbir şey bilinmeden kullanılan veri, kendi değerinden başkadır, kısaltılmış ikinci el bir alıntıyı duymak ve ardından onu bir makalede ana tartışma konusu olarak aktarmak gibidir. Burada sorun yok gibi görünebilir ancak alınan risk, bir konuşmacının dinleyicinin

düşündüğü şeyin tam tersini kastetmiş olduğunun sonradan keşfedilmesi gibidir (Yau, 2013, s.36).

Teknolojideki gelişmelerle birlikte erişilebilir olan enformasyon miktarı akıl almaz boyutlara ulaşmış ve bu yeni tasarım disiplininin giderek popüler olmasını sağlamıştır. Ancak unutulmaması gereken iyi işlenmiş veri olmadan görselleştirmenin de var olamayacağıdır. Verilerin ele alınış biçimi görselleştirmenin perspektifini tamamiyle değiştirebilir. Verinin gerçek hayatta neyi temsil ettiğini bilmek tasarımcı için içeriği görselleştirme sürecinde oldukça önemli olabilir. Tufte’ye (1997, s.53) bulguların görsel sunumu nicel bulgularla ilgili muhakeme prensipleriyle yönetilmelidir. Enformasyonun gösterimi için, tasarım mantığı bilimsel mantığa uymalıdır. Berrak ve hassas bir görüş, berrak ve hassas düşünmeyle gerçekleşmektedir.

Veri akışı, verinin demokratikleşmesi ve web, kullanıcı için çok daha estetik ve anlaşılabilir nitelikte olan statik ve interaktif görselleştirmelere zemin hazırlamıştır. Büyük boyutlarda pazarlama, finansal, güvenlik, tıbbi ve biyolojik veri setlerinin araştırılması ve analizi, açıklanmasına ihtiyaç duyulan sonuçlara neden olmuştur. Görselleştirme, bu yeni bilgi keşfi araçlarının temel taşıdır (Ward, Grinstein ve Keim, 2015, s.6). Bilimsel verilerin görselleştirme yoluyla analiz edilmesi, arka planda kalan gerçeklerin dahi karşılaştırılarak analiz edilmesini sağlamıştır. Bu nedenle gelişim sürecinde pek çok farklı görselleştirme yöntemi geliştirilmiştir.

Erişilebilen enformasyonun artması, insanların işleri ile ilgili karar vermeleri, problemlerini çözmeleri ve gelecek öngörüleri edinmeleri için yeni araçlara ihtiyaç duymalarını beraberinde getirmektedir. Ayrıca küresel ısınma veya ekonomik kriz gibi geçekliklerin insanlara gösterilebilmesi için etkili iletişim kurabilen araçlara gereksinim bulunmaktadır. Veri görselleştirme analiz yapmayı ve iletişim kurmayı sağlayan yapısı ile günümüz insanın bu tür ihtiyaçlarına cevap verir niteliktedir.

Veri görselleştirme tasarımları kullanıcının veriler arasındaki ilişkileri keşfetmesini veya bir konunun açıklanması sağlamak amacı ile yapılabilir. Günlük hayattaki pek çok aktivitenin içerisinde veri görselleştirme örneklerine rastlanabilmektedir. Gazetelerde yer alan borsa verileri, metro haritaları, günlük veya haftalık hava değişimlerini gösteren meteorolojik haritalar, doktorların hastalarına MRI (manyetik rezonans görüntüleme) sonuçlarına göre oluşturulan beyin aktiviteleri raporu sunması veya ülkelerdeki sigara içme alışkanlıkları ile ilgili yapılan araştırmanın sonuçları verilebilecek örnekler arasındadır.

Tüm bu örneklerin ortak özelliği, görselleştirme aracılığıyla alternatif iletişim ve analiz yöntemlerinin sağlanabiliyor olmasıdır. Sonuç olarak görselleştirme hangi amaçla kullanılıyor olursa olsun metin tabanlı anlatımlara göre çok daha zengin betimlemeler sunabilmektedir.