• Sonuç bulunamadı

5.5. Beşinci Alt Amaca İlişkin Bulgular

5.5.5. Beşinci Alt Amaca İlişkin Yorumlar

Araştırmanın “bilgiyi organize etme metodolojilerini öğrenmeˮ alt amacı kapsamında akademisyen, öğrenci ve sektör çalışanlarından alınan cevapların kodlanması sonucunda toplam dokuz adet alt temaya ulaşılmıştır. Alt temaların içerdiği kodlar ve alt temalar, akademisyen, öğrenci ve sektör çalışanlarına göre karşılaştırmalı olarak görselleştirilmiştir (Şekil 56). Görselleştirmenin temel amacı, alt temalar ve çalışma grupları arasındaki ilişkileri vurgulayarak daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve ilerideki çalışmalara öngörü kazandırmaktır.

İçerik analizi sonucunda ortaya çıkan ve Şekil 56’de görselleştirilen alt temalar aşağıda sıralanmıştır: - Hiyerarşi (f 37) - Bilgi iletimi (f 13) - Yöntem geliştirme (f 11) - Problem çözme (f 11) - Sistemli olma (f 10) - Aktarım (f 7) - Görsel çözümleme (f 5) - Araştırma yapma (f 5) - Yaratıcılık (f 5)

Tüm çalışma grupları tarafından en çok sözü edilen kavram hiyerarşi olmuştur. Hiyerarşi edinilen kazanım ve uygulama çalışmaları kapsamında da ele alınmıştır. Öğrenci, akademisyen ya da sektör çalışanı olması farketmeksizin pek çok katılımcı, bilgiyi organize etme metotlarının öğrenilmesini tasarımda hiyerarşi kurma ve veriyi sınıflandırma ile ilişkilendirmiştir. Akademisyenlerden A4, öğrencilerin bu tür yöntemler ile bilgiyi kategorize edebileceğini ve hiyerarşik sıralamalar yapabileceğini belirtmektedir. Öğrencilerden Ö9 ise “Yöntemleri öğrenip uygulama yaptıkça bilgiyi organize etmeyi öğrendim. Örneğin, vize projesinde verileri çıkartırken biraz zorlandım ancak şu an verileri nasıl ayıklayacağımı ve hangilerini kullanacağımı daha iyi biliyorumˮ ifadeleri ile hiyerarşi ve yöntem öğrenme ilişkisine işaret etmiştir. Coates & Ellison’a (2014) göre hiyerarşi hangi enformasyonun sunulacağı ile ilgilidir. İçeriğin hiyerarşik bir yapıda organize edilmesi okuyucu ya da kullanıcının bilgiye hangi sıra ile ulaşması gerektiğine karar verilmesidir. Görsel hiyerarşi oluşturmak içinse enformasyonun çeşitli seviyelerinin belirlenmesi gerekmektedir.

İkinci sırada yer alan bilgi iletimi, daha önce edinilen kazanımlar ve uygulama çalışmaları alt amaçlarında da yer almıştır. Öğrenciler bilginin iletiminden akademisyenler ve sektör çalışanlarına göre daha çok bahsetmişlerdir. Ö8, “Artık proje konusu verildiğinde nereden başlayacağımı ne kadar geriye gideceğimi biliyorum ve kendi bağlamanı belirleyebiliyorumˮ sözleri ile metot öğrenme ve bilgi iletimi ilişkisini vurgulamıştır. Yöntem geliştirme alt temasından akademisyen ve sektör çalışanları bahsederken,

öğrenciler söz etmemiştir. Akademisyenler bu alt temaya ilişkin olarak daha çok öğrencilerin kendi yöntemlerini geliştirmelerine yarayabileceğinden ve alternatif yöntemlerin anlatılması gerektiğinden bahsetmiştir. Örneğin, A6 “Alternatifli ve farklı yöntemler bir arada gösterilebilir. Sonuçta daha önce belli çözümler geliştirilmiş ise öğrencinin onların üzerine çıkabilmesi için bir literatür bilgisi olması lazım.ˮ sözleri ile alternatif yöntemlerin gösterilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Sektör çalışanlarından S1 ise “Öğrenciler en azından bu disiplinlerin kapsamında bilimsel metotlar olduğunu bilerek mezun olurlar ve gerektiğinde kullanırlar.ˮ ifadeleri ile metot öğrenmenin bilimsel yönünü vurgulamıştır.

Problem çözme kavramı daha önce edinilen kazanımlar ve uygulama çalışmaları alt amaçlarında olduğu gibi akademisyenler tarafından dile getirilmiştir. Sektör çalışanı ve öğrenciler ise yöntem öğrenmeyi problem çözme ile ilişkilendirmemiştir. A9, “Öğrencilerin metodoloji öğrenmeleri karşılarına çıkan her türden tasarım problemini daha rahat çözmelerine yarayacaktır.ˮ diyerek bilgiyi organize etme yöntemi ve problem çözme ilişkisini belirtmiştir. Gregory’e (1966) göre, problem çözümünde yaygın biçimde kullanılan yöntem bilimsel metottur. Bilimsel metotta, doğada bulunan problemin ele alınışında, evrenin tamamının ya da parçalarının numunelerinin testi ve üretimi söz konusudur. Teknoloji, tasarım ve sanatta problem çözmek için kullanılan yöntemler de ister istemez bilimsel metottan etkilenmektedir. Sonuç olarak tasarım metodu ve bilimsel metodun amacı problem çözmektir. Bu görüşe göre bilimsel niteliklere sahip olan yöntemler öğrenmek tasarım öğrencilerinin problem çözme becerilerini geliştirmelerinde oldukça faydalıdır. Ayrıca Coates ve Ellison’a (2014) göre problem çözme tasarım sürecinin ayrılmaz parçasıdır ve tasarımcının beklenmedik ve heyecan verici çözümler bulmasına neden olur. Tasarımcı, kendisini zorlayan yeni bir problem ile uğraşırken, yeni iletişim metotları dener ve oluşturur. Böylece zaman içerisinde kendi stilini yaratır.

Sistemli olma alt temasından üç çalışma grubu da söz etmiştir. Bilgiyi organize etme yöntemlerine ilişkin olarak akademisyenlerden A3, öğrencilerin tasarım sürecini sistemli bir şekilde yürütebileceklerini düşünürken, öğrencilerden Ö2 yöntem öğrenmenin sistemli olmayı geliştiren bir yapıyı benimsettiğini olduğunu belirtmiştir. Sektör çalışanlarından S2 de sistemli çalışmanın sektörde çok önemli olduğunu vurgulamıştır.

Diğer bir alt tema olan aktarımdan öğrenci ve sektör çalışanları söz etmiştir. Öğrencilerden Ö7, karmaşık bilgiyi basite indirgemeyi öğrenmenin oyunla ilgili arayüzleri yapmakta faydalı olabileceğini ve aynı yöntemleri yine kullanabileceğini belirtmiştir. S2 ise

öğrencinin bilgiyi organize yöntemlerini tasarımın her disiplinine aktarabileceğini ifade etmiştir.

Araştırma yapma veri görselleştirme ve infografik disiplinleri kapsamında öğrencilerin önem verdiği bir kavramdır. Edinilen kazanımlar alt amacında olduğu gibi araştırma yapma alt temasından yalnızca öğrenciler bahsetmiştir. Öğrenciler nasıl veri toplayacaklarını yöntemler aracılığıyla öğrendiklerini belirtmişlerdir. Cross ve Cross’a (1995) göre problemin anlaşılması ve analiz edilmesi tasarım probleminin ayrılmaz bir parçasıdır. Problemin araştırılması içinse proje ile ilgili enformasyonun araştırılarak toplanması gerekmektedir.

Öğrenci ve sektör çalışanları tarafından söz edilen bir alt tema olan yaratıcılıktan öğrenci ve sektör çalışanları söz etmiştir. Ayrıca önceki alt amaçlar çerçevesinde de farklı bakış açılarıyla söz edilmiştir. S4 “Öğrenciler yöntem öğrenirse, kendisine verilenlerin dışında da bir şeyler yaratabilir, düşünebilir. Kalıpların dışında düşünmek (Think out of box) denilen mevzuda olduğu gibi daha geniş bir eksende düşünebilirˮ ifadeleri ile yöntem öğrenme ve yaratıcılık ilişkisini vurgulamıştır. Psikolog Edward de Bono 1967’de yanal düşünme terimini ortaya çıkarmıştır. Basit tabirle terim, görünür olan çözümün ötesinde düşünmeyi içermektedir ve bazen “kalıpların dışında düşünmekˮ olarak adlandırılmaktadır. Terim ayrıca yaratıcı düşünce ile problem çözmeyi de nitelendirmektedir. Bu yaklaşımı “Aynı çukuru daha derin kazarak başka bir çukur kazmış olmazsınızˮ şeklinde özetlemektedir (Coates & Ellison, 2014)

Metodoloji öğrenme alt amacı ile ilgili genel bir değerlendirme yapıldığında, en çok dikkat çeken alt temanın hiyerarşi olduğu görülmektedir. Akademisyenlerin hiyerarşi (f17) ve problem çözme (f11) alt temalarına daha yoğun katılım gösterdiği ancak aktarım, araştırma yapma ve yaratıcılık kavramlarından hiç söz etmediği görülmektedir. Öğrencilerin hiyerarşi (f16) ve bilgi iletimi (f8) kavramlarından diğerler alt amaçlara göre daha çok bahsettiği ancak yöntem geliştirme, problem çözme ve görsel çözümleme alt temalarından hiç bahsetmediği görülmektedir. Sektör çalışanlarının ise yöntem geliştirme (f5) ve hiyerarşi (f4) alt temalarından nispeten daha yoğun olarak söz ettiği anlaşılmaktadır.