• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Alandaki Kamu Sektörü Sınıflandırması ve Türk Bütçe Sistemi

 

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’un yürürlükten kaldırdığı 1050  sayılı  Kanun’a  yöneltilen  eleştirilen  en  başında,  “dar  kapsamlı  olması”  gelmekteydi183.  Buna  bağlı  olarak,  bütçe  sistemi,  kamusal  faaliyet  alanının  tümünün  kapsayan  bir  yapı  göstermemekte  ve  kendisinden  beklenen  bütçesel  sonuçları  gerçekleştirmekten  uzak  bulunmaktaydı.  Bütçe  ile  çalışma  performansını sorgulanamamakta, meclis bütçe yoluyla hükümetin faaliyetlerini  siyasi  olarak  yeterince  kontrol  edememekte,  bakanlar  kurulu  kuruluşların  hizmet  maliyetleri  ve  performansları  hakkında  tam  bir  bilgiye  sahip  olamamaktaydı;  bütçe  hakkını  gerçekleştirme  imkânı  sözkonusu  değildi.  Dolayısıyla,  Kanun’un  kapsamını  genişletecek  şekilde  yeni  bir  düzenleme  yapılmalı, bütçe birliği sağlanmalı ve kapsam dışı kalan kuruluşları içine alacak 

183   Bkz.  Dünya  Bankası  Kamu  Harcamaları  ve  Kurumsal  İnceleme  Raporu, 

(www.treasury.gov.tr),  (Erişim  Tarihi:  5.8.2005)  ;  Mali  Saydamlık  İle  İlgili  Uluslararası  Para  Fonu  Standartların  Ve  Kodların  Gözlemlenmesine  İlişkin  Türkiye  Raporuʺ,  (Çev.Ufuk  Gencel),  (www.canaktan.org.tr),    (Erişim  Tarihi:  5.8.2005);  DPT,  Kamu  Mali  Yönetiminin  Yeniden  Yapılandırılması  ve  Mali  Saydamlık  Özel  İhtisas  Komisyon  Raporu,  (8.Beş  Yıllık  Kalkınma  Plânı  Çalışmaları),  Ankara  2000,  s.29;  Avrupa  Birliği  Müktesebatının  Üstlenilmesine  İlişkin  Türkiye  Ulusal  Programı,  (T.C.  Başbakanlık  Avrupa  Birliği  Genel  Sekreterliği), s.220 vd.  

düzenleme ile döner sermaye, fon uygulamaları gibi kapsam dışı kalma çabaları  önlenmeliydi184.  

 

1050 sayılı Kanun’un kapsamının dar olduğu muhakkak olmakla birlikte,  1050  sayılı  Kanun,  bütçe  rejimi  ile  ilgili  düzenlemeleri  idarî  yapıyı  esas  alarak  düzenlemekte idi. Bu yapı çerçevesinde, kurumların tâbi olduğu bütçe rejimini  içinde  üçe  ayırmaktaydı;  genel  bütçe185,  katma  bütçe186  ve  mahallî  idare  bütçeleri187.  Bu  çerçevede,  Kanun  sistematiğinde,  Anayasa’nın  merkezden 

184   Bkz.  ve  krş.  T.C.  Başbakanlık,  Kamuda  Yeniden  Yapılanma  1:  Değişimin  Yönetimi  İçin 

Yönetimde Değişim, Ankara 2003, s.93 vd.  

185   Devlet  tüzel  kişiliğine  dahil  yasama  ve  yargı  kurumları  ile  bakanlıklar  ve  teşkilat  itibariyle 

bir  bakanlığa  bağlı  olmakla  birlikte,  ödenekleri  ayrı  bir  bölüm  oluşturan  genel  idareler  (daireler)  “genel  bütçe”  içinde  yer  almaktadır  (MUK.m.1,6).  Bkz.  Gürsoy,  Bütçe,  s.150; 

Mutluer‐Öner‐Kesik, 177. Krş. Feyzioğlu, Bütçe, s.84. 

186   Devlet yapısı içerisinde tanımlanmakla birlikte, Devlet tüzel kişiliği içinde yer almayan, her 

biri  ayrı  tüzel  kişilik  sahibi  bağımsız  idareler  (hizmet  yerinden  yönetimleri)  ise,  devlet  bütçesine,  “katma  bütçeli  idareler”  adıyla  dahil  edilmektedir(MUK.m.115).  Katma  bütçeli  idareler,  sahip  bulundukları  ayrı  tüzel  kişilik  dolayısıyla,  kendilerine  özel  bütçelere  sahiptirler;  özel  bütçeli  idarelerdir.  Bunların  ayrı  özel  gelirleri,  ayrı  vezneleri,  ayrı  muhasebeleri vardır; ayrı bir mal rejimine ve hukuki kimliğe sahiptirler. Bkz. Gürsoy, Bütçe,  s.151‐152. Krş., Feyzioğlu, Bütçe, s.86; Bulutoğlu‐Kurtuluş, s.413;  Mutluer‐Öner‐Kesik, 178‐ 179. 

187   1050  sayılı  Kanun’un  yürürlüğe  girdiği  tarihten,  1938  yılında  çıkarılan  3460  sayılı  Kanun’a 

kadar,  tüm  Devlet  kurumları,  genel  ve  katma  bütçe  içinde  toplanmış;  sadece  mahalli  idarelerin  bütçeleri,  dağınıklık  ve  fiilî  imkansızlık  yüzünden,  dışarıda  bırakılmıştı.  1938  yılından itibaren işleyişleri gereği bütçe rejimi içine oturmayan, görevleri bakımından kamu  hizmeti ile doğrudan bağlantısı olmayan ve çalışmalarını iktisadî ve ticarî alanda özel hukuk  hükümlerine göre yürüten iktisadi devlet kuruluşları da, yerinde bir uygulama ile, konsolide  bütçe  dışına  çıkarılmışlar  ve  ayrı  bir  idari  ve  hukukî  rejime  tabi  kılınmışlardır.  Kanun  kapsamında  kabul  edilen  bu  gerekli  ve  zorunlu  istisnalar  emsal  edinilmiş  ve  istismar  edilmiştir. Zamanla devlet teşkilatındaki genişleme dolayısıyla ortaya çıkan kamu idareleri,  mali  açıdan  esneklik  kazanma  gerekçesiyle,  kendilerini  bütçe  rejimi  ve  1050  sayılı  Kanun 

yönetim  ve  yerinden  yönetim  (hizmet  yerinden  yönetimleri  bakımından)  ilkesine  bağlı  kalmış  ve  merkezi  yönetimi  genel  bütçede,  hizmet  yerinden  yönetimlerini  (özel  bütçeli  idareleri)  katma  bütçede  toplamıştı.  Buna  karşılık,  1050  sayılı  Kanun’u  yürürlükten  kaldıran  Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu’a  bakıldığında  ise,  kapsam  genişletilmiş;  merkezî  yönetim  kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idarelerden  oluşan  genel  yönetim  kapsamındaki  kamu  idarelerinin  malî  yönetim  ve  kontrolünü  Kanun  kapsamına  alınmıştır188.  Bu  açıdan,  Kamu Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu,  uluslararası  standartlara  uygun  bir  idarî  sınıflandırmayı  içermektedir. 

 

Ulusal  ekonomilerin  sınıflandırılmasındaki  konusunda,  uluslararası  standartları  belirleyen  temel  kaynak(lar),  Birleşmiş  Milletler,  Uluslararası  Para  Fonu  (IMF),  Avrupa  Topluluğu  Komisyonu‐Eurostat  (EU  Eurostat),  OECD  ve  Dünya  Bankası’nın  katkılarıyla  hazırlanan  ve  Birleşmiş  Milletler  tarafından  yayımlanan  1993  tarihli  “Ulusal  Hesaplar  Sistemi  (SNA93)    ile  EU  Eurostat  tarafından,  1995  tarihli  “Avrupa  Hesap  Sistemi  (ESA95)”dir.  Yine,  bir  başka  kaynak  olarak,  Uluslararası  Para  Fonu  tarafından  yayımlanan  2001  tarihli,  “Devlet  Mali  İstatistikleri  El  Kitabı  (GFSM2001)”ndan  da  sözedilebilir189 kapsamı dışına çıkarmanın yollarını bulmuşlar ve bunlara sürekli yenileri eklenerek (fonlar,  döner sermayeler, vakıflar) devlet bütçesini ve bütçe rejimini yozlaştırmışlardır. Görüldüğü  üzere, bu bozulmanın tek sebebi 1050 sayılı Kanun değil,  daha sonra çıkarılan kanunlar ve  yapılan  uygulamalarla  sistemin  etrafından  dolaşılması  ve  sürekli  yeni  ayrıcalıklar  yaratılmasıdır.  Bkz  Bayar,  Kanun  s.48‐49;  Edizdoğan,    s.61‐62  ;  Mutluer‐Öner‐Kesik,  178‐ 179. Krş. Gürsoy, Bütçe, s.153‐154. 

188   Ancak,  düzenleyici  ve  denetleyici  kurumlar  5018  sayılı  Kanun  hükümlerinin  önemli  bir 

kısmından istisna edilmiştir (KMYKK.m.2/son).  

189   Bkz.  Dünyada  Uygulanan  Muhasebe  Sistemleri,  (Tahakkuk  Esaslı  Devlet  Muhasebesi 

Çalışmaları/Devlet Muhasebesinde Reform Çalışmaları:Nakit Esasından Tahakkuk Esasına),  (T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, Ankara 2002), s.4 vd. Ayrıca bkz. Baki 

SNA93190 ve ESA95191 esas alınarak yapılan sınıflandırmalar çerçevesinde, ulusal  ekonomi,  aşağıdaki  şemada  belirtildiği  üzere,  beş  alt  sektöre  ayrılarak  analiz  Kerimoğlu,  “Ulusal  Ekonominin  Sektörel  Sınıflandırılması  ve  Ulusal  Hesapların 

Konsolidasyonu”, (Mali Kılavuz, S.22, Ekim‐Aralık 2003), (Sınıflandırma), s.31; Yılmaz, Yerel  Yönetimler,  s.7;  Emil‐Yılmaz,  Yerel  Yönetimler,  s.7;  Karaarslan,  Kamu  Harcama  Hukuku,  s.101. 

190   SNA  1993,  Avrupa  Birliği,  Uluslararası  Para  Fonu(IMF),  Ekonomik  İşbirliği  ve  Kalkınma 

Teşkilatı(OECD),  Dünya  Bankası(WB)  ve  Birleşmiş  Milletler(UN)  tarafından  birlikte  hazırlanan  ulusal  ekonomilerin  kurumlar  ve  sektörler  ve  alt  sektörler  bazında  sınıflandırılması,  akımlar,  stoklar  ve  muhasebe  kuralları,  üretim  hesabı,  gelir  dağılımı,  sermaye  hesabı,  mali  hesaplar,  bilanço,  dış  dünya  ile  yapılan  ekonomik  faaliyetler,  fiyat  ve  değer  değişimleri,  nüfus  ve  işgücü  girdileri,  fonksiyonel  sınıflandırma  gibi  ulusal  ekonominin ölçümüne yönelik standartlar ve kurallar oluşturulması amacıyla hazırlanmıştır.  Yukarıda belirtilen konular itibariyle muhasebe ve raporlama sistemlerinin oluşturulmasında  dikkate alınılması gereken esasları içermektedir. 

191   Avrupa  Birliği’nin  istatistik  alanında  çalışmalar  yapan  alt  kuruluşu  olan  EUROSTAT 

tarafından  hazırlanan  ve  Birliğe  üye  ve  aday  ülkelerde  aynı  tabandan  karşılaştırılabilir  ve  konsolide  edilebilir  istatistikler  oluşturulmasını  amaçlayan  bir  çalışmadır.  Kapsamı  ve  düzenlediği  hususlar  itibariyle  GFSM2001  ile  paralellikler  taşımaktadır.  GFSM2001  hazırlanırken,  ki  eski  GFS  1986  yılında  hazırlanmıştı  ve  nakit  esasına  göre  raporlamayı  öngörüyordu, yeni düzenlemenin hem ESA95 ve hem de SNA93 e uygun olması için gayret  gösterilmiştir.  ESA95  ulusal  hesaplar  sistemi,  uluslar  arası  kabul  görmüş  kavram,  tanım,  sınıflandırma  ve  muhasebe  kurallarına  dayalı  tutarlı,  uyumlu  ve  entegre  makroekonomik  hesaplar,  bilançolar  ve  tablolardan  oluşur.  Bir  ekonomi  içerisinde  gerçekleşen  kompleks  ekonomik faaliyetlerin ve de piyasalarda veya diğer yerlerdeki farklı ekonomi kuruluşları ile  kuruluş grupları arasındaki ilişkilerin kapsamlı ve detaylı bir kaydını sunar. ESA95 sistemi,  farklı  ekonomi  sektörleri  arasında  gerçekleşen  ekonomik  ilişkilerin  gözlenmesi  ve  incelenmesi  ile  ekonominin  işleyişinin  anlaşılması  açısından  önemlidir.  ESA95,  muhasebe  döneminin  başında  veya  sonunda  kurumsal  birimler  veya  sektörler  tarafından  elde  tutulan  varlık  ve  yükümlülük  stoklarının  değerlerinin  kaydını  tutan  bilançolarla  birlikte,  belirli  bir  zaman dilimi içerisinde gerçekleşen farklı türdeki ekonomik faaliyetlere bağlı olan birbiriyle  ilişkili  bir  dizi  akış  hesapları  çevresinde  oluşturulmuştur.  Sistemdeki  başlıca  hesaplar,  cari  hesaplar, birikim hesapları ve bilançodur. Cari hesaplar, üretim hesabı ve gelir hesaplarından  oluşur ve gelir hesapları ise birincil dağıtım, ikincil dağıtım ve gelir hesaplarının kullanılması 

edilmektedir192.  Bunlar;  mali  olmayan  şirketler  sektörü,  mali  şirketler  sektörü,  genel devlet sektörü, hane halkına hizmet veren kar amacı gütmeyen kuruluşlar  ve hane halkı sektörüdür.                 ULUSAL EKONOMİ ve KAMU SEKTÖRÜ      Mali olmayan şirketler sektörü,      Hane halkına hizmet veren     Kamuya Ait,         kâr amacı gütmeyen kuruluşlar,    Özel,    Yabancı Kontrolündeki.       Hane halkı sektörü  Mali şirketler sektörü,          Genel devlet sektörü,  (aşağıda yer alan hesaplar dizisine bakın) şeklinde ayrılır. Birikim hesapları sermaye hesabı  ve  mali  hesaptan  oluşur.  Hesaplar  dizisi,  ekonomideki  her  bir  kurumsal  sektör  (örneğin  genel  yönetim)  ve  bir  bütün  olarak  ekonomi  için  toplanır.  Bkz.  Johann  R.  Bjorgvınsson,  Devlet  Mali  İstatistikleri  El  Kitabı  2001  ve  Avrupa  Hesaplar  Sistemi  1995  İle  İlişkisi,  Eylül  2004, s.7.. Krş. Kerimoğlu, Sınıflandırma, s.31. 

192   Bkz.  United  Nations,  Systems  Approach  to  National  Accounts  Compilation,  A  Technical 

Report,  Newyork,  1999.  Milli  ekonomide  sınıflandırmaya  tabi  tutulan  kesimler,  kurumsal  birimlerdir.  Bir  kuruluşun  kurumsal  birim  olarak  sınıflandırılabilmesi  için  varlıklar  edinme,  yükümlülükler  üstlenme  ve  diğer  kuruluşlarla  işlemler  gerçekleştirme  ve  ekonomik  faaliyetlere  katılmaya  yetkisi  bulunmalıdır.  Bu  sınıflama  kriterinden  hareketle  söz  konusu  kuruluşun  tam  olarak  defter  tutma  sistemlerinin  bulunması  ve  muhasebede  öngörülen  tabloların  oluşturulması  gerektiği  sonucuna  varılmaktadır.  Kurumsal  birimlerde  dikkat  edilen  diğer  bir  husus,  birimlerin  yerleşik  olup  olmadığıdır.  Yerleşik  olmayan  birimlerin  ekonomiye dahil edilebilmesi için, ekonomik işlemlere katılmaları gerekmektedir. Ancak, bir  ülkenin  diğer  ülkelerde  bulunan  elçilikleri  ve  hükümet  ofisleri,  fiziksel  olarak  başka  ülkelerde  yerleşmiş  olsalar  bile  ilgili  ülkelerde  yerleşik  sayılmaktadır.  Buradan,  diğer  ülkelerin  veya  uluslar  arası  kuruluşların  temsilciliklerinin  ekonomik  sınırlar  kapsamında  olmadığı  sonucu  çıkarılmaktadır.  Bkz.  Hülya  Soylu,  “Milli  Ekonomide  Genel  Devletin  Yeri  ve  AB  Ülkelerinde  Devlet  Borç  ve  Açıklarını  Etkileyen  İşlemler”,  (Maliye  Dergisi,  S.144,  Eylül‐Aralık 2003), s.101. Aynı yönde Yılmaz, Yerel Yönetimler, s.6‐7; Gülşen, Kapsam, s.5; 

                  KAMU SEKTÖRÜ             GENEL YÖNETİM    KAMU ŞİRKETLERİ      Merkezî Yönetim      Mali Kamu Şirketleri        Mali Olmayan Kamu Şirketleri  Eyalet Yönetimi        Parasal Kamu Şirketleri  Mahallî İdare(ler)      (Merkez B. dahil)  Sosyal Güvenlik Kurumları/Fonları  Parasal Olmayan Mali Kamu Şirketleri   

Uluslararası  standartlara  göre  kamu  sektörü  faaliyetleri;  genel  yönetim  içinde yer alan kurumların faaliyetleri ile devletin ticarî faaliyetlerinden (kamu  iktisadî  teşebbüsleri  vs)  oluşmaktadır.  Genel  yönetime  dahil  idarelerin  devlet  fonksiyonlarını ifa edebilmesi; idarelerin gelir elde etmeleri, harcama yapmaları  ve  varlık  ve  yükümlülüklere  sahip  olmalarıyla  mümkün  olabilmektedir.  Kamu  idarelerinin  bu  faaliyetleri;  planlama,  bütçeleme,  uygulama,  kontrol  ve  sonuçların  raporlanması  ile  denetimine  ilişkin  mekanizmalardan  oluşan  kamu  harcama  ve  kontrol  sistemi  ile  kamu  ihaleleri  sistemleri  çerçevesinde  yürütülmektedir193. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, bu sınıflandırmayı 

193   Kamu  harcama  ve  kontrol  sisteminin;  mali  disiplinin  sağlanması  (harcamaların  kontrol 

edilmesi),  stratejik/politik  önceliklere  göre  kaynak  tahsisi  (tahsiste  etkinliğin  sağlanması),  kaynakların  iyi  yönetimi  (kaynak  kullanımında  operasyonel  verimliliğin  sağlanması)  şeklinde  üç  ana  hedefi  bulunmakta  olup,  sistemin  bu  doğrultuda  kurgulanması  gerekmektedir.  Kamu  harcama  sisteminde  etkinliğin  sağlanması  için;  çok  yıllı  bütçeleme,  gerçekçi  ekonomik  varsayımlar,  yukarıdan  aşağıya  bütçeleme,  bütçenin  saydamlığı,  sonuçlara  odaklanma,  girdiler  üzerindeki  merkezi  kontrollerin  azaltılması  ve  modern  bütçe  yönetim  uygulamalarının  gerekli  olduğu  OECD  tarafından  ifade  edilmektedir.  Bkz.  Budget  Reform in OECD Member Countries: Common Trends, 2002, (PUMA/SBO, 2002/9)s. 3; Jon R. 

Blöndal, “Budget Reform in OECD Member Countries: Common Trends”, (OECD Journal on 

esas  alarak  bütçe  sistemini  düzenlemektedir(KMYKK.m.2).  Bu    çerçevede,  uluslararası alanda genel kabul gören “genel yönetim” kavramının, Kamu Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu  ile  getirilen  sistem  çerçevesinde  karşılaştırılması  aşağıdaki şekilde ortaya konulabilir194.              alanında yürütülen reformlar, yeni kamu yönetimi yaklaşımı çerçevesinde kamu yönetiminin  genel  işleyişinin  ve  hizmet  sunumunun  yeniden  değerlendirildiği  ve  yapılandırıldığı  daha  geniş  bir  çerçevede  ele  alınmakta  ve  uygulanmaktadır.  Bu  reformlar,  katılımcılık,  esneklik,  yetki  devri  ve  sonuç  odaklı  yönetim,  şeffaflık  ve  hesap  verebilirlik  gibi  önemli  unsurlar  dikkate  alınarak  ulusal  önceliklere  göre  şekillendirilmektedir.  Bkz.  OECD,  “Synthesis  of  Reform Experiences in Nine OECD Countries: Government Roles and Functions, and Public  Management”,  (Government  of  the  Future:  Getting  From  Here  to  There  isimli  sempozyum  ortak bildirisi), (OECD, Paris 14‐15 Eylül 1999).  Ayrıca bkz. DPT, Kamu Harcama Ve Kontrol  Sistemlerinin  İyileştirilmesi,  Kamu  İhaleleri  Özel  İhtisas  Komisyonu  Raporu,  (9.  Beş  Yıllık  Kalkınma  Planı),  Ankara  2006,  s.  11.  Krş.  Osman  Yılmaz,  Kamu  Yönetimi  Reformu:  Genel  Eğilimler  ve  Ülke  Deneyimleri,  (DPT),  Ankara,  Şubat  2001,  s.13‐14.  Kamuda  “iyi  yönetişimin”  geliştirilmesi  olarak  adlandırılan  bu  yaklaşım;  kamu  kaynaklarının  amacına  uygun  olarak  etkin,  etkili  ve  ekonomik  kullanılması,  kamu  hizmetlerinin  sunumunun  iyileştirilmesi  ve  yolsuzluğun  önlenmesi  suretiyle  ekonomik  ve  sosyal  kalkınmanın  sağlanmasını amaçlamaktadır. “İyi Yönetişim” ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. İyi Yönetişimin  Temel  Unsurları,  (Maliye  Bakanlığı  Avrupa  Birliği  ve  Dış  İlişkiler  Dairesi  Başkanlığı),  (Ankara  2003).  Ayrıca  bkz.  Namık  Kemal  Öztürk,  “Bürokratik  Devletten  Etkin  Yönetime  Geçiş:İyi Yönetişim”, (S.437 Aralık 2002), s.27 vd. 

194   Bkz.  ve  krş.    Eyüp  Kızılkaya,  “Yeni  Devlet  Muhasebesi  Sistemi”,  (T.C.  Maliye  Bakanlığı  ile 

İtalya  Maliye  Bakanlığı  ile  Yürütülen  Eşleştirme  (Twinning)  Projesiʹnin  Hilton  Otelde  Düzenlenen Tanıtım Toplantısı Programında Yapılan Sunum, 11.01.2007, Ankara), s.9, (Yeni  Sistem).  

 

Uluslararası Alanda Genel Kabul  Gören Metodolojiler 

 

Ülkemiz Uygulaması 

ƒ Genel  yönetim,  kamuya  ait  şirketler  hariç, kamu sektörünün tamamıdır.   ƒ Devletin  asli  fonksiyonlarını 

yürütmek üzere oluşturulan birimler  ile  devlete  ait  kar  amacı  gütmeyen  birimler bu kapsamdadır. 

ƒ Piyasaya  mal  veya  hizmet  satan  ve  giderlerinin % 50 sini kendi gelirleri  ile  karşılayan  birimler  kapsam  dışındadır. 

ƒ Genel  yönetim,  Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu’da  sayma yöntemi ile belirlenmiştir.  ƒ Genel yönetim, Kanunda herhangi 

bir kritere dayandırılmamıştır.  ƒ Genel  yönetim  kapsamında  olma 

veya  olmama  kanun  koyucunun  inisiyatifi  dahilinde  Kanun’da 

yapılacak  değişiklikle 

mümkündür. 

 

Uluslararası  alanda  genel  kabul  gören,  ulusal  sektör  sınıflandırmasının,  bütçe  sistemimiz  açısından  daha  anlaşılır  ve  anlamlı  olabilmesi  için,  kamu  sektörü  içindeki  “genel  devlet/yönetim”  kavramının,  Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu’un  2’nci  maddesi  çerçevesinde,  ortaya  konulması  gerekmektedir.  

 

Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu’un  “Kapsam”  başlıklı  2’nci  maddesine  göre,  Kanun’un  kapsamı,  “genel  yönetim  kapsamındaki  kamu  idareleri”  olarak  belirtilmiştir.  Genel  Yönetim  ise;      merkezî  yönetim  kapsamındaki  kamu  idareleri,  sosyal  güvenlik  kurumları  ve  mahallî  idareler  olarak  belirtilmiştir.  Uluslararası  kuruluşlar  ve  Avrupa  Birliği’nin  ilgili  düzenlemelerinde  olduğu  gibi,  Kanun’da  da  devlet,  genel  yönetim  olarak  tanımlanmaktadır.  Aşağıda  ayrıntılarına  yer  verildiği  üzere,  genel  bütçeli  kuruluşlar;  “devlet  tüzel  kişiliğine  dahil  olan,  aynı  nakit  idaresi  kapsamında,  kendilerine  özgü  malvarlığı  ve  geliri  olmayan  ve  hazine  birliği  kapsamındaki  kamu  idareleri”dir.  Kanun’daki  bu  tanım,  uluslararası  sınıflandırma  ile 

paralellik  oluşturmaktadır.  Ancak,  bu  sınıflandırma  içinde,  kamu  sektörünün  “genel  yönetim”ini  oluşturan  başlıklardan  “eyalet  yönetimi”nin  Türkiye’de  uygulaması  olmadığından,  Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu’un  genel  yönetim  tanımında  merkezî  yönetim,  yerel  yönetimler  ve  sosyal  güvenlik  kurumları  alt  sektörler  olarak  yer  almaktadır.  Ülkelerin  idarî  ve  siyasî  yapıları  ve  sosyal  güvenlik  kuruluşlarının/fonlarının  kurulma  şekillerine  bağlı  olarak,  sosyal  güvenlik  kurumları,  merkezî  yönetim  içine  de  dahil  edilebilmektedir.  Ancak,  Türkiye’de  sosyal  güvenlik  kuruluşlarının,  belirli  bakanlıklarla  ilgili  veya  bağlı  olsalar  da  ayrı  hesapları,  yönetimleri  ve  kuruluş  kanunları  olduğundan, merkezî yönetimden ayrı bir alt sektör olarak tanımlanması doğru  olacaktır. Bir başka deyişle, genel yönetim tanımının içine üç alt sektör; merkezî  yönetim,  yerel  yönetimler  ve  sosyal  güvenlik  kuruluşları  girmektedir195.  O  halde, bu açıklamaların ardından, uluslararası alanda genel kabul gören “genel  yönetim”  kavramının,  Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu  ile  getirilen  sistem çerçevesinde karşılaştırılması aşağıdaki şekilde ortaya konulabilir196.              195   Bkz. Ulusal Ekonominin Sınıflandırılması, (Devlet Muhasebesinde Reform Çalışmaları:Nakit  Esasından Tahakkuk Esasına), (T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, Ankara  2002),  s.6  ;  Baki  Kerimoğlu,  “Ulusal  Ekonominin  Sektörel  Sınıflandırılması  ve  Ulusal  Hesapların  Konsolidasyonu”,  (Mali  Kılavuz,  S.22,  Ekim‐Aralık  2003),  (Sınıflandırma),  s.31; 

Yılmaz,  Yerel  Yönetimler,  s.7;  Emil‐Yılmaz,  Yerel  Yönetimler,  s.7;  Gülşen,  Kapsam,  s.5‐6;  Karaarslan, Kamu Harcama Hukuku, s.101. 

196   Bkz.  Kızılkaya,  Yeni  Sistem,  s.11.  Krş.  Yılmaz,  Yerel  Yönetimler,  s.7;  Emil‐Yılmaz,  Yerel 

 

Uluslar arası Alanda Genel Kabul  Gören Metodolojiler 

 

Ülkemiz Uygulaması 

ƒ Genel  yönetim  sektörü;  merkezi  yönetim  alt  sektörü  ve  mahalli  idareler  alt sektörlerine ayrılır. 

ƒ Merkezi  yönetim  alt  sektörü;  merkezi  bütçe,  kar  amacı  gütmeyen  kamu  birimleri  ve  sosyal  güvenlik  kurumlarından oluşur. 

ƒ Mahalli  idareler  alt  sektörü;  yerinden  yönetim  ilkesine  göre  oluşturulmuş  mahalli idarelerden oluşur. 

ƒ Genel yönetim; merkezi yönetim, sosyal  güvenlik  kurumları  ve  mahalli  idarelerin bütünüdür. 

ƒ Merkezi yönetim alt sektörü; (I), (II) ve  (III)  sayılı  cetvellerdeki  birimlerden  oluşur. 

ƒ Sosyal  güvenlik  kurumları  ayrı  bir  alt  sektör olarak tanımlanmıştır. 

ƒ Mahalli idareler alt sektörü; belediye, il  özel  idaresi,  bağlı  idareler  ve  birliklerden oluşur. 

 

Genel  yönetimin  kapsamı  belirlenirken,  genel  yönetim  birimleri  tarafından kurulan ekonomik işletmelerin ve faaliyetlerin genel yönetime dahil  edilip  edilmeyecekleri;  dahil  edileceklerce,  bu  konudaki  kriterin  ne  olacağı  sorununun  da  üzerinde  durulması  gerekmektedir.  Bu  konuda,  birisi,  GFSM2001’de;  diğeri  ise,  ESA95’te  tanımlanmış  iki  ayrı  kriter  vardır197 GFSM2001’e  göre,  devlete  ait  bir  işletmenin  genel  yönetime  ait  olup  olmayacağını  belirleyecek  olan  kriter,  o  şirketin  ürettiği  mal  ve  hizmetler  için  uyguladığı fiyat  politikasıdır.  Eğer  belirlenen fiyat,  o  şirketin ürettiği  mal  veya  hizmetlere  olan  talebi  etkileyecek  kadar  önemli  ise,  ya  da  başka  bir  ifade  ile,  önemli  sayılacak  kadar  yüksek  ise,  o  şirket,  pazar  için  mal  ve  hizmet  üreten  kamu  şirketi  olarak  kabul  edilecek  ve  genel  yönetim  kapsamının  dışında  tutulacaktır.  Eğer  uygulanan  fiyat  politikasının  talep  üzerinde  etkisi  yok  veya  ihmal  edilebilecek  kadar  az  ise,  yani,  fiyattaki  bir  değişiklik  talepte  önemli  bir 

197   Bkz. Undersecretariat of Treasury, Fiscal Government and Government Accounting Seminar, 

değişikliğe  neden  olmuyorsa,  yani,  genel  yönetime  dahil  bir  kamu  idaresince  finanse  ediliyorsa,  o  şirket  pazar  dışı  mal  veya  hizmet  üretiyor  sayılacak  ve  genel yönetim kapsamına dahil edilecektir.  

 

İkinci  kriter  ise,  ESA95’te  ortaya  konan  %50  kriteridir.  Bu  kritere  göre,  eğer  devlete  ait  bir  şirket  ürettiği  mal  veya  hizmetler  için  uyguladığı  fiyat  politikası  ile,  vergiler  hariç,  toplam  maliyetlerinin  %50  veya  fazlasını  kullanıcılardan tahsil ediyorsa o şirket, pazar için mal veya hizmet üreten kamu  şirketi olarak kabul edilip genel yönetim kapsamının dışında sayılacaktır. Aynı  şirket, vergiler hariç maliyetlerinin ancak %50’sinden daha azını kullanıcılardan  tahsil  ediyorsa,  o  kamu  şirketi,  pazar  dışı  mal  veya  hizmet  üreten,  yani,  kâr  amacı  gütmeyen  devlet  şirketi  sayılacak  ve  genel  yönetim  kapsamında  yer  alacaktır198.  Bu  anlamda,  genel  yönetim  birimleri  tarafından  kurulan  ekonomik  işletmelerin  ve  faaliyetlerin,  uluslararası  sınıflandırmalara  uygun  olarak,  ESA95’te belirtilen kriterin çerçevesinde, genel yönetim kapsamına alınmasının  uygun olacağı düşünülmektedir. 

 

198   Bkz.  ve  krş.  Ulusal  Ekonominin  Sınıflandırılması,  (Devlet  Muhasebesinde  Reform 

Çalışmaları:Nakit  Esasından  Tahakkuk  Esasına),  (T.C.  Maliye  Bakanlığı  Muhasebat  Genel  Müdürlüğü,  Ankara  2002),  s.6‐7;  Baki  Kerimoğlu,  “Ulusal  Ekonominin  Sektörel  Sınıflandırılması  ve  Ulusal  Hesapların  Konsolidasyonu”,  (Mali  Kılavuz,  S.22,  EKİM‐Aralık  2003), (Sınıflandırma), s.31. Ayrıca Soylu, s.104‐105; Gülşen, Kapsam, s.6; Karaarslan, Kamu  Harcama Hukuku, s.101.