• Sonuç bulunamadı

Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Sunulmasına Egemen Olan İlkeler (Any.m.162/I) 

TBMM CUMHURBAŞKANI ANAYASA MAHKEMESİ 

B.  Bütçenin Görüşülmesine ve Yürürlüğe Girmesine Egemen Olan İlkeler (Any.m.162) 

1.  Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Sunulmasına Egemen Olan İlkeler (Any.m.162/I) 

   

Anayasa,  bütçenin  mali  yılbaşında  yürürlüğe  girebilmesi  için,  “anayasal  bütçe takvimi” denilen bir zamanlamayı öngörmüştür379. Bu takvimin ilk adımı,  bütçenin  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’ne  sunulmasıdır.  Anayasa’nın  162’nci  maddesinin ilk fıkrasına göre, merkezî yönetim bütçe tasarısı, Bakanlar Kurulu  tarafından,  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’ne  sunulur.  Anayasa,  88’inci  maddesinin  ilk  fıkrası  ile  kanun  teklif  etmeye,  Bakanlar  Kurulu  ve  milletvekillerini  yetkili  kılmış  iken,  bütçeyi  teklif  etme  yetkisi,  yalnız,  Bakanlar  Kurulu’na  tanınmıştır;  bütçenin  hazırlanmasına  ilişkin  yetkiye  ilişkin  olarak,  yürütme  organı,  münhasır  yetkili  kılınmıştır.  Bir  başka  deyişle,  Anayasa’nın  162’nci  maddesinin  ilk  fıkrasındaki  hüküm  ile  bütçe  ile  ilgili  yasama  insiyatifi  sadece yürütme organına aittir.  

   

Parlamenter demokratik sistemde genel olarak politika belirleme yetkisinin  yürütme  organına  bırakılması,  anayasal  düzenlemeyi  haklı  kılmaktadır.  Çünkü  hükümet,  programını  bütçe  aracılığı  ile  uygulamakta,  Bakanlar  Kurulu,  bütçe  hazırlıklarını  genel  ekonomik  durumu  değerlendirerek  ve  belirlediği  politika  ile  uyumlu  olarak  gerçekleştirmektedir.  Bütçe  hazırlığına  kamu  kesiminde  görevli  bürokratlar  ve  teknisyenler  etkin  biçimde  katılmaktadırlar.  Bütçe  sürecinin  başlangıç  aşamasında  yasama  organı,  yürütme  organının  kararları  üzerinde  doğrudan  etkili  değildir.  Bütçenin  yasama  organı  tarafından  kontrolü,  yürütme  organının  bütçe  hazırlığına  ve  uygulamasına  katılma  ya  da  müdahale  niteliği  taşımamaktadır.  Anayasanın  87’nci  maddesinde  diğer  kanunlar  için  “kanun  koymak” deyiminin kullanılmasına karşılık bütçe kanunu için “görüşmek ve kabul 

etmek”  deyimlerinin  kullanılması,  anayasa  koyucunun,  yürütme  organının  bütçe  hazırlığına verdiği önemi ve ağırlığı ortaya koymaktadır380

   

Bakanlar  Kurulu,  merkezî  yönetim  bütçe  tasarısı  ile  birlikte,  millî  bütçe  tahminlerini  gösteren  raporu  da  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’ne  sunmak  zorundadır.  Millî  bütçe  tahminlerini  gösteren  rapor,  millî  ekonominin  bütün  faaliyetlerinin gelir ve giderler olarak meydana getireceği sonuçların bir tahmini  niteliğindedir. Merkezî yönetim bütçe tasarısı ile birlikte, Türkiye Büyük Millet  Meclisi’ne  sunulan  millî  bütçe  tahminlerini  gösteren  rapor,  millî  gelir,  üretim,  istihdam,  kamu  maliyesi,  para  kredisi,  ödemeler  dengesi,  fiyatlar,  uluslararası  ekonomik  gelişmeler  gibi  konularda  açıklamalara  yer  vererek,  ülkenin  malî  ve  ekonomi politikasına verilecek yönü belirlemede yardımcı olmaktadır381.  

   

Bütçe  tasarılarının  mali  yılbaşından  en  az  yetmişbeş  gün  önce  Türkiye  Büyük Millet Meclisi’ne sunulması gerekir. Mali yılbaşı, Kamu Mali Yönetimi ve  Kontrol  Kanunu’un  3’üncü  maddesinin  ilk  fıkrasının  (o)  bendine  göre,  takvim  yılının birinci günü olduğuna göre, bütçe tasarılarının, en geç “17 Ekim” günü,  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi  Başkanlığı’na,  Başbakanlık  tezkeresiyle,  Bakanlar  Kurulu adına sunulması gerekmektedir.  

   

Yetmiş beş günlük sürenin, bütçe takviminin gerçekleştirilmesi açısından,  uygun  olup  olmadığı  tartışmaları  bir  yana  bırakıldığında382,  bu  süreye  uymamasının  sonucunun  ne  olacağı  üzerinde  durulmalıdır.  Bu  bağlamda,  öncelikle, sürelere uymamanın sonucun belirlenebilmesi için, sürelerin niteliğini  belirlemek gerekmektedir. 

380    Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s.201; Çağan, Anayasal Çerçeve, s.211.  381   Any.M. 28.1.1988 gün ve E.1987/12, K.1988/3, (RG. 7.10.1988). 

382   Anayasa  koyucunun,  bu  süreç  için  ez  az  yetmiş  beş  tam  günün  sağlanmasını  öngördüğü 

   

Anayasa’da,  bütçe  takvimime  ilişkin  öngörülen  sürelerin  niteliğine  bakıldığında, anayasa koyucunun diğer usul kurallarından farklı ve Anayasa’da  yer  vermek  suretiyle,  özel  olarak,  düzenlediği  ve  sınırlandırma  amacı  taşıdığı  düşünüldüğünde,  hak  düşürücü  süre  niteliği  olduğunun  ileri  sürülebilir.  Buna  göre,  bütçe  hazırlayamamış  bir  hükümetin  siyasî  sorumluluğu  gereği  bütçe  hazırlayamamış sayılması ve görevden çekilmek zorunda bırakılması, bütçenin  sunulmasına  ilişkin  sürenin  hak  düşürücü  süre  olarak  nitelendirilmesinin  bir  sonucu olarak kabûl edilmelidir383. Anayasa’ya uygunluk denetimi açısından ise,  şekil  denetimi,  “son  oylamanın,  öngörülen  çoğunlukla yapılıp  yapılmadığı”  ile  sınırlı olduğundan (Any.m.148/II) ve anayasa yargısı denetimi dışında kalacağı  düşünüldüğünde,  anayasaya  aykırı  bu  durumun  giderilebilmesi  için  “eylemli  anayasa  değişikliği”  ve/ya  da  “eylemli  içtüzük  değişikliği”  yorumunun  yapılması gerekmektedir. Buna göre, bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne  sunulmasına  ilişkin  takvimi  belirleyen  Anayasa’nın  162’nci  maddesinin  ilk  fıkrası  hükmü,  eylemli  olarak  değiştirilmekte  ya  da  değiştirilmeye  çalışılmaktadır;  bütçenin  süre  hükümlerine  uyulmadan  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi gündemine alınması ve buna ilişkin Başkanlık Divanı’nın kararı eylemli  içtüzük  değişikliği  olarak  değerlendirilebilecektir.  Bu  karar,  parlamentonun  çalışma ilkelerini ilgilendiren ve içtüzük niteliğinde olan bir karardır ve anayasa  yargısının denetimine tâbi olmalıdır384.  

383   Bkz.  Cihat  Öner,  Türk  Anayasa  Düzeninde  Bütçe,  (Yayımlanmamış  Yüksek  Lisans 

Tezi),(Ankara  Üniversitesi  Sosyal  Bilimler  Enstitüsü  Kamu  Hukuku  Anabilim  Dalı,  Ankara  2004), s.81‐82.   

384   Cihat  Öner,  s.83.  “Anayasa’da  açıkça  belirtilenler  dışında  kalan  yasama  organı  kararlarının 

Anayasa  Mahkemesi  denetimine  bağlı  olup  olmadığının  saptanmasında,  kararı  oluşturan  yöntem kadar bunların konusu, amacı ve niteliği üzerinde de durulması, etki ve değerlerinin  gözönünde tutulması gerekmektedir. Bunlar Anayasa’nın uygunluk denetimine bağlı tutulan  kararlarla aynı değer ve etkide ise, denetiminin yapılması hukuk devleti ilkesinin zorunlu bir  sonucudur.  İçtüzüğün  bir  kuralının  değiştirilmesi  ya  da  İçtüzüğe  yeni  bir  kural  konulması 

   

Bütçenin  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’ne  sunulmasına  ilişkin  takvimi  belirleyen  anayasal  hükümde  belirtilen  süreler,  bütçenin  mali  yılbaşına  yetiştirilmesi için uyarıcı/yönlendirici nitelik taşımaktadır385. Yetmiş beş günlük  süreye uyul(a)madan çıkarılan bir bütçenin “eylemli anayasa değişikliği” ve/ya  da  “eylemli  içtüzük  değişikliği”  olarak  değerlendirilmesi  mümkün  değildir.  Anayasa’da  öngörülenler  dışındaki  adlar  altında  ve  başka  yöntemler  niteliğinde olan TBMM kararları İçtüzük kuralı sayılır.”, Any.M. 26.3.1999 gün ve E.1999/14,  K.1999/6.  “TBMM  kararlan,  Anayasa’da  sayılan  ayrık  kurallar  dışında  ilke  olarak  Anayasa  Mahkemesi’nin  denetim  kapsamı  dışında  kalmakta  ise  de,  Anayasa  Mahkemesi’nin  birçok  kararında  da  belirtildiği  gibi,  TBMM’nin  İçtüzük  kuralı  niteliğindeki  ya  da  yasa  hüküm  ve  etkisindeki  kararlan  anayasal  denetime  bağlıdır.  TBMM  kararının,  anayasal  denetime  bağlı  olup  olmayacağı  araştırılırken,  bu  kararın  alınmasında  uygulanan  yöntemin  ve  içeriğinin  niteliği  üzerinde  durulması,  değer  ve  etkisinin  açıklanması  gerekir.  TBMM  karan,  Anayasa’nın  denetime  bağlı  tuttuğu  işlerle  eşdeğer  ve  etkide  ise,  anayasal  denetime  bağlı  olması doğaldır. Bunun karşıtı bir görüş, başka bir deyişle TBMM kararlarının niteliği, değeri  ve  etkisi  üzerinde  durmadan,  bu  kararların  anayasal  denetim  dışında  kaldığının  kabul  edilmesi,  yasa  değer  ve  etkisinde  ya  da  İçtüzük  kuralı  niteliğindeki  TBMM  kararlarının  anayasal  denetime  bağlı  olmaması  sonucunu  doğuracağı  gibi,  anayasal  denetimden  kaçırmanın  da  yolunu  açabilir.  Öte  yandan,  Anayasa  Mahkemesi’nin  yerleşik  kararlarına  göre,  TBMM’nin  çalışmalarıyla  ilgili  usul  ve  esaslara  ilişkin  kararlan,  İçtüzük  kuralı  niteliğindedir. Kararın alınmasında  İçtüzüğün değiştirilmesine ilişkin yönteme  uyulmaması  bu  kararın  bir  İçtüzük  kuralı  niteliğinde  sayılmasını  engellemez.  TBMM’nin  bir  kararının,  İçtüzük kuralı olarak kabul edilebilmesi için ya bir İçtüzük kuralını değiştirir ya da İçtüzükte  bulunmayan  bir  konuda  kural  koyucu  nitelikte  olması  gerekir.”,  Any.M.  17.9.1992  gün  ve  E.1992/26, K.”992/48, (www.anayasa.gov.tr). 

385   Krş. “Anayasaʹda öngörülen kimi süreler, uyulmaması halinde hukuki sonuçlar doğuran ve 

yaptırımı  olan  niteliktedir.  Kimi  süreler  ise  bu  nitelikle  olmayıp  uyarıcı  amaçla  konulmuşlardır. 94. maddedeki söz konusu sürenin, hukuki sonucu ve yaptırımı Anayasaʹda  belirlenmemiş  olduğu  gibi,  niteliğine  göre  de  uyarıcı  sürelerden  olduğundan  görüşmelerin  bu süre içinde bitirilememiş olması, 1976 yılı Bütçe Kanununun ve bu kanunda yer alan dava  konusu  hükümlerin  Anayasaʹya  aykırılığını  oluşturan  bir  iptal  nedeni  sayılmamalıdır.”,  Any.M. 9.12.1976 gün ve E.1976/34, K.1976/52, (AMKD. S.14, s.412). 

uygulanarak  yasama  organınca  oluşturulan  işlemlerin,  “eylemli”  olarak  tanımlanmasıyla,  Anayasa  Mahkemesi’nin  denetim  alanına  çekilebileceği,  mümkün  ise  de,  bunun  için,  denetim  konusu  olacak  metin  ya  da  belgenin  oluşturulmasında  uygulanan  yöntemin  ve/ya  da  içeriğinin  niteliği  üzerinde  durulması gerekmektedir. Eğer sözkonusu metin ya da belge, anayasal denetime  bağlı  işlemlerle  eşdeğerde  ve  etkide  ise,  denetime  bağlı  olacağının  kabul  edilmesi  zorunludur.  Aksi  durumlarda,  “usul  saptırması”  yoluyla  çoğu  kez  anayasal  denetim  dışında  çıkma  yolu  açılmış  olur.  Anayasa  Mahkemesi’nin  yerleşik  içtihatlarındaki  kriterlere  göre,  bir  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi.  kararının  İçtüzük  değişikliği  ya  da  düzenlenmesi  niteliğinde  sayılabilmesi  için  ya  içtüzük’te  varolan  bir  kurala  aykırı  içerikte,  dolayısıyla  onu  değiştirir  nitelikte olması ya da içtüzük’te hakkında kural bulunmayan bir konuda kural  koyucu  bir  içerik  taşıması  gerekmektedir.  Oysa,  bütçenin  süre  hükümlerine  uyulmadan  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi  gündemine  alınması  ve  buna  ilişkin  Başkanlık  Divanı’nın  kararının  bu  niteliği  yoktur.  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’nin  çalışmaları  konusunda  yönteme  ve  öze  ilişkin  her  karar,  içtüzük  kuralı  niteliğinde  olmadığından  bu  niteliği  taşımayan,  bütçenin  süre  hükümlerine uyulmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alınması ve  buna  ilişkin  Başkanlık  Divanı’nın  kararı  işleminin  anayasal  yargı  denetimi  kapsamına  alınmaması  mümkün  değildir.  Kaldı  ki,  yukarıda  belirtildiği  gibi,  bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasına ilişkin takvimi belirleyen  anayasal  hüküm,  bütçenin mali  yılbaşına yetiştirilmesi için  uyarıcı/yönlendirici  nitelik  taşımaktadır.  Anayasa,  sözkonusu  süre  ile  yasama  organını,  anayasal  takvime  uyması  konusunda  uyarmaktadır.  Önemli  olan,  anayasal  bütçe  takviminin gerçekleştirilmesi ve bütçenin mali yılbaşına yetiştirilmesidir. Yetmiş  beş  günlük  süreye  uyulmadan  çıkarılan  bütçe,  yeterli  inceleme  ve  denetim  yapılmadan çıkarıldığı bir kanun olarak yürürlüğe girecek; mevcut ve muhtemel  sakatlıklar  yargısal  denetim  sonucunda  iptal  edilebilecektir.  O  halde,  anayasal  denetim  sınırlarının  zorlanarak  ve  şeklî  açıdan  yapılacak  bir  denetim  (ve  iptal 

kararı)  yerine,  esas  açısından  yapılacak  bir  denetim,  Anayasa’nın  162’nci  maddesinin düzenleniş amacına ve ruhuna daha uygundur.      2. Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Görüşülmesine Egemen  Olan İlkeler (Any.m.162/II,III,IV,V)     

a.  Bütçenin  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi  Bütçe  Komisyonunda  İncelenmesi 

 

Kamu  ihtiyaçlarının  artışına  paralel  olarak  devletin  görevlerindeki  artış,  değişik  konularda  çalışma  yapan  komisyonların  parlamentolar  bünyesinde  oluşturulmasını  gerektirmiş386,  bu  komisyonlardan  biri  olan  ve  bütçe  hakkının  bir  bakıma  simgesi  olması  dolayısıyla,  bütçe  komisyonu,  hep  daha  öne  çıkarılmış ve çoğunlukla anayasalarda düzenlenmiştir387.  

386  Yasama  organlarında  “komisyon”  biçiminde  bir  çalışma  yönteminin  tercih  edilmesinin 

kuramsal  nedenleri  için  bkz.  Fahri  Bakırcı,  TBMM’nin  Çalışma  Yöntemi,  (İmge  Kitabevi),  Ankara  2000.  Yasama  organında  “Komisyonlar”  hakkında  ayrıntılı  bilgi  için  bkz.  Tuncer, 

Karamustafaoğlu,  Yasama  Meclisi’nde  Komisyonlar,  (Ankara  Üniversitesi  Hukuk  Fakültesi 

Yayınları No:201), Ankara 1965. 

387   Bkz.  ve  krş.  Feyzioğlu,  Bütçe,  s.236  vd.;  Gürsoy,  Bütçe,  s.277  vd.  Ülkemizde,  (bütçe) 

komisyonu(nu)n adı 1877‐1927 arasında “Muvazene‐i Maliye Encümeni”, 1927 yılından 1961  Anayasasının  yürürlüğüne  kadar  olan  dönemde  ise  “Bütçe  Encümeni”  veya  “Bütçe  Komisyonu”dur. 1961 Anayasası döneminde komisyonun adı, çift Meclis dolayısıyla, “Bütçe  Karma  Komisyonu”dur.  1982  Anayasası  döneminde  ise,  Anayasa  “Bütçe  Komisyonu”  nitelemesini benimsemiştir. Buna karşılık, 1984 yılından sonra Millet Meclisi İçtüzüğünde ve  1996  yılında  aldığı  adla  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi  İçtüzüğünde  komisyona  verilen  ad,  “Plan  ve  Bütçe  Komisyonu”dur.  Bütçe  ile  ilgili  komisyonun  üye  sayısı  15  ile  50  arasında  değişmiştir. Eğilim, üye sayısında artış olması yönündedir. 1877‐1878’de 15, 1920‐1927’de 20,  1927‐1947’de  25,  1947‐1957’de  35,  1961‐1980’de  50  ve  1982  Anayasası  döneminde  40’tır.  Öte  yandan,  1973  yılına  kadar,  Bütçe  Encümeni  (Komisyonu)  yanı  sıra  Maliye  Encümeni  (Komisyonu)  da  var  olmuştur.  1924  Anayasası  döneminde  Divanı  Muhasebat  ve  Sayıştay 

 

1982  Anayasası,  çeşitli  maddelerinde,  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi  İçtüzüğü’nden sözetmekteyse de, Anayasa’nın 162’nci maddesinin ikinci fıkrası  dışında,  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’nin  komisyonlarından  bahseden  bir  hükmü  yoktur.  Anayasa’nın  162’nci  maddesinin  ikinci  fıkrası,  bütçe  tasarılarının388  (ve  millî  bütçe  raporunun)  önce  bütçe  komisyonunda  incelenmesini  öngörerek  ve  bütçe  komisyonunun  oluşumunu  düzenleyerek  Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçe komisyonuna anayasal bir nitelik, anayasal  bir  kurum  kimliği  kazandırmıştır389.  Bütçeyi  hazırlama  yetkisinin  yürütme  organına  ait  olmasına  karşılık  inceleme,  değiştirme  ve  onaylama  yetkisi  yasama  organındadır. Yasama organı bu yetkisini Bütçe Komisyonu çalışmaları ve Genel  Kurul  toplantıları  ile  kullanır.  Bütçe  Komisyonunun  bütçenin  onaylanmasında  Encümenleri (Komisyonları) vardır. 1977‐1992 devresinde de komisyonlar arasında Sayıştay  Komisyonu  yer  almıştır.  Tarihî  gelişim  için  bkz.  Nahit  Yüksel,  “Türk  Parlamento  Hukuku’nda “Bütçe” Komisyonu”, (Sayıştay Dergisi, S.56), s.3‐22.  

388   Bütçe Komisyonu’nun incele(n)mesine sunulan, bütçe kanun tasarısına  5018 sayılı Kanun’un 

18’inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen dökümanlar eklenir. Bunlar;   a) Orta vadeli malî planı da içeren bütçe gerekçesi, 

b) Yıllık ekonomik rapor, 

c)  Vergi  muafiyeti,  istisnası  ve  indirimleri  ile  benzeri  uygulamalar  nedeniyle  vazgeçilen  kamu gelirleri cetveli,  

d) Kamu borç yönetimi raporu,  

e)  Genel  yönetim  kapsamındaki  kamu  idarelerinin  son  iki  yıla  ait  bütçe  gerçekleşmeleri  ile  izleyen iki yıla ait gelir ve gider tahminleri, 

f) Mahallî idareler ve sosyal güvenlik kurumlarının bütçe tahminleri, 

g)  Kamu  iktisadi  teşebbüsleri  ile  kamu  şirketi  niteliğindeki  kuruluşlar  hariç  olmak  üzere,  merkezî  yönetim  kapsamındaki  idarelerin,  hizmet  amaçlarıyla  ilgili  olan  diğer  kurum  ve  kuruluşlarından Maliye Bakanlığınca belirlenecek olanların bütçe tahminleri,  

h)  Merkezî  yönetim  kapsamında  olmayıp,  merkezî  yönetim  bütçesinden  yardım  alan  kamu  idareleri ile diğer kurum ve kuruluşların listesidir. 

389   Kaneti,  Kamu  Maliyesi  I,  s.329.  Krş.  Any.M.  14.10.1975  gün  ve  E.1975/145,  K.1975/198,  

önemli bir rolü vardır; bütçenin parlamenter kontrolünün büyük bir bölümü bu  aşamada  gerçekleşir390.  Bütçe  üzerinde  “parlamenter  denetimin  gerçekleşmesi  gereken  ve  yasal  çerçevenin  hazırlanacağı  ana  platform”  (plân  ve)  bütçe  komisyonudur391 Zira,  komisyonun  buradaki  fonksiyonu,  bütçenin  muhtevasına  ilişkin,  kamuoyunu  aydınlatan,  ciddi  bir  müzakere  platformu  sunmasıdır392 

   

Anayasa, bütçe komisyonunun oluşumunu, bütçe tasarısının komisyonda ve  Genel Kurul’da görüşülme süresini diğer kanun tasan ve tekliflerinden daha önemli  gördüğü  için  içtüzüğe  bırakmadan  kendi  düzenlemiştir.  Bütçe  komisyonu,  Anayasa’nın 162’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kırk üyeden oluşur. Bu  kırk  üye,  siyasî  parti  grupları  ve  bağımsızlar  arasında,  oranlarına  göre  temsil  edilmeleri gözönünde tutularak paylaştırılır. Ancak, komisyonun kuruluşunda,  iktidar  grubuna  veya  gruplarına  yirmi  beş  üye  verilmesi  şarttır.  Burada  asıl  amaç,  hükümet  programı  niteliğindeki  bütçe  tasarısının  bütünlüğünün  bozulmadan parlamentodan geçirilmesidir393. Bu amacı gerçekleştirirken, siyasal  iktidarın, yürütme ve yasama organları arasında işbirliği ve sorumluluk bilincini  taşıması için gerekli çoğunluğa sahip olması gereklidir394. Öte yandan, anayasal  bütçe  takviminin  gerçekleştirilmesi  açısından,  iktidara  bütçenin  bütçe  komisyonundaki  görüşmelerini  sonuçlandırma  olanağı  tanımak,  muhalefetin 

390    Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s.201‐202; Çağan, Anayasal Çerçeve, s.211.  391   Atiyas‐Sayın, Yapılanma, 42. Ayrıca bkz. Falay,  s.36.    

392    Atiyas‐Sayın, Bütçe Sistemi, s.25. 

393    Çağan,  Kamu  Maliyesinin  Parlamenter  Kontrolü,  s.202;  Çağan,  Anayasal  Çerçeve,  s.211. 

Aynı  yönde  Bulutoğlu‐Kurtuluş,  s.138;  Bulutoğlu,  Kamu  Bütçesi,  s.99‐100.  Krş.  Coşkun,  Bütçe, s.184. 

394    Bulutoğlu‐Kurtuluş,  s.141;  Bulutoğlu,  Kamu  Bütçesi,  s.  98‐99.  Krş.  Atiyas‐Sayın,  Bütçe 

görüşmeleri komisyonda engellenmesinin önlenmesi de amaçlanmaktadır395. Bu  amaçla, birkaç üyenin, zorunlu neden(ler)le, görüşmelere katılamaması halinde  dahi,  iktidar  veya  iktidar  gruplarına,  çoğunluğu  sağlayacak  üye  sayısının  verilmesi öngörülmüştür. Komisyon üyeliklerine seçim, Anayasa’nın sözkonusu  hükmüne  uygun  olmak  koşuluyla,  içtüzük  hükümlerine  göre  gerçekleştirilecektir396.  

   

Bütçenin,  bütçe  komisyonunda,  Genel  Kurul’dan  önce  incelenmesi,  anayasal bir zorunluluktur. Bu nedenle, komisyon incelemesi tamamlanmadan,  bütçenin genel kurulda ele alınması Anayasa’ya aykırıdır397.  

   

Anayasal  bütçe  takvimine  uyulabilmesi  için,  Anayasa’nın  162’nci  maddesinin  ikinci  fıkrası,  bütçe  komisyonunun,  en  fazla,  elli  beş  gün398  içinde  incelemeleri  sonuçlandırarak,  kabûl  ettiği  son  metni  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi  Genel  Kurulu’na  sevketmesini  buyurmaktadır.  Bütçenin,  en  geç,  17  Ekim’de    Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’ne  sunulması  gerekli  olduğuna  göre,  (aynı  gün  bütçe  tasarılarının  bütçe  komisyonuna  havale  edildiği  düşünüldüğünde) görüşmeler ertesi gün başlayacak ve 11 Aralık gününe kadar 

395  Bu  durumun,  denetimi  şeklîleştirdiği,  (Demirkan,  s.120);  bütçe  tasarısının  gerçek  hâkiminin 

parlamento  değil  iktidar  partisinin  olduğu,  (Feyzioğlu,  Bütçe  ve  Parlamento,  s..7;  Atiyas‐

Sayın,  Yapılanma,  25)  ileri  sürülmektedir.  Aynı  yönde  bkz.  Falay,    s.36‐37.  Komisyonun 

işleyişi ile ayrıntılı bilgi için bkz. İkinci Bölüm.  396   Kaneti, Kamu Maliyesi I, s.329.    397   Bütçenin Komisyon’da görüşülme usulü için bkz. Feyzioğlu, Bütçe, s.241‐244; Gürsoy, Bütçe,  s.277 vd.. Ayrıca bkz. Tüğen, s.230‐231.  398    Oysa, diğer kanun tasarı ve tekliflerin, komisyonlarda incelenme sürelerini hükme bağlayan  Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün “Komisyonlarda İnceleme Süresi” başlıklı 37’nci  maddesine göre; “Tasarı veya tekliflerle kanun hükmünde kararnamelerin esas komisyonlara  havale gününden itibaren en geç kırkbeş gün içinde sonuçlandırılması gerekir.”   

komisyonun  görüşmelerini  sonuçlandırarak,  kabûl  ettiği  metni  Türkiye  Büyük  Millet Meclisi Genel Kurulu’na sevketmesi gerekmektedir. 

   

Komisyon’daki  görüşmelerin  elli  beş  gün  içinde  bitirilip  Genel  Kurul’a  sevkedilmesi  Anayasa’nın  âmir  hükmü  olmakla  birlikte,  Komisyon’un  incelemesini  elli  beş  gün  içinde  bitirememesi  durumunda  ne  olacağı  belli  değildir; anayasa koyucu, bu konuda, iradesini ortaya koymuş değildir. Kanun  tasarı  ve  tekliflerin,  komisyonlarda  incelenme  sürelerini  hükme  bağlayan  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi  İçtüzüğü’nün  “Komisyonlarda  İnceleme  Süresi”  başlıklı 37’nci maddesine bakıldığında, tasarı veya tekliflerle kanun hükmünde  kararnamelerin esas komisyonlara havale gününden itibaren en geç kırkbeş gün  içinde  sonuçlandırılması  gerekeceği  hükme  bağlandıktan  sonra,  ikinci  fıkrasında, bu sürenin bitiminden sonra sunulan tasarı veya tekliflerin doğrudan  Genel  Kurul  gündemine  alınmasını  hükümetin  veya  teklif  sahiplerinin  isteyebileceği;  bu  istemler  üzerine  komisyon,  hükümet,  teklif  sahibi  ve  bir  milletvekilinin  beşer  dakikayı  geçmemek  üzere  söz  alabileceği  ve  Genel  Kurul’un işaret oyuyla karar vereceği; süresi içinde komisyonda görüşülmeyen  kanun  hükmünde  kararnameler,  doğrudan  Genel  Kurul  gündemine  alınmak  üzere  Meclis  Başkanlığınca  Danışma  Kuruluna  götürüleceği;  Başkanlıkça  esas  komisyon  dışında,  tali  komisyonlara  da  havale  edilmiş  olan  bir  konu  bu  komisyonlarca  on  gün  içinde  sonuçlandırılır.  Bu  süre  Başkanlıkça  kısaltılabileceği  gibi  komisyonun  müracaatı  halinde  en  çok  on  gün  daha  uzatılabileceği  belirtilmiştir.    Buna  göre,  bütçe  kanunu  tasarıları  dışında  kalan  kanun  teklif  ve  tasarıları  ile  kanun  hükmünde  kararnameler  için  komisyonda  ortaya  çıkabilecek  bir  gecikme,  Genel  Kurul’un  iradesine  başvurularak  aşılmakta; doğrudan, tasarı ya da teklifin reddi olarak değerlendirilmemektedir.  Bir  başka  deyişle,  süre  hükümlerinin  ihmal  edilmesi  parlamento  hukuku  bakımından  red  sonucu  ile  karşılaşmamaktadır.  O  halde,  bütçe  kanunun  da,  anayasa  koyucu  tarafından,  özel  hükümler  sevkedilmek  suretiyle  özellikli 

düzenlenme  niteliği  dikkate  alınarak,  evleviyetle,  red  sonucu  ile  karşılaşmayacağının  kabûlü  gereklidir.  Aksi  yönde  bir  düşünce,  parlamentoya  ait  yetkinin  komisyona  devri  anlamına  gelir  ki,  bunun  kabûlü  mümkün  değildir399.  Buna  göre,  anayasal  bütçe  takvimine  ilişkin  sürelerin  niteliğinden  hareket  edilerek,400  bütçenin  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’ne  sunulmasına  ilişkin  takvimi  belirleyen  anayasal  hükmün,  bütçenin  mali  yılbaşına  yetiştirilmesi  için  uyarıcı/yönlendirici  nitelik  taşıdığı  görüşü  çerçevesinde  soruna  çözüm  aranmalıdır.  Anayasal  bütçe  takvimini  belirleyen  hükümlerdeki  süreler ile yasama organını, anayasal takvime uyması konusunda uyarmaktadır.  Önemli  olan,  anayasal  bütçe  takviminin  gerçekleştirilmesi  ve  bütçenin  mali  yılbaşına yetiştirilmesidir. Yoksa, bütçe komisyonundaki incele(n)me süresi olan  elli  beş  günlük  süreye  uyulmaması,  bütçenin,  Genel  Kurul’da  görüşülme  süresinin  azalmasını  sağlamasının  ötesinde  bir  sonuç  doğurmayacaktır.  Genel  Kurul’daki  görüşmelerin,  anayasa  koyucu  tarafından  çeşitli  sınırlamalara  tâbi  tutulduğu  dikkate  alındığında,  anayasa  koyucunun  iradesine  aykırı  bir  durumdan  da  söz  edilmesi  mümkün  değildir.  Kaldı  ki,  anayasa  koyucunun  bütçe  takviminin  gerçekleştirilmemesini  herhangi  bir  yaptırıma  bağlamadığı  dikkate alındığında, daha hafif bir durum olan incele(n)me süresinin aşılmasının