TBMM CUMHURBAŞKANI ANAYASA MAHKEMESİ
B. Bütçenin Görüşülmesine ve Yürürlüğe Girmesine Egemen Olan İlkeler (Any.m.162)
1. Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Sunulmasına Egemen Olan İlkeler (Any.m.162/I)
Anayasa, bütçenin mali yılbaşında yürürlüğe girebilmesi için, “anayasal bütçe takvimi” denilen bir zamanlamayı öngörmüştür379. Bu takvimin ilk adımı, bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasıdır. Anayasa’nın 162’nci maddesinin ilk fıkrasına göre, merkezî yönetim bütçe tasarısı, Bakanlar Kurulu tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulur. Anayasa, 88’inci maddesinin ilk fıkrası ile kanun teklif etmeye, Bakanlar Kurulu ve milletvekillerini yetkili kılmış iken, bütçeyi teklif etme yetkisi, yalnız, Bakanlar Kurulu’na tanınmıştır; bütçenin hazırlanmasına ilişkin yetkiye ilişkin olarak, yürütme organı, münhasır yetkili kılınmıştır. Bir başka deyişle, Anayasa’nın 162’nci maddesinin ilk fıkrasındaki hüküm ile bütçe ile ilgili yasama insiyatifi sadece yürütme organına aittir.
Parlamenter demokratik sistemde genel olarak politika belirleme yetkisinin yürütme organına bırakılması, anayasal düzenlemeyi haklı kılmaktadır. Çünkü hükümet, programını bütçe aracılığı ile uygulamakta, Bakanlar Kurulu, bütçe hazırlıklarını genel ekonomik durumu değerlendirerek ve belirlediği politika ile uyumlu olarak gerçekleştirmektedir. Bütçe hazırlığına kamu kesiminde görevli bürokratlar ve teknisyenler etkin biçimde katılmaktadırlar. Bütçe sürecinin başlangıç aşamasında yasama organı, yürütme organının kararları üzerinde doğrudan etkili değildir. Bütçenin yasama organı tarafından kontrolü, yürütme organının bütçe hazırlığına ve uygulamasına katılma ya da müdahale niteliği taşımamaktadır. Anayasanın 87’nci maddesinde diğer kanunlar için “kanun koymak” deyiminin kullanılmasına karşılık bütçe kanunu için “görüşmek ve kabul
etmek” deyimlerinin kullanılması, anayasa koyucunun, yürütme organının bütçe hazırlığına verdiği önemi ve ağırlığı ortaya koymaktadır380.
Bakanlar Kurulu, merkezî yönetim bütçe tasarısı ile birlikte, millî bütçe tahminlerini gösteren raporu da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunmak zorundadır. Millî bütçe tahminlerini gösteren rapor, millî ekonominin bütün faaliyetlerinin gelir ve giderler olarak meydana getireceği sonuçların bir tahmini niteliğindedir. Merkezî yönetim bütçe tasarısı ile birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan millî bütçe tahminlerini gösteren rapor, millî gelir, üretim, istihdam, kamu maliyesi, para kredisi, ödemeler dengesi, fiyatlar, uluslararası ekonomik gelişmeler gibi konularda açıklamalara yer vererek, ülkenin malî ve ekonomi politikasına verilecek yönü belirlemede yardımcı olmaktadır381.
Bütçe tasarılarının mali yılbaşından en az yetmişbeş gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması gerekir. Mali yılbaşı, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’un 3’üncü maddesinin ilk fıkrasının (o) bendine göre, takvim yılının birinci günü olduğuna göre, bütçe tasarılarının, en geç “17 Ekim” günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na, Başbakanlık tezkeresiyle, Bakanlar Kurulu adına sunulması gerekmektedir.
Yetmiş beş günlük sürenin, bütçe takviminin gerçekleştirilmesi açısından, uygun olup olmadığı tartışmaları bir yana bırakıldığında382, bu süreye uymamasının sonucunun ne olacağı üzerinde durulmalıdır. Bu bağlamda, öncelikle, sürelere uymamanın sonucun belirlenebilmesi için, sürelerin niteliğini belirlemek gerekmektedir.
380 Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s.201; Çağan, Anayasal Çerçeve, s.211. 381 Any.M. 28.1.1988 gün ve E.1987/12, K.1988/3, (RG. 7.10.1988).
382 Anayasa koyucunun, bu süreç için ez az yetmiş beş tam günün sağlanmasını öngördüğü
Anayasa’da, bütçe takvimime ilişkin öngörülen sürelerin niteliğine bakıldığında, anayasa koyucunun diğer usul kurallarından farklı ve Anayasa’da yer vermek suretiyle, özel olarak, düzenlediği ve sınırlandırma amacı taşıdığı düşünüldüğünde, hak düşürücü süre niteliği olduğunun ileri sürülebilir. Buna göre, bütçe hazırlayamamış bir hükümetin siyasî sorumluluğu gereği bütçe hazırlayamamış sayılması ve görevden çekilmek zorunda bırakılması, bütçenin sunulmasına ilişkin sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesinin bir sonucu olarak kabûl edilmelidir383. Anayasa’ya uygunluk denetimi açısından ise, şekil denetimi, “son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı” ile sınırlı olduğundan (Any.m.148/II) ve anayasa yargısı denetimi dışında kalacağı düşünüldüğünde, anayasaya aykırı bu durumun giderilebilmesi için “eylemli anayasa değişikliği” ve/ya da “eylemli içtüzük değişikliği” yorumunun yapılması gerekmektedir. Buna göre, bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasına ilişkin takvimi belirleyen Anayasa’nın 162’nci maddesinin ilk fıkrası hükmü, eylemli olarak değiştirilmekte ya da değiştirilmeye çalışılmaktadır; bütçenin süre hükümlerine uyulmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alınması ve buna ilişkin Başkanlık Divanı’nın kararı eylemli içtüzük değişikliği olarak değerlendirilebilecektir. Bu karar, parlamentonun çalışma ilkelerini ilgilendiren ve içtüzük niteliğinde olan bir karardır ve anayasa yargısının denetimine tâbi olmalıdır384.
383 Bkz. Cihat Öner, Türk Anayasa Düzeninde Bütçe, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi),(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Ankara 2004), s.81‐82.
384 Cihat Öner, s.83. “Anayasa’da açıkça belirtilenler dışında kalan yasama organı kararlarının
Anayasa Mahkemesi denetimine bağlı olup olmadığının saptanmasında, kararı oluşturan yöntem kadar bunların konusu, amacı ve niteliği üzerinde de durulması, etki ve değerlerinin gözönünde tutulması gerekmektedir. Bunlar Anayasa’nın uygunluk denetimine bağlı tutulan kararlarla aynı değer ve etkide ise, denetiminin yapılması hukuk devleti ilkesinin zorunlu bir sonucudur. İçtüzüğün bir kuralının değiştirilmesi ya da İçtüzüğe yeni bir kural konulması
Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasına ilişkin takvimi belirleyen anayasal hükümde belirtilen süreler, bütçenin mali yılbaşına yetiştirilmesi için uyarıcı/yönlendirici nitelik taşımaktadır385. Yetmiş beş günlük süreye uyul(a)madan çıkarılan bir bütçenin “eylemli anayasa değişikliği” ve/ya da “eylemli içtüzük değişikliği” olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Anayasa’da öngörülenler dışındaki adlar altında ve başka yöntemler niteliğinde olan TBMM kararları İçtüzük kuralı sayılır.”, Any.M. 26.3.1999 gün ve E.1999/14, K.1999/6. “TBMM kararlan, Anayasa’da sayılan ayrık kurallar dışında ilke olarak Anayasa Mahkemesi’nin denetim kapsamı dışında kalmakta ise de, Anayasa Mahkemesi’nin birçok kararında da belirtildiği gibi, TBMM’nin İçtüzük kuralı niteliğindeki ya da yasa hüküm ve etkisindeki kararlan anayasal denetime bağlıdır. TBMM kararının, anayasal denetime bağlı olup olmayacağı araştırılırken, bu kararın alınmasında uygulanan yöntemin ve içeriğinin niteliği üzerinde durulması, değer ve etkisinin açıklanması gerekir. TBMM karan, Anayasa’nın denetime bağlı tuttuğu işlerle eşdeğer ve etkide ise, anayasal denetime bağlı olması doğaldır. Bunun karşıtı bir görüş, başka bir deyişle TBMM kararlarının niteliği, değeri ve etkisi üzerinde durmadan, bu kararların anayasal denetim dışında kaldığının kabul edilmesi, yasa değer ve etkisinde ya da İçtüzük kuralı niteliğindeki TBMM kararlarının anayasal denetime bağlı olmaması sonucunu doğuracağı gibi, anayasal denetimden kaçırmanın da yolunu açabilir. Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik kararlarına göre, TBMM’nin çalışmalarıyla ilgili usul ve esaslara ilişkin kararlan, İçtüzük kuralı niteliğindedir. Kararın alınmasında İçtüzüğün değiştirilmesine ilişkin yönteme uyulmaması bu kararın bir İçtüzük kuralı niteliğinde sayılmasını engellemez. TBMM’nin bir kararının, İçtüzük kuralı olarak kabul edilebilmesi için ya bir İçtüzük kuralını değiştirir ya da İçtüzükte bulunmayan bir konuda kural koyucu nitelikte olması gerekir.”, Any.M. 17.9.1992 gün ve E.1992/26, K.”992/48, (www.anayasa.gov.tr).
385 Krş. “Anayasaʹda öngörülen kimi süreler, uyulmaması halinde hukuki sonuçlar doğuran ve
yaptırımı olan niteliktedir. Kimi süreler ise bu nitelikle olmayıp uyarıcı amaçla konulmuşlardır. 94. maddedeki söz konusu sürenin, hukuki sonucu ve yaptırımı Anayasaʹda belirlenmemiş olduğu gibi, niteliğine göre de uyarıcı sürelerden olduğundan görüşmelerin bu süre içinde bitirilememiş olması, 1976 yılı Bütçe Kanununun ve bu kanunda yer alan dava konusu hükümlerin Anayasaʹya aykırılığını oluşturan bir iptal nedeni sayılmamalıdır.”, Any.M. 9.12.1976 gün ve E.1976/34, K.1976/52, (AMKD. S.14, s.412).
uygulanarak yasama organınca oluşturulan işlemlerin, “eylemli” olarak tanımlanmasıyla, Anayasa Mahkemesi’nin denetim alanına çekilebileceği, mümkün ise de, bunun için, denetim konusu olacak metin ya da belgenin oluşturulmasında uygulanan yöntemin ve/ya da içeriğinin niteliği üzerinde durulması gerekmektedir. Eğer sözkonusu metin ya da belge, anayasal denetime bağlı işlemlerle eşdeğerde ve etkide ise, denetime bağlı olacağının kabul edilmesi zorunludur. Aksi durumlarda, “usul saptırması” yoluyla çoğu kez anayasal denetim dışında çıkma yolu açılmış olur. Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarındaki kriterlere göre, bir Türkiye Büyük Millet Meclisi. kararının İçtüzük değişikliği ya da düzenlenmesi niteliğinde sayılabilmesi için ya içtüzük’te varolan bir kurala aykırı içerikte, dolayısıyla onu değiştirir nitelikte olması ya da içtüzük’te hakkında kural bulunmayan bir konuda kural koyucu bir içerik taşıması gerekmektedir. Oysa, bütçenin süre hükümlerine uyulmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alınması ve buna ilişkin Başkanlık Divanı’nın kararının bu niteliği yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışmaları konusunda yönteme ve öze ilişkin her karar, içtüzük kuralı niteliğinde olmadığından bu niteliği taşımayan, bütçenin süre hükümlerine uyulmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alınması ve buna ilişkin Başkanlık Divanı’nın kararı işleminin anayasal yargı denetimi kapsamına alınmaması mümkün değildir. Kaldı ki, yukarıda belirtildiği gibi, bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasına ilişkin takvimi belirleyen anayasal hüküm, bütçenin mali yılbaşına yetiştirilmesi için uyarıcı/yönlendirici nitelik taşımaktadır. Anayasa, sözkonusu süre ile yasama organını, anayasal takvime uyması konusunda uyarmaktadır. Önemli olan, anayasal bütçe takviminin gerçekleştirilmesi ve bütçenin mali yılbaşına yetiştirilmesidir. Yetmiş beş günlük süreye uyulmadan çıkarılan bütçe, yeterli inceleme ve denetim yapılmadan çıkarıldığı bir kanun olarak yürürlüğe girecek; mevcut ve muhtemel sakatlıklar yargısal denetim sonucunda iptal edilebilecektir. O halde, anayasal denetim sınırlarının zorlanarak ve şeklî açıdan yapılacak bir denetim (ve iptal
kararı) yerine, esas açısından yapılacak bir denetim, Anayasa’nın 162’nci maddesinin düzenleniş amacına ve ruhuna daha uygundur. 2. Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Görüşülmesine Egemen Olan İlkeler (Any.m.162/II,III,IV,V)
a. Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi Bütçe Komisyonunda İncelenmesi
Kamu ihtiyaçlarının artışına paralel olarak devletin görevlerindeki artış, değişik konularda çalışma yapan komisyonların parlamentolar bünyesinde oluşturulmasını gerektirmiş386, bu komisyonlardan biri olan ve bütçe hakkının bir bakıma simgesi olması dolayısıyla, bütçe komisyonu, hep daha öne çıkarılmış ve çoğunlukla anayasalarda düzenlenmiştir387.
386 Yasama organlarında “komisyon” biçiminde bir çalışma yönteminin tercih edilmesinin
kuramsal nedenleri için bkz. Fahri Bakırcı, TBMM’nin Çalışma Yöntemi, (İmge Kitabevi), Ankara 2000. Yasama organında “Komisyonlar” hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Tuncer,
Karamustafaoğlu, Yasama Meclisi’nde Komisyonlar, (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yayınları No:201), Ankara 1965.
387 Bkz. ve krş. Feyzioğlu, Bütçe, s.236 vd.; Gürsoy, Bütçe, s.277 vd. Ülkemizde, (bütçe)
komisyonu(nu)n adı 1877‐1927 arasında “Muvazene‐i Maliye Encümeni”, 1927 yılından 1961 Anayasasının yürürlüğüne kadar olan dönemde ise “Bütçe Encümeni” veya “Bütçe Komisyonu”dur. 1961 Anayasası döneminde komisyonun adı, çift Meclis dolayısıyla, “Bütçe Karma Komisyonu”dur. 1982 Anayasası döneminde ise, Anayasa “Bütçe Komisyonu” nitelemesini benimsemiştir. Buna karşılık, 1984 yılından sonra Millet Meclisi İçtüzüğünde ve 1996 yılında aldığı adla Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde komisyona verilen ad, “Plan ve Bütçe Komisyonu”dur. Bütçe ile ilgili komisyonun üye sayısı 15 ile 50 arasında değişmiştir. Eğilim, üye sayısında artış olması yönündedir. 1877‐1878’de 15, 1920‐1927’de 20, 1927‐1947’de 25, 1947‐1957’de 35, 1961‐1980’de 50 ve 1982 Anayasası döneminde 40’tır. Öte yandan, 1973 yılına kadar, Bütçe Encümeni (Komisyonu) yanı sıra Maliye Encümeni (Komisyonu) da var olmuştur. 1924 Anayasası döneminde Divanı Muhasebat ve Sayıştay
1982 Anayasası, çeşitli maddelerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nden sözetmekteyse de, Anayasa’nın 162’nci maddesinin ikinci fıkrası dışında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin komisyonlarından bahseden bir hükmü yoktur. Anayasa’nın 162’nci maddesinin ikinci fıkrası, bütçe tasarılarının388 (ve millî bütçe raporunun) önce bütçe komisyonunda incelenmesini öngörerek ve bütçe komisyonunun oluşumunu düzenleyerek Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçe komisyonuna anayasal bir nitelik, anayasal bir kurum kimliği kazandırmıştır389. Bütçeyi hazırlama yetkisinin yürütme organına ait olmasına karşılık inceleme, değiştirme ve onaylama yetkisi yasama organındadır. Yasama organı bu yetkisini Bütçe Komisyonu çalışmaları ve Genel Kurul toplantıları ile kullanır. Bütçe Komisyonunun bütçenin onaylanmasında Encümenleri (Komisyonları) vardır. 1977‐1992 devresinde de komisyonlar arasında Sayıştay Komisyonu yer almıştır. Tarihî gelişim için bkz. Nahit Yüksel, “Türk Parlamento Hukuku’nda “Bütçe” Komisyonu”, (Sayıştay Dergisi, S.56), s.3‐22.
388 Bütçe Komisyonu’nun incele(n)mesine sunulan, bütçe kanun tasarısına 5018 sayılı Kanun’un
18’inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen dökümanlar eklenir. Bunlar; a) Orta vadeli malî planı da içeren bütçe gerekçesi,
b) Yıllık ekonomik rapor,
c) Vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen kamu gelirleri cetveli,
d) Kamu borç yönetimi raporu,
e) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin son iki yıla ait bütçe gerçekleşmeleri ile izleyen iki yıla ait gelir ve gider tahminleri,
f) Mahallî idareler ve sosyal güvenlik kurumlarının bütçe tahminleri,
g) Kamu iktisadi teşebbüsleri ile kamu şirketi niteliğindeki kuruluşlar hariç olmak üzere, merkezî yönetim kapsamındaki idarelerin, hizmet amaçlarıyla ilgili olan diğer kurum ve kuruluşlarından Maliye Bakanlığınca belirlenecek olanların bütçe tahminleri,
h) Merkezî yönetim kapsamında olmayıp, merkezî yönetim bütçesinden yardım alan kamu idareleri ile diğer kurum ve kuruluşların listesidir.
389 Kaneti, Kamu Maliyesi I, s.329. Krş. Any.M. 14.10.1975 gün ve E.1975/145, K.1975/198,
önemli bir rolü vardır; bütçenin parlamenter kontrolünün büyük bir bölümü bu aşamada gerçekleşir390. Bütçe üzerinde “parlamenter denetimin gerçekleşmesi gereken ve yasal çerçevenin hazırlanacağı ana platform” (plân ve) bütçe komisyonudur391. Zira, komisyonun buradaki fonksiyonu, bütçenin muhtevasına ilişkin, kamuoyunu aydınlatan, ciddi bir müzakere platformu sunmasıdır392
Anayasa, bütçe komisyonunun oluşumunu, bütçe tasarısının komisyonda ve Genel Kurul’da görüşülme süresini diğer kanun tasan ve tekliflerinden daha önemli gördüğü için içtüzüğe bırakmadan kendi düzenlemiştir. Bütçe komisyonu, Anayasa’nın 162’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kırk üyeden oluşur. Bu kırk üye, siyasî parti grupları ve bağımsızlar arasında, oranlarına göre temsil edilmeleri gözönünde tutularak paylaştırılır. Ancak, komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına yirmi beş üye verilmesi şarttır. Burada asıl amaç, hükümet programı niteliğindeki bütçe tasarısının bütünlüğünün bozulmadan parlamentodan geçirilmesidir393. Bu amacı gerçekleştirirken, siyasal iktidarın, yürütme ve yasama organları arasında işbirliği ve sorumluluk bilincini taşıması için gerekli çoğunluğa sahip olması gereklidir394. Öte yandan, anayasal bütçe takviminin gerçekleştirilmesi açısından, iktidara bütçenin bütçe komisyonundaki görüşmelerini sonuçlandırma olanağı tanımak, muhalefetin
390 Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s.201‐202; Çağan, Anayasal Çerçeve, s.211. 391 Atiyas‐Sayın, Yapılanma, 42. Ayrıca bkz. Falay, s.36.
392 Atiyas‐Sayın, Bütçe Sistemi, s.25.
393 Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s.202; Çağan, Anayasal Çerçeve, s.211.
Aynı yönde Bulutoğlu‐Kurtuluş, s.138; Bulutoğlu, Kamu Bütçesi, s.99‐100. Krş. Coşkun, Bütçe, s.184.
394 Bulutoğlu‐Kurtuluş, s.141; Bulutoğlu, Kamu Bütçesi, s. 98‐99. Krş. Atiyas‐Sayın, Bütçe
görüşmeleri komisyonda engellenmesinin önlenmesi de amaçlanmaktadır395. Bu amaçla, birkaç üyenin, zorunlu neden(ler)le, görüşmelere katılamaması halinde dahi, iktidar veya iktidar gruplarına, çoğunluğu sağlayacak üye sayısının verilmesi öngörülmüştür. Komisyon üyeliklerine seçim, Anayasa’nın sözkonusu hükmüne uygun olmak koşuluyla, içtüzük hükümlerine göre gerçekleştirilecektir396.
Bütçenin, bütçe komisyonunda, Genel Kurul’dan önce incelenmesi, anayasal bir zorunluluktur. Bu nedenle, komisyon incelemesi tamamlanmadan, bütçenin genel kurulda ele alınması Anayasa’ya aykırıdır397.
Anayasal bütçe takvimine uyulabilmesi için, Anayasa’nın 162’nci maddesinin ikinci fıkrası, bütçe komisyonunun, en fazla, elli beş gün398 içinde incelemeleri sonuçlandırarak, kabûl ettiği son metni Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na sevketmesini buyurmaktadır. Bütçenin, en geç, 17 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması gerekli olduğuna göre, (aynı gün bütçe tasarılarının bütçe komisyonuna havale edildiği düşünüldüğünde) görüşmeler ertesi gün başlayacak ve 11 Aralık gününe kadar
395 Bu durumun, denetimi şeklîleştirdiği, (Demirkan, s.120); bütçe tasarısının gerçek hâkiminin
parlamento değil iktidar partisinin olduğu, (Feyzioğlu, Bütçe ve Parlamento, s..7; Atiyas‐
Sayın, Yapılanma, 25) ileri sürülmektedir. Aynı yönde bkz. Falay, s.36‐37. Komisyonun
işleyişi ile ayrıntılı bilgi için bkz. İkinci Bölüm. 396 Kaneti, Kamu Maliyesi I, s.329. 397 Bütçenin Komisyon’da görüşülme usulü için bkz. Feyzioğlu, Bütçe, s.241‐244; Gürsoy, Bütçe, s.277 vd.. Ayrıca bkz. Tüğen, s.230‐231. 398 Oysa, diğer kanun tasarı ve tekliflerin, komisyonlarda incelenme sürelerini hükme bağlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün “Komisyonlarda İnceleme Süresi” başlıklı 37’nci maddesine göre; “Tasarı veya tekliflerle kanun hükmünde kararnamelerin esas komisyonlara havale gününden itibaren en geç kırkbeş gün içinde sonuçlandırılması gerekir.”
komisyonun görüşmelerini sonuçlandırarak, kabûl ettiği metni Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na sevketmesi gerekmektedir.
Komisyon’daki görüşmelerin elli beş gün içinde bitirilip Genel Kurul’a sevkedilmesi Anayasa’nın âmir hükmü olmakla birlikte, Komisyon’un incelemesini elli beş gün içinde bitirememesi durumunda ne olacağı belli değildir; anayasa koyucu, bu konuda, iradesini ortaya koymuş değildir. Kanun tasarı ve tekliflerin, komisyonlarda incelenme sürelerini hükme bağlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün “Komisyonlarda İnceleme Süresi” başlıklı 37’nci maddesine bakıldığında, tasarı veya tekliflerle kanun hükmünde kararnamelerin esas komisyonlara havale gününden itibaren en geç kırkbeş gün içinde sonuçlandırılması gerekeceği hükme bağlandıktan sonra, ikinci fıkrasında, bu sürenin bitiminden sonra sunulan tasarı veya tekliflerin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını hükümetin veya teklif sahiplerinin isteyebileceği; bu istemler üzerine komisyon, hükümet, teklif sahibi ve bir milletvekilinin beşer dakikayı geçmemek üzere söz alabileceği ve Genel Kurul’un işaret oyuyla karar vereceği; süresi içinde komisyonda görüşülmeyen kanun hükmünde kararnameler, doğrudan Genel Kurul gündemine alınmak üzere Meclis Başkanlığınca Danışma Kuruluna götürüleceği; Başkanlıkça esas komisyon dışında, tali komisyonlara da havale edilmiş olan bir konu bu komisyonlarca on gün içinde sonuçlandırılır. Bu süre Başkanlıkça kısaltılabileceği gibi komisyonun müracaatı halinde en çok on gün daha uzatılabileceği belirtilmiştir. Buna göre, bütçe kanunu tasarıları dışında kalan kanun teklif ve tasarıları ile kanun hükmünde kararnameler için komisyonda ortaya çıkabilecek bir gecikme, Genel Kurul’un iradesine başvurularak aşılmakta; doğrudan, tasarı ya da teklifin reddi olarak değerlendirilmemektedir. Bir başka deyişle, süre hükümlerinin ihmal edilmesi parlamento hukuku bakımından red sonucu ile karşılaşmamaktadır. O halde, bütçe kanunun da, anayasa koyucu tarafından, özel hükümler sevkedilmek suretiyle özellikli
düzenlenme niteliği dikkate alınarak, evleviyetle, red sonucu ile karşılaşmayacağının kabûlü gereklidir. Aksi yönde bir düşünce, parlamentoya ait yetkinin komisyona devri anlamına gelir ki, bunun kabûlü mümkün değildir399. Buna göre, anayasal bütçe takvimine ilişkin sürelerin niteliğinden hareket edilerek,400 bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasına ilişkin takvimi belirleyen anayasal hükmün, bütçenin mali yılbaşına yetiştirilmesi için uyarıcı/yönlendirici nitelik taşıdığı görüşü çerçevesinde soruna çözüm aranmalıdır. Anayasal bütçe takvimini belirleyen hükümlerdeki süreler ile yasama organını, anayasal takvime uyması konusunda uyarmaktadır. Önemli olan, anayasal bütçe takviminin gerçekleştirilmesi ve bütçenin mali yılbaşına yetiştirilmesidir. Yoksa, bütçe komisyonundaki incele(n)me süresi olan elli beş günlük süreye uyulmaması, bütçenin, Genel Kurul’da görüşülme süresinin azalmasını sağlamasının ötesinde bir sonuç doğurmayacaktır. Genel Kurul’daki görüşmelerin, anayasa koyucu tarafından çeşitli sınırlamalara tâbi tutulduğu dikkate alındığında, anayasa koyucunun iradesine aykırı bir durumdan da söz edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, anayasa koyucunun bütçe takviminin gerçekleştirilmemesini herhangi bir yaptırıma bağlamadığı dikkate alındığında, daha hafif bir durum olan incele(n)me süresinin aşılmasının