• Sonuç bulunamadı

Bütçe Kanununda Bütçe İle İlgili Hükümler Dışında Hiçbir Hükmün Konulmaması İlkesi 

TBMM CUMHURBAŞKANI ANAYASA MAHKEMESİ 

A.  Bütçenin Hazırlanmasına ve Uygulanmasına Egemen Olan İlkeler (Any.m.161) 

4.  Bütçe Kanununda Bütçe İle İlgili Hükümler Dışında Hiçbir Hükmün Konulmaması İlkesi 

 

Anayasa,  bütçenin  görüşülmesi  usul  ve  esaslarını,  diğer    kanunlara  kıyasla, farklı bir biçimde düzenlemiştir. Anayasa’nın 88’inci maddesi, “Kanun  teklif  etmeye  Bakanlar  Kurulu  ve  milletvekillerinin  yetkili  olduğunu”  (f.I),  “Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul  ve  esasları  İçtüzükle  düzenleneceği”ni  belirtmiş;  buna  karşılık,  Anayasa’nın  162’nci  maddesi,  bütçenin  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’ne  sunulmasını  ve  Meclis’te  görüşülmesini  değişik  ve  özel  usul  kurallarına  bağlamıştır.  Anayasa’nın  89’uncu  maddesinin  ikinci  fıkrası,  Cumhurbaşkanı’na,  yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşmek üzere, Türkiye 

356   Kaneti, Kamu Maliyesi I, s.320.     357   Kaneti, Kamu Maliyesi I, s.325.     358   Güneş, Yasallık, s.11.    

Büyük Millet Meclisi’ne geri gönderme yetkisi tanımışken, bütçe kanunlarını bu  hükmün  dışında  tutmuştur.  O  halde,  Anayasa’nın  kanunların  teklifi,  görüşülmesi  ve  yayımlanması  için,  özelliklerini  göz  önünde  tutarak,  ayrı  ayrı  kurallara  bağladığı  iki  türlü  usulden  birinin  diğeri  yerine  kullanılmaması  için  anayasa  koyucu  hüküm  sevketmiştir.;  Anayasa’nın  161’inci  maddesinin  dördüncü  fıkrasına  göre,  “bütçe  kanununa,  bütçe  ile  ilgili  hükümler  dışında  hiçbir hükmün konulamaz”359.  

 

Anayasa,  bütçe  kanununun  düzenleme  alanını  tayin  bakımından,  “belirleyici bir kavram olarak”, “bütçe ile ilgili hüküm”  ifadesine yer vermiştir;  bütçe  kanunu  ile  yapılabilecek  düzenlemeler,  “bütçe  ile  ilgili  hükümlerle”  sınırlandırılmıştır.  Öte  yandan,  Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu’un  “Bütçe  İlkeleri”  başlıklı  13’üncü maddesinin  (j)  bendinde anayasal  hükmün  bir  tekrarı  yapılmış  ve  “Bütçelerde,  bütçeyi  ilgilendirmeyen  hususlara  yer  verilmez.”  hükmüne  yer  verilmiştir.  Dolayısıyla,  sözkonusu  kavram(lar)ın  içeriğinin  ortaya  konulması,  bütçe  kanununun  düzenleme  alanının  da  belirlenmesini sağlayacaktır. 

 

1961  Anayasa  tasarısında,  “bütçe  kanununa,  mali  hükümler  dışında  hiçbir hüküm konulamaz.” şeklindeki ifadenin, Temsilciler Meclisi’ndeki birinci  görüşmesi sırasında, bir üye tarafından, asıl amacın, “bütçe uygulaması ile ilgili  olmayan  konuların  bütçe  kanununda  yer  almaması”  olduğu,  dolayısıyla,  ifadenin amacı karşılamadığı ileri sürülerek komisyondan açıklama istenmiştir.  Komisyon  açıklama  yapmak  yerine,  maddeyi  geri  almış  ve  “bütçe  ile  ilgi  hükümler”  ifadesiyle  yeniden  düzenlemiş,  böylece  madde,  Temsilciler 

359   Any.M.  26.1  1984  gün  ve  E.1983/9,  K.1984/1,  (RG.  13.12.1984).  Bütçedeki  atıflarla  ilgili  bkz. 

Meclisi’nde  kabul  edilmiştir360.  1982  Anayasası’nın  Danışma  Meclisi’nde  kabûl  edilen  tasarısında,  “mevcut  yasaların  hükümlerini  açıkça  veya  dolaylı  olarak  değiştiren  veya  kaldıran  hükümler  getirilemeyeceği”  yönünde  ayrı  bir  düzenlemeye  yer  verilmemişken,  Millî  Güvenlik  Konseyi  Anayasa  Komisyonu’nca, kuralın amacı sağlamaya yeterli olduğu, bir hükmün başka bir  hükümle  açıklanmasına  gerek  olmadığı  gerekçesiyle  metinden  çıkarılmıştır361 Buna  göre,  anayasa  koyucunun  iradesinden  hareket  edildiğinde,  Anayasa’nın  161’inci  maddesinin  son  fıkrasında  yer  alan  “bütçe  ile  ilgili  hükümler”  ifadesi,  mali  nitelikte  hüküm  anlamına  değil,  “bütçenin  uygulanmasıyla  ilgili,  uygulamayı  kolaylaştırıcı  veya  kanun  konusu  olabilecek  yeni  bir  kuralı  kapsamamak  koşulu  altında,  açıklayıcı  nitelikte  hükümler”  olarak  anlaşılmalıdır;  bu  niteliği  taşımayan  hükümlerin,  bütçe  kanunu  dışında  bir  kanunî  düzenlemeye  konu  olabileceği  açıktır362.  Nitekim,  Kamu  Mali  Yönetimi  ve Kontrol Kanunu’da yer alan tanımında da, bütçe, “Belirli bir dönemdeki gelir  ve  gider  tahminleri  ile  bunların  uygulanmasına  ilişkin  hususları  gösteren  ve  usulüne  uygun  olarak  yürürlüğe  konulan  belge”  olarak  tanımlanmıştır.”    Öte  yandan,  bir  kanun  hükmünün  bütçeden  harcanmayı  gerektirir  veya  bütçeye 

360   Any.M. 7/1/1969 gün ve E.1968/24, K. 1969/4, (RG. 21.2.1969‐13133); Any.M. 21.10 1976 gün ve 

E.1976/35, K.1976/49, (RG. 23.12.1976‐15798). 

361   Nitekim,  “bütçe  ile  ilgili  hükümler”den  ne  anlaşılması  gerektiği,  Anayasa’nın  161’inci 

maddesinin  gerekçesinde,  “bütçe  yasalarına,  bütçe  dışı  hüküm  konulmaması,  mevcut  yasaların  hükümlerini  açıkça  veya  dolaylı  olarak  değiştiren  veya  kaldıran  hükümler  getirilmemesi  ilkelerine  anayasal  kuvvet  ve  hüküm  tanınmıştır.”  şeklinde  ifade  edilmiştir.  Gerekçe için bkz. Atilla Özer, s.617. 

362   Any.M. 7/1/1969 gün ve E.1968/24, K. 1969/4, (RG. 21.2.1969‐13133). Aynı yönde 7.1.1969 gün 

ve  E.  1968/24,  K.  1969/4,  (21.2.1969‐13133);  27.6.1972  gün  ve  E.  1972/25,  K.  1972/36,  (27.10.1972‐14349); 21.11.1974 gün ve E. 1974/26. K. 1974/48, (29.1.1975‐15133); 10.6.1976 gün  ve  E.  1976/23,  K.  1976/33,  (15.9.1976‐15708);  21.10.1976  gün  ve  E.  1976/35,  K.  1976/49,  (23.12.1976‐15798); 9.12.1976 gün ve E. 1976/34, K. 1976/52, (15.3.1977‐15879); 23.12.1976 gün  ve E. 1976/32, K. 1976/56, (22.3.1977‐15886). 

gelir gerektirir nitelikte bulunması, onun 161’inci maddede öngörülen “bütçe ile  ilgili  hükümler”den  sayılmasını  gerektirmez.  Zira,  hemen  her  kanunda  harcamalara  yol  açabilecek  bir  veya  birçok hüküm  bulunabilir.  Keza,  her  vergi  kanunu,  bütçeye  belli  bir  kaynaktan  gelir  sağlar.  Dolayısıyla,  aksi  yönde  düşünce,  bütçe  kanunlarıyla,  yeni  kamu  hizmeti  kurulması  ya  da  yeni  vergi  yükümü getirilmesi sonucunu doğuracaktır363.  

 

Bütçe  kanunlarıyla  diğer  kanunlar  arasında  mevcut  olan  gelir‐gider  ilişkisinin,  sözkonusu  kanunların  161’inci  maddede  yer  alan  “bütçe  ile  ilgili  hükümler”  ifadesi  kapsamında  değerlendirilmesi  gerektiği  kabûl  edilecek  olursa,  bütün  bu  kanunların,  “bütçe  ile  ilgili”  sayılarak  değiştirilmeleri  veya  kaldırılmaları için bütçe kanunlarına birer madde konulması yoluna gidilebilir.  Oysa, bu kanunlar, bütçenin “yapısı” ile, onun, “uygulanması yöntemleriyle” ve  bütçenin,  Anayasa’nın  161’inci  maddesinde  de  ifade  edildiği  gibi,  yıllık  harcamaların  saptanmasından  ibaret  olan  temel  amacı  ile  ilişkisi  bulunmayan,  kanun  koyucunun  başka  amaçla  ve  bütçeninkinden  tümüyle  değişik  yöntemlerle değiştirilmesi gereken yasama işlemleridir. Kaldı ki, “bütçe ile ilgili  hüküm”  ifadesine  dayanılarak,  gider  ya  da  gelirle  ilgili  bir  konuyu  olağan  bir  kanun  yerine  bütçe  kanunu  ile  düzenlemek,  Anayasa’nın  88’inci  ve  89’uncu  maddelerini,  gelirlerle  ilgili  veya  gidere  yol  açabilecek  kanunlar  bakımından,  işlemez  duruma  düşürecek  ve  yalnız  bütçe  kanunlarının  özellikleri  dolayısıyla  ayrıcalıklı  olarak  öngörülen,  sınırlı  kullanım  niteliği  taşıyan  yola,  anayasa  koyucunun  amacına  aykırı  olarak  genişlik  ve  genellik  kazandıracaktır364.  Oysa,  Anayasa’nın  161’inci  maddesindeki  hükmün  amacı,  bütçe  kanunlarını,  bünyesine yabancı hükümlerden ayıklamak ve bu kanunlarda, gerçek anlamda  bütçe kavramı dışında kalan konulara yer vermemek365; bu konuların Meclis’çe  363   Serim, s. 29.  364   Any.M. 21/12/1978 gün ve E.1978/40, K.1978/66, (RG. 3.4.1979‐16598).  365   Any.M. 26.1 1984 gün ve E.1983/9, K.1984/1, (RG. 13.12.1984). 

daha  serbest  bir  görüşme  zamanında  değerlendirilmesini  sağlamaktır366.  Buna  göre,  bir  kanun  aynı  nitelikteki  bir  kanunla  değiştirilebildiğinden  ve  bütçe  kanunları  diğer  kanunlardan  farklı  nitelik  taşıması  sebebiyle,  bütçe  kanunları,  aynı  biçimde  hazırlanmış  ve  kabûl  edilmiş  bir  bütçe  kanunu  ile  değiştirilebilir;  yöntem  olarak,  bütçe  kanunları  ile  (maddî  anlamda)  kanunlar  birbirini  ikame  edecek  şekilde  kullanılamazlar367.  O  halde,  “bütçe  ile  ilgili  hükümler”  ifadesi,  bütçenin  uygulanmasını  kolaylaştırıcı  veya  kanun  konusu  olabilecek  yeni  bir  kuralı  kapsamaması  yanında,  gerekçesinde  de  ifade  edildiği  gibi,  diğer  kanunlarla  (ve/ya  da  bütçe  kanunuyla)  ilgili  değişiklikleri  de  kapsar  şekilde  anlaşılmalıdır.  Ancak,  Anayasa  Mahkemesi,  yerleşik  içtihatlarından  farklı  olarak,  carî  bütçeye  ve  Fonʹun  özelliği  nedeniyle  ileriki  yıl  bütçelerine  bir  yandan  belirli  orandaki  paranın  gelir,  bu  gelirin  Başbakanlık  bütçesinin  ilgili  tertibine  ödenek  kaydolunmasını  öngören  söz  konusu  hükmün,  niteliği  itibariyle  genel  bütçenin  uygulanmasıyla  ilgili  bir  düzenleme  olduğunu;  hatta,  bu niteliği nedeniyle düzenlemenin, bütçe kanunlarında değişiklik yapan ya da  onları tamamlayan bir hüküm olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde karar  vermiştir.  Karara  gerekçe  olarak  ise,  Anayasaʹnın  161.  maddesinde  “Bütçe  Kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz” kuralına  karşılık,  kanunlarla  bütçe  kanunlarının  değiştirilemeyeceğine  veya  tamamlanamayacağına  ilişkin  bir  kuralın  konmamış  olduğunu  ve  Anayasa’nın  163’üncü  maddesinde  ise,  sadece,  “...  Bakanlar  Kuruluna  Kanun  Hükmünde  Kararname ile bütçede değişiklik yapma yetkisi verilemez...” denilmiş olmasının  kanunlarla  bütçe  kanunlarında  değişiklik  yapılmasına  ve  bütçe  kanunlarını  tamamlayan  hükümler  getirilmesinde  Anayasal  bir  engel  bulunmadığını  ileri  sürmüştür368.  Anayasa  Mahkemesi’nin,  yerinde  olarak,  bütçe  kanunlarını  diğer  kanunlardan  ayrı  statüde  kabul  ettiği  yerleşik  içtihadına  aykırı  olarak  verdiği 

366   Bulutoğlu, Vergi Sistemi I, s.9‐10.  367   Erdem, s.143. Krş. Uluatam, s.25. 

sözkonusu  kararında,  “…Kural,  her  ne  kadar,  belirli  gelirlerin  belirli  giderlere  tahsisi sonucunu doğuruyor ve bundan dolayı genel bütçe ilkelerinden “ademi  tahsis” ilkesine aykırı bir nitelik taşıyor ise de, söz konusu ilkenin Anayasaʹ da,  özellikle Anayasaʹnın bütçe ile ilgili 161. maddesinde Anayasal bir kural olarak  yer  almadığının  da  gözden  uzak  tutulmaması  icap  eder.”  gerekçesiyle,  anayasaya aykırılık için kuralın anayasada belirtilmesi gerektiğini ifade etmiştir. 

 

Yüksek  Mahkeme’nin,  yargısal  denetimde,  kendi  kararlarını  gözardı  eden  ve  “siyasî  kaygılarla  verilen”,  hukuka  aykırı  sözkonusu  kararına  katılma  olanağı  yoktur.  Zira,  anayasaya  uygunluk  denetimindeki  ölçü  normların  tümü  anayasada  yer  almamaktadır;  kazuistik  yöntemin  sakıncaları  nedeniyle,  yer  alması da gerekmemektedir. O halde, bu kararı münferit olarak kabûl etmek ve  yerleşik  içtihatlardan,  “siyasî”  saikle  verilmiş  istisnaî  karar  olarak  anlamak  yerinde olacaktır.  

 

Bütçe  kanunlarında  “bütçe  ile  ilgili  olmayan”  hükümlere  yer  verilerek  “bütçe  sokuşturmaları”  olarak  ifade  edilmesine  neden  olan  sözkonusu  uygulama(lar)369,  bütçe  takvimine  uygunluğun  sağlanması  ve  bütçenin  yetiştirilmesi  zorunluluğunun  doğurduğu  sıkışıklıktan  yararlanarak  gerçekleştirilmektedir370;  ancak,  Türk  Bütçe  Hukuku’na  özgü  değildir;  pratik  olması  ve  doğrudan  uygulanabilirliği  nedeniyle,  yürütme  organları  için,  sıkça  başvurulan bir hukuk enstrümanı olma özelliği taşımaktadır. Zira, acele çözüm  bekleyen  ve/ya  da  üzerinde  tartışılması  istenmeyen  konuları  düzenlemek  (ve  belirli  bir  süre  ile  sınırlı  olarak  uygulamak)  için  kanunlaştırma  sürecinin  bütçe  kanununa  nazaran,  “sorun  çık(ar)maya  müsait”  olması,  yürütme  organı  bakımından, bu yola başvurmanın tercih nedenini oluşturmaktadır. Öte yandan, 

369   Gürsoy, Bütçe, s. 233, 282‐283. Ayrıca bkz. Feyzioğlu, Bütçe, s.212‐213.  370   Feyzioğlu, Bütçe, s.213. 

geniş  anlamda  bütçe  hukuku  kapsamında  değerlendirilebilecek  ve  bütçenin  uygulanmasını sağlayan mevzuatın ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalması da  yürütme organını bu yola başvurmaya itmektedir371.   

 

Anayasa  Mahkemesi’nin,  “bütçe  ile  ilgili/ilgisi  olmayan  hüküm”  kapsamını  belirlerken,  hükmün  niteliğine  değil,  bütçenin  uygulanması  ile  ilgili  uygulamayı  kolaylaştırmasına  veya  kanun  konusu  olabilecek  yeni  bir  kuralı  kapsamamasına göre değerlendirme yapmaktadır. Ancak, doktrinde, vergilerin  bütçe  ile  ilgili  olduğu,  anayasal  yasaklamada  “genel  kural”  niteliğinde  hükümler  konulamaz  denilmediğine  göre,  bütçe  ile  ilgili  doğrudan  ilgisi  olan  birtakım hükümlerin bütçe konulmasına karşı anayasal bir engel olmadığı ileri  sürülmektedir. Bu görüşe göre, kısıtlamayı, sadece, yeni vergi kanunu, vergilerle  ilgili genel kural niteliğinde hükümler olarak yorumlamak, maliye politikasında  yasama  ve  yürütme  güçleri  arasındaki  denge  konusundaki  çağdaş  parlamento  eğilimlerine daha uygundur. O halde, hükümetin bütçe denkliğini sağlamak için  vergi tarifelerindeki değişiklikleri bütçe kanununun yürürlük maddeleri arasına  koymak mümkün olabilmelidir372.  

 

Vergilerin,  bütçe  ile  ilgili  olduğu  mutlak  olmakla  birlikte,  bütçenin  uygulanması  ile  ilgili  uygulamayı  kolaylaştırıcı  veya  kanun  konusu  olabilecek  yeni  bir  kuralı  kapsamayan  açıklayıcı  niteliğe  sahip  olmadığı  açıktır373.  Zira,  kanunîlik  ilkesi,  böyle  bir  uygulamayı  mümkün  kılmamaktadır.  Öte  yandan,  vergilerle  ilgili  olan  ve  kanunî  düzenleme  dışlında  kalan  hususlar  bakımından  Bakanlar Kurulu, Anayasa’nın 73’üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, 

371   Krş. Gürsoy, Bütçe, s. 233; Uluatam, s.25.  372   Bulutoğlu, Vergi Sistemi I, s.10.  

373   Nitekim,  bu  niteliğinden  dolayı,  bütçe  kanununun  vergi  hukukunun  kaynağı  olamayacağı 

kabûl edilmektedir. Bkz. ve krş. Erginay, Vergi, s.30; Öncel‐Kumrulu‐Çağan, s.14, Karakoç,  Genel Vergi, s.85‐97. Krş. Bulutoğlu, Vergi Sistemi I, s.10; Mutluer, s.26,36. 

zaten, yetkilidir. O halde, böyle bir tartışmanın pratik bir sonucu olmadığı gibi,  bütçe  kanunun,  gelir  toplama  konusunda  “(ön)  izin  veren”  şeklî  kanun  niteliğiyle  de  bağdaşmamaktadır.  Nitekim,  Anayasa  Mahkemesi,  vergilerin  bütçe ile ilgisi konusunda, “bir verginin bütçe yılında uygulanmaması”na ilişkin  hüküm  içeren  bütçe  kanununu  Anayasa’ya  uygun  bulmuştur.  Yüksek  Mahkeme’ye  göre;  “Bütçeler,  kayıtsız  şartsız  milletin  olan  egemenliğin  kullanılmasını  sağlayan  devlet  faaliyetlerinden  olduğundan  ve  demokrasilerin  tarihteki  oluşum  ve  gelişim  süreci  içinde  milletlerin  egemenliklerini,  vergilere  milletin  ve  onun  temsilcilerinin  izin  vermesi  suretiyle  kullanmaya,  başlamış  oldukları tarihi gerçeğinin Türk Demokrasisine olan etkisinin sonucu olarak özel  kanunu bulunan vergilerin tahsil edilmelerine her yıl bütçe kanunlarıyla ayrıca  izin  verilmesi,  Türkiye  Cumhuriyetinin  kuruluşundan  beri  titizlikle  uygulanagelen  bir  bütçe  geleneğini  teşkil  etmektedir…Buna  göre  Bütçe  kanununun  sözü  geçen  verginin  bu  mali  yılı  içinde  tahsiline  izin  vermeyen  hükmünün bütçe ile ilgili bir hüküm niteliğinde olduğundan sözü geçen hükme  ilişkin  iptal  isteminin  reddine  karar  verilmelidir.374”  Nitekim,  Kamu  Mali  Yönetimi  ve  Kontrol  Kanunu’un  37’nci  maddesinde,  kanuna  dayanmadıkça  hiçbir mali yükümün tarh ve tahsil edilemeyeceği ilkesi konulduktan sonra, her  yıl  mali  yükümlerin  tahsiline  bütçe  kanununun  izin  vereceği  kuralı  eklenmiş  bulunmaktadır.  Aynı  Kanunun  15’inci  maddesi  de  bütçe  kanununu  oluşturan  unsurlar arasında gelir çeşitlerinden herbirinin dayandığı kanunları gösteren (C)  cetveli  de  sayılmakta  ve  bu  suretle  aynı  maddede  öngörülen  (izin)  işleminin  yöntemi belli edilmektedir. 

 

Esasen,  bütçe  kanunu  ile  vergi  kanunlarında  değişiklik  veya  düzenleme  yapılmasında  vergi  alanında  yasama  faaliyetinin  gerçekleştirilmesinin  güçlüğü  ve zaman yönünden uzun bir süreci kapsaması gibi nedenler hükümetleri pratik 

olarak  bu  yola  itmektedir375.  Ancak,  bu  yöndeki  düzenlemeler,  anayasaya  aykırılık sorunları da beraberinde getirmektedir; Anayasa Mahkemesi de, bütçe  kanunları ile verginin temel unsurlarında yapılan düzenlemelerin iptaline karar  vermektedir376.  Anayasa  Mahkemesi’ne  göre,  şeklî  bir  kanun  olan  bütçe  kanunları  ile  vergi  kanunlarında  düzenleme  yapılması  Anayasa’ya  aykırı  bulunmaktadır.  Öte  yandan,  bütçe  kanunları  ile  vergi  kanunlarında  kısmen  ya  da tamamen düzenleme yapılması, “verginin kanunîliği ilkesi” ile çelişmektedir.  Zira,  bütçe  kanunu  gelirlerin  toplanmasına  ve  giderlerin  yapılmasına  belli  bir  plan  ve  program  çerçevesinde  izin  veren  bir  kanun  olup,  vergi  kanunlarında  olduğu gibi, haklar, yükümlülükler, cezalar gibi maddî ve öze ilişkin konularda  düzenleme getiremez. Bütçe  kanunu,  kanun olma  kimliği  ile  bütçe  kanununun  plan  ve  programı  çerçevesinde  yürütme  organını  denetim  altına  almakta  ve  bütçe kanununa uymakla yükümlü tutmaktadır. Dolayısıyla, bütçe kanununun  kanun  yeterliliğini  ortaya  koyup  bütçe  kanunu  ile  vergisel  düzenlemelerin  yapılması  yürütmeyi  Anayasal  normun  aksine  güçlendirmek  demektir.  Bütçe  kanunu  ile  vergi  kanunlarında  düzenleme  yapılmasına  göz  yummak,  Anayasa  Mahkemesi’nin de belirttiği gibi377, yürütmeye bütün vergi kanunlarını bütçeyle  düzenleme yolunu açar ki bu da Anayasa’nın 73’üncü maddesine aykırılık teşkil  eder.        375   Dündar, s.31. Aynı yönde Saraçoğlu, Değişiklik, 61; Yerlikaya, prg.2.  376   Any.M. 28.6.1990 gün ve E.1990/6, K.1990/17, (AMKD, S.26), s.297; Any.M. 10.6.1976 gün ve 

E.1976/23,  K.1976/33,  (AMKD,  S.14,  s.238);  Any.M.  07/10/1998  gün  ve  E.1998/29,  K.1998/60,  (RG. 27.11.1998‐23536). 

B. Bütçenin Görüşülmesine ve Yürürlüğe Girmesine Egemen Olan İlkeler