• Sonuç bulunamadı

TUTUKLULUK SÜRELERø

Belgede Gözaltına alma ve tutuklama (sayfa 136-140)

Tutuklama kiúi özgürlü÷üne en yo÷un müdahale eden bir koruma tedbiri oldu÷undan, keyfili÷in önlenmesi için belli sürelere tabi tutulmuútur.

Anayasa'nın 19. maddesine göre; tutuklanan kiúinin makul süre içinde yargılanmayı ve soruúturma veya kovuúturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır.

1412 sayılı CMUK'ta 3842 sayılı yasa de÷iúikli÷inden önce tutuklama için bir üst sınır yoktu. 3842 sayılı yasa de÷iúikli÷i ile CMUK 110'a göre, hazırlık soruúturmasında tutukluluk süresi en çok 6 ay olabilirdi. Tutuklu sanık hakkında dava açılmıúsa; tutukluluk süresi hazırlıkta geçen süre ile beraber en çok 2 yıldı. Soruúturmanın veya yargılamanın özel zorlu÷u veya geniú kapsamlı olması nedeni ile kamu davasının açılamaması ve hüküm tesis edilememesi hallerinde, suçun cezasının alt sınırı yedi seneden az ise tutukluluk hali kaldırılmakta, yedi seneden fazla ise tutuklama sebebi, delil durumu ve sanı÷ın úahsi halleri dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına ya da sona erdirilmesine karar verilmekte ve bu gibi durumlar için gerekti÷inde nakdi kefalette aranmaktaydı. Yani suçun cezasının alt sınırı yedi yıl ve daha az olan suçlarda tutuklama üst sınırı belli de÷ildi.318 Bu durum da uygulamada ceza mahkûmiyetinden daha fazla süren tutukluluk sürelerine sebebiyet vermekteydi.319

5320 sayılı CMK Yürürlük Kanunu 12. maddesi gere÷ince; Ceza Muhakemesi Kanununun 102. maddesi, aynı kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yazılı suçlar ile a÷ır ceza mahkemesinin görev alanına giren

317 Aynı yönde görüú için bkz. A.e., s.47 318

Özbek, a.g.e 2006, s.282

suçlar bakımından, 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlü÷e girer. Bu süre zarfında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 110 uncu maddesinin uygulanmasına devam olunur.

3.7.2. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen øúlerde

5271 sayılı CMK' da tutukluluk süreleri açıkça belirlenmiú olup, bu sürelerin belirlenmesinde suçun a÷ır ceza mahkemesinin görevine girip girmedi÷i kriteri esas alınmıútır.320 Buna göre, a÷ır ceza mahkemesinin görevine girmeyen iúlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Zorunlu hallerde gerekçe gösterilmek sureti ile bu süre altı ay daha uzatılabilmektedir. Maksimum tutukluluk süresi bu durumda on sekiz ay olabilmektedir.

A÷ır ceza mahkemelerinin görevine girmeyen suçlar bakımından geçerli olan tutukluluk süresi, 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun ile de÷iútirilmiú olup, de÷iúiklikten önce tutukluluk süresi altı ay olarak öngörülmüú, zorunlu hallerde gerekçesi de gösterilerek dört ay daha uzatılabilece÷i kabul edilmiúti. De÷iúiklikten önce tutukluluk süresi uzatma ile birlikte toplam 10 ay iken, de÷iúiklikten sonra 18 ay olmuútur.

Belirtilmelidir ki; cezanın alt sınırının belirlenmesinde kural olarak iddianamedeki eylem esas alınır. Ancak mahkeme suçun hukuki nitelendirmesinin de÷iúebilece÷inden bahisle ek savunma vermiú ise; ek savunmaya esas alınan nitelendirme göz önüne alınabilir.321

3.7.3. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde

CMK. 102/2 maddesine göre;a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren iúlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Yine zorunlu hallerde ve gerekçe gösterilmek sureti ile bu süre üç yıl daha uzatılabilmektedir. Uygulamada uzatma sürelerinin toplamının mı 3 yılı geçemeyece÷i, yoksa asıl süre ile birlikte toplam 3 yılı mı geçemeyece÷i yönünde bir tartıúma baúlamıútır. E÷er uzatma süresinin toplamının 3 yılı geçmeyece÷i kabul edilecek olursa, tutuklama süresi en fazla 2+3=5 yıl olabilir.

320

Centel – Zafer, a.g.e., s.361 321

Buna karúılık ifade, asıl tutuklama süresi olan 2 yıl ile birlikte toplam 3 yılı geçemeyecek úeklinde kabul edilecek olursa, uzatma süresi 1 yıl úeklinde anlaúılmalıdır.(2+1=3) Ancak uygulamada a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren iúlerde toplam tutukluluk süresi beú yıl olarak kabul edilmektedir.322

CMK 2001 tasarısında tutukluluk süresi 2 yıl iken, alt komisyon a÷ır cezalık iúler için bu süreyi iki artı bir olarak, yani toplam tutukluluk süresini üç yıl olarak belirlemiútir. TBMM Adalet Komisyonu, üç artı bir formülünü, yani toplam üç yıllık tutuklama süresini az bularak, iki artı üç formülünü kabul ederek, toplam tutukluluk süresini beú yıla çıkartmıútır. Bu düzenlemeler ile uzatma süreleri temel sürelerden daha uzun olarak belirlenmiútir.

3.7.4. Bölge A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde

Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesi kapsamına giren suçların iúlenmiú olması halinde CMK m.102’den farklı tutukluluk süreleri kabul edilmiú olup, TMK’nın 10. maddesine göre, “Türk Ceza Kanununun 305, 318, 319, 323, 324, 325,

ve 332. maddeleri hariç olmak üzere, økinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beú, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.” Bu nedenle; bölge a÷ır ceza mahkemelerinde görülen TMK m.10 kapsamındaki suçlar bakımından tutukluluk süresi dört yıl, uzatma süresi de altı yıl olmak üzere toplam tutuklulukta geçecek süre on yıl olarak uygulanır.

Tutukluluk sürelerinin dolması ile úüpheli veya sanı÷ın tutuklama kararını veren merci tarafından derhal serbest bırakılması gerekir. Kanunda öngörülen tutukluluk süresinin dolması halinde úüpheli/sanı÷ın kendili÷inden serbest kalması mümkün de÷ildir.

3.7.5. Avrupa ønsan Hakları Mahkemesine Göre Tutukluluk Süresi

AøHS’nin 5/3. maddesi gere÷ince tutuklanan kiúi makul bir süre içinde yargılanma veya adli soruúturma sırasında serbest bırakılma hakkına sahiptir.

322

Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.496; Centel – Zafer, a.g.e., s.361-362; Öztürk – Erdem, a.g.e., s.520; aksi görüú için Özbek, a.g.e 2005 s.361, Kunter – Yenisey, a.g.e 2005, s.302

AøHS'de tutuklulukta makul süre ise Sözleúme’nin 5/3 maddesinde düzenlenmiútir.

AøHS metninde tutukluluk süresi ile ilgili kesin bir süre koyulmamıú ve AøHM de çeúitli kararlarında tutukluluk süresi bakımından iç hukukumuzdaki gibi gün, hafta ay veya yıl bazında üst bir sınır belirlemiú de÷ildir. Makul süre kavramını açıklamıútır. Buna göre mahkeme, tutukluluk süresinin makul sınırı aúıp aúmadı÷ını her somut olayın özelliklerine göre de÷erlendirecektir.

AøHM tutuklamayla ilgili ilk kararlarından olan 27.06.1968 tarihli Wemhoff/Almanya kararında taraf devlet tutuklu kimseyi makul sürede yargılayamıyorsa, tutukluyu salıvermekle yükümlü oldu÷undan maddenin ihlal edildi÷i iddiasını “saf lafzi yorum” olarak görerek baúvuruda ihlal olmadı÷ına karar vermiútir. AøHM 'ye göre; makul süreyi aúmaması gereken sanı÷ın tutuklulu÷udur, yargılama süresi de÷ildir.

Bu úekilde AøHM; tutuklunun makul sürede salıverilme hakkının ihlal edildi÷ine dair bir iddiayı incelerken, önce baúvurucunun “tutukluluk süresini” tespit etmekte, daha sonra bu tutukluluk süresinin “makul” olup olmadı÷ını incelemektedir.323

AøHM tutukluluk süresinin makullü÷ünü her olayın özel úartlarına göre incelemektedir. Bu inceleme iki konuda olmaktadır. ølkinde sanı÷ın tutuklu kalmasının devamında kamu yararı bakımından geçerli sebepler bulunup bulunmadı÷ını; daha sonra ise tutuklu sanık hakkındaki yargılamanın makul olarak beklenenden daha az hızla gerçekleútirilmiú olup olmadı÷ıdır. Bu iki durumdan birinin varlı÷ını tespit eden mahkeme tutuklunun makul sürede salıverilme hakkının ihlal edildi÷ine karar verir.

3.8. TUTUKLULUK HALøNøN SONA ERMESø VE SONUÇLARI

Belgede Gözaltına alma ve tutuklama (sayfa 136-140)