• Sonuç bulunamadı

Trabzon’daki Rumların Sevk ve İskanı

2.3. Trabzon’da Sevk ve İskan Kanunu’nun Uygulanması

2.3.2. Trabzon’daki Rumların Sevk ve İskanı

Mondros Mütarekesi ardından sevk ve iskân faaliyetinde yapılan yolsuzlukları araştırmak için bir tahkikat heyeti kurulmuş ve Trabzon Gümrük eski müdürü Mehmet Ali Bey, Trabzon eski valisi Cemal Azmi Bey, tüccardan Acenta Mustafa ve Niyazi Efendiler tutuklanarak Bekirağa Bölüğü’ne konulmuşlardır. Trabzon sevk ve iskânı davasının soruşturması 27 Şubat 1919’da bitirilebilmiş, yargılanmaya ise 26 Mart’ta başlanmıştır. 28 Mayıs’ta ise karar açıklanmıştır. Karar göre, Trabzon Valisi Cemal Azmi ve Nail Bey’in gıyaben idamlarına, Rüsumat müdürü Mehmet Ali Bey’in 10 sene müddetle kürek cezasına çarptırılmasına, Kaymakam Talat Bey ile Niyazi Efendi’nin beraat etmesine karar verilmiştir. Verilen hükümler 29 Mayıs 1919’da Padişah tarafından onaylanmış, karar sureti 1 Haziran 1919’da Takvim-i Vekayi’de yayınlanmıştır.243

2.3.2. Trabzon’daki Rumların Sevk ve İskanı

Sevk ve İskân Kanunu ile Trabzon’dan sevk edilenler yanlızca Ermeniler değildir. Kanunun çıkış amacı Osmanlı Devleti’ne karşı zararlı faaliyet içerisinde olan Osmanlı vatandaşlarını bulundukları bölgeden başka yerlere taşıyarak Birinci Dünya Savaşı sürecinde iç güvenliği sağlayabilmektir. Bu sebeple Trabzon’dan sevk edilenler arasında Rumlar da vardır.

27 Mayıs 1914’de Trabzon’da tutuklu bulunan Rumların Batum’daki Lazistan eşkıyasıyla değiştirilmesi kararlaştırılmıştır.244

Bu tarihte şehirde Rumlar aleyhinde boykot da yapılmıştır. Nitekim 2 Temmuz’da gönderilen bir yazıda; Lazistan’da Rumlar aleyhinde şiddetli bir boykotun yapıldığı ve Rum dükkânlarına gidenlerin açıkça tehdit edildiklerinden dolayı gerekli tedbirlerin alınması istenilmektedir.245

16 Eylül 1914’te ise vilayet dâhilinde Rumlara ait ne kadar çiftlik bulunduğu ve bunların miktar ve değerinin acilen bildirilmesi istenmiştir.246

Birinci Dünya Savaşı tehlikesi belirince ülkede genel seferberlik ilan edilmiştir. Seferberlik çağrısına Müslüman Osmanlı vatandaşları büyük oranda uyarken, Gayrimüslim Osmanlı vatandaşları seferberlik çağrısına katılmak yerine firar ya da devlete karşı silahlanma yollarını

241

Arşiv Belgelerine Göre Trabzon’da Ermeni Faaliyetleri (1850-1923), s. 53.

242

Atnur, “Trabzon’da Tehcir ve Sonrası Azınlıklara Dair Çeşitli Problemler”, s. 523.

243

Arşiv Belgelerine Göre Trabzon’da Ermeni Faaliyetleri (1850-1923), s. 54-55.; Tepekaya ve Çalık, a.g.e., s. 191-192. 244 BOA, DH.ŞFR, 41/90. 245 BOA, DH.ŞFR, 42/173. 246 BOA, DH.ŞFR, 45/20.

seçmişlerdir. Pontus hayali kurup askere gitmek istemeyen Rumlara karşı Osmanlı Devleti ilk tedbir olarak, silah altına alınmalarını sağlama ve firarları önleme gibi kararlar alsa da başarısız olmuştur. Osmanlı hükümeti firarilerin Gayrimüslim vatandaşlardan yardım almasını engellemek, yeni firarların önüne geçebilmek ve ülke içinden İtilaf devletlerine sağlanan yardımı kesmek amacıyla bazı toplulukların ikamet bölgelerinin değiştirilmesi kararına varmıştır. Bu zorunlu göç ettirme eylemi Ermeniler dışında Rum, Arap, yabancı devletlerin vatandaşlarına da uygulanmıştır.247

Trabzon merkez olmak üzere Orta ve Doğu Karadeniz’de Rumlar, Ruslar lehinde casusluk faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Savaş esnasında bu savaşın zorluklarından ve halk arasında meydana getirdiği bezginlikten faydalanarak halk ile hükûmetin arası açılmaya çalışılmış, Osmanlı askerlerine çeşitli propaganda yazıları dağıtılmıştır. Bütün bu faaliyetler neticesi Osmanlı Devleti birtakım tedbirler almak durumunda kalmıştır. Çünkü Rumlar, iyiden iyiye düşmanla işbirliği içerisinde casusluk, çete, cephe gerisinde bozgunculuk faaliyetlerini arttırmışlardır. Bu amaçla ilk olarak sahil kesiminde taşımacılık faaliyetlerinde bulunan Rum kayıkçılarla ilgili güvenlik tahkikatı yapılmıştır. Ardından Rum kayıkları kefalete bağlanmış ve Rumların deniz yolculuğu yapmaları yasaklanmıştır. Casusluk faaliyetlerini engelleyebilmek için sahillerde sabit polis karakolları kurulup devriye kolları oluşturulmuştur.248

Daha başka olaylara meydan vermemek ve işgale uğrayan yerlerin dışında kalan sahillerin asayişini sağlamak için Trabzon’dan gelen deniz araçlarının taşıdıkları yüke dikkat edilmiştir. Haydutların gidiş gelişlerine ve gemi sahiplerinin belirlenen limanların dışına yanaşmalarına meydan verilmemeye çalışılmıştır. Rumların, alınan tedbirlere rağmen İtilaf Devletleri’ne istihbarat sağlama, ihtilâl cemiyetleri ve çeteler oluşturma faaliyetleri devam edince, Osmanlı Devleti güvenliğini sağlamak için çözüm yolları aramaya başlamıştır.249

Kıyılarda yaşayan Rumların devamlı Ruslarla işbirliği halinde olması, Türk nüfusuna rahatsızlık vermesi ve kayıkçılara saldırılarda bulunması üzerine, kıyılarda yaşayan yerli Rumlar, 12 Mart 1916 tarihli emir ile -başta Trabzon Rumları olmak üzere- Doğu Karadeniz bölgesi Rumları iç bölgelere sevk edilmiştir.250

Casusluk yapan Rumların ise daha iç bölgelere nakil kararı alınır. Nakil işleminin Kamacan Dağı, Deve Boynu, Kolaz Dağları, Zigana, Horos Dağı kuzeyindeki Rum köyleri ile Canik sancağı dâhilindeki firarileri saklayan, Giresun’da çetecilik

247

Özdemir, “I. Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti Tarafından Gerçekleştirilen Rum Tehciri”, s. 28.

248

Aydın ve Özgören, a.g.e., s. 235.

249

Özdemir, I. Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti Tarafından Gerçekleştirilen Rum Tehciri, s. 29-30.; Süleyman Beyoğlu, “Giresun’da Pontusçu Faaliyetler ve Osman Ağa”, Başlangıçtan Günümüze Pontus Sorunu, Serander Yayınları, Ankara, 2007, s. 367.

250

Mahmut Goloğlu, Anadolu’nun Milli Devleti Pontus, Goloğlu Yayınları, Ankara, 1973, s. 254.; Seyyar, a.g.e., s.10; Bal, Trabzon Hatıraları, s. 175.

yapan Rumlara uygulanması planlanmıştır. 15 Mayıs 1916 tarihinde ise sahildeki Rumlardan askeriyece sevklerine lüzum gösterilenlerin Sivas ve Kastamonu’ya sevkleri kararlaştırılmıştır.251

Bu doğrultuda Trabzon vilayetinde ilk sevk işlemi Tirebolu Rumlarına uygulanmış, bunu daha sonra Giresun ve çevresindeki Rum köyleri ile Çarşamba ve Ünye’deki Rumların sevk edilmesi işlemi takip etmiştir.252

Giresun’da sevke birtakım direnişler olmuşsa da gereken etkiyi yapamamıştır. Devlet tarafından bütün Rumların sevki öngörülmemişse de Giresun’da sevk dışında kalan Rumlar, Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey’in de şikâyet ettiği gibi bir an olsun çetelere ve Rusya’ya yardım etmekten geri kalmamıştır.253

Rus işgali tehlikesinin baş gösterdiği dönemde Rum köylüler, Türk komşularını teselliye çalışıyor bir yandan da Rusları karşılamak için hazırlıklarda bulunmayı ihmal etmiyorlardı. Esasen hayatlarının yarısını Rusya’da geçiren Rumların, Rusların gelmesinden rahatsız olması beklenemezdi.254 Kurtuluş savaşı sürecinde Yunan sefaret ve konsoloshaneleriyle Fener Patrikhanesi birer silah deposu olmuştu. Hâlbuki Türkler, ihtiyaçları sebebiyle ellerindeki silahları dahi satıyordu.255

Ermeni sevk ve iskânından farklı olarak Rumlar, Anadolu’nun iç bölgelerine gönderilmiştir.256

Görele, Vakfıkebir kazaları ile Şarlı nahiyesinden çıkarılan Rumlar ise Şebinkarahisar ve Suşehri bölgesine doğru sevk edilmişlerdir.257

Trabzon merkezde ise Metropolit Hrisantos’un yetkililerle daha iyi geçinme yolunu takip etmesi neticesi bir sevk yaşanmamıştır.258

Bu kararın alınmasıyla birlikte Osmanlı Devleti, sevkiyattan doğabilecek her türlü suiistimalin önüne geçebilmek için gerekli yerlere emir vermekten geri kalmamıştır. Daha önce yaşanan Ermeni sevk ve iskânı dolayısıyla yapılan suçlama ve düşmanlıkların seyrini yakından bilen ve gören yetkililer daha önce gösterdikleri gayreti burada da, hatta daha fazlasıyla göstermişlerdir. Üstelik mahallî idarecilerin hemen her Rum’un dâhile sevklerini istemesine rağmen dönemin Harbiye Nazırı Enver Paşa bu isteği yerinde bulmayarak sadece eşkıyalığa

251 BOA, DH. ŞFR, 64 / 29.

252

Yerasimos, Pontus Meselesi, s. 39-40.

253 Mustafa Balcıoğlu, “Birinci Dünya Savaşı Sırasında ve Sonrasında Rumlar ve Topal Osman”, Giresun Tarihi

Sempozyumu (24-25 Mayıs 1996), Giresun Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul, 1997, s. 261- 262.

254

Selçuk, a.g.e., s. 7.

255

Sami Sabit Karaman, İstiklal Mücadelesi ve Enver Paşa Trabzon ve Kars Hatıraları (1921- 1922), Selüloz Basımevi, İzmit, 1949, s. 11.

256

Goloğlu, Anadolu’nun Milli Devleti Pontos, s. 254 ; Seyyar, a.g.e., s. 10. ; Bal, Trabzon Hatıraları, s.175.

257

BOA, DH. ŞFR, 65/114

258

bulaşmış, suç işledikleri sabit olmuş kişilerin gönderilmesine rıza göstermişlerdir.259

Kafilelerin emniyetlerinin sağlanması için vali, jandarma ve kaymakamlar görevlendirilmiştir. Sevkleri ve iskânları sırasında günlük ihtiyaçlarının karşılanmasına gayret edilmiştir.

Ülke içinde asayişi bozan Rumların sevki hususunda öncelik, casusluk teşebbüsünün görüldüğü ve askeri tesislere yakın olması sebebiyle önem arz eden bölgelere verilmiştir. Sevkiyat Dâhiliye ve Harbiye Nezaretlerinin ortak hareketiyle gerçekleşmiştir. Osmanlı Hükümeti sevke tabi tutulan Rumların yaş, meslek, sevkiyat nedeni bilgilerini sevk esnasında kayıt altına almıştır. Sevkiyatın işleyişinde bir sorun oluşmaması için araçlar temin edilerek sevkiyatta kullanılmıştır. Sevkiyata tabi tutulan Rumların beraberlerinde taşıyabilecekleri miktarda şahsi eşyalarını götürmelerine izin verilmiştir. Ev eşyası gibi taşınması zor malzemelerin güvenliğini sağlamak için Rumların eşyaları boş binalarda, döndüklerinde sahiplerine dağıtabilmek için depolanarak güvence altına alınmıştır. Ev, arsa, bahçe, tarlaların gibi taşınmazların korunması ve işletiminin sağlanması amacıyla vilayet merkezlerinde “emval-i metruke komisyonları” oluşturulmuştur. Taşınmaz gayrimenkullerin işletilmesinden sağlanan gelir, Rumların sevkiyat ve iskân masraflarını karşılamak amacıyla Ziraat Bankası’nda oluşturulan bir fona aktarılmıştır. Bu sevkiyat esnasında Trabzon’dan 29 kişi sevke tabi tutulmuştur.260

Birinci Dünya Savaşı sonlarına doğru ekonomik durumun kötüye gitmesi sebebiyle muhacirlerin tahsisatlarının karşılanmasında yetersiz kalınması, Rusya’nın Bolşevik İhtilali ardından kabuğuna çekilerek Osmanlı için tehdit olmaktan çıkması, Çanakkale Savaşları’nın zaferle noktalanıp batıda savaşın bitmesi gibi nedenlerden dolayı yerel makamlar kademeli olarak sevk ve iskâna tabi tutulan Rumları eski ikamet bölgelerine göndermeye başlamışlardır. 1916’da başlayan sevk ve iskân uygulaması 1918 yılında sona ermiştir. Sevk ve iskân uygulaması bitince 232.679 civarındaki Ermeni ve Rumlara ait ev, taşınamaz mal gibi gayrimenkullerin tamamı 1919 yılının Mart ayına kadar sahiplerine geri verilmiştir. 261

8 Nisan 1918’de Rusya’ya kaçan veya Rus işgalinden kurtuluş esnasında göç eden Rumların hükümetçe haklarında bir karar verilene kadar memleketlerine dönüşlerinin kabul edilmemesi kararlaştırılmıştır.262

Ancak Batum’un iaşesini zorlaştıran Rumların memleketlerine dönüşlerine izin verilmiştir.263

Bununla birlikte Rusya’ya gitmek isteyen Rumlara izin verilmiş fakat Batum’a gideceklere izin verilmemiştir.264

259

Mustafa Balcıoğlu, “Birinci Dünya Savaşı Sırasında Karadeniz’de Rum Faaliyetleri ve Sivil Tepki”, OTAM, 4, 1993, s. 95.

260

Özdemir, “I. Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti Tarafından Gerçekleştirilen Rum Tehciri”, s. 30-33.

261

Özdemir, “I. Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti Tarafından Gerçekleştirilen Rum Tehciri”, s. 35.

262

BOA, DH.ŞFR, 86/72.

263 BOA, DH.ŞFR, 87/90.

264