• Sonuç bulunamadı

3.1. Trabzon’un Ruslar Tarafından İşgali

3.1.3. Rus İşgalinin Sona Ermesi

1916-1917 kış sezonu çok ağır geçmiş ve her iki taraf bundan çok etkilenmiştir. Demiryollarından oldukça uzaklaşmış bulunan Rus birliklerinin ikmali yeterince yapılamamış ve 100.000 Rus askeri soğuk ve açlıktan ölmüştür. Kayıplar ve savaşın uzaması Rusları oldukça sarsmış, askerler savaştan bıkmışlardır.430

Birinci Dünya Savaşı devam ederken Petrograd’da ortaya çıkan ve hızla Rusya’nın diğer şehirlerine de yayılan isyan ve ihtilâl niteliğindeki halk hareketleri Rusya’yı içten içe sarsmıştı. Lenin’in önderliğinde Çarlık idaresine karşı mücadele eden Komünist Partisi, meydana gelen isyanların neticesi 25 Ekim 1917 tarihinde iktidarı ele geçirmiştir.431

Bu iktidar değişikliği Rus birliklerinin tüm cephelerde dağılmasına yol açar.432

Bu dönem Trabzon’da işgalci olarak bulunan Rus askerleri arasında da ihtilalin etkileri görülmeye başlar ve kumandanların emirleri askerler tarafından yerine getirilmemeye başlanır.

Trabzon şehrinde Rus işgali son demlerini yaşarken işgalci askerler arasındaki ayrışma da ayyuka çıkmıştır. Kostaki Konağı Bolşevik askerlerin komite merkezi haline gelirken Rus kumandan Nemlizadelerin Konağı’nda kapana kısılmış bir hayat sürmektedir. Üst-ast ilişkisinin kaybolduğu bu dönem Rus askeri birliği zapt edilmez bir hal almış ve şehirdeki asayiş bozulmuştur.433

Bütün bu gelişmeler ise Osmanlı Devleti ve yerini yurdunu bırakarak göç etmek zorunda kalan muhacirler nezdinde bir ümit uyandırmıştır. Nitekim bu ümit boşuna değildi ve 15 Aralık 1917 tarihinde Brest-Litovsk şehrinde, Almanya, Bulgaristan, Avusturya ve Türkiye ile Rusya arasında bir ateşkes yapılmıştır. Yapılan anlaşma Türkiye ile Rusya arasındaki savaşı fiilen bitirmek ve Kafkas cephesinde yapılacak ateşkes hükümlerini tespit etmek üzere ayrı bir uzlaşma yapılması üzerine kurgulanmıştır. Bu amaçla o dönem Rus işgalinde olan Erzincan şehrinde iki taraf temsilcileri bir araya geldiler. Karşılıklı olarak bütün düşmanca hareketlerin durdurulması, taarruz hazırlığının yapılmaması iki taraf arasında tarafsız saha bırakılması gibi maddeler üzerinde anlaşarak 18 Aralık tarihinde Erzincan Mütarekesi’ni imzaladılar. Bu aynı zamanda Türk-Rus Savaşı’nın fiilen bitmesi demektir.434

429

Çapa ve Çiçek, a.g.e., s. 222.

430

Bilgin, a.g.e., s. 103.

431

Kurat, a.g.e., s. 325-326.

432

Mim Kemal Öke, Ermeni Sorunu, İrfan Yayınları, İstanbul, 2012, s. 185-186.; Tüfekçi, a.g.e., s. 50.

433

Usta, “Tanıkların Kaleminden Rus İşgalinden Sonra Trabzon’un Durumu” , s. 153.

434

Rus ordusu çökerken Türk ordusu da iyi durumda değildir. Kışın 100.000 askerini açlık ve soğuk nedeni ile kaybeden Rus Kafkas Ordusu’nun hala 250.000 askeri ve 470 topu vardı.435

Rus Çarlığının 1917 Devrimi ile yıkılmasıyla barış girişimi hız kazanmıştır. Ruslar, Doğu Anadolu’yu Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon vilayetlerine bölerek, idari birimlerin başına mülki amir olarak Rusya’dan getirilen Ermenileri atadılar. Bunun üzerine Erzurum’da kurulan “Ermeni Asker İttihadı” adlı komita Yüzbaşı Bedros önderliğinde bölgeye el koyarak harekâta geçer. Ermeni Taşnak komitasının ileri gelenlerinden Tigranyum da 400 atlı ile Trabzon’a gelerek Rum gençleriyle anlaşmış ve Türkleri katle girişmiştir. Böylece Ermeniler Türk ve Müslümanlara karşı bir program dâhilinde zulüm yapmaya başlamışlardır. Ermeniler bu süreçte Trabzon’un kenar mahallelerinde yaklaşık 38 Müslümanı katletmişlerdir.436

Rusların Kafkas Ordusu’nda Ermeni ve Hristiyan Gürcülerden oluşan kıtalar bulunuyordu. Ayrıca işgal altına giren bölgelerdeki birçok Ermeni, gönüllü olarak Rus ordusuna katılmıştır. Rus İhtilali baş gösterince orduda yaygınlaşan çözülme ve dağılma hareketlerine paralel olarak müstakil Ermeni ve Gürcü kıtalarının teşekkülü hızlandırılmış ve Kafkas Ordusu’nda bulunan ve sayıları 10.000’i geçen Ermeni subay ve askerlerinden müstakil bir kuvvet oluşturulmuştur. Bu kuvvet cepheden ayrılıp eve dönen Rus kıtalarının yerini almıştır.437

Bunlara ilaveten cephe gerisindeki Ermeni çeteleri de taşkınlıklara başlamıştır.

Ruslar kendileri çekildikten sonra bu topraklarda yaşanacakları tahmin ettiklerinden olsa gerek ki bölgenin sözü geçer Türk vatandaşlarını “Gelin Ermeniler size tuzak kurmak

niyetindedirler. Her şeyi bırakıp gideceğiz, silahlanın” diyerek uyarmışlardır.438

Ermenilerin yapmak istedikleri fenalıklardan kendilerine de zarar geleceğini hesaplayan Ruslar, Ermeni subay ve askerlerini önden sevk etmeye gayret etmişlerse de Erzurum’dan gelen Yüzbaşı Bedros439

iki yüz elli kişilik müfrezeyi vapura binmemeye ikna etmiştir.440 Ruslardan boşalan bölgelerin hızla Ermeni milisler tarafından işgal edilerek halka zulmedilmeye başlanmasıyla III. Ordu Kumandanı Vehip Paşa tarafından bu baskılara son verilmesi için Rusya’ya müracaat edilmiştir.441

Ancak olumlu bir sonuç alınamayınca Vehip Paşa, II. Kafkas Kolordusu Komutanı Yakup Şevki Paşa’ya bağlı Miralay Kâzım Bey komutasındaki 37. Tümen’in Giresun’dan ileri harekâta başlamasını 435 Bilgin, a.g.e., s. 103. 436 Özel, a.g.e., s. 10-11. 437 Bilgin, a.g.e., s. 104. 438 Koçal, a.g.e., s. 51. 439

Bedros yaklaşık 260 kişilik bir çete kurar ve Ermenilerin intikamını almak bahanesiyle Türk köylerini yakıp yıkmak ister fakat Trabzon’da amacına ulaşamayacaklarını anlayınca Erzurum’a doğru ilerlemek ister. Torul’da pusuya düşürülen çete Türk milislerle girdikleri çatışma sonrasında büyük oranda yok edilir. Kalan 61 kişilik grup perişan bir halde Trabzon’a dönüp vapura binmeyi başarmışlardır. Bkz. Selçuk, a.g.e., s. 100-102.

440

Selçuk, a.g.e., s. 92 ; Odabaşıoğlu, Trabzon 1869-1933 Yılları Yaşantısı, s. 92.

441

isteyen emrini 14 Şubat tarihinde iletmiştir.442

Harekâtın sonucunda sırasıyla 14 Şubat’ta Görele ve Eynesil, 15 Şubat’ta Vakfıkebir ve 18 Şubat’ta Akçaabat’ı geri alan 37. Tümen, Beşirli’de karargâh kurmuştur. Türk ordusu Rusların bir an önce şehri boşaltmasını istemiştir. Rusların şehirden ayrılması için 15 günlük bir süre tanınmıştır.443

Ruslar geri çekilme işlemini uzatınca Yakup Şevki Paşa Trabzon’da oluşacak asayişsizliğin önüne geçmek ve Ermenilerin bölgede yaptıkları zulümün durdurmak için III. Ordu’ya telgraf göndermiştir.444

Rusların şehirden tamamen çekilmesiyle Türk ordusu, 24 Şubat 1918’de olaysız bir şekilde şehre girdi ve Trabzon yaklaşık iki yıl süren Rus işgalinden kurtarıldı.445

Türk ordusu şehre girmeden evvel Türk milis ve çeteler ordu birliklerinden önce şehre inerek mahalle içi, köprübaşları ve yolların kavuşum yerlerinde peyda olmuşlardır. Bunların arasında baştan aşağı silahlı üç kadın çetesi de mevcuttu.446

Ruslar yurdu terk etmeden önce bir merasim alayı düzenleyerek Türk ordusunu karşılamıştır. Rus piyade ve süvari birliği bandosu ile Kavak Meydanı’nda şehre giriş yerinde Türk askerini karşılamak üzere kendilerinin açmış oldukları şimdiki Maraş Caddesi ve Kale Kapısı yolu ile o istikamete doğru yürüyüşe geçerek merasim yerine varmışlardır. Aynı saatlerde Orta Hisar Müftülük binası önünde toplanan halk Kavak Meydanı’na doğru ilerlemiştir.447

Ruslar karşılamanın ardından Trabzon’u terk etmişlerdir. Ruslar giderken götüremedikleri malzemeleri bırakmışlardır. Rusların inşa ettiği mendirek ve deniz kenarları enkazlarla doludur. Özellikle mendirek milyonlar değerinde malzeme ile doludur. Amerikalı bir firma bu malzemelere iki milyon sterlin verse de satılmayıp elde kalmıştır.448

Bu enkazın en güzel tasvirini Ruşen Eşref Ünaydın yapmıştır:

Mendirek rıhtımında gördüğüm gayet külliyetli askeri metrukât sahillere atılmıştı. Tebligat-ı resmiyelerin;”Gayr-ı kabil ta’dat ganaim ahz edilmiştir.- kaydındaki mana ne demektir, onu burada anladım. Bütün o tekerlekler Amerikan usulü lokomobiller, Japonların gönderdiği bücür

sarı toplar, fıçılar filan hiç saymakla tükenir şey değil, koyun postunun tüyleri gibi bir şey…449

Rus işgali esnasında Trabzon’a gelip yerleşen Rumlar şehrin Türklerin eline geçmesinin ardından Batum’a geçmek istemişlerdir. Bu civarda Rum nüfusu yığılması çok olduğundan Rum göçmenlerin Batum’a geçmeleri yasaklanmış fakat Rusya’ya göçleri serbest bırakılmıştır.450

442

Selma Yel, Yakup Şevki Paşa ve Askeri Faaliyetleri, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 2002, s. 38-40.

443 Mesut Çapa, “Trabzon’da Rus İşgali ve Sonuçları”, Türk Kültürü, (433), 1999, s. 272-273 ; Selçuk, a.g.e., s. 95-96.

444 Alşan, a.g.e., s. 181. 445 Selçuk, a.g.e., s. 103. 446 Selçuk, a.g.e., s. 102. 447

Odabaşıoğlu, Trabzon 1869-1933 Yılları Yaşantısı, s. 93.

448

Bal, Trabzon Hatıraları, s. 210-211.

449

Ünaydın, “Ruşen Eşref’in Kaleminden İşgal Sonrası Trabzon”, s. 233.

450

Şehrin yıkım ve tahribattan kurtulan binası çok azdır. Kurtulan binaların çoğunluğu Rumlara ait binalardır.451

Bizans ve Osmanlı surlarının içi büyük oranda tahrip edilmiş, bu harabeler içinde denize paralel olacak şekilde iki yeni yol açılmıştır. Deniz kenarında bir de mendirek yapılmıştır. Sokaklar, evler, türbeler, camiler vahim bir vaziyettedir. Özellikle camiler ahır olarak kullanılmış, işlemeler tahrip edilmiş, duvarlara yazılar yazılmış, utanç verici resimler çizilmiş, değerli eşyalar götürülmüştür. Şehirde bulunan Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun’un mezarı da kazılarak yağmalanmıştır.452

Ruslar giderken peşlerine taşıyamayıp bıraktıkları mühimmat, alet, arabaları kullanılamayacak hale getirmiş, yol yapımında kullanılan dev araçları devirmiş, sokakları kullanılamaz hale getirmişlerdir.453

Türk askeri Trabzon’a geldikten kısa süre sonra sivil idare vali vekili Vehap Bey tarafından kurulmuştur. Hacı Ahmet Barutçu da belediye başkanlığına getirilmiştir. On beş gün sonra asıl vali olarak Süleyman Necmi’nin ve emniyet müdürü Refik Koraltan’ın Ordu’dan Trabzon’a gelmeleriyle gerçek hükümet kurulmuştur.454

Merkezi İstanbul olan Muhacirin Müdiriyyet-i Umumisi savaş sebebiyle yerlerinden yurtlarından olan halkın ihtiyaç ve yerleştirilmeleri işiyle uğraşmış ve bu amaçla çeşitli illerde kendisine bağlı birer Muhacirler Müdürlüğü kurmuştur. Osmanlı Devleti muhacirler ile ilgili tüm iş ve işlemleri bu kuruluş vasıtasıyla yürütmüştür. Yurdun işgali ardından bu kuruluşun yayınladığı bir talimatname ile şehirlerdeki yerli halkın iç taraflara göç işlemi uygun görülmüş ve bu amaçla kurulan komisyon Trabzon muhacirlerinin tamamen sevki için karar almıştır.455

Dönüş için Muhacirin Müdiriyyet-i Umumisi’ne başvuran muhacirlerin Trabzon’a göçü Trabzon’un işgal sonrası yaşanabilir durumdan uzak olması, halkın geçimini temin edebilecek düzeyden şimdilik yoksun bulunması ve yolların harap durumu gibi sebeplerle bir müddet ertelenerek yerel yönetimin yükü azaltılmaya çalışılmıştır.456

Buna rağmen muhacirler ekim mevsimi geçmeden bir an önce Trabzon’a varabilmek için izin beklemeden kendi imkânlarıyla yola çıkmış, dolu bıraktıkları ambarlarını, döşeli evlerini, temiz sokaklarını yerli yerinde bulacakları ümidiyle yollara dökülmüşlerdir.457

Muhacirlerin Trabzon’a sistemsiz ve tedbirsiz bir şekilde dönüşüyle iaşe ve tohumluk zahire ihtiyacı hızla artmıştır.

451 Ahmet Refik, a.g.e, s. 24.

452

Bal, Trabzon Hatıraları, s. 240-242.

453 Usta, “Tanıkların Kaleminden Rus İşgalinden Sonra Trabzon’un Durumu” s. 167.

454

Tuğaç, “İşgal Sonrası Trabzon’a Gelen Azerbaycan Heyeti”, s. 213-214.

455

Volkan Aksoy, “Kurtuluş Sonrası Trabzon Muhacirlerine Yapılan Yardımlar ve Bölgenin İçinde Bulunduğu Durum”,

Karadeniz İncelemeleri Dergisi, Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılında Trabzon Vilayeti’nde Rus İşgali ve Muhacirlik

Özel Sayı, Serander Yayınları, Trabzon, 2014, s. 116.

456

BOA. DH. ŞFR. 96/ 278.

457

Lermioğlu, a.g.e., s. 326, Aksoy, “Kurtuluş Sonrası Trabzon Muhacirlerine Yapılan Yardımlar ve Bölgenin

Şehrin kurtuluşu ardından dönenler sadece Müslümanlar değil Gayrimüslimler de olmuştur. Gayrimüslimlerin kara ve deniz yoluyla geri dönüşlerinin finansmanını Osmanlı Devleti sağlamıştır. Dönen Gayrimüslim halka Trabzon’da bıraktıkları mal varlıkları geri iade edilmiştir.458

Karadeniz’e yönelik Rum ve Ermeni göçleri, sadece sevk ve iskân sebebiyle gidenlerin dönmesi veya Bolşevik tehdidi sebebiyle kaçanların Anadolu’ya gelmesi şeklinde değil aynı zamanda Kızılhaç görevlisi adı altında Karadeniz’e sokulan Rum ve Ermeniler yoluyla da olmuştur.459

Tarım hayatının yeniden canlanabilmesi için devlet, memleketlerine dönen muhacirlere tohumluk zahire, mısır, tarım alet ve gereçleri dağıtmaya çalışılmıştır.460

Ayrıca III. Ordu birlikleri tarafından toplanan hayvanların, sahiplerine ve maddi açıdan ihtiyaç sahibi olan ailelere dağıtılması için Harbiye ve Dâhiliye Nezaretleri görevlendirilmiştir.461

Yapılan bu çalışmalara rağmen muhacirlerin, başta Trabzon olmak üzere, giderken bıraktıklarının işgalin yıkıcılığından nasibini almış olması Trabzon’un toparlanmasını geciktirmiştir. Öyle ki Trabzon’da 1918 yılının Temmuz ayında buğday ekmeğinin kıyyesi 80 kuruş, mısır ekmeğinin kıyyesi 40 kuruşa yükselmiştir.462

Tasvir-i Efkâr gazetesinin 4 Kânûn-ı Sânî 1335 (Miladi 4 Ocak 1919) tarihli sayısında, Trabzon Vilayetine ait göçle ilgili dökümde Trabzon’un 1.100.624 nüfusa sahip olduğu, bu nüfustan 304.142 kişinin muhacir olarak yerini yurdunu terk ettiği ve bu göçen nüfustan 224.143 kişinin hayatını kaybettiği bilgisi verilmiştir.463

Buna rağmen ümitsizliğe düşmeden çalışan Trabzon halkı, imar yönünden şehri yaşanılır bir yer haline getirmeye çalışırken idarî yapısını ve sosyal hayatını da yeniden oluşturmanın mücadelesini vermiştir. Muhacirlerin yurda dönmesiyle kent nüfusu artmış, yokluk, hastalık, açlık ve barınma sorunları daha fazla gün yüzüne çıkmıştır. Hükümet ve belediyenin gayretleri bile bu sıkıntıyı hafifletememiştir. Su, yemek ve barınma sıkıntısı kısa zamanda büyük salgın hastalıkların yaygınlaşmasına yol açmıştır. Hilal-i Ahmer Cemiyeti ve Bakü Cemiyeti Hayriye’si “Kardeş Kömeği” adıyla Müslüman ahaliye maddi-manevi yardımlarda bulunmuştur. Savaş sırasında Trabzon’u terk eden halk, savaşın bitmesi, Rus işgalinin sona ermesi, Rum çetelerinin etkisinin azalmasıyla geri dönmeye başlamıştır. İstanbul’da ve İstanbul’a yakın yerlerde sığınmış olan Karadeniz muhacirleri İstanbul’daki muhacirler müdürlüğü tarafından parasız olarak vapurlara doldurulmuş, her nüfusa günlük bir kilo buğday ekmeği verilerek memleketlerine gönderilmişlerdir.464

İstanbul’dan dönen Trabzon mültecileri vapurlarla

458

Atnur, “Trabzon’da Tehcir ve Sonrası Azınlıklara Dair Çeşitli Problemler”, s. 524.

459

Okur, a.g.e., s. 902.

460

BOA. DH. İUM. 20/12.

461

Volkan Aksoy, “Birinci Dünya Savaşı Sonunda Hükûmetin Trabzon Muhacirlerine Yaptığı Yardımlar”, Karadeniz

Tarihi Sempozyumu, (25-26 Mayıs 2005), 2, Karadeniz Teknik Üniversitesi Yayınları, Trabzon, 2007, s. 849.

462

Aksoy, “Kurtuluş Sonrası Trabzon Muhacirlerine Yapılan Yardımlar ve Bölgenin İçinde Bulunduğu Durum”, s. 119.

463

Kaya, “I. Dünya Savaşı’nda Trabzon Muhacirleri”, s. 539 ; Eyüp Şahin, “Trabzon Vilayetinin Sosyo-Ekonomik Yapılanmasının 1914 Yılı Özel İdare Bütçesindeki Yansımaları”, Karadeniz Araştırmaları, (10), Çorum, 2006, s. 75.

464

memleketlerine geri taşınmış ve yol masrafları devlet tarafından karşılanmıştır. Padişah V. Mehmet Reşat bu iş için 500.000 liralık tahsisat çıkarmıştır. Yine 18 Haziran 1918’de düşman işgaline uğrayan yerlerin halkına ait birçok vergi bir kararname çıkarılarak af edilmiştir. Muhacirler şehre dönünce şehir şenlense de ağır sorunlar baş göstermiştir. Trabzon mebusları tarafından 19 Mayıs 1918’de sadrazama gönderilen bir telgraf ile 600 ton tohumluk mısıra ihtiyaç duyulduğu yazılmış ve buna mukabil derhal 600 ton tohumluk mısır yola çıkarılmıştır.465

Tüm bu önlemlere rağmen mısır ve buğday ekmeklerinin fiyatı insanların alamayacakları seviyelere varmıştır. Trabzon’a daha önce gönderilen tohumluklara ek olarak 1919 yılı başlarında 15.000 kilo arpa ile 45.000 kilo buğday daha gönderilmiştir. Bunların dışında hükümet, Trabzon‘un iaşesinin sağlanması için 160.000 lira tahsisat göndermiştir.466

Eksik olan sadece tohumluk değil aynı zamanda istila sonucu tahrip olan, yakılıp yıkılan tarım aletleri, çift hayvanlarıdır. Trabzon’un eski neşeli, zengin günlerine geri dönebilmeleri için yapılması gereken öncelikli işlerden biri ziraatı canlandırmaktır. Savaş sürecinde iyice azalan hayvan sayısını zamanla dengelemek amacıyla Trabzon da dâhil doğu vilayetlerinden hayvan ihracatı yasaklanmıştır.467

10 Mayıs 1919’da Trabzon şehrinin sorunlarını tespit amacıyla Müslim ve Gayrimüslimlerden oluşan bir heyet toplanır. Bu heyet şehrin yeniden imarı, eğitim işinin düzenlenmesi sağlık sorunları, şehrin aydınlatılması, ticaretin geliştirilmesi konularında kararlar almıştır.468

Temmuz 1919’da Trabzon’a gelen Kızılay Heyeti tam bir sefalet manzarasıyla karşılaşır. Muhacirlikten yeni dönen halk hastalıkların pençesinde kıvranırken sağlık hizmetleri oldukça yetersizdir. Gayrimüslimler ise Yunan Kızıl Haç’ının açtığı 80 yataklı hastanede ücretsiz olarak tedavi edilmektedir. Amerikalıların Trabzon’da açtığı aşhane günde 3500 kadar Rum ve Ermeni kökenli Osmanlı vatandaşına yemek dağıtılmaktadır. Muhacirin İdaresi ise kadın, çocuk beş yüz kadar insanı dört tarafı açık bir çatı altında tutup, nüfus başına 200 gram mısır ekmeği dağıtmaktadır.469

Trabzon’a gelen Kızılay Heyeti yayınladığı ikinci raporda Muhacirin İdaresi’nin Fukara Yurdu hakkında da bilgi vermektedir. Buradaki insanlar aç, çıplak ve günlük bir parça mısır

465 Aksoy, “Kurtuluş Sonrası Trabzon Muhacirlerine Yapılan Yardımlar ve Bölgenin İçinde Bulunduğu Durum”,

s. 120.

466 Beyoğlu, “Birinci Dünya Savaşı’nda Trabzon (1914- 1919)”, s. 51.

467

Aksoy, “Kurtuluş Sonrası Trabzon Muhacirlerine Yapılan Yardımlar ve Bölgenin İçinde Bulunduğu Durum”, s. 128, 131.

468

Aksoy, “Kurtuluş Sonrası Trabzon Muhacirlerine Yapılan Yardımlar ve Bölgenin İçinde Bulunduğu Durum”, , s. 122.

469

Mesut Çapa, “Birinci Dünya Savaşı Sonrasında Kızılay Heyeti’nin Trabzon Vilayetindeki Çalışma ve Gözlemleri”,

Doğu Karadeniz’de Rus İşgali ve Muhacirlik, Veysel Usta (Ed.), Serander Yayınları, Trabzon, 2016, (263-278), s.

ekmeğiyle doymak zorunda kalan gariban insanlardır. Sokaklar da buradan farksız durumdadır ki Kızılay Heyeti sokakta en büyüğü sekiz yaşında üç çocuğu sefil vaziyette görünce öğrenirler ki anne babası ölen Yomra kazasının Harva karyesinden inen bu çocuklar dilenerek yaşamlarını bir başlarına idame ettirmeye çalışmaktadırlar.470

Kızılay “İmdad-ı Sıhhi Reisi” Doktor Nihat Sezai Bey, 15 Ekim 1919 tarihli raporunda Kızılay Heyeti’nin üç aylık faaliyeti neticesinde 5313 Türk, 345 Rum, 3 Ermeni olmak üzere toplam 5666 hasta muayene edildiğine dair istatistikler vermektedir.471