• Sonuç bulunamadı

Sevk ve İskân Uygulamasından Dönen Gayrimüslimler

Sevk ve iskâna tabi tutulan Gayrimüslimlerin geride bıraktıkları taşınır ve taşınmaz mallar Emval-i Metruke Komisyonu tarafından korunmuştur. Kişilerin taşınmaz malları kayıt edilmiş, bozulabilecek şeker, buğday, zeytin gibi maddeler satılmıştır.265

Nakit para, mücevherat ve altın da Mal Sandıklarında güvenlik altına alınmıştır.266

Fakat boşaltılan Gayrimüslimlerin evlerine sahibi geldiğinde geri verilmek üzere, devletin savaş bölgelerinden göç edip Anadolu’ya gelen Müslüman ahalinin, devlet memurları ve askerlerin yerleştirilmesi devlet tarafından uygun görülmüştür. Hükümet boşalan fabrika, mağaza ve imalathanelerin işlevsiz kalmaması için buraların ucuz fiyatlarla Müslüman şirketlere kiraya verilmesini uygun görmüştür.267

Buna rağmen Aşair ve Muhacirin Müdüriyeti, vilayet ve mutasarrıflıklara gönderdiği telgraflarda Rum ve Ermenilere ait emval-i metrukenin tahliye edilerek dönecek muhacirlere iadesini, boş olanların da korunmasını istemiştir.268

Bazı uygulamalarda ise bu komisyonda biriken mal ve paraların günümüzde şehit edilen kişinin ailesine ödenen maaş benzeri bir uygulama ile kan bedeli olarak dağıtıldığı gözlemlenmiştir. Örneğin 30 Kasım 1915’de Ermeniler tarafından şehit edilen Trabzon Mekteb-i Sultani coğrafya muallimi ve sermuidi Remzi Efendi’nin ailesine emval-i metrukeden uygun bir hane ve Tahsisat-ı Mesture’den toptan elli lira para verilmesi kararlaştırılmıştır.269 Trabzon şehri idarecileri Gayrimüslimlere ait menkul ve gayrimenkulleri korumaya çalışsalar da 1916’da gelen Rus işgali Müslümanları da can derdine düşürmüş ve bu sefer Müslümanlar şehirden göç etmişlerdir. Rusların Trabzon’un hâkimiyetini ele geçirmesi Sevk ve İskân Kanunu ile göç eden Gayrimüslimlerin Trabzon’a geri dönmesini sağlamıştır.

Trabzon’un 1916’da işgali ardından Rusların çıkardığı askeri bir gazetede Trabzon’da o dönem Ermeni nüfusu 165 olarak verilip bu nüfus içerisinde erkeklerin kadınlardan 5,5 kat fazla olduğuna değinilmiştir.270

Erkek nüfusunun fazlalığı gelenlerin niyetinin burada sakince yaşamaktan ziyade yerli Müslüman halka zarar vermek olduğunu düşündürmektedir.

Rus işgali döneminde Trabzon’daki Rus askeri yetkililerinden Parsadanov, dışarıdan gelen bir grup Ermeni’nin ellerindeki belgeyle o dönem Rus askerlerinin yerleştirilmiş olduğu binanın varisleri olduklarını iddia ettiklerinden bahseder. Binanın bahçesinde kazı yapmak istediklerini söyleyen Ermeniler, aldıkları izin sonrasında bahçede yaklaşık 35. 000 ruble değerinde olan bardak ve bakır bir leğen bulmuşlardır. Rus işgali döneminin bir diğer askeri yetkilisi S.P. Mintslov Rus 265 BOA, DH.HMŞ, 12/67. 266 BOA, DH. HMŞ, 12/68. 267 BOA, DH .ŞFR, 64/39. 268 Tüfekçi, a.g.e., s. 77. 269 BOA, DH .ŞFR, 58/173. 270

Uzun, İşgal Yıllarında (1916-1917) Trabzon’da Rus Askeri Gazetesi Voenniy Listok ( Makaleler Toplusu), s. 60-62.

işgaline güvenerek Trabzon’a geri dönen bir gurup Ermeni’nin talan hareketine başladığı ve burada kalan sivil Türklerden intikam almaya çalıştıklarından bahsetmektedir.271

Rus işgali ardından şehre dönen Leon Sürmelian isimli bir Ermeni Osmanlı vatandaşı şehirde Ermenilerin yok denecek kadar az kaldığını, bir kısmının saklanmayı başarıp Ruslar geldiğinde açığa çıkarak tekrar eski işine gücüne döndüklerine değinmektedir.272

Ermenilerin sevk ve iskânının ardından şehirde onlara ait birçok emlak kalmıştır. Birçok ev ve içerisinde mal olan 198 dükkân bu Emlaklar arasındadır. Bu tür Emlaklar adet olduğu üzere hazineye devredilmiş olmasına rağmen Rus General Lyahov bunları Ermeni Komitesi’ne vermiştir. Komite üyeleri bu Emlaklarda talan yapıp kendi ülkelerine götürüp şahsi amaçla kullanmaya başlayınca Ruslar, komitenin kapatılmasına ve tüm malların oldukları yerlerde mühürlenmesine karar vermiştir.273

Şehirde eşkıyalık faaliyetinde bulunan Ermeniler, Rus işgali döneminde yakalanmış fakat onlar ısrarla bu yağma ve talanların kendi hakları olduğundan bahsetmişlerdir. Pek çok insanı katleden çeteci Ermenilerin sadece Türklere değil Rumlara da aynı şekilde davranmaları274

onların davasının Türklerden intikam almaktan ziyade kargaşayı fırsata çevirmek olduğunu göstermektedir. Ruslar Bolşevik İhtilali sebebiyle Trabzon’dan çekilme kararı alınca Trabzon’da bir kargaşa dönemi yaşanır. Müslümanlar için son derece zor geçecek olan bu dönemde Azerbaycan’dan Trabzon’a gelen Cemiyet-i İslamiye Heyeti’nin asıl amacı Ermeni faaliyetlerine karşı Türkleri gizlice uyarmaktır. Tiflis’ten Gence’ye sızan haberler arasında Ermenilerin Rusların çekilişi ardından büyük bir katliama girişecekleri, bu katliamlar vasıtasıyla Türk nüfusunun yok edilip ileride kurmayı düşündükleri Ermenistan için zemin hazırlamayı planladıkları vardır.275

Rusların çekilmesi ve Türk ordusunun Trabzon’a yeniden hakim olması ardından Sevk ve İskâna maruz kalmış Ermenilerin yurtlarına dönmelerine Osmanlı Devleti tarafından 10 Nisan 1918 tarihli Meclis-i Vükela toplantısında karar verilmiştir. Ermeni muhacirleri ile başka milletlerden olan muhacirlerin yeniden iskân ve iaşeleri için seferberlik tahsisatından altmış milyon kuruş tahsis edilmiştir. Alınan tedbirler neticesinde özellikle 1918 Ekim ayı sonlarında başlayan süreçte Ermeni muhacirler evlerine dönmeye başlamışlardır.276

271

Uzun, Rus İşgal Komutanı S. P. Mintslov’un Trabzon Günlüğü, s. 26, 51.

272

Leon Z. Surmelian, Soruyorum Size Hanımlar Beyler, Aras Yayıncılık, Ankara, 2013, s. 171-172.

273

Uzun, Rus İşgal Komutanı S. P. Mintslov’un Trabzon Günlüğü, s. 62-63.

274

Uzun, Rus İşgal Komutanı S. P. Mintslov’un Trabzon Günlüğü, s. 64.

275

Hüsamettin Tuğaç, “İşgal Sonrası Trabzon’a Gelen Azerbaycan Heyeti”, Hatıralarda Trabzon’un Yakın Tarihi

(1860-1950), Mehmet Akif Bal (Haz.), Abp Yayınevi, Trabzon, 2004, s.206-207.

276

9 Kasım 1918’de Dâhiliye Nezareti’nden çıkan bir emirde sevk edilen Ermeni ve Rumlara ait okullar ve bunların ruhsatlı binaları, rahiplerin ikametgâhları ve rahiplere ait emlak ve kiralık yerlerin tahliye edilip sahiplerine verilmesi istenmiştir.277

28 Kasım itibariyle Muhacirin Müdüriyeti vasıtasıyla devlet desteğiyle iade edilenlerin miktarı 15.594 iken kendi imkânları ile dönenler ise resmi bir kayıt olmadığından 8000 kişi olarak tahmin edilmektedir.278

Sevk ve iskân konusunda devletin bütün organları gereken kolaylıkları sağlamış yetişemediği durumlarda da Hilal-i Ahmer yerel idareleri ile bazı siyasi cemiyetler elden geldikçe destek çıkmışlardır.279

Geri dönen sadece Ermeniler değildir. Göç eden Rumların bir kısmı da geri gelir. 27 Nisan 1919’da Trabzon’a gelecek Rum göçmenleri yerleştirmek üzere görevli heyeti taşıyan bir Yunan torpidosu gelir. Daha sonra 400 kişilik Rum göçmenlerini taşıyan Rum vapuru gelir. Vaktiyle Trabzon’dan Sohum’a giden bu Rumların geri geliş sebebi Bolşeviklerdir. Rusya’da can güvenliklerinin kalmadığını iddia eden bu kişiler Trabzon’a yerleştirilir.280

Amerikan McLanahan yük gemisinin komutanı Deniz Binbaşı R. B. Coffey 13 Temmuz 1919 tarihinde Batum Limanı’nda kaleme aldığı raporunda Trabzon ile ilgili şu tespitlerine yer vermektedir:

“…Kontrol İngilizlerdedir. Buna karşın Trabzon’da İngiliz askeri yoktur. Yüzbaşı Crawford, siyasi danışman kapasitesinde Türklere, Rumlara ve Ermenilere tavsiyelerde bulunmaktadır. Crawford bu milletler arasında sorun çıkacağını söyleyerek böyle bir durumda askeri olarak müdahalede bulunabilecek gücü olmadığını belirtti. Yüzbaşı Crawford, Mondros Ateşkes şartları kapsamında Türklerin silahsızlandırılması işi ile de ilgilenmektedir. Toplanan silahlar General Denikin’e gönderilmektedir. Crewford bölgeyi işgal planları çerçevesinde Bağlaşık işgal güçleri

tarafından kullanılmak üzeri askeri ve topoğrafya bilgilerini derleme işiyle de uğraşmaktadır.”281

Hükümet, 31 Aralık 1918’de Ermeni ve Rumların memleketlerine sevklerinde emlak ve arazilerinin kendilerine teslim ve iadesinde karşılaşılan sorunları çözmek için bir kısmı daha önce duyurulmuş olan tedbirleri ilan etmiştir. Bu tedbirler: “sadece arzu edenlerin memleketlerine geri

gönderilmesi, yollarda her türlü iaşe, nakliye ve iskân işlemleri temin edildikten sonra sevk işlemlerine başlanılması, Rum ve Ermenilerin ev ve arazilerinin mülteci ve muhacirlerin açıkta

kalmaması sağlanarak iade edilmesi” şeklindedir.282

Rum ve Ermeni muhacirlerin iskânına başlanıldığı andan itibaren bir kısım menkul ve gayrimenkulleri iade edilmeye başlanmıştır. Bu

277 BOA, DH .ŞFR., 93/108.

278

İbrahim Ethem Atnur, Türkiye‘de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi (1915-1923), Ebabil Yayıncılık, Ankara, 2005, s. 114-115, 123.

279

Ulu, a.g.e., s.46.

280

Mehmet Akif Bal, “Kazım Karabekir Trabzon’u Anlatıyor”, Trabzon Hatıraları, Bayrak Matbaası, İstanbul, 2009, s.278.

281

Öksüz ve Köse, a.g.e., s.108.

282

meyanda 1920 yılının ilk aylarına kadar hemen hemen bütün muhacirlerin evleri, bahçeleri ve tarlaları kanuni bir düzenlemeye gerek duyulmadan iade edilmiştir. Yalnız geriye kalan Maliye ve Evkaf Hazinesi namına kayıt olunup da ilk sahipleri uhdesine kayıtları yapılmamış taşınmaz mallardır. Bunlar da 8 Ocak 1920 tarihli kararname hükümleri gereğince iade edilmeye başlanmış, hukuki işlemler yürürlüğe konulmuştur.283

Üsteğmen Preston Amerikan Noma gemisi ile Batum’a geçmiş ve buradaki vaziyeti içeren bir rapor oluşturup Amiral Bristol’a sunmuştur. 6 Mayıs 1919 tarihini taşıyan bu belgede Trabzon’daki Gayrimüslimlerin vaziyetinden de bahsedilmektedir. Preston, Batum dönüşü Trabzon’a uğrayıp burada ACRNE (American Committee for Relief to Near East / Amerika Yakındoğu’ya Yardım Komitesi) görevlisi Stapleton ile görüşmüş ve görüşmeyi raporuna şu şekilde kaydetmiştir:

… Sahil boyunca çok sayıda şehirde, Trabzon ve Samsun da aralarında bulunmak üzere kısmen Yunanlılar [Rumlar], kısmen Ermeniler ve kısmen [Birinci Dünya] Savaşı süresince gerçekleşen katliamlar ve sürgünler dolayısıyla şu anda çoğunluğu oluşturan Türkler yaşamaktadır. Bununla birlikte Rumlar, bizim [Trabzon’a] varışımızdan önce eski Pontus Krallıklarını ilan etmek için kendi planlarına sahiptiler. Ancak çekimser kaldılar, çünkü planlanan hükümet darbesinden önceki gece soydaşlarından bir tanesi ayaklanma sırasında öldürüldü. Batum’da bulunan İngilizler bana, bu Rumların Yunanistan’daki asıl Yunanlılardan çok daha zayıf imkânlara sahip olmalarına rağmen çok daha büyük bir yeteneğe malik bulunduklarını, yukarıda bağımsızlık

isteyenlerde olduğu gibi en iyi Rum görevlilerin Karadeniz Sahili’nden çıktığını söylemişti.284

Bu durum Trabzon’da Sevk ve İskan Kanunu sonrasında Ermeni ve Rum nüfusunun halen ayaklanma çıkarıp, bağımsızlık isteyebilecek kesafette olduğunu göstermektedir.

15 Ekim 1919 tarihli raporda Kızılay’ın üç aylık faaliyetleri ile ilgili verilen istatistiki rakamlara göre muayene edilen hasta sayısı 5666 olup, bunlardan 5313’ü Türk, 345’i Rum ve 3’ü Ermeni kökenli olduğuna değinilmektedir.285

1920 yılı başlarında İtilaf devletlerinin, özellikle de İngiltere’nin, Trabzon üzerindeki baskısı iyice artmıştır. Batum’a yerleşmiş bulunan İngilizler deniz yoluyla sürekli Trabzon’a generaller gönderiyor, çeşitli bahanelerle bölgeye asker çıkarıyorlardı. Ayrıca Trabzon limanları İngiliz gemileri tarafından kontrol ediliyordu. Bu arada Rumca konuşabilen ve annesi Rum olan birçok küçük rütbeli İngiliz subayı Trabzon’da görevlendirilmişti. Hilmi Uran anılarında, general edasıyla etrafta dolaşan, herkese emir yağdıran bu subaylar aracılığıyla İngilizlerin Rum çeteleriyle ilişki kurduğunu ve onlara silah yardımında bulunduğunu söylemektedir. Böylece yıllardır Yunanistan ve Amerika tarafından desteklenen Rum çeteleri, İngilizlerin de desteğini alarak büyük ayaklanmalar çıkarmaya başlamışlardır.286

283

Atnur, “Trabzon’da Tehcir ve Sonrası Azınlıklara Dair Çeşitli Problemler”, s. 45-48.; Tüfekçi, a.g.e., s. 83-84.

284

Öksüz ve Köse, a.g.e., s.31-32.

285

Çapa ve Çiçek, a.g.e., s. 148.

286

1921 yılı Ekim ayında Trabzon’dan İstanbul’a dönen NER (Near East Relief / Yakıdoğuya Yardım) görevlisi Bayan K. H.Gillespie’nin notlarında dağların yükseklerinde bulunan zengin bir köy hakkında bilgi vermektedir. Yerel Rum Piskoposu bahsi geçen köyden propaganda amacıyla kullanabileceği katkılar almaktaydı. Piskopos bu katkıları almaya devam ederken Türkler bir baskınla köyü ele geçirmişlerdir. Günlüklerde, Trabzon’daki piskoposun propaganda amaçlı malzeme topladığı köyün ismi hakkında bilgi verilmese de yüksek dağların üstünde olduğu bilinen bu zengin köy, Rum çetelerine de sığınaklık yapan, Trabzon’un Arsin İlçesi’nin güneydoğusunda bulunan Santa Köyü olmalıdır.287

Amiral Bristol’un Kafkaslara gerçekleştirmiş olduğu seyahatin ardından yazdığı inceleme raporunun Karadeniz sahilleri ile ilgili kısmı şu şekildedir:

…Trabzon’da Rumların eylemleri dolayısıyla önemli oranda tahrik ve endişe vardır. Bir Yunan torpido/muhrip gemisi sahil boyunda bulunan büyük şehirleri ziyaret ederek Rum nüfus ve özellikle piskoposlar tarafından aşırı gösterişli bir şekilde karşılanmış ve kabul edilmiştir. Bu hareketlerin temel nedeni kasıtlı olarak Türk nüfusu tahrik etme amaçlıydı ve bunda da başarılı olmuşlardı. Bu bilinen bir Yunan metoduydu. Bu söylediklerime ek olarak bir miktar Rum’un Rusya’dan Trabzon’a geldiğini belirtmeliyim. Sadece 1.300 kişinin Samsun’a çıktığı bilinmektedir. Kanaatimce, Samsun ve yakın çevresindeki eşkıyalık hareketleri Rumların bu eylemleri sonucunda ortaya çıkmıştır. Şu anda Novorossisk’te 10.000 (Rum) Trabzon’a geri gitmek için hazır beklemektedir. Fakat İngiliz idarecileri bunların geri gönderilmesini kabul etmemişlerdir. Bu çok akıllı bir karardır. Benim Trabzon’a yaptığım ziyaret Türk hükümeti tarafından her tarafa duyuruldu ve Türk nüfus tarafından dikkate değer bir şekilde kabul edildim. Buradaki ve Türkiye’nin yerlerindeki kanıtlar, Türk halkının Amerika’ya karşı çok dostane bir hissiyat taşıdığını ve ümitlerini Amerika’nın Paris Barış Konferansı’nın nihai kararında etkisini

kullanmasına bağladığını göstermektedir.288

1918-1922 yılları salgın hastalıkların en çok olduğu yıllardır. Bu yıllarda Yunan Kızılhaç’ı Trabzon merkezinde 80 yataklı bir hastane açmış ve Hıristiyanları bedava tedavi etmiştir. Yine aynı heyetin idaresinde poliklinikler vardır. Hıristiyan hastalar burada muayene edilmiş ve onlara ilaçları bedava verilmiştir. Amerikalıların açtığı yemekhanelerde günde yaklaşık 3.500 kadar Rum ve Ermeni’ye yemek dağıtılmıştır.289

Bu tarihler Rus işgali sonrası tarihlerdir ki onca katliam, şiddet olayı sonrasında dahi Ermeni ve Rumlar bolca zarar verdikleri Müslüman camia arasında rahatça yaşayabilmişlerdir.

Sevk ve iskân sonrası şehirde Gayrimüslim varlığına bir kanıt da 1927 yılına aittir. Bu tarihte Trabzon İl Halk Kütüphanesi’nin kuruluş çalışmaları başlamıştır. Trabzon İl Halk Kütüphanesi,

287 Öksüz ve Köse, a.g.e., s. 34. 288 Öksüz ve Köse, a.g.e., s. 102. 289

Necmiati Spor Kulübü tarafından, Ermeni Tahtacıyan Mihran’ın eşi, Eliza’dan 1000 altına alınarak, kulüp olarak kullanılan binada, 1 Ekim 1927’de hizmete girmiştir.290

Birinci Dünya Savaşı, Milli Mücadele Dönemi ve nüfus mübadelesi, Trabzon’un nüfusunun etnik yapısını etkileyerek Cumhuriyet Dönemi’nde eskiye nispeten daha homojen bir yapı kazanmasını sağlamıştır. 1916 yılında Rusların Trabzon’u işgali sosyo-ekonomik yapıyı ve işgal sırasında halkın buradan göç etmek zorunda kalması ilin demografik yapısını da olumsuz yönde etkilemiştir.291

1914 nüfus istatistiklerine göre 1.122.947 nüfusa sahip olan Trabzon vilayetinde 921.128 Müslüman’a karşılık, 161.574 Rum, 37.549 Ermeni, 8 Yahudi, 1.350 Ermeni Katolik ve 1.338 Protestan bulunmaktaydı.292

Bölgede siyasi çıkarları olan devletlerin kendi lehlerine nüfuslarını arttırmak için bölgeye nüfus aktarmaya başladıkları bilinmektedir.293

Trabzon’da nüfus yapısının homojen bir nitelik kazanmasında etkili olan başka bir faktör de nüfus mübadelesidir. Mübadele kapsamında yaşanan göçler sonucunda Trabzon, Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarında dini ve etnik olarak homojen bir nüfus yapısına kavuşmuştur.

290

Said Bilal Çakıroğlu, Tarihi, Ekonomik, Sosyal Yönleriyle Trabzon, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği

Matbaası, Ankara, 1964., s. 116.

291

Kamil Erdeha, Milli Mücadelede Vilayetler ve Valiler, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1975, s. 175.

292

Karpat, a.g.e., s. 396.

293

Selçuk Ural, “Atatürk Dönemi Trabzon’da Sosyal ve Ekonomik Gelişmelerden Bazı Kesitler”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, (41), 2009, s. 307.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. RUS İŞGALİ VE MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE TRABZON

Birinci Dünya Savaşı devam ederken İtilaf Devletleri grubunda savaşan Ruslar Osmanlı Devleti’nin savaşa karşı grupta katılmasından istifade ile Osmanlı topraklarını işgal hareketine girişirler. Bu işgal girişiminden Trabzon şehri de nasibini alır ve şehir 1916-1918 yılları arasında Ruslar tarafından işgal edilir. Rusya’da ortaya çıkan Bolşevik İhtilali ardından Rus işgali sona erer ve Trabzon’da tekrar Türk egemenliği sağlanır. Bu tarihten sonra bir ölüm kalım mücadelesine girişen Anadolu topraklarında Milli Mücadele süreci başlar.