• Sonuç bulunamadı

20. yüzyıl Cumhuriyet Dönmi) Tezhip Sanatı

4.5.2. Tezhibin Kullanıldığı Alanlar

Eski Yazma Kitaplarda zahriyeler, hatimeler, kitapların ilk sayfaları, Kur’an’larda sure başları, değerli yazmaların kenarları süslenirdi. (Öztürk, 1998, 73)

Tezhibin kullanıldığı alanları alt başlıklar halinde inceleyebiliriz.

4.5.2.1. Kitaplar

Zahriye Sayfası: Yazma eseri koruyan cilt kapaklarını cilde bağlayan ilk

sayfalar, Arapça “ Zahr” kelimesinden gelen, zahriye tanımlamasıyla bilinmektedir. Zahr; arka, sırt, kağıt v.s. arka tarafı olarak anlamlandırılır. Dolayısıyla cildin alt v üst kapaklarının hemen arkasında olan sayfalara zahriye denilmiştir. ( Develioğlu, 2000, 1165)

16. yüzyıla kadar serlevhadan önce gelen bir ya da birden fazla sayfaya dikdörtgen, mekik şeklinde, çokgen ve daire formunda tam sayfa tezhibi yapılmıştır. Bu bölüme zahriye adı verilmiştir. ( Duran, 1990, 18)

Kitabın baş sayfasında bulunan zahriyelerde Sultan’ın adı, ikinci sayfasında ise yazarının ve kitabın adı bulunmaktadır. ( Göktuna, 1990, 13)

Kitabın adı, yazarı ve sunulduğu şahsı belirten madalyonların, kitabın kime ait olduğunu gösteren “Temellük Kitabesi”nin bulunduğu Tezhipli veya boş bırakılan, ilk sayfalarıdır. (Taşkale, 1996, 51)

Serlevha Sayfası: Mushafların karşılıklı gelen ilk iki sayfasına Fatiha ve

Bakara sureleri yazılarak çevresine yoğun bir tezhip yapılmış ve Mushafların bu gösterişli sayfalarına serlevha adı verilmiştir. ( Duran, 1990, 18)

Kitapların ilk sayfaları başına yapılan ve başlık veya serlevha denilen süslemelerdir.

Serlevha sayfaları tek olabildikleri gibi, özellikle Kur’an’larda çift sayfa şeklindedirler. Serlevhalarda Tehip, metni içine alacak şekilde üstünde taç, mihrap ve düz şekilde de olabilir.

16. yüzyıldan sonra zahriye sayfaları önceki önemini yitirmiş, tezyinatta ağırlık serlevha sayfalarına verilmiştir. Serlevha sayfalarına “mihrabiye” veya “dibaçe” de denilmiştir. ( Aksu, 2000, 635)

Serlevha tezhibi, iki kısımdan meydana gelmektedir. Sure başı ve surenin yazılı bulunduğu metin kısmı ve bunu çevreleyen sadece tezhip süslemesinden oluşan kısımdır.

Yazı alanının formu dönemlere göre değiştiği görülür. Dikdörtgen ve kare şeklinde olanların da satır araları boş bırakıldığı gibi beyn-es sütur denilen satır arası tezhibi de yapılmıştır. Şemse formunda olanların ise yazı zemini tamamen tezhiplidir ve kâğıt rengi gözükmez, değişik pafta rengi kullanılarak yazı çevresi bu kısımdan ayrılmıştır. Çokgen şeklinde olanlarda ise merkezi desen ve şemse formundaki özellikler görülür. Çokgen ve şemse formlu olanlara İran Mushaflarında daha çok rastlanmaktadır. ( Duran, 1990, 18- 19)

Bu sayfalar zahriyeden hemen sonra gelir ve yoğun bir süsleme ile kitapların en gösterişli sayfası olmuştur.

Serberk (Sure Başı): Kur’an-ı Kerimlerdeki sure başlarına veya

Bu süslemelerin üzerine çoğu zaman altın üzerine beyaz boya ile surenin veya metnin adı yazılır.

Güller (Gülçeler): Yazma Kitap sayfalarının kenarlarında görülen ortası

boş, çevresi tezhipli yuvarlak formlu süslemelerdir.

Sayfa kenarlarında bulunan ve gül şekline benzerliği nedeniyle”Hizip Gülü”, “Vakıf Gülü”, “Cüz Gülü”, “Aşer Gülü” ve “Sure Gülü” diye adlandırılan rozet şeklinde, özellikle Kur’an’ların durulacak veya secde edilecek ayetleri hizasında bulunan süslemeler, bir sayfada bir tane olabildikleri gibi altı tane de olabilirler.

Durak (Nokta): Müzehhep çiçeklere verilen addır. Kur’an ve diğer yazma

eserlerde bir ayet ve cümlenin bittiğini gösteren nokta veya duraklarda tezhiplenmiş ve şekillerine göre çeşitli isimler almışlardır. Geometrik şekilde olanlarına “Mücevher Nokta”, altı köşeli olanlarına “Şeşhane Nokta”, beş yapraklı olanlarına “Penç” ya da “Pençberk” üç yapraklı olanlarına “Seberk” , iki helezonun iç içe geçmesiyle oluşan duraklara ise “ Helezon”, muntazam biçimde yaprak motiflerinden oluşan yuvarlaklara da “ yaprak nokta”, altın zemin üzerine yine altınla yapılan noktalara “ zerenderzer nokta” adı verilir.

Kur’an-ı Kerim’de ayetlerin başına veya sonuna konulmasından dolayı nokta denilmiştir. Diğer bir ismi ise “ vakfe”dir. Bir Kur’an-ı Kerim’de 6666 tane ayet bulunduğu için duraklar zengin örneklere sahiptir. Devirlere göre farklılık gösterirler ve gözü dinlendirmek amacı ile kullanılırlar. ( Aksu, 2000, 635)

Hatime Sayfası: Eserin hattatının ve yazılış tarihinin bulunduğu “Hatime”

ya da “Bitiş” sayfasıdır. Bu sayfadaki tezhip diğer sayfalara oranla daha hafiftir.

Koltuk-Köşelik: Kur’an-ı Kerimlerde kimi zaman Fatiha ve Bakara

Surelerinde metnin iki yanına koltuk denilen dikdörtgen veya kare biçiminde tezhipli bölme eklenir, bu kısımlara Koltuk ya da Köşelik adı verilir.

Surenin sol ve sağ tarafında, satırlardan kalan boş alanlara denir. Dikdörtgen veya kare formuna sahiptir. Her serlevha tezhibinde bulunmayabilir. Devirlere göre çeşitlilik gösterir. Bu kısımlara zencirek, kitabeli zencirek, değişik paftalanmış klasik tezhip ve Şukufe tarzında tezhip yapılmıştır. ( Duran, 1990, 19)

4.5.2.2. Yazı Levhaları, Kıt’a Ve Hilyeler

17. Yüzyıldan itibaren yaygınlaşan Levha, Kıt’a ve Hilyelerin de tezhibi ayrı bir özenle yapılmıştır.

18. Yüzyıldan buyana Levha yazmacılığı büyük ölçüde gelişmiş ve tezhip sanatının en çok kullanıldığı bir alan olmuştur. Levha şeklindeki yazıların etrafına, çoğu zaman açık veya koyu zemin üzerine sırf altınla Halkar tarzı uygulandığı gibi, silme tezhipte yapılmaktadır. (Taşkale, 1996, 52)

Halkarın hafif renkli olarak uygulanan tarzına “Şikaf” adı verilir. Motiflere siyah boya veya mürekkeple tahrir çekilen tarzına da “Tahrirli Halkar” denir.

Esasen Şarkta tezhip üstatları aynı zamanda ressam oldukları için kendi zevklerine göre bu Halkari Tezyinatın örneklerini çoğaltmışlardır. (Ünver, 1939, 3)

Hilye, süs, zinet anlamındadır. Hüsn-i Hat ve Tezhip sanatlarımızın en güzel örneklerini bunlarda da görüyoruz. İnançtan sevgiden üretilmiş olan bu tezhipli levha Hz. Muhammed’in (a.s.) maddi- manevi yüksek vasıflarını anlatan bir Hadisi içermektedir. (Özcan, 2002, 301)

Hilye-i Şerifler dört bölümden oluşmaktadır; Başmakam; besmele yazılı olan kısım. Göbek; asıl metnin yazılı olduğu alan.

Ayet Bölümü; El-enbiya suresinin 107. ayeti, El-kalem suresinin 4. ayeti, El-fetih suresinin 28-29. ayetleri bulunur. (Özcan, 2002, 301)

Etek; çoğunlukla göbekteki metnin devamıdır. Dua tarih ve ketebe bu son kısımda bulunur.

4.5.2.3. Murakkalar

Hattatların ayrı ayrı kağıtlara yazdığı ve bir araya getirilerek mecmua haline getirilen meşk ve hat yazılarına verilen addır.

Yazı albümleri (Murakkalar) “Koltuk” adı verilen çoğu zaman dikdörtgen ve kare şeklindeki bölümlerin en çok görüldüğü eserlerdir. Koltuklar satır veya satırların sağında ve solundaki boşluklardır. Bunların köşelerde olup, üçgen şeklinde olanlarına “Köşelik” adı verilir. Levha ve murakkalardaki satır araları genişse, altın veya nadiren renkle yapılan süslemeye “Beynesutur” adı verilir.

4.5.2.4. Nameler

Padişahlarının devlet erkânına vaktiyle sultanlara, şehzadelere, kadı efendilere yazdığı mektuplar ve muhtelif devletlere yazdıkları mektuplar ile ferman ve çeşitli yazışmaların tezhiplenip, süslemesi yapılmıştır.

4.5.2.5. Tuğralar

Osmanlı padişahlarının fermanlarında yer alan Tuğraların da Tezhiplendiği bulunan kaynaklarda görülmektedir. Tuğraların Tezhip tasarımı, beyze, hançere ve tığları da içine alarak sayfanın üst kısmına doğru uzayan üçgen bir biçim alır.

4.5.2.6. Cilt Kapakları

Cilt kapakları Tezhip Sanatının uygulandığı önemli bir alandır. 15. yüzyıldan sonra rastlanan cilt kapakları süslemeciliğinde deri üzerine, halkar ve naturalist çiçek buketi ve motiflerinin uygulandığı “Şukufe” tarzı en çok kullanılan süsleme tarzıdır. Cilt kapakları ahşap veya mukavvadan yapılmış kutu, sandık, yazı altlığı gibi eşyalar üzerine yapılan bu çeşit süslemelere daha sonra “lak” çekildiği için bu çeşit eserlere “Lake Eserler” adı verilir. (Taşkale, 1996, 53)