• Sonuç bulunamadı

Tescil Talebinin Reddine Karşı Kanun Yolları

2. YABANCI MAKAM TARAFINDAN VERİLEN BOŞANMA

2.5 TESCİL TALEBİNİN USÛLÜ

2.5.5 Başvuru Sonucunda Verilecek Kararlar

2.5.5.3 Tescil Talebinin Reddine Karşı Kanun Yolları

Yetkili idâri makamın tescil talebini reddetmesi durumunda tarafların hangi kanun yollarına başvurulabileceği hususu ayrıca önemlidir. Bu hususun üç çerçevede değerlendirilmesi yerinde olacaktır. Bunlardan ilki konunun NHK’nun 27/A madde- sinin üçüncü fıkrası kapsamında ele alınması, bir diğeri idâri yargı yolunun değer- lendirilmesi suretiyle ele alınması, bir diğeri ise nüfus davaları başlığını taşıyan NHK’nun 35.36. ve 40. maddeleri dikkate alınarak ele alınması.

İlk olarak NHK’nun 27/A maddesinin üçüncü fıkrasına ilişkin kanun koyucu- nun gayesi belirlenmelidir. Kanun koyucu bu hüküm ile sanki tarafların tescil talebi reddedildiğinde tek imkan olarak tanıma davasına başvurabileceğini öngörmektedir. Ancak kanun koyucunun amacı sadece tescil talebi reddedildiğinde kanun yolu ola- rak tanıma davasının açılabileceğini belirtmek değildir. Doktrinde kanun koyucunun amacının tanıma yolunun açık olduğunu ifade etmek olduğu belirtilmektedir.424 Do-

layısıyla tescil talebi reddedilen tarafların tanıma davası açma imkanı vardır. Ancak tarafların yabancı boşanma veya evliliğe son veren diğer kararların tescili reddedildi- ğinde tek yolu tanıma davası açmak değildir.

423 Tanrıbilir; Gelişmeler, s. 383. 424 Huysal; Tescil; s. 501-502.

126

Tanıma davası açma imkânı NHK’nun 27/A maddesinde açıkça düzenlenme- seydi de bu sonuca ulaşılabilir miydi? Kanaatimizce tanıma yolunun açık olduğunun belirtilmesi için açık bir hükme gerek yoktu. Zira MÖHUK 50-59. hükümleri arasın- da tanıma ve tenfiz şartları usûlü düzenlenmiştir. Tarafların tescil talebinin reddedil- mesi durumunda MÖHUK’da yer alan hükümlere göre dava açabileceklerine ilişkin kuşku yoktur. Tescil talebinin reddi ile tanıma için bir engel oluştuğu da söylenemez. Kaldı ki tarafların tanıma davası açma hakkı kanunda yer alan şartları taşıması koşu- luyla bertaraf edilemez. NHK’un 27/A üçüncü fıkrası kapsamında cevaplanması ge- reken bir soru da, idarece tescil talebine konu kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğu tespit edilirse tescil talebini reddedilirse taraflar hangi yargı yoluna başvuracaktır? Doktrinde yer alan bir görüşe göre Türk Aile Mahkemelerinde tanıma davası açabilabilir.425 Dolayısıyla bu görüşe göre, Aile mahkemesi hâkimi gerçekten

Türk kamu düzenine aykırılık olup olmadığını inceleyecek ve buna göre karar vere- cektir. Eğer tanıma davasına bakan hâkim tescil talebi reddedilen boşanma veya evli- liğe son veren diğer kararı Türk kamu düzenine aykırı bulmaz ise tesciline karar ve- recek, eğer kamu düzenine aykırı görürse de talebi reddedecektir. Doktrinde yer alan bir diğer görüşe göre ise tescil talebinin incelendiği makam idâri makamdır.426 İdari

makamın tescil talebini reddetmesi de idâri işlemdir. İdari işlem olan tescil talebinin reddi karşısında tarafların başvurabileceği yolun idâri yargı yolu olduğu ifade edil- miştir.427

Tescil talebinin reddine karşı başvurulacak kanun yolları başlığı altında ince- lenmesi gereken ikinci husus idâri yargı yolu meselesidir.428 İdari yargı yolu 2577 sayılı İdari Yargılama Usûlü Kanununda (IYUK)429 düzenlenmiştir. İYUK’un 12.

maddesinde idare mahkemesi aleyhine karşı açılabilecek davalar yer almaktadır. Bunlardan biri iptal davası bir diğeri tam yargı davasıdır. İptal davası, idâri işlemin hukuka aykırı olduğunu iddia eden tarafın idâri yargı yerlerine dava açmasıdır.430 Bu

durumda tescil talebinde bulunan ancak talebi reddedilen tarafların bu işlemin iptali için İdare Mahkemesinde idâri işlemin iptali için idâri dava açabilir. Örneğin, tarafla- rın yabancı boşanma veya evliliğe son veren diğer kararları yetkili idâri makam tara-

425 Şensöz –Malkoç; Tanıma, s. 244-245. 426 Huysal; Tescil, s.503.

427 Huysal; Tescil, s. 503. 428 Ayhan-İzmirli; a.g.e, s.115. 429 RG.20.01.1982-17580. 430 Tan; a.g.e, s. 746.

127

fından kamu düzenine aykırı olduğu iddiasıyla reddedilsin. Tescil talebinin reddi bir idâri işlem olduğundan, taraflar eğer kamu düzenine aykırılığın olmadığını düşünü- yorsa bu takdirde hukuka aykırı bu karara karşı İdari yargı yoluna başvuracaktır. İda- ri işlemin iptal davasına konu olabilmesi için üç koşul gerçekleşmelidir. 431 Bunlar

idarenin yapmış olduğu bir işlem olması, idarenin işleminin etkili bir işlem olması ve idâri işleme karşı başka bir idâri yola başvurulamamasıdır.432 Bu üç koşulun tescil

talebinin reddi hâlinde gerçekleşmesi durumunda taraflar idâri dava olarak idâri iş- lemin iptali için idare mahkemesinde dava açabilecektir. Yukarıda idâri makamın kamu düzenine aykırı olmaması şartını incelemesinin yerinde bir düzenleme olmadı- ğı ifade edilmişti. Aynı eleştiri bu noktada da söz konusu olur. İdari işlemin iptali için tarafların idare mahkemesinde dava açması durumunda idâri hâkim birçok mil- letlerarası özel hukuk meselesi ile karşı karşıya kalacaktır. İdari hâkimin Aile mah- kemesi hâkimine kıyasla onun kadar uzman olması beklenemez. Adli ve idâri yargı yolunun birbirinden ayrı ilkeleri, kuralları, usûlleri olduğu gibi Aile Mahkemeleri de hukukumuzda ihtisas mahkemeleri olarak benimsenmiştir. Dolayısıyla doktrinde ifade edildiği üzere bu kararlara karşı açık bir hükümle Aile Mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmelidir.433 Zira Aile Mahkemesi hâkimleri tanıma davalarına bak-

makta zaten özel yetkili olduğu için, milletlerarası özel hukuk konusunda uzman kişilerdir. Ayrıca Aile mahkemesi hâkimlerinin gerek kamu düzenindeki araştırmalar gerekse MÖHUK mevzuatı gerekse de Yargı kararları ve doktrin konusunda idâri mahkeme hâkimlerinden daha tecrübeli olduğu da unutulmamalıdır. Etkili ve doğru bir yargılama için Aile mahkemelerinin görevli olması hususu kanaatimizce de isa- betlidir.

Tescil talebinin reddine karşı başvurulacak kanun yolları başlığı altında ince- lenmesi gereken son husus bu kararlara karşı nüfus davalarının açılıp açılamayacağı- dır. Nüfus davaları NHK’nun dördüncü kısmında kayıt düzeltmeleri başlığı altında düzenlenmiştir. Kayıt düzeltmelerinin birinci bölümü nüfus kaydının düzeltilmesine dair esaslara ilişkin olup, kayıt düzeltmesi NHK’nun 35. maddesinde, nüfus davaları NHK’nun 36. maddesinde hüküm altına alınmıştır. NHK’nun 35. maddesine göre, “Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltile-

431 Huysal; Tescil, s. 486. 432 Tan; a.g.e, s. 750.

433 Huysal; Tescil, s. 488; Tanrıbilir, kararın özel hukukun alanı olması dolayısıyla idâri yargı yoluna gidilmesini eleştirmektedir, Tanrıbilir; Gelişmeler, s. 384-385

128

mez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirerek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğün- ce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, kişinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir, değiştirilir, boş bırakılır veya silinir.” NHK’nun 36. maddesine göre, “Mahkeme kararı ile yapılan kayıt dü- zeltmelerinde aşağıdaki usûllere uyulur; nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cum- huriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendi- receği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır. Haklı sebeplerin bulun- ması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad deği- şikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzel- tir. Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teş- kil eder. Kişilerin başkasına ait kaydı kullandıklarına ilişkin başvurular Bakanlıkça incelenip sonuçlandırılır.” Bu hükümlerde ifade edildiği üzere nüfus davaları nüfus kayıtlarındaki bilgilerin düzeltilmesine ilişkindir. Nüfus kayıtlarında yer alan bilgile- rin örneğin, ad, soyadı, doğum tarihi vb. değiştirilmesi ancak kesinleşmiş mahkeme kararı ile mümkündür. Dolayısıyla tescilin reddi bakımından yargı yolu olarak NHK’nun 35 ve 36. maddelerinin uygulanamayacağı açıktır. Diğer bir anlatımla ta- rafların yabancı boşanma veya evliliğin sona ermesi kararlarının nüfus kütüklerine tescili için yetkili idâri makamına başvurması sonrasında bu talebin reddi hâlinde bu tescilin düzeltilmesi için nüfus davası açacağı düşünülemez. Tescil talebinin reddine karşı NHK’nun 35 ve 36. maddeleri öngörülen bir yargı yolu değildir. Nüfus kaydı- nın düzeltilmesine ilişkin esaslar tescile ilişkin NHK’nun 27/A maddesindeki deği- şikliği kapsamamaktadır.

Diğer yandan NHK’nun 40. maddesinde ise nüfus kaydının iptali düzenlen- miştir. NHK’nun 40. maddesine göre, “Usûlüne göre düzenlenmemiş bir belgeye dayanarak tesis edilmiş nüfus kayıtları Genel Müdürlüğün ya da nüfus müdürlükleri- nin göstereceği lüzum üzerine mahkemece verilecek kararla iptal edilir. Nüfus kütü- ğüne düşülmüş olan şerh ve açıklamaların iptal edilmesi de aynı usûle tâbidir”. Ta-

129

raflar ikinci cümleye binaen asliye hukuk mahkemesinde tescilin iptal edilmesi için dava açabilecektir.434

Kanaatimizce tescil talebinin reddine yönelik tarafların başvuracağı kanun yollarına ilişkin kuşkunun ve sorunların önlenebilmesi için tescil talebinin reddine karşı Aile mahkemelerinin görevli olacağı hususunun açıkça düzenlenmelidir.435 Zira

tescile ilişkin mesele her ne kadar NHK’da düzenlense de konu içeriği ve sınırları itibariyle aile hukukunun ve milletlerarası özel hukuk ve usûl hukukunun konusudur. Dolayısıyla tescil talebinin reddine ilişkin tarafların başvurması gereken hukuki yol bu konuda uzmanlaşmış hâkimlerin görev yaptığı ihtisas mahkemeleridir.

434 Şensöz- Malkoç; Tanıma, s. 244-245; Huysal; Tescil, s. 502.

435 Uyanık- Çavuşoğlu; a.g.e, s. 17-18; Huysal; Tescil, s. 501; Şensöz-Malkoç; Tanıma, s. 700; Tez- gel; a.g.e, s.189.

130

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM