• Sonuç bulunamadı

Tanınmayan Yabancı Boşanma Kararının Etkisi

1. MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USÛL HUKUKU HAKKINDA

1.7. TANIMANIN SONUÇLARI

1.7.3. Tanınmayan Yabancı Boşanma Kararının Etkisi

Yabancı boşanma kararı MÖHUK’un öngördüğü ön koşulları ve asıl koşulları taşımıyorsa mahkeme tanıma talebini ret edecektir. Tanınmayan yabancı boşanma kararının Türkiye’de kesin hüküm ve kesin delil etkisi meydana gelmeyecektir. Bu- nun dışında yabancı boşanma kararı esas alınarak da hüküm kurulamayacaktır. An- cak tanınmayan yabancı boşanma kararının hiçbir hukuki vasfı olmadığı da söylene- mez. Yabancı boşanma kararı Türkiye’de tanınmasa da, bağımsız bir boşanma dava- sında ya da görülmekte olan bir davada hukuki değeri takdiri delil olarak mahkemece göz önüne alınması olacaktır.221 Yabancı mahkeme tarafından boşanma kararı veri-

lirken deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş, vakıalar tespit edilmiş ya da bilirkişi incelemesi yapılmış olabilir. Bu takdirde bunların göz önüne alınmaması düşünüle- mez ancak sadece yabancı boşanma ilâmı ve yabancı mahkemede yapılan tespitlere bağlı olarak boşanma kararı verilemez. Zira hâkim takdiri deliller ile bağlı olmayıp, takdiri delilleri serbestçe tayin edebilir çünkü bu delillerin şartları ve hükümleri ka- nun tarafından tayin edilmemiştir.222 Yargıtay kararlarında belirttiği üzere her iki

durumda da yabancı mahkeme ilâmının verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmesi ile zamanaşımı başlaması adaletli olmayacaktır. Zira bizim de katıldığımız üzere henüz dava edilebilir olmayan taleplere ilişkin sürenin işlemesi ile Türkiye’de maddi anlamda bağlayıcı olmayan yabancı ilâm, kabul edilmiş olacaktır. Henüz dava hakkı doğmadan, davaya ilişkin sürenin işletilmeye başlanması isabetli olarak doktrinde ve yargı kararlarında hakkın özüne, adalete ve toplum vicdanına aykırı bulunmuştur.223

Zira hak sahibinin dava hakkından yararlanmasına izin vermeden dava zamanaşımı- nın işlemesine izin vermek doktrinde ifade edildiği üzere AİHS’nin 6. maddesi ile teminat altına alınan adil yargılanma hakkına aykırı olacaktır.224 Kaldı ki TBK’nun

153. maddesinin altıncı fıkrası ve MÖHUK’un 50. maddesi buradaki soruna açıkça cevap vermektedir. TBK’nun 153. maddesinin altıncı fıkrasına göre, bir alacağın Türk mahkemesinde ileri sürülmesi imkânı yoksa zamanaşımı süresi işlemeye baş- lamaz, MÖHUK’un 50. maddesine göre de yabancı ilâmlar ancak Türk mahkeme- sinde tanındıktan ve tenfiz edildikten sonra hüküm ifade ederler. Bu iki hüküm karşı-

221Sakmar; Sonuçlar, s. 153-157; Özbakan; a.g.e, s. 207; Kuru; C. VI, s. 5825; Tiryakioğlu; Tanıma, s. 65; Köle; a.g.e, s. 80; Şensöz-Malkoç; Tanıma, s. 603; Ertaş; a.g.e, s. 374; Tezgel; a.g.e, s. 176. 222 Pekcanıtez/Atalay/Özekes; a.g.e, s. 607.

223 Şanlı/Esen/Ataman-Figanmeşe; a.g.e, s. 607; Ayrıca bkz, Yargıtay 8. HD’nin E. 2015/3525- K. 2015/8509 sayılı ve 16.04.2015 tarihli kararı, (Çevrimiçi) www.lexpera.com. 26.08.2019.

65

sında evliliğin sona ermesine bağlı olan maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafa- kası taleplerine ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin taleplere uygulanan zamanaşımı süresi ancak tarafların boşandığının Türk hukukunca tanınması kararının kesinleşme- si ile başlayacaktır. Zira Türk hukukuna göre evli olan kişilerin TMK’nun 178. mad- desi uyarınca ya da mal rejiminin tasfiyesine ilişkin taleplere yönelik dava açması mümkün değildir. Açsalar dahi dava reddedilecektir. Çünkü bu davaların açılması için ön koşul evliliğin sona ermesi yani tarafların boşanmış olmasıdır. Ancak bir gö- rüşe göre yabancı mahkeme kararının tanınma talebinin kesinleşmesi ile dava zama- naşımının işlemeye başlaması yerinde değildir. Bu görüşün dayanağı da MÖHUK’un 59. maddesinde yer alan açık pozitif hukuk kuralının varlığıdır. Zira MÖHUK’un 59. maddesine göre, yabancı hükmün kesin hüküm ve kesin delil etkisi verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmesi ile doğacaktır. Ancak yine de yukarıda açıkça ifade etti- ğimiz gerekçeler sebebiyle bu görüşe katılmanın mümkün olmadığını düşünmekte- yiz. Kaldı ki MÖHUK’un 59. maddesi ne kadar açıksa TBK’nun 153. maddesi ve AİHS de bir o kadar açıktır. Dahası ANY’nın 90. maddesinin son fıkrasına göre; “Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurula- maz. Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlera- rası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabi- lecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.” Kanaatimizce Anayasanın bu hükmü karşısında MÖHUK’un 59. maddesinin TMK’nun 168. mad- desinde öngörülen bir yıllık ve mal rejimine ilişkin ise on yıllık dava zamanaşımının henüz dava hakkı doğmadan işlemeye başlaması kabul edilemez. Kaldı ki açık kanun hükmüne rağmen Yargıtay’ın son kararı yabancı boşanma kararının Türkiye’de açı- lan tanıma davasının kesinleşmesi ile kesin hüküm doğuracağı ve dava zamanaşımı sürelerinin de tanıma talebinin kesinleşmesi ile işlemeye başlayacağı yönündedir. Ancak yine de çözüm doktrinde de belirtildiği üzere MÖHUK’un 59. maddesinin, boşanmanın sonuçlarına bağlı olarak ileri sürülmesi gereken haklar ve açılacak dava- lar bakımından belli bir zamanla sınır getirmesi gerektiğidir.225 Bu takdirde

TMK’nun 178. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi bir yıl olduğu ve bir yıllık sürenin de kısa olduğu göz önüne alınarak tanımanın kesinleşmesinden itibaren za- manaşımı süresi işlemeye başlayacaktır.226 Yargıtay’ın kararı da bu yönde olup, bir

225 Şanlı/Esen/Ataman-Figanmeşe; a.g.e, s. 604.

66

yıllık sürenin işlemeye başlaması için esas aldığı an yabancı boşanma kararının tanı- ma talebinin Türkiye’de kesinleştiği andır.227

227 Yargıtay 2. HD’nin E. 2008/446 ve K. 2009/14071 sayılı ve 15.7.2009 tarihli kararına göre, “Ya- bancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının Türkiye’de etki doğurması için tanınması gere- kir. Tanınmadıkça boşanmadan sonra doğan dava hakları kullanılamaz. Dolayısıyla TMK’un 178.maddesinde öngörülen bir yılık zamanaşımı süresi tanıma kararının kesinleşmesinden sonra baş- lar”, (Çevrimiçi) www.lexpera.com 26.08.2019, Yargıtay 2 HD’nin aynı yönde bir başka kararı için bkz, T. 10.06.2010, E. 2009/9233 ve K. 2010/11533 sayılı kararı, (Çevrimiçi) www.lexpera.com 26.08.2019, Aynı yönde Yargıtay 2. HD’nin T. 14.05.2015, E. 2015/17493, ve K. 2015/24688 sayılı kararında aynen şu şekilde ifade etmiştir; “ Dava boşanmadan sonra açılan boşanma sebebine dayalı

maddi ve manevi tazminat (TMK. m. 174/1-2 isteğine ilişkin olup, 14.11.2014 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş 06.02.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Yabancı mahkeme ilâmının kesin hüküm veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygu- lanmaz (5718 s. MÖHUK. M. 58/1). Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK. M. 178).Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı Türkiye’de tanınmadıkça kesin hüküm etkisi doğ- mayacağına göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının kullanılabil- mesi, yabancı ilâmın tanınmış olması hâlinde mümkündür. O hâlde Türk Medeni Kanunun 175. mad- desindeki bir yıllık zamanaşımı süresi boşanmaya bağlı dava haklarının kullanabilir hâle geldiği tanıma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlar.(2. HD’nin 15.07.2009 tarihli 2008/8466 Esas, 2009/14071 karar sayılı ilâmı). Tanıma kararı 15.07.201 tarihinde kesinleştiğine göre dava süresindedir. İşin esasının incelenmesi gerekirken, yabancı ülkedeki kesinleşme tarihinin esas alınıp davanın zamanaşımı sebebiyle reddi doğru bulunmamıştır”, (Çevrimiçi) www.lexpera.com. 26.08.2019.

67

İKİNCİ BÖLÜM

2. YABANCI MAKAM TARAFINDAN VERİLEN BOŞANMA