• Sonuç bulunamadı

Türkiye ile Avusturya Arasında Mahkeme Kararlarının Tanınması ve

3. MİLLETLERARASI SÖZLEŞMELER REJİMİ

3.2. İKİ TARAFLI SÖZLEŞMELERDE BOŞANMA KARARLARININ

3.2.2. Türkiye ile Avusturya Arasında Mahkeme Kararlarının Tanınması ve

Türkiye ile Avusturya Arasında Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında Sözleşme, Ankara’da 23 Mayıs 1989 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin tamamında mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlenmiş olup, sözleşmede hem tanıma için hem de tenfiz için ayrı ayrı hükümlere yer verilmiştir. Türkiye ile Avusturya arasında imzalanan bu sözleşme MÖHUK’un tanıma ve tenfiz için öngör- düğü hükümlerle uyum hâlindedir. Sözleşmenin 1. maddesinde sözleşmenin kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre;

- Çekişmeli veya çekişmesiz yargı usûlüne göre verilmiş olan hukuki ve ticari konulardaki mahkeme kararları,

475 Tiryakioğlu; Tanıma, s. 105 - 106. 476 RG. 23.09.1991 – 21000.

146

- Ceza davalarında zarar görenin hukuki taleplerine ilişkin olarak verilen ka- rarlar kapsama dâhildir.

Bu kapsam MÖHUK’un 50. maddesinde öngörülen kapsam ile örtüşmektedir. Dolayısıyla boşanma konusunda verilen mahkeme kararları da sözleşme kapsamın- dadır.

Sözleşmede mahkeme kararlarının tanınması için aranan koşullar açıkça dü- zenlenmiş olup, aranan;

- İlk koşul sözleşmenin 3. maddesinin birinci bendine göre, tanınması istenen yabancı mahkeme kararının verildiği ülke hukukuna göre şeklen kesinleşmiş olması- dır. MÖHUK’un 50. maddesinin birinci fıkrası ile uyum içerisinde olduğu rahatlıkla söylenebilir.

- Mahkeme kararlarının tanınması için aranan bir diğer koşul ise tanınması istenen yabancı mahkeme kararının yetkili mahkeme tarafından verilmiş olmasıdır. Hangi hâllerde yetkili mahkemenin kabul edileceği sözleşmenin 6-9. maddeleri ara- sında düzenlenmiştir. Dolayısıyla sözleşmeye göre 6-9. maddeler uyarınca yetkili mahkemeden verilmiş yabancı mahkeme kararları tanınabilir.

- Sözleşmenin 4. maddesinde tanıma isteminin reddedilebileceği hâller düzen- lenmiştir. Sözleşmenin 4. maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre tanıma iste- minde bulunulan karar, devletin kamu düzenine açıkça aykırı ise tanıma istemi red- dedilir. Bu hüküm de MÖHUK’un 54. maddesinin birinci fıkrasının c bendinde öngö- rülen hüküm ile örtüşür.

- Bir diğer tanıma isteminin reddi hâli sözleşmenin 4. maddesinin birinci fık- rasında b bendinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, tanıma isteminde bulunulan devlette tarafları ve konusu aynı, görülmekte olan dava varsa tanıma isteminde bu- lunulan devlet mahkemesi tanıma talebini reddedebilir.

- Bir diğer tanıma engeli ise sözleşmenin 4. maddesinin birinci fıkrasının c bendinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, tanıma isteminde bulunulan karar, is- temde bulunulan devlet mahkemelerinde aynı konuda, aynı taraflar arasında verilmiş ve kesinleşmiş bir kararla çelişiyorsa tanıma talebi reddedilecektir. Örneğin, Avus- turya mahkemesinden alınmış yabancı ilâmın tanınması için Türk mahkemesinde tanıma davası açılırsa ancak Türk mahkemesi tarafından önceden aynı konu ve ta-

147

raflar için kesinleşmiş bir karar varsa ve bu karar ile tanınması istenen Avusturya mahkemesi kararı çelişiyorsa MÖHUK’un 54. maddesinin birinci fıkrasının c ben- dinde yer alan kamu düzenine uygunluk koşuluna başvurulmasına gerek olmadan sözleşmenin 4. maddesinin birinci fıkrasının c bendi uygulanacaktır.

Savunma hakkının ihlâli de sözleşmede tanıma engeli olarak düzenlenmiştir. Sözleşmenin 4. maddesinin ikinci fıkrasında MÖHUK’un 54. maddesinin birinci fıkrasının ç bendin gibi genel bir ifadeye yer verilmemiş davada bulunmamış ve ken- dini savunmak üzere zamanında bilgi sahibi olma imkânının verilmemiş olması ta- nıma engeli olarak ifade edilmiştir. Savunma hakkına giren diğer hususlar re’sen mahkeme tarafından dikkate alınabilecektir. Kanunlar ihtilâfı kurallarına uygun ola- rak yabancı kararın verilmemiş olmasının tanımanın ret sebebi olmadığı sözleşmenin 5. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu kuralın istisnası kararın tanınma- sı isteminde bulunulan devlet vatandaşlarının evlilik, kişilik hâlleri, evlilik mal rejim- leri, hak ve fiil ehliyeti, kanuni temsil, gaiplik ve miras hukukuna ya da ikametgâhı veya iş merkezi tanıma isteminde bulunulan devlette mevcut bir tüzel kişinin veya şirketin ehliyetine ilişkin olması hâlleridir. Eğer bu hâllerden biri varsa tanıma talep edilen ülke hukukunun kanunlar ihtilâfı kurallarına göre yetkili hukukun uygulan- mamış olması tanıma reddi sebebidir. Ancak tanıma isteminde bulunan devletin ka- nunlar ihtilâfı kuralları uyarınca yetkili hukuk uygulanmasa dahi yetkili hukuk uygu- lanması ile aynı sonuç ortaya çıkıyorsa bu istisna geçerli olmayacaktır ve yetkili hu- kuk uygulanmasa da tanıma talebi reddedilmeyecektir.

Sözleşmenin 11. maddesinin birinci bendinde tanıma ve tenfiz usûlünde hangi esasın benimseneceği düzenlenmiştir. Bu maddeye göre tanıma istenilen devletin kanunları uyarınca düzenlenen usûl uygulanacaktır. Örneğin, Avusturya mahkeme- sinden alınan boşanma kararının Türkiye’de tanınması için dava açıldığında tanıma davasında geçerli olan usûle ilişkin hükümler MÖHUK’un konuya ilişkin hükümleri olacaktır.

Revision au fond yasağı prensibi sözleşmenin 10. maddesinin birinci bendin- de düzenlenmiştir. Tanınması istenen yabancı kararın mahkemece esastan incelen- mesine izin verilmemiş sadece tanınma talep edilen mahkemenin sözleşmenin 3. 4. ve 5. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca inceleme yapmasına izin verilmiştir. Dolayı-

148

sıyla 5718 sayılı MÖHUK ile bu sözleşmede öngörülen revision au fond yasağı pren- sibi ile örtüşmektedir.

3.2.3. Türkiye ile Romanya Arasında Hukuki ve Cezai İşlerde Adli Yar-