• Sonuç bulunamadı

3. MİLLETLERARASI SÖZLEŞMELER REJİMİ

3.1. ÇOK TARAFLI SÖZLEŞMELERDE BOŞANMA KARARLARININ

3.1.1. Evlilik Bağına İlişkin Kararların Tanınması Hakkındaki Sözleşme

3.1.1.2. Sözleşmenin Uygulama Alanı

Sözleşme kapsamına giren kararların neler olduğu önemlidir. Zira sözleşmede “karar” ile kastedilenin ne olduğu belirlenirse sözleşmenin uygulama alanı da belir- lenir. Sözleşmenin adından da anlaşılacağı üzere evlilik birliğine ilişkin kararlar söz- leşmenin kapsamındadır. Sözleşmenin 1. maddesinde uygulama alanının sınırı çizil- miştir. Söz konusu maddeye göre, “Evlilik bağının zevaline, gevşetilmesine, varlığı- na veya yokluğuna, geçerliliğine veya butlanına ilişkin olarak verilmiş her karar” denilmek suretiyle tanıma konusu olabilecek kararlar belirlenmiştir.

TMK açısından bu kararlar evliliğin yokluğunu veya butlanını tespit eden ka- rarlar ile ayrılık ve boşanma kararlarıdır.439 Sözleşmenin 7. maddesi ile 1. maddesin-

deki düzenlemeye açıklık getirilmiş olup aynı zamanda hangi kararların sözleşme kapsamında olmadığı da belirlenmiştir. Sözleşmenin 7. maddesine göre, “Bu sözleş- me ile öngörülen tanıma, münhasıran, yabancı kararın evlilik bağının zevaline, gev- şetilmesine, varlığına veya yokluğuna, geçerliliğine veya butlanına ilişkin hükümleri ile tarafların veya taraflardan birinin kusurlarını veya iptal hâlinde, iyi niyetini dü- zenleyen hükümlerine uygulanır”. Dolayısıyla kararın tarafların kusurları veya iyi

439 Çelikel; Sözleşme, s. 206; Şensöz- Malkoç; Tanıma, s. 543; Akıncı/ Demir- Gökyayla; a.g.e, s. 68; Tezgel; a.g.e, s. 240.

132

niyetli olup olmadığına dair tespitler içeren kısımları da kesin hüküm kuvvetine sahip olacaktır.

Sözleşmenin 7. maddesinin ikinci bendine göre sözleşme uyarınca tanıma sa- dece ve münhasıran evlilik bağına ilişkin kararların asli hükümleri bakımından mümkün olup, feri hükümler bakımından mümkün değildir. Evlilik bağına ilişkin olarak verilmiş nafaka, velayet, mal varlığına ilişkin kararların tenfizi sözleşme kap- samında olmadığından bu kararların tenfizi genel hükümlere göre mümkündür. An- cak sözleşme uyarınca taraf devletlerde tanınmış bir boşanma kararına dayanılarak başka bir taraf devlette nafaka davası açılırsa bu davada yabancı boşanma kararının kesin hüküm kuvveti dikkate alınır ve bunun sonucu olarak hüküm tesis edilir.

Sözleşme kapsamında “karar” kavramına adli nitelikte olmayan makamların verdiği kararların dâhil edilip edilemeyeceği tartışılmaktadır.440 Zira sözleşmenin

adından da anlaşılacağı üzere sözleşme “evlilik bağına ilişkin mahkeme kararlarının” tanınmasına ilişkin sözleşme olarak değil, “evlilik bağına ilişkin kararların” tanınma- sına ilişkin sözleşme olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin adından ve hükümlerinden sadece mahkeme kararlarının tanınmasına ilişkin bir anlam çıkma- maktadır. Zira sözleşmenin 1, 2, 3, 4, 5, 10, ve 13. maddelerinde de “yabancı karar” ve “yetkili makam” ifadeleri kullanılmış olup, sözleşmede adli olan kararlar ile adli olmayan kararlar bakımından bir ayrım yapılmamıştır. Kanaatimizce de sözleşmeyi hazırlayan Milletlerarası Kişi Hâlleri Komisyonu sadece evlilik bağına ilişkin olarak verilmiş mahkeme kararlarının tanınmasını isteseydi, bunu açık bir şekilde sözleş- menin başlığında ya da hükümlerinde ifade ederdi. Zira Komisyon tenfizden bağım- sız olarak tanımanın ele alınmasını istediği için bu hususu tartışmaya mahal verme- yecek şekilde sözleşmenin başlığında ifade etmiştir. Eğer biz evlilik bağına ilişkin feri hükümlerin tenfiz edilmesinin sözleşme kapsamında olup olmadığını tartışmı- yorsak ve sadece tanımanın mümkün olduğunu ifade ediyorsak o takdirde sözleşme- de “karar” ile kastedilenin açık bir düzenleme olmadığı için sadece mahkeme karar- ları olduğunu söyleyemeyiz. Diğer yandan bu görüşümüzü sözleşmeye ilişkin açıkla- yıcı rapor da destekler niteliktedir.441 Zira sözleşmeye ilişkin açıklayıcı raporda adli

440 Şensöz- Malkoç; Tanıma, s. 544.

441 Şensöz- Malkoç; Tanıma, s. 544; Bkz.Convention CIEC no. 11, s. 5 www.ciec.org.tr. (Çevrimiçi) 01.09.2019.

133

karar ve adli karar vermeye yetkili makamların kararlarının sözleşme kapsamında olduğu belirtilmiştir.

Bunun konumuz açısından önemi ise MÖHUK’dan farklı bir durum ortaya koymasıdır. Zira yukarıda tanımaya ilişkin şartları ele alırken ayrıntılı olarak ifade ettiğimiz üzere MÖHUK uyarınca tanımanın mümkün olması için ortada boşanmaya ilişkin bir mahkeme kararı olması gerekir. İdari bir makamın boşanma hususunda adli karar vermeye yetkisi olsa da MÖHUK uyarınca bu kararın tanınması mümkün değildir. Ancak taraf devletlerarasında adli karar vermeye yetkili idâri makam tara- fından verilen evlilik bağına ilişkin kararların sözleşme uyarınca tanınması mümkün olacaktır. O hâlde Türk mahkemesinde sözleşme uyarınca taraf ülkelerden birinde verilen idâri boşanma kararının tanınması mümkün müdür? Sözleşmenin taraf devlet- lerarasında tanımanın kolaylaştırılması amacı da göz önüne alındığında bu durumun mümkün olması gerektiği kanaatindeyiz. Zira doktrinde de belirtildiği üzere, sözleş- mede evlilik bağına ilişkin kararlardan bahsedildiği için kararın mahkeme tarafından verilmiş olması şart değildir.442 Ancak her ne kadar pozitif hukuk kuralları uyarınca

sözleşme ve MÖHUK dikkate alındığında idâri kararların tanınmasının mümkün olduğu ileri sürülse de, pratikte sözleşme yürürlüğe girdikten sonra idâri kararın Tür- kiye’de tanınması söz konusu olmamıştır.