• Sonuç bulunamadı

2.6. Dördüncü Nesil Savaşın Bileşenleri

2.6.8. Terörizm ve Gerilla Taktikleri

Terörizmin, dördüncü nesil savaşın en temel unsurlarından biri olduğu konusunda geniş bir uzlaşı vardır (Akt. Gökçe, 2017, Alamir, 2015:3; Shirreff, 2012:374; Glenn, 2009:2; Christansen 2015:8; Asmussen et. al., 2015:5; Maigre, 2015:1; Martin, 2016:18). Terör ve Terörizm konusunda çok fazla bilimsel çalışma ve buna bağlı tanım mevcuttur. Burada bu tanımlara girmeden genel bir açıklama ile yetinilmeye çalışılmaktadır. Ancak özellikle algı boyutunda farklı değerlendirmelere yol açan “gerilla” kavramını ele almakta fayda görülmektedir.

* Detaylı bilgi için; BBC tarafından yapılan History Of The World belgeseli, NTV Yayınları

131 Gerilla kavramı TDK sözlüğünde “Düzenli bir orduya karşı küçük birlikler

hâlinde çatışan, hafif silahlarla donatılmış topluluk. Bu topluluktan olan kimse ve bağımsız bir biçimde hareket eden çete” biçiminde tanımlanmaktadır(2018).

Kavramın etimolojik kökeni ise İspanyolca savaşın küçültülmüş hali ifadesini karşılamakta, Napolyon ile birlikte Fransızca’da kullanılmakta ve 1809 yılında düzensiz birlik ve sokak çetelerini, elemanlarını ve faaliyetlerini tanımlamak üzere İngilizce’de kullanılmaktadır (Simandan, 2017:2).

Gerilla taktikleri, açıktan bir saldırıyı içermez; bu nedenle askeri taktik ve donanımlarla ilgili değildir. Tam tersine gerilla taktiğinin temel stratejisi, vur-kaç taktiğidir (Akt. Gökçe, 2017, Freudenberg, 2008:245). Gerilla tipi saldırı, taktik ya da savaş rakipler arasındaki güç ve imkan eşitsizliğine bağlı olarak daha çok dördüncü nesil savaşın etkisinde gelişimini devam ettirdiği düşünülen asimetrik savaş anlayışının yöntemi olarak da görülmektedir (Bell, 2001; Hoffman, 2007c, ; Tomes, 2004). Ayrıca gerilla taktikleri yeni değildir. Sun Zi’ye kadar uzanan bir serüvene sahip olduğu görülmektedir (2016).

Dördüncü nesil savaşa yönelik yeni olmadığı yönündeki önemli eleştirilerden birisi de bu noktda görülmektedir (Hoffman 2007b, Echevarria, 2005, 2010). Bunun karşısında Lind (2004) tarafından daha önce yapılan açıklamada dördüncü nesil savaşın taktiklerinin yeni olduğuna dair iddianın bulunmadığını pek çok taktiğin standart gerilla taktikleri olduğunu ifade ettiği görülmektedir. Yine de tartışmayı toparlayan Mary Kaldor (2013:4), savaşın yeni olmasını imkanlara bağlamış, fikrinin ise geçmişten mutlaka etkilenmek zorunda olduğunu belirterek gerilla taktiklerini kullanım amaçları ve teknolojik olanaklar dolayısıyla yenilendiğini ifade ederek sunmuştur (Kaldor ve Shannon, 2010:46).

Fikir temelli dördüncü nesil savaşın başlangıcı ilk kez terörizm ile ortaya çıktığı belirtilmektedir. Dördüncü nesil savaş terörizm demek değildir, fakat bilakis terörizmin unsurları dördüncü nesil savaşı işaret ediyor olabilir (Lind vd. 1989:19).

Terörizmin bazı unsurları, üçüncü nesil savaşın günümüze kalan bakiyesi olarak görülebilir. En başarılı teröristler, en asli görev emirlerini bireysel seviyede icra edebilenlerdir. Savaş alanı oldukça geniş sahaya yayılmıştır ve düşmanın tüm

132 toplumunu içerir. Terörist nerdeyse tamamıyla düşmanının sırtından geçinir ve onun imkânlarından sonuna kadar faydalanır. Terörizm, savaş taktik ve manevralarından daha fazlasıdır: teröristin ateş gücü azdır; kritik olan şey onun bu sınırlı gücü ile nerede ve ne zaman harekete geçtiğidir (Lind vd., 1989, 1994).

Terörizm, devlet dışı bir aktörlerin sivillere yönelik bilinçli ve planlı bir biçimde şiddet kullanarak toplumda korku ve kaos oluşturarak kargaşa yaratmak ve bu sayede devleti politika değişimine zorlamaya çalıştığı bir araç olarak betimlenebilir (Waldmann, 2005; Hoffman, 2006, Lacquer, 2003). Konvansiyonel olmayan ya da düzensiz şiddet araçlarının konvansiyonel yöntemlerle birleştirilmesi, dördüncü nesil savaşın en temel öğesi olarak değerlendirilmektedir (Hoffman, 2007:29; Martin, 2016:19). Çünkü terör örgütleri üzerinden devletler, hedef devlete baskı uygulayacak, askeri-taktik ve stratejik boyutta da bir politika değişikliğine zorlayacak eylemleri gerçekleştirmekte, ancak kendisi uluslararası ve ulusal kamuoyunda doğrudan bu eylemden sorumlu tutulamamaktadır. Bu şekilde de imajını ve itibarını korumaktadır.

Terör eylemlerinin hazırlığı ve uygulanması aslında çok maliyetli değildir. Lind’in (2004) bahsettiği gibi 500 milyon dolarlık hayalet uçak ile araca gizlenmiş bomba maliyet olarak uçurumları ifade etse de etki olarak eşdeğer olma ihtimali yüksek görülmektedir. Bu açıdan çatışmayı hedef ülkenin konvansiyonel gücü vasıtasıyla kontrol ettiği bölgelere yaymak için terör eylemleri çok uygun düşmektedir. Bu bölgelerde özellikle kontrol açısından zayıf noktalarda gerçekleştirilen terör eylemleri, toplum üzerinde önemli bir psikolojik etkiye, daha açıkçası şok ve korku yaratıcı bir etkiye sahiptir (Gökce, O., 2016). Bu açıdan terörizm, “iktidara/güce karşı bir silah” olarak da niteldirilir (Akt. Gökçe, 2017, Scheerer, 2002:30; Hoffman, 2007a:8).

Terörizm, dördüncü nesil savaşın önemli unsurlarından birisi olan gerilla taktikleri kullanmaktadır (Martin, 2016:18). Terör örgütleri küçük gruplar halinde, kendi istedikleri yer ve zamanda, hafif silahlarla, çoğunlukla baskın tarzında kendi devletlerinin askeri alanlarına, konvoylarına, üs bölgelerine, ikmal merkezlerine, komuta ve kontrol merkezlerine, cephaneliklerine vb. taarruz ederler. Amaçları da, saldırdıkları devletlerin güvenlik güçlerini ümitsizliğe, kararsızlığa ve yorgunluğa sevk ederek yıpratmak ve bu sayede alan ve etkinlik kazanarak istedikleri tavizleri

133 koparmaya çalışmaktır. Bu açıdan gerilla taktikleri de dördüncü nesil savaşın önemli unsurlarından biri konumundadır. Hatta izahı verilen bileşenler arasında bir bakıma izahtan vareste tutulacak boyutlardan birisi olarak da görülmektedir. Zira dördüncü nesil savaşın birçok özelliği terörizmi, ikameti ile müsemma itibarında nakşetmektedir.

Dünyada terör ile mücadelede neredeyse son yarım yüzyıl içerisinde en fazla uğraş veren ya da verdirilen ülke Türkiye’dir. Bu bağlamda daha önce belirtildiği gibi dördüncü nesil savaşın dışında kalmak diye bir dünya mümkün gözükmemektedir. Ya savaşın kaynağı ya da hedefi olmak tüm ülkelerin mecburi konumlandırılmasıdır. Dolayısıyla dördüncü nesil savaş anlayışına ilişkin tüm veriler doğrultusunda ülkemiz açısından analiz eden bir çalışma bölüm sonunda yer almaktadır.