• Sonuç bulunamadı

1.4 İlk Üç Nesil Bağlamında Dördüncü Nesil Savaş

1.4.1 Dördüncü Nesil Savaşın Özellikleri

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında Dördüncü Nesil Savaşın karakteristik özelliklerini ve kapsama alanına ilişkin çerçeveyi çizmeye biraz daha yaklaşabildiğimizi düşünmekteyiz. Çünkü anlaşılabilir bir tanımlama ve boyutlarının tespiti için özellikleri üzerinde analiz önem ihtiva etmektedir. Dördüncü Nesil Savaş için en önemli unsurların başında kuşkusuz savaş ve barış gibi birbirine zıt iki durumun arasında flu bir hal olduğunu ifade ederek başlamak gerekmektedir. Buna gerekçe olarak ise harp meydanlarının tanımsız olması hayatın ve coğrafyanın her alanını eninde ve derinlemesine kuşatması gösterilmektedir (Lind, 1989:27). Hatta bir başka açıdan sadece askeri boyutu olmaması aynı zamanda siyasi, kültürel toplumsal ve dini motifler barındırması sebebiyle de alan ve biçimi tariften vareste tutulmaktadır. Sivil ve asker arasındaki fark kaybolabilir. Eylemler, tüm katılanların bilinçaltı derinliği, onların sadece fiziksel mevcudiyetini değil sosyal kültürel durumlarını da eş zamanlı olarak içerecektir (Lind, 1994:27).

Saldırılara açık olma ihtimalinden dolayı, hava sahası, sabit iletişim merkezleri ve büyük karargâhlar gibi temel askeri tesisler nadir, az bulunur olacaktır; aynı durum bu bahsi geçenlerin sivil karşılığı olan hükümet binaları (üretim tesisleri kadar bilgi ve teknoloji merkezleri de dâhil), güç tesisleri ve endüstriyel alanlar için de geçerli olacaktır (Hammes, 2006:61). Ancak Lind’e göre tüm bu etkenler üçüncü nesil savaşta mevcuttur; dördüncü nesil savaş onları sadece daha da belirgin ve önemli hale getirmektedir (1989:27).

Dördüncü Nesil Savaş’ın genel karakteristik özelliklerini hem derleyip hem de düzenleyerek sıralamak önem taşımaktadır. Bunlar:

41  Sivil - Asker ayrımını ortadan kaldıran, muharip tarafları devletler olduğu kadar, devlet dışı aktörlerin de yer aldığı bir durum söz konusudur. (Hammes, 2004: 209)

 Politik, ekonomik, sosyal ve askeri olmak üzere mevcut tüm ağları kullanır (Junio, 2009:257). Ekonomik manipülasyon, medyanın desteklediği finansal manevralar söz konusudur. (Resperger, 2016: 75)  Fikir, teknoloji ve strateji ekseninde incelenir. (Lind, 1994: 34)

 Hız, zihin karışıklıkları ve yönlendirme süreçlerini esas alır (Boyd, 1995)

 Etki Odaklı Harekat ve Gözlem, Yönlendirme, Karar ve Harekat (OODA) döngüsü ile stratejileri teşekkülr ettirilir (Boyd, 1976, Warden, 1993)*

 Küçük birlikler ile çok boyutlu kuşatmaları güçlendirir. Örneğin küçük bir askeri birlikle daha yüksek teknolojiye sahip silahların kullanılması ve küçük bir siber saldırı grubuyla çok etkili bir çözümleme yapılabilir. (Lind, 1989:26)

 Temel hedef, düşmanı çökertmektir. Bu noktada düşmanın medeniyet yapısına ve unsurlarına doğrudan saldırı düzenlemek öne çıkmaktadır. (Lind, 1989:26) Bir daha yeniden savaşmasını engelleyerek, düşman unsurları bir arada tutan (din, kültür, gelenek, gibi milli ve manevi) değerlerin, medya, sosyal yaşam formları, ekonomik enstrümanlar ve eğitim faaliyetlerinin kontrolü ve sistematik olarak çökertme aracı olarak kullanılması sağlanmaktadır.

 İdeolojik, insan hakları ve diğer algı tabanlı operasyonların çeşitlendirilmesi amaçlanmaktadır (Resperger, 2016:75). Silah kullanmadan ve taraf olmadan düşman unsurların kendi iç dinamikleri üzerinde çatışma ortamına çekilerek (on yıllarla ifade edilen) uzun yıllar boyunca zayıflatılmasını tesis etmektir (Phelan, 2011:19). Toplumların etnik, siyasi, din-mezhep, ekonomik ve diğer unsurlar üzerinden iç karışıklıklara sevk edilmesini sağlayarak siyasi iktidar ve

42 devlet meşruiyetini yok etme girişimleri örnek gösterilebilir. Bugünkü düşmana karşı çıkmak - yeni savaşın analistleri ısrar ederse - milli birlik, çözüm ve ahlaki güvenin benzeri görülmemiş rezervlerine ihtiyacı öne çıkartmaktadır. Zafer artık öncelikle askeri üstünlüğe dayalı olmaktan çıkmış, artık zeki bombalar ve kitle orduları değil, siyasi irade ve seferberlik belirleyici faktörler olarak kabul edilmektedir (Russy, 2003:57).

 Medyanın, özellikle TV haberlerinin yönlendirilmesi ile oldukça karmaşık psikolojik harp yürütülmektedir. Bazı teröristler bu oyunun nasıl oynanacağını gayet iyi bilir. Daha ayrıntılı olarak belirtmek gerekirse, düşman kuvvetleri TV haberlerinin avantajını kolaylıkla kullanabilir; gerçek şu ki, düşmanının zayiatı sivil kayıplar kadar tesirli olur. Eğer biz düşmanın bir kentini bombalarsak, düşman sivillerinin ölü bedenlerinin resimleri, akşam haberlerinde ülkenin tüm oturma odalarına taşınır. Böylece askeri bir başarı (askeri bir hedefi vurduğumuz varsayalım) bizim için ciddi bir yenilgiye dönüşebilir (Lind, 1994:37).

 Düşmanın kendisine savaş açan devleti tanıyamaması ve savaşı başlatan devletin bunu doğrudan kendisi değil, vekaleten bazı savaşçı/çatışmacı gruplara (terör örgütleri gibi) destek vererek yaptırması ve olaylar karşısında gizli özne olarak konuşlanılması da Dördüncü Nesil Savaşın önemli karakteristiklerinden sayılmaktadır. Savaşı neyin karakterize edeceği, kiminle ve ne için savaşıldığından ziyade düşmanın nasıl savaştığı konusunda büyük değişiklikler olarak değerlendirilmektedir. Savaşı kimin yaptığı hususundaki değişim, hedef odağın dost mu düşman mı söyleme zorluklarından dolayı tam olarak konumlandırılamamaktadır (Lind, 1994:36). Bu bağlamda bir değerlendirme ile savaşan unsurların savaş biçimi ve hedef düşmanın flu hale gelmesi sorunun daha da karmaşık hale taşınmasını beraberinde getirmektedir. Böylece Dördüncü Nesil Savaş kendisini ayrıştırıcı olan en tipik özelliklerinden birisi olan karmaşık yapıyı ortaya koymaktadır.

43  Dördüncü Nesil Savaş’ın temel doktrinlerinden birisi de savaşı kendi topraklarından uzak tutmak ve mümkün olduğu kadar da göçmen ya da etnik kökene dayalı çatışma ihtimallerini ortadan kaldırmayı önemsemektedir. Dördüncü nesil savaşta göçmenlerin işgali en az bir devletin orduları ile yürüteceği işgal kadar tehlikeli olabilir. Meselenin özü, devlet meşruluğu konusundaki evrensel bunalımda yatar ve pek çok ülke dördüncü nesil savaşı kendi topraklarında sürdürecektir (Lind, 1989:27).

Sonuç itibari ile buraya kadar sıralanan karakteristik özellikleri çoğaltmak mümkündür. Temel olarak Dördüncü Nesil Savaş’ın, hedef ülkeyi yıpratmak, hedef ülkenin yönetimi ile halkının arasına aşmak, savaşı uzun süre boyunca, askeri, siyasi, ideolojik, ekonomik, kültürel, toplumsal ve hatta Lind’in tabiriyle yaşamın tamamını kuşatan hamleleri karakteristik özellik olarak bünyesinde barındığı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede Dördüncü Nesil Savaş, boyutları üzerinden bir değerlendirilmeye ve savaş tipleri ile ilişkisinin açıklanmasına ihtiyaç vardır. Böylece kapsamlı bir tanım için tüm argümanların destekleyici bir biçimde sergilenmesi bilimsel bütünlük açısından büyük önem taşımaktadır.

Literatürde Dördüncü Nesil Savaşın yeni bir konsept olup olmadığı konusunda farklı görüşler mevcuttur. Tartışmaya tekrar girmeden burada şunu belirtmekle yetinmek istiyoruz: Dördüncü Nesil Savaş, önceki kuşakları reddeden ve kendisini sil baştan yeniden tanımlayan bir karaktere sahip değildir. Tam aksine tekraren dikkat çekildiği üzere dördüncü nesil savaş, kendine has özgünlükte değil o bir geriye dönüş, özellikle de devletlerin yükselişi öncesine dönüş; o zamanlarda olduğu gibi şimdi de, sadece devletlerin ve hükümetlerin değil pek çok farklı oluşumun savaşını açıklamayı amaçlamaktadır. Bu savaşların açılma gerekçelerinin, sadece kendi siyasetlerini yaymak değil, farklı nedenlerle de olabileceği öne sürülmektedir. (Lind, 1994: 37) Savaşı kazanmak için kendilerini askeri güç kullanmakla sınırlandırmadan, hedefe ulaşmak üzere organize edilmiş farklı araçların uygulamaya konulabileceği tecrübelere bağlı olarak öngörülmektedir.

Bahsedilen gerekçeler doğrultusunda Dördüncü Nesil Savaş, Lind ve arkadaşları tarafından 1989 yılında kavramsal olarak ortaya çıkarıldığında ve daha

44 sonra 2004 yılına kadar yaptıkları ev sohbetlerine kadar varan geniş çalışmalarında belirli bir tartışma düzeyine çıkarılmıştır. Devam eden sürece bilimsel açıdan dahil olanların yaklaşımları da gelişim süreci olarak devam ettirilmektedir. Tüm bu girişimleri burada aktarmaya kalkışmak sadece bir kitabı geçecek niteliktedir. Amaç, mevcudun tekrarı değil, bunların analitik - eleştirel bir süzgeçten geçirerek konumuz açısından bir analiz çerçevesi oluşturmak amacı taşıdığı için burada sonlandırarak kavramı tanımlama girişimlerinde bulunulmaya çalışılmaktadır. Tanımlama sürecinin ardından kavramın boyutları ve geçmişten günümüze kadar tartışılan savaş tiplerinin Dördünce Nesil Savaşın kaynağını da göstermeye çalışılmaktadır.