• Sonuç bulunamadı

Gelecekteki (Dördüncü Nesil) Savaşın Sonuçları ve Gelişen Görünümler

3.4. Zorluklarının Gözetilmesi Gerekliliği

3.4.2. Gelecekteki (Dördüncü Nesil) Savaşın Sonuçları ve Gelişen Görünümler

Dünyada yeni ve önemli entelektüel yapılar, genellikle karmaşık tehditler ortaya çıktığında ve temel değişim ya da kaymalar belirginleştiğinde ortaya çıkar. Bu kuramlar, eski teorileri inkâr eden yeni bir realitenin yorumlanması ve ele alınmasına yardımcı olması bakımından önemlidir. Son yirmi yılda birçok yabancı ülkelerdeki önde gelen akademisyen, değişen stratejik çevrenin gelecekteki çatışma için önemini değerlendirmiştir. Dünyada çok fazla olmasa da bazı akademisyenler dördüncü nesil savaşla meşgul olmuşlardır. Bütün bu çalışmaların, gelecekte planlanan savaşların nasıl olabileceğini anlamaya ve farkındalığa katkı sağladığı kabul edilmektedir

(Williamson, 2009 : 15).

1995 yılında, Japon Halkı, terörist grupların gelecekteki tehdidinin nasıl olabileceğine dair bir tecrübe yaşamıştır. Radikal bir Budist dini grup olan Aum Shinrikyo, Tokyo metrosunda bir Sarin gaz saldırısı düzenleyerek 12 kişiyi öldürmüştür. Öldürmeden beklenenler, etkileyici değildir ve saldırının nedenleri

166

belirsizliğini korumaktadır; ancak kesin kabul gören noktanın, saldırganların Pandora'nın Kutusunu (Pandora’s Box) açtıklarıdır (Studer, 2005 : 11).

Ülkemiz de, 1984 yılından beri PKK terör örgütünün sayısız terör saldırısına maruz kalmış, Milletimiz, sayısız can ve mal kaybını yaşamış ve halen de yaşamaktadır.

Yeni ve eski savaşların yazarlarından Mary KALDOR “Yeni Savaşlar” adlı çalışmasında, dördüncü nesil savaşa dikkat çekmiştir. KALDOR, gelecekteki savaşların, devletlerin parçalanması ve küreselleşmenin yaygınlaşması bağlamında yürütülen siyasi unsur üzerinde yoğunlaşacağını ileri sürmüştür. Şiddet, mevcut bir düzeni baltalamak ve yeni mezhepsel kimlikler oluşturmak amacıyla devletler ve devlet dışı aktörler tarafından sık sık sivillere karşı kullanılmaktadır. Dünyada bir kısım yeni siyasi topluluklar, korku ve nefret oluşturmak yoluyla “çatışma döngüsü” oluşturup devam ettirmek suretiyle yıpratıcı ve bölücü amaçlarla ortaya çıkmaktadır (Williamson, 2009 : 17).

Dördüncü nesil savaş gelecekte, kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer veya yüksek patlayıcı (CBRNE) silahların kullanımını içerebilir. Topluma ve nüfusa verilen zarar, Tokyo'daki kadar sınırlı olabilir, ancak potansiyel bir yıkıcı etkisi olabilir. New York Limanı’ndaki küçük bir gemiye konan kirli radyolojik bomba, dünyanın en büyük limanlarından birinin yanı sıra şehrin ve finans merkezlerinin bir kısmını kapatabilir (Studer, 2005 : 11).

Kaldor’a göre bu yeni savaşlar, Avrupa’nın modern dönem öncesindeki savaşlarıyla çok fazla ortak yönü olduğunu iddia etmektedir. Buna göre kasıtlı olarak düşmanlar, devletler arasında kesin olarak çarpışmanın olduğu üniformalı kişiler arasındaki eski savaş konvansiyonlarına karşı savaşta bulunmaktadırlar. Yeni Savaşlarda Herfried Muenkler, Kaldor ile aynı fikirdedir. Muenkler dahi gelecekteki savaşların, şiddetin bir tekel olarak devletler tarafından kullanılmasından önceki savaşlara benzer olduğuna inanmaktadır. Büyük ya da küçük - devlet, devlet dışı organizasyonlar veya uluslararası - gruplar; etnik ve kültürel nedenler, dini inançlar ve sosyal ideolojiler ekseninde mücadele vermektedir. Bu alanda pek çok grup, cepheleri

167 belirlenmemiş asimetrik şekilde bazı çatışmacı angajmanlar ve şiddet amaçlı olarak doğrudan sivilleri hedef almaktadır (Williamson, 2009 17).

Gelecekteki tehditlerin temel hedefi, “bilgi işlemleri”ni içerecektir. Bilgi işlemleri, bir nesneyi değil, tamamen zihni etkilemeyi hedeflemektedir. Kosova için savaş sırasında bilgi işlemlerinin gücü görülebilmiştir. Yolcu treni ve daha sonra bir mülteci, konvoyun kazara bombalanmasından sonra Sırplar, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) uyumunu neredeyse kıran ve NATO hava kuvvetinin kullanımıyla ilgili ciddi kısıtlamaları uygulayan bir bilgi kampanyası başlatmıştır. Bilgi işlemlerinin, dördüncü nesil savaşta etkisini kimi zaman tahmin edebilmek hayalleri zorlayabililecek boyutlarda olabilir (Studer, 2005:11-12).

Bu bağlamda örneğin Amerika'nın teknolojik olarak gelişmiş silahlara olan güveni, bir düşmanın bilgi teknolojilerine dayalı olarak böyle bir sistemi devre dışı bırakma yollarını, özellikle donanım ve yazılım açıklarından kaynaklanan ilerlemeler nedeniyle olumsuz etkilemektedir. Bir devletin mevcut savunma gücüne yönelik olarak ölçüsüz bir güveni, potansiyel düşmanlarını, asimetrik önlemler almaya teşvik edebilir. (Keithley, 2015:28).

Richard Shultz ve Andrea Dew, isyancılar, teröristler ve milislerin gelecekte çok esnek, uyarlanabilir ve çeşitli şekillere dönüştürülebilir operasyonlara yönelebileceklerine inanmaktadırlar. Qiao Liang ve Wang Xiangsui ise gelecekteki sınırsız savaşların, askeri alanla sınırlı kalmayacağını iddia etmektedirler. Hedef alınan bir ulus dışarıdan, halkı da içeriden hava, uzay ve siber saldırılara maruz kalabilir. Askeri alan başta olmak üzere kamuda ve (şirketler ve özel teşebbüsler başta olmak üzere) özel alanda çok boyutlu bir koordinasyon gereklidir ve ayrıca düşmanı tamamen yok edecek şekilde senkronize edilmiş operasyonlara ihtiyaç olabilir. Oluşturulacak söz konusu kolektif gücün belirli bir stratejik varlığın veya sürecin kontrolünü üstlenmek için kullanılması gereklidir (Williamson, 2009:19).

Qiao Liang ve Wang Xiangsui ve daha fazla akademisyenler, daha karmaşık,

birbirine bağlı, dinamik ve her zamankinden daha uçucu olan bir savaşın geleceğini öngörmektedirler. Birçoğu mevcut ve gelecekteki stratejik ortamda savaşın karakterini sürdürmeye devam etmesi konusunda eğilim göstermektedir. Çoğu, devlet başkanları

168

arasındaki büyük çatışmaların yakın dönemde düşük olasılıklı görmektedirler; bunun yerine örneğin ABD, çoğunlukla devlet dışı ve bireysel aktörlerle karşı karşıya gelecektir. Söz konusu düşmanlar mevcut bütün siyasi, ekonomik, bilgilendirici ve askeri araçlar da dahil olmak üzere tüm imkân ve araçları kullanacaklardır. Bunu yaparken, şiddetin kullanımıyla ilgili sınırlamalara tabi olmamaları beklenmektedir. Bu gruplar, çevrelerinden ziyade yerli halklar arasında giderek daha fazla savaşa devam edecek ve sonuç nüfus üzerindeki etkileri açısından ölçülecektir. Bu düşmanlar, hedef devletin askeri avantajlarına karşı, muhtemelen geleneksel askeri yeteneklerle birlikte asimetrik yaklaşımları kullanacaklardır. Son olarak ve daha belirgin hale gelen bir ayrım, çatışmanın tüm yelpazesinde operasyonlar ortaya çıkacak ve düşmanların hedeflerine ulaşmak için eşzamanlı olarak geleneksel, yıkıcı, felaket ve / veya düzensiz yetenekleri kullanmaya teşebbüs eden bir tür hibrid savaşı ortaya çıkacaktır (Williamson, 2009:19-20). Bunun sonucu olarak bunlara karşı alınacak tedbirler ve

uygulanacak stratejiler de olası dördüncü nesil savaştaki yaklaşımlar gözetilmelidir.