• Sonuç bulunamadı

2.2. Üniversite-Sanayi İş Birliği

2.2.3. Teknoloji Transferi

Üniversitelerin teknoloji ticarileştirme konusundaki varlıkları, 1980’lerin ortalarından başlayarak günümüze kadar büyük bir önem kazanmıştır. Üniversiteler, sahip oldukları mevcut yaratıcı potansiyel sayesinde yenilikçilik ve bu yolla da iş geliştirme bağlamında önemli bir role sahiplerdir. Dolayısıyla, üniversitelerin yaratıcı potansiyelleri, yerel, bölgesel ve uluslararası toplulukların ihtiyaçlarına göre yönlendirilmeli ve gelişmelerine katkıda bulunmalıdır. Bilimsel ve teknolojik bilgiyi ve birikimi, bir ürünün imalatı için veya bir sürecin geliştirilmesi için aktarmak, ancak teknoloji transferi yoluyla gerçekleştirilir. Teknoloji transferinin ilerlemesine katkı sağlayan gelişmeler, kamu finansmanı, fikri mülkiyet konusundaki yasalar, lisanslama, üniversitelerde teknolojik enstitülerin kurulması olarak sıralanabilir.

Burada önemli bir yol da teknolojik fırsatların farkına varılmasıdır. Bu fırsatlar sayesinde, teknoloji transferinde üretilen teknoloji veya yenilik, startup’lar veya özel şirketler tarafından ticarileşme amacına hizmet eder. Çünkü buradaki nihai hedef, araştırma sonucunun pazara ulaşmasıdır (Ungureanu ve Ungureanu, 2016: 498).

Şekil- 8: Araştırma Sonuçlarının Temel Amacı

.

Kaynak: Ungureanu ve Ungureanu, 2016: 498.

Teknoloji transferi stratejisi olarak, ABD’de 1980 yılında çıkarılan Üniversiteler ve Küçük İşletmeler Patent Prosedürleri Yasası (The University and Small Business Patent Procedures Act- Bayh Dole Act), küçük işletmeler, üniversiteler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların, federal fonlarla geliştirilen icat haklarını almalarına ve ayrıca devlete ait ve devlet tarafından işletilen laboratuvarların, ticari kuruluşlara münhasır patent hakları vermelerine izin vermiştir. Teknoloji Yenilik Yasası (The Technology Innovation Act- Stevenson Wydler Act) ise, federal laboratuvarlarının kullanımını üçüncü partilere açarak teknoloji transferini kolaylaştırmıştır (NSB, 2012: 17).

Teknoloji transferi ile yenilik konuları, birbiri ile son derece bağlantılı konular olarak değerlendirilmektedir. Yenilik söz konusu olduğunda bu, transfer edilebilecek bir bilgi anlamına gelebilmektedir. Diğer taraftan, teknoloji transferinin varlığı ve uygulanabilirliği sayesinde yeniliklerin ticarileştirilebilir olduğu görüşü de bir diğer savunma olarak kabul edilebilir. Bu aynen, yumurtanın mı tavuktan yoksa tavuğun mu yumurtadan çıktığı tartışmasına benzer bir durum ortaya koymaktadır. Oysaki bir

Pazar

Özel Şirketler Startup Universite Geliştirilmiş Teknoloji

diğer bakış açısı ise, her iki konunun da ayrı ayrı varlığı ve yalnız yeri geldiğinde çakışmalarıdır. Bu kapsamda yapılan bir çalışmada, literatürde mevcut bu üç yaklaşım odak grup görüşmeleri ile tartışılmış ve sonuç olarak üçüncü seçenek ufak bir farkla baskın olsa da her üç bakış açısının da varlığı ve kabul edilirliği öngörülmüştür (Dubickis ve Gaile-Sarkane, 2015: 968). Bahsi geçen bu üç ilişki şekli aşağıdaki gibidir:

Şekil- 9: Yenilik ve Teknoloji Transferi Arasındaki İlişkiler

A B C

Kaynak: Dubickis ve Gaile-Sarkane, 2015: 968.

Ar-Ge faaliyetleri ile üniversite-sanayi iş birliğinden beklenen, üniversitelerde var olan genç, dinamik ve yaratıcı potansiyelin, belli desteklerle sanayinin ihtiyacı olana cevap verecek şekilde kanalize edilmesi ve bundan, hem yerel hem bölgesel hem de ulusal çerçevede kazanım sağlanmasıdır. Yenilikçi fikirlerin ortaya çıkması, değer bulması ve uygulanabilir hale getirilmesi, bunların fikri mülkiyet çerçevesinde korunması vasıtasıyla bugün daha mümkün hale gelmiştir.

BTYK’nın, (2011:1) 23. toplantısında alınan kararlar, Türkiye’nin üniversite- sanayi iş birliği geleceği bakımından son derece önemli konuları içermektedir. Ulusal Yenilik Sistemi çerçevesinde, TGB’lerin yanı sıra, üniversite bünyelerinde TTO’ların, kuluçka merkezlerinin kurulması, yenilikçi ve girişimci üniversite endeksinin oluşturulması alınan kararlar arasında yer almaktadır. Örnek kapsamda, TTO’ların işlevleri de aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.

Yenilik Teknoloji Transferi

Teknoloji Transferi Yenilik Yenilik Teknoloji Transferi

Şekil- 10: Teknoloji Transfer Ofislerinin İşlevleri

Kaynak: BTYK, 2011.

TTO’ların kurulmaya başlanması ile birlikte, üniversitelerde yeni bir yapılanmaya gidilmesi ve dolayısıyla akademisyenlerin de çalışma biçimlerinde farklılaşmalar olması gibi durumlar söz konusu olmuştur. Sart (2013: 457) araştırmasında, “akademisyenlerin yaşadığı sorunlar üzerinden, üniversite ve özel sektör kuruluşları arasında iş birliği oluşturulmasındaki sıkıntılar” üzerinde durmuştur. Çalışmada, TÜBİTAK TTO destek fonundan yararlanmakta olan 11 akademisyen ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Sonuçlar, akademisyenlerin %86’sının teorik temelli çalıştıkları ve sanayiye yarayacak uygulanabilir bilgi açısından yetersiz oldukları kanaati ile kendilerini henüz bu değişime hazır hissetmedikleri yönünde çıkmıştır.

Teknoloji transferinin gerçekleştiği üniversite TTO’larının öğrenme yollu gelişimlerine yönelik çalışmasında Weckowska (2015: 71), İngiltere’de 6 adet TTO incelenmiş, derinlemesine görüşmeler yapılmış ve sonuç olarak iki yaklaşım öne sürülmüştür. Bunlar, akademik araştırmaların ticarileştirilmesine yönelik olarak elde edilen işlem odaklı ve ilişki odaklı yaklaşımlardır. Çalışma, üniversite TTO’larının içsel öğrenme ile gelişebilecekleri gibi, deneyimsel yolla veya başka TTO’lar ile etkileşim sonucu da gelişebileceklerini desteklemektedir. Dolayısıyla, hem kurum içi hem de kurumlar arası öğrenme süreçlerinin etkileri mevcuttur. Bu da yapısal ve öğrenme boyutlarındaki farklılıkların, farklı çıktılar doğurup doğurmadığı yönünde TTO’lar arası başarı faktörlerinin incelenmesinde, gelecek çalışmalara ufuk açmaktadır.

Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Üniversite-Sanayi işbirliğinin gelişimine katkı sağlanması Teknolojinin ticarileştirilmesinde yol gösterilmesi (Şirket kurulması, kuluçka merkezi) Akademik araştırmaların lojistiğinin sağlanması

Özellikle içinde bulunduğumuz yüzyıl, teknolojik açıdan yaşananların devrim niteliğinde olduğu bir yüzyıl olduğundan, Ar-Ge faaliyetleri daha da önem kazanmıştır. Ar-Ge kapsamında üniversitelere, enstitülere, özel veya kamuya ait araştırma kuruluşlarına birçok destek sağlanmaktadır. Bunların başında da Ar-Ge’yi desteklemek için verilen vergisel teşvikler gelmektedir. Bayraktaroğlu vd. (2015: 232-233) çalışmalarında, Türkiye’de vergi teşviklerine ilişkin yasal düzenlemeler; 5520 sayılı Kanun madde 10/1, Gelir Vergisi Kanunu madde 10/1, 5746 sayılı Kanun, 4691 sayılı Kanun, TÜBİTAK, damga vergisi ve Sosyal Güvenlik Kurumu Genelgesi (2008-85) olarak sıralanmıştır. Çalışmada, teknokentlerin bünyesinde kullandırılan Ar-Ge desteklerinin, işletmeler tarafından ne şekilde değerlendirildiğinin tespit edilmesi amacı ile, belli bir bölgenin teknokentinde kurulmuş 45 işletmeden yüz yüze anket yöntemi ile veriler toplanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, girişimlerin Ar-Ge projesi hazırlanmasında fikir kaynakları sırasıyla, “teknolojik yenilikler, ihtiyaçlar, önceki çalışmalar, rakipler ve ortaklar” olarak belirlenmiştir. Vergisel teşviklerin yeterli bulunduğu ve Ar-Ge teşviklerinin yenilikçilik ve girişimciliğin geliştirilmesi için arttırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.