• Sonuç bulunamadı

3.4. Uygulamaya Yönelik Bileşenleri Bakımından Akademik Girişimcilik

3.4.1. Akademik Girişimcilik ve Motivasyon

Akademik girişimciliğe katılımı kolay bir karar olarak görmemek gerekir. Hem hazırlık ve araştırma aşamasında ortaya çıkan zorluklar bakımından hem de normal akademik görevler ile girişimcilik faaliyetleri arasındaki dengenin sağlanması bakımından zorlayıcı bir görev olarak kabul edilebilir. Aynı zamanda, akademik kültür ile sanayi kültürü arasındaki amaç farklılıklarını idare etme gerekliliği söz konusu olduğu gibi, sistemin içerisindeki diğer aktörler (üniversite yönetimi, kamu fonlarının sağlandığı denetim mekanizmaları, TTO yönetimi, sanayi ortakları vb.) ile de uyum içerisinde çalışmak gerekmektedir (Shane, 2004; Shah vd., 2015).

Literatürde, girişimcilik motivasyonunun altında yatan nedenleri araştırmada yaygın olarak kullanılan iki faktör mevcuttur. Bunlar, itme ve çekme faktörleridir. İtme faktörleri, girişimcinin alternatifsiz kaldığı durumlarda, olumsuz çevre koşullarının üstesinden gelmek adına, yeni bir iş kurmaya zorlanılan durumu açıklamaya çalışır. Çekme faktörleri ise, kişinin bir işe girişmede var olan cazip ve çekici bazı durumları değerlendirmesi durumunda kullanılır. Birinde kişi, mecburiyetten girişimciliğe atılırken; diğerinde, var olan cazibeli koşulları değerlendirmek için, bilinçli bir şekilde girişimciliğe atılmaktadır. İtme faktörlerinde bir gereklilik söz konusuyken, çekme faktörlerinde bir fırsat söz konudur (Dawson ve Henley, 2012; Van der Zwan vd., 2016; Kirkwood, 2009). İtme ve çekme motivasyon faktörleri için belirli tanımlamalar, aşağıdaki tabloda mevcuttur.

Tablo- 22: İtme ve Çekme Motivasyon Faktörleri

İtme Faktörleri Çekme Faktörleri

Makul bir yaşam kazanmak Özerklik İhtiyacı İşten çıkarılma / işsizlik Başarı İhtiyacı

Maaşlı bir işten duyulan memnuniyetsizlik Yakın ilişki/üyelik ihtiyacı Engellenen promosyon ödemeleri Benlik saygısı ihtiyacı Esnek bir çalışma takvimi ihtiyacı Servet isteği

Düşük maaş Sosyal statü arzusu

İşgücü piyasası ekonomisinde ayrımcılık Kişisel gelişim ihtiyacı

Doğal yoldan meydan okuma ihtiyacı Fırsat tanımlama

Uzmanlığın etkin kullanımı Yaratıcı olma ihtiyacı

İnsan unsurunun iş örgütleri tarafından daha da önemsenmesi ile birlikte, motivasyon kavramı büyük bir önem kazanmıştır. Çünkü motivasyon, günümüz çağdaş yönetim anlayışının oluşmasında etkisi olan bir unsur olarak görülmektedir. Girişimcilik ruhunun oluşmasında, birtakım güdülerin rol oynadığının ortaya çıkarılması, yönetimde motivasyon kavramının önemini daha da arttırmıştır (Çelik ve Akgemci, 2010: 31).

Bilgi, üniversitelerden yerel ekonomiye doğru birçok değişik formatta hareket etmektedir. Araştırmacılar ve yerel kanun koyucular tarafından özellikle önemsenen bir bilgi ve iletişim kanalı ise, spin-off şirketleri oluşturmak olarak görülmektedir. Etzkowitz’in önerdiği ABD akademik girişimci profiline göre, akademisyenler kendiliğinden, akademik kültürün de etkisiyle normal girişimciler gibi, oluşumun her aşamasını kendileri planlamaktadırlar. Ampirik araştırmalar göstermektedir ki, bilginin üniversite laboratuvarlarından yerel ekonomiye spin-off şirketleri ile geçişinde Avrupa, Amerika’dan daha az başarılı durumdadır. Bu tezden hareketle, Erdös ve Varga, (2010: 15-16) üniversite spin-off firması kuruluşunun arkasındaki “akademik” tetikleyicilerin Avrupa kıtası açısından da var olup olmadığını araştırmışlardır. Ek olarak, akademisyenlerin mesleki özelliklerinin, sosyal sermayelerinin, akademik normlarının ve akademik ve ticari çevrenin bu akademik motivasyonları destekleyip desteklemediği de inceledikleri konular arasındadır. Macaristan’da akademik girişimciler üzerine uygulanan bu çalışmada yapılan 18 görüşmeden, sadece 8’i klasik, yani Etzkowitzian tipi girişimci kabul edilmiştir. Bulgulara göre, klasik akademik girişimcilerin firma kuruluşunda başarılı oldukları görülmektedir. Ayrıca rol modele sahip olmanın da kritik bir önemi olduğu ortaya çıkmıştır. Öte yandan, kurulan spin-off firmasının başarısı ile üniversite-sanayi iş birliği arasındaki bağ, birbiri ile doğru orantılıdır. Üniversitenin genel prosedürleri, firma kuruluşunda yüksek öneme sahip gibi görünmese de destekleyici fakülte kuralları, firma kuruluşunda önemli bir etkiye sahiptir. Temel olarak, spin-off firmalarının kuruluş nedeni, üniversite laboratuvarları ile spin-off firması arasındaki ilişkide sinerjiyi sağlayarak, akademik araştırmanın devamını getirmek olarak bulunmuştur.

Girişimciliğin doğuştan geldiğini ve sonradan olunamayacağını savunanların varlığına karşın, bunun böyle olmadığını savunanların sayısı da oldukça çoktur. Çünkü insanlar, yapılar, süreçler, bakış açıları yani tüm dünya değişip gelişmektedir. Bunların değişkenliğini kabul etmek demek, girişimciliğin de sonradan kazanılabilecek bir özellik olabileceğini kabullenmek demektir. Yılmaz ve Günel (2011: 14-15) çalışmalarında, bireylerin girişimciliğe yönlenmesinde etkisi olan faktörler üzerinde durmuş ve bu amaçla, henüz iş hayatına atılmamış üniversite gençleri üzerine bir araştırma yapmışlardır. Buradaki amaç, gençlerin aynı zamanda geleceğin girişimci potansiyeline sağlayabilecekleri katkı miktarını görmektir. Çünkü günümüz gençleri, iyi eğitim alan, teknolojinin olanaklarına sahip, bir ayağı uluslararası arenada olan bir portre çizmektedir. Dolayısıyla geçmiş nesillere göre çok daha fazla olanakla, zengin kaynakları birleştirme fırsatına sahiptirler (Çelik ve Akgemci, 2010: 37).

Yılmaz ve Günel (2011: 14-15) çalışmalarını, birey odaklı yürütmüşlerdir. Değişik sınıflarda öğrenim gören 180 üniversite öğrencisi ile yapılan anketlerden elde edilen verilere göre, cinsiyet değişkeni ile kendi işini kurma isteği arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Ayrıca, öğrencilerin ailelerinin çalışma alanlarının değişkenliği, öğrencinin ilerideki iş kurma isteğini etkilemektedir. Örneğin, ailesi kamuda çalışanlara ziyade, özel sektörde veya serbest meslek alanında çalışan ailelerin çocukları, gelecekte iş kurma eğilimi yüksek olanlar olarak belirlenmiştir. Son olarak, gelecekte kendi işini kurma isteği ile üniversite eğitimi almış olmak arasında bir ilişkinin varlığı sınanmış ve anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Çalışmanın sonucuna göre, öğrencilerin girişimcilik eğilimlerinin altında, rol modellerin etkisi, kişisel özellikler, toplumsal ve ekonomik koşullar gibi nedenlere odaklanılmalıdır.

Girişimci motivasyonun, girişimciliğe yönelme ve başarılı olmanın güçlü bir ön belirleyicisi olduğu düşünülse de, geniş girişim yelpazesinin, girişimciliğe yönelmenin belirlenmesindeki etkisinin niteliği konusunda herhangi bir görüş birliği bulunmamaktadır. Literatür, esas olarak, yeni girişimler kurmak için girişimci motivasyonunu araştırmaya odaklanmıştır. Girişimin büyütülmesi adına, başlangıç

motivasyonlarını destekleyici önceliklerin değerlendirilmesi ise, nadiren çalışılan alanlar arasında kalmıştır. Bu amaçla De Silva (2010: 13-24) İngiltere’nin Bradford şehrindeki KOBİ’ler üzerinde bir araştırma yapmıştır. Araştırmasındaki temel amaç, girişimcilerin başlangıç ve büyüme esnasındaki motivasyonları arasında bir farklılık olup olmadığını ve eğer var ise büyüme faktörleri ile girişimci çıktılar arasında bir farklılık olup olmadığını incelemektir. Çalışmanın sonuçlarına göre, girişimcilerin çoğunluğu (yüzde 83,3), kendi işine başlamadan önce tam zamanlı bir işte çalışmıştır. İşe giriş yapmaya karar verirken, katılımcıların yüzde 96,7'si, hem "itme" hem de "çekme" motivasyonlarından etkilendiklerini belirtmişlerdir. Girişimcilerin iş dünyasına girmeye karar vermelerine neden olan durumun, her iki faktörün birleşimi tarafından şekillenmesinden ötürü girişimciler, hangi güdünün hâkim olduğu ("itme" veya "çekme") konusunda fikir beyan etmekte zorlanmışlardır. İş kurma motivasyon faktörlerinin aksine bulgular, büyüme motivasyonunun sadece "çekme" faktörleri tarafından etkilendiğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla araştırmanın sonucu, işe başlama ve büyümeye etki eden faktörler arasında bir farklılık olduğunu ortaya koymakla birlikte büyüme faktörlerinin de bir çıktı olarak işletmenin büyümesi ile aşağı yukarı bir tutarlılığa sahip olduğunu saptamıştır.

Üniversite bilim adamlarının girişimcilik motivasyonları üzerine yapılan çalışmalarda, belirleyici faktörler olarak genellikle bağımsızlık, pazar fırsatları, maddi kazanç veya işsizlik riski (kısa dönem kontratlılar için) üzerinde durulmaktadır. Sass (2013: 3-4), 35 akademisyenle yaptığı derinlemesine görüşmeler sonucu, girişimcilik faaliyetlerinde bulunan Alman bilim insanlarını, 6 grupta toplamıştır. İlk grupta, işini kaybetme riskine sahip olan ve sadece geçimini sağlamak amacıyla yönelen “ekmek peşinde olan bilim adamı” var iken, ikinci grupta ise, motive etmeyen iş ortamından sıkılarak büyüme ve gelişme peşinde olan “hayal kırıklığına uğramış bilim adamı” vardır. Üçüncü grupta, çevrenin etkisi altına girmeyen ve amacı özerklik olan “bağımsız bilim adamı” varken, dördüncü grupta ise, bilgisini ve iş fikirlerini paraya dönüştürme amacında olan, pazar fırsatlarını değerlendirerek know-how peşinde koşan, “çok para kazanan bilim adamı” vardır. Beşinci grupta, iş deneyimi konusunda meraklı olan ve araştırma sonuçlarını

değerlendirmek isteyen “meraklı bilim adamı” varken, son grupta ise, zorlayıcı tüm görevleri seven, rekabetten beslenen, “ rekabetçi bilim adamı” vardır.

Akademik girişimciliğin altında yatan motivasyonel faktörlere odaklanan bir başka çalışmada Mirani ve Yusof (2016: 414-415), Pakistan’daki 6 üniversitenin mühendislik fakültesi akademisyenleri ile yapılan çalışmalar yer almaktadır. Çalışmada elde edilen sonuçlar da göstermektedir ki, akademisyenler, girişimcilik faaliyetlerinin yumuşak yönünü tercih etmektedirler. Bu yumuşak akademik girişimcilik faaliyetleri ise, üniversite dışı ders verme, seminer yapma ve danışmanlık gibi faaliyetler olarak belirlenmiştir. Girişimciliğin sert yüzü olarak değerlendirilen firma kurulumu ise, daha az tercih edilen akademik girişimcilik faaliyeti olarak ortaya çıkmıştır.

Akademik bilim adamlarının mevcut araştırmalarını ticarileştirilebilir ürünlere dönüştürmesinde, yakın çevredeki destekleyici transfer ortamının ve bilimsel bilgiyi geliştirme arzusunun etkisi, muhakkak büyüktür (Morales-Gualdion vd., 2008: 1). Ayrıca yazında yapılan tüm çalışmaların sonuçları, politika yapıcılar için önemli ipuçları barındırmaktadır. Kişilerin motivasyonunu etkileyen faktörlere uygun teşvik ve destek sistemleri, girişimciliğin arttırılması, ekonomik ve sosyal fayda yaratılması bakımından muhakkak yararlı sonuçlar doğuracaktır.