• Sonuç bulunamadı

4- Vakıf paralarının teminat karşılığında verilmesi: Nakit para

4.1.1 Sikke Tashihleri ve Paranın Değer

Osmanlı Devleti’nde resmi para birimi gümüşten kesilen “akçe” veya “akça” denilen sikkedir. Akça, Osmanlı’da uzun süre geçerli olan en yaygın para birimi olarak kullanılmıştır. Akça piyasada bulunan bir sikke olmanın yanında, piyasada geçerli olan sikkelerinde değerlerini belirlemekte kullanılan bir ölçektir369. Osmanlı parası üzerinde bütün değişiklikler akça üzerinden olmakta ve akçanın gerçek değeriyle piyasadaki geçerliliği devlet tarafından belirlenmektedir. Vergiler ve devlet görevlilerinin ücretleri de akça üzerinden hesaplamaktadır370. Akça 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren piyasadan kaybolmuş, yalnızca hesaplamalarda kullanılmıştır. Ayrıca akça sürekli olarak bozulduğu ve değer yitirdiği için, akça adının taşıdığı niteliği belirtmekte yetersiz kaldığı zamanlarda, kalb-ı zuyûf akça, kızıl akça, kırpık akça, halis akça, sağ akça gibi isimlerle adlandırılmıştır. Akçanın bu durumu karşısında parasal alanda oluşan boşluğu Riyali, Esedi guruş benzeri Avrupa sikkeleri doldurmaya başlamış ve yabancı sikkeler, Balkanlar ve İstanbul’dan Anadolu ve Suriye’ye kadar uzanan geniş bir coğrafyada önde gelen mübadele aracı konumuna gelmiştir. Osmanlı Devleti, bu süreçte yabancı sikkelerin tedavülünü engellemeye çalışmadığı gibi tam tersine, devlete yapılan ödemelerde yabancı sikkeleri kabul etmiş hatta talep etmiştir. Devlete yapılan ödemelerde yabancı sikkelerin hangi kur değerleri üzerinden kabul edileceği de düzenli olarak ilan edilmektedir371. İncelediğimiz sicilde Karaman Eyaleti cizye vergilerinin tahsilinde, belirtilen akça bedelleri mukabilinde, yabancı sikkelerin de kabul edilmesi istenmektedir372.

369 Alaeddin Aköz, 16. Asırda Karaman Kazası, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Yayımlanmamış Doktora Tezi, Konya 1992, s. 141.

370 Rabia Sultan Tınbıl, 19 Numaralı Gaziantep Şer’iye Siciline Göre Mülk Satışları (1647-1648),

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 2003, s. 18.

371 Pamuk, Paranın Tarihi, s. 161. 372 12-1.

İncelediğimiz sicildeki 12-1 numaralı belgede toplanacak cizye vergi miktarı akça olarak belirtilmiştir. Ayrıca belgede vergi toplama esnasında verilen farklı para birimlerinin teslim alınırken ne kadar değerde hesap edileceği akça üzerinden sabitlenmiştir. Burada dikkati çeken ilginç nokta toplanacak olan verginin akça hesabı üzerinden belirtilmesine rağmen akçanın ancak zorunluluk halinde alınması ve alınırken de halis akçadan alınıp, kırık akçanın kabul edilmemesidir. Belgedeki bu açıklamaya göre akça artık tedavülde kullanılan bir para olmaktan ziyade piyasadaki eşya ve diğer para birimlerinin ederini belirlemekte kullanılan bir değer ölçütüne dönüşmüş gözükmektedir. Belgede bahsedilen akçanın bu durumu Osmanlı için makro ekonomik düzeyde doğruluk ifade etmektedir. Ancak incelediğimiz sicilde alım-satım işlemlerinin büyük bir çoğunluğunda akçanın hâlâ faal bir şekilde geçerli para birimi olarak kullanıldığını görmekteyiz. Bu bize akça üzerinde yaşanan değişimin bölgesel olarak farklılıklar gösterebileceğini ve Karaman Eyaleti sınırları dâhilinde bilhassa Konya Sancağı’nda yabancı sikkelerin kullanımı kısmen mevcut olsada, akçanın yaygın bir şekilde geçerli para birimi olarak kullanıldığını ispatlamaktadır. İncelediğimiz sicilde akçanın yaygın olarak kullanıldığının yer alması, bazı yazarların, kimi bölgelerin genel eğilimin dışında kalmayı başardığı görüşlerine de uymaktadır373. Ayrıca 16. ve 17. yüzyılda akçanın kapsadığı bölge olarak Balkanlar ile Orta ve Batı Anadolu olduğunun belirtilmesi374, Konya’nın akçayı faal olarak kullandığı görüşümüz ile örtüşmektedir.

16.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti’nde ortaya çıkan ekonomik durgunluk ve parasal sıkıntılar tağşişlerin temel sebebi olarak kabul edilmektedir. 1585-1650 dönemindeki Osmanlı tağşişlerine baktığımızda, bunların devletin mali güçlüklerinden kaynaklandığını ve akçanın gümüş içeriğinin düşürülmesiyle devletin kısa vadede ek mali gelir sağladığını söylemek mümkündür. Ancak bu tağşişler uzun vadeli ve planlı bir şekilde uygulanan bir devlet politikası olmaktan ziyade devletin içine girdiği mali bunalımların ardından en son çare olarak başvurduğu çözüm yolu durumundadır. Ve devlet tağşişlerin ardından mali

373 Şevket Pamuk, “Geniş İmparatorlukta Para Politikası: Devlet Ne Kadar Müdaheleciydi, Ne Kadar

Güçlüydü?”, Osmanlı’dan Cumhuriyete I. Uluslar Arası Tarih Kongresi Problemler- Araştırmalar-Tartışmalar (26-29 Mayıs 1993 Ankara), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999, s. 33.

olanakları uygun hale geldiği zaman, sikke tashihi operasyonları yaparak sikkelerin standartlarını yükseltip, fiyatlara istikrar kazandırmaya çalışmaktadır375. Osmanlı para tarihinde 17. yüzyılın ortalarına kadar; 1589, 1600, 1618, 1624 ve 1640 yıllarında olmak üzere, beş defa sikke tashih operasyonu yapıldığı bilinmektedir. İnclediğimiz sicilin kapsadığı zaman dilimi itibariyle sadece 1624 yılında yapılan sikke tashihi hakkında bilgi vermek uygun olacaktır.

1624 Yılında Yapılan Sikke Tashihi ve Sonuçları

IV. Murad döneminde yapılan bu dördüncü tashihte, akçanın vezni önceki ayarlamalara bağlı kalarak yapılmıştır. 1618 tarihinde II. Osman döneminde yapılan tashihte olduğu gibi 100 dirhem gümüşten 1000 akça kesilmiştir. 1624 tarihinde yapılan sikke tashihi ile paraya yeni bir düzen vermek suretiyle “…hâliyâ sikke-i cedîd ile meskûk onu bir dirhem kâmilü’l-ayar cedîd akça çıkarılmağın min ba’d altun yüz yirmi akçaya ve kamil guruş seksen akçaya ve esedî guruş yetmiş akçaya ve zolota elli akçaya ve babka altı akçaya ve mısır parası üç akçaya ve osmanî dahi üç akçaya…” çıkartılmıştır376. Akçanın 1624 yılında tespit edilen rayiçler üzerinden işlem görmesi uzun süre devam edememiş, nitekim daha 1626’dan itibaren altın 130 akçaya, 1628’de 180 akçaya, 1630’da 200, 1632’de 220, 1635’de 240, 1638-1640 arasında da 250 akçaya kadar yükselmiş durumdadır377. İncelediğimiz sicilde 12-1 numaralı ve 25 Mart 1630 tarihli belgede altının resmi fiyatı 118 akça olarak belirtilmektedir. 1630 tarihinde, devletin belirlediği 118 akça değer ile piyasada oluşan 200 akça rayiç değer arasındaki bu büyük fark sikke tashihlerinin istenilen sonucu vermediğini göstermesi bakımından önemlidir. Aşağıdaki tabloda 25 Mart 1630 tarihinde Osmanlı Devleti’nde kullanımda olan paraların akça üzerinden resmi değerleri gösterilmektedir.

375 Pamuk, Paranın Tarihi, s. 154-155.

376 Mustafa Öztürk, “Genel Hatlarıyla Osmanlı Para Tarihi”, Türkler Ansiklopedisi, C. X, Ankara

2002, s. 808.

Tablo 39-1630 Tarihinde Osmanlı'da Kullanılan Paraların Resmi Kur Değerleri

Belge Numarası: 12-1 Tarih: 25 Mart 1630

Altın 118 Akça

Kâmil Guruş 78 Akça

Esedî Guruş 68 Akça

Leh Guruşu 48 Akça

Padişahî 2 Akça

Mısır Parası 2 Akça

Babka 6 Akça