• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: SOSYAL DURUM

3.2 Konya’da Toplumsal Yapı 1 Zimmîler

3.2.4 Toplumsal Yapıda Meydana Gelen Suçlar 1 Tütün Üretimi ve Yasaklanması

3.2.4.3 Celali ve Eşkiyalık

Osmanlı Devleti’nde özellikle 17. yüzyılda eşkiyalık ve Celali İsyanları’nın kronik bir hal almasının temelinde 16. yüzyılda dünyada meydana gelen değişikliklerin kalıcı bazı etkilere sahip olması yatmaktadır. Avrupa’nın coğrafi keşiflerin ardından elde ettiği zenginlik ile başlayan değişimi, Rönesans ve Reform hareketleri ile uzun süreli bir gelişim sürecini başlatırken bunun Osmanlı’ya olumsuz etkisi ilk olarak ekonomik alanda olmuştur. Osmanlı’nın elinde bulundurduğu ticaret yollarına alternatif olarak Avrupalı devletlerin yeni yolları kullanmaya başlaması, ticaretten elde edilen geliri düşürdüğü gibi keşfedilen yerlerdeki bol miktardaki altın ve gümüşün Osmanlı piyasasına girmeye başlaması da temel maddelerde fiyat artışına, enflasyon ve devalüasyon gibi olumsuz sonuçlara yol açmıştır. Bu duruma bir de uzun süren ve sonuçları, siyasi ve ekonomik anlamda çok da iyi olmayan savaşlar eklenince Osmanlı Devleti, çözümü halkın üzerindeki vergi yükünü artırmakta bulmuştur. İşte artan vergi baskısı, uzun süren savaşlar esnasında tımarlı sipahilerin ve bölgelerindeki düzenlerinin bozulması, saruca veya sekban denilen paralı askerlerin savaş zamanları dışında şakiliğe başlamaları Celali İsyanları’nın temelini oluşturmaktadır. Bunlara ilave olarak merkezi otoritenin zayıflamasının bir sonucu olarak Anadolu’da oluşan otorite boşluğu ve taşradaki idarecilerin keyfi tutumları da eşkiyalık ve Celali Hareketleri’ne halkın kısmen iştirak etmesine sebep olmuştur240.

Celali adı verilen özellikle Anadolu’da köy ve mezra gibi küçük topluluklara saldıran bu eşkiyalık hareketinin sonuçları ağır olmuştur. Seyyar tüccarlara yapılan saldırılar kervan güzergâhlarına düzenli baskın yapma haline dönüştüğü gibi şehir

halkını kuşatıp onlardan sürekli haraç almayı kapsayacak şekilde genişlediği de olmuştur241. Bazı eşkiyalık hareketleri yerel düzeyde kalırken bazıları birkaç eyalete yayılarak Osmanlı orduları ile çatışmaya girecek kadar büyük olmuştur. IV. Murad döneminde meydana gelen Balıkesirli İlyas Paşa ve Abaza Mehmet Paşa’nın Anadolu’da çıkardıkları isyanları hariç tuttuğumuzda incelediğimiz sicilde Celali ve eşkiyalık harekeleriyle ilgili bazı belge kayıtları mevcuttur.

İnclediğimiz 22 numaralı sicilde eşkiyaların ortadan kalırılması ile doğrudan ilgisi olan tek belge Kafalıoğlu eşkiyasının def edilmesi için İstanbul’dan gönderilmiş olan fermandır242. Ocak ayının sonlarına doğru 1631 tarihinde gönderilmiş olan bu fermanda Karaman Beylerbeyi Dilaver Paşa’nın emrindeki eyalet askerlerini toplayarak Anadolu Beylerbeyi Ahmed Paşa’nın ordusuna katılması emredilmektedir. Fermanda bunların haricinde bir bilgi olmayıp Kafalıoğlu’nun eşkiyalık yaptığı yer veya askeri harekatın nereye yapılacağına dair bir kayıt bulunmamaktadır.

Eşkiya ve Celali ile alakası olan diğer bir belge243 ise Celali sebebi ile dağılan Yağlukaya köyünün vergileriyle ilgili 5 Mayıs 1630 tarihli fermandır. Fermanda, daha önce eşkıya ve Celali sebebiyle Yağlukaya köy ahalisinin dağılıp, sayılarının azalması üzerine yakınında olan Kızıllar köyü ahalisi Yağlukaya köyünün vergisine dahil olan bazı arazileri ekerek vergilerin ödenmesinde de ortak hareket etmektedirler. Ancak Yağlukaya köyünün tamamen dağılması üzerine vergilerin tamamı Kızıllar köyünden talep edilmiştir. Köy ahalisinin kendi köylerinde Yağlukaya köyünden kimsenin olmadığını ve artık o köyün arazilerin ekmediklerini belirtip, vergi hususunda rencide olduklarını söylemesi üzerine bu konuda vergi memurlarının köylüleri zorlamamaları için ferman çıkarılmıştır. Fermanda Celali ve eşkiyalık sebebiyle köyün önce sayısı azaldığı sonra ise tamamen terk edildiği belirtilmektedir. Buna göre kendisini güvende hissetmeyen ahali ya başka köylere katılmış ya da şehirlere göç etmiş olmalıdır.

İncelediğimiz sicilde asi ve eşkiyalarla ilgili son belge Konya ve Eski-il kadıları ile Karaman Defterdarı’na yönelik olarak gönderilmiş olan 19 Ekim 1631

241 Karen Barkey, Eşkiyalar ve Devlet, Çeviren: Zeynep Altok, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul

1999, s. 161.

242 191-4. 243 7-3.

tarihli berattır244. Belgede Konya Kadısı’nın gönderdiği arza göre, esb-keşan cemaatinden olan Kayan köyünün ahalisi otuz iki kişi iken büyük bir eşkıya grubu tarafından basılıp birçoğunun öldürülmesi üzerine sayıları beş kişiye düşmüştür. Kadı, dilekçesinde esb-keşan vergilerini toplayan memurların kalan köylülerden eskiden olduğu gibi iki ayak esb-keşan vergisi istediklerini söyleyerek, köylünün bunun bir ayağının kaldırılması talep ettiğini iletmektedir. Belgenin sonunda ise ahalinin vergiyi tam olarak ödemesi için tahammül ve takatlarının olmadığı belirtilerek vergiyi, memurların tek ayak üzere tahsil etmeleri ve bu konuda halkın rencide edilmemesi emredilmektedir. Belgede eşkiyalar tarafından köyden yirmi yedi kişinin öldürüldüğünden bahsedilmektedir. Bu durum Anadolu’da güvenliğin kalmadığını ve eşkiyalık olarak tezahür eden Celali Hareketi’nin devlet otoritesine büyük zarar verdiğini göstermektedir.

Sonuç olarak 16. yüzyıldan beri süregelmekte olan bu eşkiyalık hareketlerinin birçok örneği Konya’da karşımıza çıkmıştır. Buna rağmen bu dönemde İran ve bilhassa Bağdat üzerine yapılan seferler esnasında Anadolu’da kısmî bir tedip hali söz konusu olup eşkiyaların üzerine gidilmiştir. Ancak konrolün tamamen ele geçirilip, Anadolu’da huzur ve nizamın yeniden tesisi IV. Murad’ın bizzat Bağdat seferine çıkması ile mümkün olacaktır. Hükümdarın Konya üzerinden Bağdat’a giderken Anadolu’da birçok eşkıya ve Celali’yi acımasız bir şekilde ortadan kaldırdığı bilinmesine rağmen sorunun altında yatan meselelere çözüm bulunamadığı için eşkiyalık hareketleri ve Celali İsyanları daha sonrada devam etmiştir.