• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: İDARİ DURUM

2.1 Karaman Eyaleti ve Eyalet Merkezi Olarak Konya

2.2.2 Adli Görevlere Yapılan Tayinler 1 Kadı

Kadı, hükmeden, hukuku uygulayan ve kaza işlerine bakan memurlara verilen ünvandır. İslamiyetin ilk dönemlerinde idareciler aynı zamanda yargılama yapmışlar ancak daha sonra yargı görevini yerine getirmek üzere idarecilerden başka bölgeye kadılar tayin edilmiştir. Kadılar hukukun uygulanmasının yanı sıra birçok sosyal ve ekonomik konuda da uygulama veya kontrol için yetkilendirilmiştir. Bilhassa kazalarda kadılar idari görevide yerine getirmekle mükelleftir93. Evliya Çelebi, Konya’nın 500 akçelik mevleviyet kadılığı olduğunu ve nahiyelerden kadıya senede yirmi kese gelirin olduğunu bildirmiştir. Ayrıca kadıların hepsinin Hanefi mezhebinden olduğunu söyleyerek Osmanlıda şer’i hükümlerin bu mezhebe göre uygulandığı ile ilgili bir ifşaatta bulunmuştur94.

1629-1631 tarihleri arasında Konya’da iki kişinin kadı olarak görev yaptığının kayıtlarını görmekteyiz. Bunlardan ilki 7-1 ve 39-1 numaralı belgeler Mevlânâ Seyyid İbrahîm Efendi’nin Konya kadısı ve müftisi olarak göreve başlama kaydıdır. Göreve başlama tarihi 15 Muharrem 1040 olup görevi tam olarak bir yıl sürmüştür. Ardından İstanbul’dan gönderilen 30-1 numaralı ve 1 Zilhicce 1040 tarihli bir fermanla Şâh Hubân müderrisi iken Sahn müderrisi olan Mevlâna

93 Çalışmamızın giriş bölümünde ‘Osmanlı Devleti’nde Kadılık Makamı’ adlı bir başlık kaleme

alındığı için burada teferruatlı bir bilgi yazılmamıştır. Bu konu ile ilgili kaynaklar için bakınız: Pakalın, Sözlük, C.II, s. 119; Ebul’Ula Mardin, “Kadı”, İslam Ansiklopedisi, C. VI, Eskişehir 1997; Bayram Ürekli, XVII. Yüzyılın II. Yarısında Konya’nın Merkezi Yönetimle İlişkileri, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Proje, Konya 1979.

Abdülhelim Efendi, Anadolu kazaskeri Mehmed bin Mustafâ onayı ile ta’yîn edilmiştir. 122-1 numaralı belgeye göre bu kadı 15 Zilhicce 1040 tarihinde Konya’da görevine başlamıştır.

Tablo 5-Tayini Yapılan Konya Kadıları Sıra No Belge No Görevi İsmi Tayin Tarihi Açıklama 1 7-1 Konya Kadısı ve Müftisi Mevlânâ es- Seyyid İbrahîm Efendi

- Konya kadısı ve müftisinin göreve başlama kaydıdır. 2 39-1 Konya Kadısı ve Müftisi Mevlânâ es- Seyyid İbrahîm Efendi 15-M- 1040

Konya kadısı ve müftisinin göreve başlama kaydıdır.

3 30-1 Konya Kadısı Mevlâna ‘Abdülhelim Efendi Evl-Z- 1040

Şâh Hubân müderrisi iken Sahn müderrisi olan bu zât Anadolu kazaskeri Mehmed bin Mustafâ tarafından ta’yîn edilmiştir. 4 122-1 Konya Kadısı Mevlana ‘Abdülhelim Efendi 15-Z- 1040

Konya kadısının göreve başlama kaydıdır.

2.2.2.2 Naib

Naibler, kadıların vekili konumunda kişiler olup kadıya görevini yerine getirme hususunda yardımcı olan vekillerdir. Özellikle kaza idaresine bağlı köy ve kasabalarda yerinde görülmesi gereken davalarda kadılar görev yerlerini terk etmek yerine naibini bu iş için görevlendirmektedir. Naibler genellikle yerel halkın95 değerli ve namuslu96 adamlarından seçilmektedir.

Mahkemeler tarafından bir işin incelenmesine tayin edilen kişilerin, incelemelerine nezaret etmek üzere kadı tarafından görevlendirilen kişi genellikle naib olmaktadır. Sicilde Konya kadısı naibi olarak 36-2 numaralı belgede Mevlana Abdülmüttalib vardır. Belgede görevini yerine getirmeyen İplikçi medresesi mütevelliliğine kadı naibinin arzı üzerine İbadullah adlı bir kişi tayin edilmiştir. 11-4 numaralı belgede ise Ilgın kazasındaki Turgutoğlu vakfının mütevelli ve nazırı olan kişinin vefatı üzerine Ilgın kadı naibi Mevlanâ Süleyman’ın arzı doğrultusunda tayin gerçekleşmiştir. 133-1 ve 134-1 numaralı belgelerde ise Bayburd kazası kadı naibi olan Mevlanâ Musa Efendi’nin huzurunda bir cinayet davası görülmüştür.

95 Abacı, Bursa Şehri, s. 61. 96 Pakalın, Sözlük, C.II, s. 644.

2.2.2.3 Subaşı

Kadıların emrinde çalışan ve en temel görevi olan adli kolluk kuvveti olmanın yanında kazalarda belediye ile zabıta işlerini de yerine getiren kişilere subaşı adı verilmektedir. Subaşılar, büyük kazalar ve sancak merkezlerinde kadının emrindeki emniyet amiri konumunda olup ellerinde kırbaç ve kamçılar olduğu halde şüphelendikleri kimselerin elini kolunu bağlayıp tutuklama yaparlardı. Kadı naibi ile birlikte bazı evlere baskın yapmak, suçluların yakalanması, verilen cezaların infazı ve geceleri asesbaşı ile sokakların güvenliğini sağlamak gibi görevleride yerine getirirlerdi97.

Subaşıların genellikle üç aylık zaman dilimleri halinde ve genellikle aynı kişilerin tayin edildiği98 ifade edilse de 22 numaralı sicilde sekiz adet subaşı tayininin bir tanesi üç aylık olup diğerlerinin tamamı birer aylık süreyle görevlendirmeler yapılmıştır. Subaşı tayinleri Karaman beylerbeyinin bizzat kendisi veya kaim-i makamı tarafından yapılmaktadır99.

Tablo 6-Tayini Yapılan Konya Subaşıları

Sıra No Belge No Görevi İsmi Tayin Tarihi Açıklama 1 7-4 Konya Subaşısı Hasan Beg ve ‘Abdî Beg 1-S- 1040

Mütesellim Nûrullah Çelebî’nin verdiği bu görev 1 ay sürelidir. 2 17-3 Konya Subaşısı ‘Alî Beg 12-Ş-1040 Karaman kâim-makâmın tevcîhi ile 1 yıl sürelidir. 3 27-4 Konya Subaşısı Mustafâ Çelebî ve ‘Abdî Beg 1-C- 1040 Kâim-makâm-ı mîr-mîrân-ı Karaman Pîr ‘Ömer Pâşâ’nın tevcihi olan bu görev 1 aylıktır. 4 27-5 Konya Subaşısı Mustafâ Çelebî ve ‘Abdî Beg 1-B- 1040 Kâim-makâm-ı mîr-mîrân-ı Karaman Pîr ‘Ömer Pâşâ’nın tevcihi olan bu görev 1 aylıktır. 5 28-5 Konya

Subaşısı Mehmed Ağa

1-Z- 1040

Kâim-makâm-ı mîr-mîrân-ı Karaman Pîr ‘Ömer Pâşâ’nın tevcihi olan bu görev 1 aylıktır. 6 28-6 Konya Subaşısı Ahmed Beşe ve İbrahîm Ağa 1-M- 1041 Kâim-makâm-ı mîr-mîrân-ı Karaman Pîr ‘Ömer Pâşâ’nın tevcihi olan bu görev 1 aylıktır. 7 28-7 Konya Subaşısı Süleymân Beşe 1-Ra-1041

Kâim-makâm-ı mîr-mîrân-ı Karaman Pîr ‘Ömer Pâşâ’nın tevcihi olan bu görev 1 aylıktır. 8 16-4 Hatunsarây

Subaşısı Mustafâ Beg

1-Ş- 1041

Mîr-mirân-ı Karaman Dilâver Pâşâ’nın tevcîhi olan bu görev 3 ay sürelidir.

97 Abacı, Bursa Şehri, s. 64; Pakalın, Sözlük, C.III, s. 260-261.

98 Bayram Ürekli “17. Yüzyılda Osmanlı Taşra Teşkilatında Görevliler: Konya Örneği”, Uluslararası Kuruluşunun 700. Yıldönümünde Bütün Yönleriyle Osmanlı Devleti Kongresi, 07-09 Nisan 1999, Konya 2000, s. 711.

2.2.2.4 Kassam

Osmanlı devletinde ölen kimselerin bıraktığı mirasını kısımlara ayırarak

varisleri arasında taksim eden şer’i memurlara kassam denilmektedir. Kassamlar kadıların emrinde hizmet veren sivil memurlar olup halkın miras taksimi ile ilgilenirken askeri taifenin miras taksimi için askeri kassamlık oluşturulmuştur. Buna göre askeri kassamlar vefat eden askerin terekesinin taksimi için kazasker tarafından görevlendirilmektedir. Vefat eden kişinin terekesi mirasçıları arasında kassam tarafından pay edildikten sonra resm-i kısmeti denilen bu iş için alınan vergiyi kazasker adına tahsil etmektedirler100.

Çalıştığımız Konya sicilinde kassamlarla ilgili en erken yapılan görevlendirme 6-1 numaralı 3 Ekim 1630 tarihli belgedir. Anadolu kazaskeri Mehmed Efendi tarafından Mevlâna Halîl Efendi seniyetlü kassam101 tayin edilmiş olup Konya, Seydîşehri, Begşehri, Niğde, Kayseriye, Akşehir, Kırşehri, Adana ve Aksarây sancaklarında, kazasker tarafından görevlendirilmiş olan kassamların azl ve nasb yetkiside kendisine verilmiştir. Mektuba göre vefat eden askerlerin muhallefatının yazılıp mirasçıları arasında taksim edilmesi ve kazaskere ait olan verginin tahsil edilmesi istenmektedir. 2-6 numaralı ve 22 Ağustos 1631 tarihli belgede ise şeriat nüssab Süleyman Efendi’den, Anadolu kazaskeri Mehmed Efendi tarafından görevlendirilip Karaman eyaletinde vefat eden askerlerin mallarının taksimi ve vergilerin tahsil edilerek güvenilir adamlarıyla kendisine gönderilmesi istenmiştir.1-4 numaralı ve 15 Şubat 1632 tarihili belgede de benzer şekilde Mevlana Yahya Efendi vefat eden askerlerin mirasının taksimi ve geciken vergilerin tahsili için Anadolu kazaskeri tarafından görevlendirilmiştir102.

Yaklaşık iki yıllık bir süreçte bu kadar askeri kassam görevlendirilerek ölen askerlerin mallarının taksimi ve vergilerin tahsili istenmesinin altında yatan temel sebep o dönemde İran ile yapılan savaşlardır. Bu savaşlarda kesin bir zafer kazanılamayıp uzun süren neticesiz muharebelerin yapılması ölen asker sayısını ve askeri kassamların iş yoğunluğunu artırmıştır.

100 Pakalın, Sözlük, C.II, s. 209-210.

101 Seniye yüksek, âli anlamlarına gelen bir kelime olup diğer kassamları üzerinde bir yetkiyle tayin

edildiği için bu ünvan tercih edilmiştir.