• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: SİYASİ DURUM

1.2 IV Murad Dönem

1.2.3 Hüsrev Paşa’nın Bağdat Seferi için Yaptığı Hazırlıklar

Bilindiği üzere Sadrazam Hüsrev Paşa 11 Mayıs 1629 tarihinde İstanbul’dan hareketle Bağdat üzerine sefere çıkmıştı. Ancak İran içlerine yönelen sadrazamın bir müddet sonra geri dönüp 6 Eylül 1630 tarihinde Bağdat kalesini kuşatmasıda ordunun ağır zayiat vermesiyle başarısız olmuştur. Bu zayiatlar ve kış şartlarının zorlaşması üzerine sadrazam orduyu Musul’a çekmiş, eyalet askerleri de memleketlerine dağılmıştır. İşte bu süreçte sadrazam bahar aylarında yeni bir sefer için gerekli olan hazırlıkları yapmak amacıyla birçok emir çıkarmış ve bunlar 22 numaralı Konya Sicili’nde de yer almıştır.

1631 yılının ilk ayında emirler Musul’dan gönderilmiştir. Bunların en erken tarihli olanı 18 Ocak 1631 tarihinde gönderilen 25-1 numaralı ferman belgesi olup Karaman defterdarı ve Kayseri kadısına yönelik yazılmıştır. Fermanda, bahar aylarında yapılacak sefer için gerekli olan 100 adet deve rahtının Kayseri’de hazırlatılarak satın alınması emredilmiştir44. Her bir deve rahtı için 1.800 akçe değer biçilmiş ve toplam bedelin Karaman hazinesi tarafından ödeneceği belirtilmiştir. Sefer hazırlıkları ile ilgili en kapsamlı belge ise 23-1 numaralı ferman olup Karaman eyaletindeki kadılar ve bilhassa Konya ve Kayseriye kadılarına ayrıca Karaman beylerbeyi mütesellimi ve eyaletteki tüm sancak beylerine yönelik olarak gönderilmiştir. 19 Ocak 1631 tarihli Musul’dan gönderilen bu fermanda Hüsrev Paşa’nın bütün beylerbeyleri ile Musul’da kışladığını ve bahar aylarında Bağdat üzerine tekrar büyük bir sefer yapılacağını belirtmektedir. Bu sefer için Karaman eyaletinde bulunan askeri taifenin45 cebelüleri ile birlikte tam olarak katılıp Mardin sahrasında hazır bulunmaları emredilmiş, gelmeyenlerin tımar ve zeametlerinin başkalarına verileceği ve mallarının müsadere edileceği uyarısı yapılmıştır. Kadılara da bu seferin başka seferlere kıyas edilemeyecek bir önemi olduğu için görevlerini ihmal etmemeleri, aksi takdirde kendilerininde şiddetli bir sona uğrayacakları yazılmıştır. 22 Ocak 1631 tarihli olup sicilde 18-2 numara kayıtlı Musul’dan

44 Raht kelimesi binek hayvanlarına takılan eyer için kullanılmaktadır. Bakınız: Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, (Kısaltma:Sözlük),C. III, İstanbul 1993, s. 6. 45 Belgede askeri taife olarak “Dergâh-ı mu’allâm müteferrikâları ve çavuşları ve kâtibleri ve bu cümlenin oğulları ve alaybeyleri ve zü’ema ve erbâb-ı tîmâr ve çeribaşları ve çeri sürücüleri ve kayyum yeniçerileri ve altıbölük hâlkı ve cebeci ve topçu ve arabacı ve bi’l-cümle birden bine ve binden yüzbine varıncaya dirlik tasarrufu idenler” belirtilmektedir

gönderilen ocak ayına ait son ferman ise top arabaları beygirleri için gerekli olan nal ve mıh tedariki hususundadır. Karaman defterdarı ve Konya kadısına yönelik olarak gönderilen bu fermanda, nal ve mıhların Kayseriye’de hazırlatılması ve her biri için 14 akçe olmak üzere 1.500 adet olması söylenmektedir. Bu malzemenin taşınmasının da deve kervanları ile yapılması ve bedelleri ile nakliyeleri için ödemenin Karaman hazinesinden olacağı yazılmıştır.

22 Ocak 1631 tarihi, Musul’dan gönderilen son belgenin tarihi olmakla birlikte aynı zamanda Osmanlı ordusunun Musul’dan Mardin’e çekildiği tarihtir. Şehrizor’daki Kürt beylerinin Osmanlı aleyhine dönerek şehrin elden çıkması ve Hille’nin İranlılar tarafından ele geçirilerek Musul’a yaklaşmaları üzerine Hüsrev Paşa Mardin’e çekilmek zorunda kalmıştır46. Bu tarihten itibaren gönderilen belgelerin çıkış noktası Mardin olup 9 Mart 1631 tarihli, sicilde 27-2 numaralı belgede Hüsrev Paşa’nın şaban ayının başlarında Mardin’den tekrar Bağdat üzerine sefere gideceği belirtilmektedir. Bunun için Hâleb, Maraş, Ayıntab, Kilis, Adana, Karaman, Aydın ve Saruhânlı vilâyetlerinde ki altıbölük hâlkı üzerlerine kethüdâyeri olanların altıbölük askerlerinin hepsini toplayıp çok acil olarak orduya katılmaları ve katılmayanların dirliklerinin kesileceği emredilmektedir.

Bağdat’a yapılacak sefer için kış aylarında gönderilen emirlere ve yapılan onca hazırlıklara rağmen bahar aylarında yapılacağından bahsedilen seferin bu zaman sürecinde dehâlâyapılamadığı görülmektedir. Çünkü sicilde 30-2 numaralı ve 23 Mayıs 1631 tarihli olup Mardin’den gönderilen bir fermanda doğu taraflarına yapılacak sefer için Karaman eyaletindeki yetkililerden acil olarak 500 kantar halis barut talep edilmektedir. Belgenin ayrıntılarında ise ferman Karaman beylerbeyi mütesellimi, defterdarı ve kadılarına yönelik olup Konya, Kayseriye, Kenisehisarı ve diğer yerlerdeki karhanelerden 500 kile halis güherçilenin tabh edilmesi ve deve kervanları ile Halep kalesine teslimi emredilmektedir. Ayrıca barut ve taşıma ücretinin Karaman defterdarının sorumluluğunda ve bedel-i mütekaidin mukataasının 1042 yılına mahsup olan gelirinden ödenmesi yazılmıştır. Baharda yapılacak sefer için 23 Mayıs tarihinde bile barut talep ediliyorsa bu, ordunun hâlâ hazır olmadığını göstermektedir. Nitekim İnalcık da yapılan sefer hazırlıklarına rağmen bahar ile yaz

46 İnalcık, “Hüsrev”, s. 608.

mevsiminde aşırı sıcaklardan ve askerin arasında hastalık baş gösterdiği için askerin isteksizliğinden seferin yapılamadığı belirtmektedir.

Görünürde sefer yapılmamasına rağmen seferden vazgeçilmediği de tespit edilmektedir. Sicildeki 187-2 numaralı ve Kasım 1631 tarihli ferman belgesinde bazı engellerden dolayı yapılacak seferin ertelendiği47 ve kışlamak üzere 110 katar miri devenin Konya Sancağı ve kazalarına yerleştirilmesi emredilmektedir. Ayrıca belgede develerin köylere gönderilmemesi, şehir ve kaza merkezlerindeki hanlar ve ahırlarda kışlattırılması belirtilmiş, her deveye günlük bir kile İstanbulî arpa ve bir haran saman verilmesi uyarısında bulunulmuştur48. Ancak bu belgede tarihsel bir uyuşmazlıkta söz konusudur. Çünkü evasıt-ı rebiü’l-ahir 1041 (5-15 Kasım 1631) tarihli bu belgede sadrazam ve serdar-ı ekrem olarak Hüsrev Paşa’nın adı geçmesine rağmen İnalcık’ın makalesinde Hüsrev Paşa’nın 29 rebiü’l-evvel 1041 (25 Ekim 1631) tarihinde görevden alındığını ve yerine Hafız Ahmet Paşa’nın tayin olunduğunu belirtilmektedir. Sefer hazırlıkları için sicilde son belge ise 188-1 numaralı, 14 Kasım 1631 tarihli Konya kadısına gönderilmiş bir ferman olup içeriğinde sefere katılacak miri develer için Konya’da her biri 14 akçeden olmak üzere deve keçelerinin hazırlatılması emredilmiştir.

1.3 22 Numaralı Sicilde Adı Geçen Diğer Önemli İsimler 1.3.1 Konyalı Rum Mehmed Ağa

Konyalı Rum Mehmed Ağa, tarih sayfalarında iki defa ayaklanıp IV. Murad’a istediklerini yaptıran isyancı güruhun, hükümdarı tahttan indirmek için teşebbüs ettikleri üçüncü isyanlarını engelleyen kişi olarak bilinmektedir. Rum Mehmed Ağa’nın Konya’lı olduğu için bu lakapla anıldığı söylenmektedir49.

Sipahi ve yeniçerilerin İstanbul’a davet edildiği 1631 tarihinde orada olan Rum Mehmed Ağa ilk iki isyanda zorbaların ileri gelenlerinden olmasına rağmen IV. Murad’ı hal ederek onun intikamından kurtulmak isteyenlere ‘Padişahı iğfal edenlerden istediğimiz tarzda intikam alındı; işi azıtırsak âlem ayak üzeredir, Allah saklasın devleti inkıraza sürükleriz’ diyerek karşı çıkmıştır. IV. Murad’ın tahttan

47 Belgede sebep olarak ‘sefer-i hümayunum bazı mevani’ iktizasıyla te’hir olunup’ diye belirtilmiştir. 48 Develerin kışlayacağı kazalar belgede Bayburd, Eski-il, Aladağ, Pirlevganda, İnsuyu, Kureyş, Akça

şehir, Belvîrân, Lârende ve Gaferyad olarak belirtilmiştir.

indirilmesi planını engelleyen Rum Mehmed bu sayede hükümdar tarafından affedilmiş ve kendisine Maraş Beylerbeyliği verilmiştir50. Bundan sonra Konya’ya gelerek Mevlevi tarikatına intisap eden Rum Mehmet Ağa burada Abaza Mehmed Paşa isyanında Konya’nın savunmasını yapan müteveffa Kâtip Mustafa Çelebi’nin karısını nikâhlamıştır. 22 numaralı Konya Şer’iye Sicili’nde yer alan bir belge Rum Mehmed Ağa’nın eşinin isminin Fahrîye Hatun olduğunu görmekteyiz51.

Rum Mehmed, Zile voyvodalığı sırasında burayı soyup soğana çevirmiş daha sonra çok miktarda para ve mal ile Konya’ya dönmüştür. Fakat Konya’da kimseye zulmetmeyen ve edilmesine de izin vermeyen Rum Mehmed Ağa bu sayede Konyalıların sevgisini kazanmış, burada bir divan kurup halkın şikâyetlerini dinleyen hükümet işlerine karışan biri hâline gelmiştir52. Bölgedeki diğer zorbaların da kendisine katılmasıyla günden güne güçlenen Rum Mehmed Ağa, Karaman Beylerbeyi’nden bile daha çok sözü geçer olmuştur. Bunun üzerine saray tarafından üzerine kuvvet gönderilmiş ve Besnili Ali Bey’de Antep’te Rum Mehmed Ağa’yı muhasara edip kanlı bir çarpışmadan sonra kendisi ve yanındakileri esir aldıktan sonra kafalarını kesip İstanbul’a yollamıştır53.

22 numaralı sicilde Rum Mehmed Ağa’nın, Konya’da bulunduğu süre içerisinde ne kadar güç kazandığını gösteren belgeler vardır. 33-4 numaralı belgede Rum Mehmed Ağa’nın Konya kazasının 1041 yılı güherçile vergisinin toplanması işini aldığını görmekteyiz. 134-1 numaralı belgede ise adam öldürmekten dolayı hakkında karar verilen Lütfullah Bey için hükmün uygulanmasında Konya’da kethüdayeri olan Rum Mehmed Ağa mübaşirler tayin etmiştir. 142-1 numaralı belgede ise Karaman hazinesine tabi esb-keşân mukataasının 1040-1041 yılına ait vergisinin toplanma görevi dergâh-ı ‘âlî silahdârlarından Arnavud Hüseyin Ağa’da iken kendi isteği ile vazgeçerek kalan altı aylık kısmını Rum Mehmed Ağa’ya devretmiştir.

50 Baysun, “Murad IV”, s. 628; Uzunçarşılı, Osmanlı, C. III/I, s. 186; Komisyon, Osmanlı Ansiklopedisi, İz Yay., İstanbul 1996, s. 51.

51 Bu bilgi 95-3 numaralı mülk satış belgesinde yer almaktadır.

52 Ali Rıza Soyucak, Konya ve Çevresinde Eşkıyalık Hareketleri 1640-1675, (Kısaltma: Konya

Eşkiyalık), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 1997, s. 53.

Rum Mehmed Ağa’nın bu tarihlerde sadece idari değil aynı zamanda ekonomik olarak da ciddi bir güce ulaştığını görmekteyiz. 22 numaralı sicilde yer alan mülk satışlarının bir kısmında kendisi satın alan olarak gözükmektedir54. Yedi adet mülk satışında Rum Mehmet Ağa’nın ödediği miktar yüzbin akçeye yakındır. Bu mülklerin özellikleri aşağıdaki tabloda ayrıntılı olarak gösterilmiştir.

Tablo 1-Konyalı Rum Mehmed Ağa’nın Satın Aldığı Mülkler Sıra No Belge No Yeri Özellikleri Satış Bedeli Satış Tarihi 1 95-3 Konya şehri Büyût-ı müte’addîdeyi müştemil-Rum Mehmed Ağa’nın eşinin evi yanı

31.000 akça Evl-N- 1040 2 96-1 Kâdıasker Mah 1 sofa, 1 tabhane, 1ahur, 1 kiler ve mahuta 8.000 akça Evs-N- 1040 3 102-4 Şükrân Mah 1 bab oda, 1 tabhane, 1 ahur ve mahuta 31 esedi guruş Evs-L-1040 4 103-3 Sultân Mah Gallecerb

1 sofa, 2 oda ve

mahuta-senelik 10 akça icâreli ev

2.000 akça Evs-L-1040 5 109-2 Deliklitaş mevzi’

1 kıt’a bağ (ağaçlı, 1 bab ev, 1 örtme ve mahuta)

30.000 akça

Evh-B- 1040 6 124-1 Sultân Mah Gallecerb 2 bab ev ve mahuta 3.200 akça Evh-Z-1040 7 159-4

Türbe-i Celâlîye Mah

Büyût-ı müte’addîdeyi

müştemil ev 16.000 akça Evh-C-1041