• Sonuç bulunamadı

XIX. YÜZYILDAN XX YÜZYILIN BAġLARINA KADAR ANTALYA

2.1. Tarihsel Süreç

Türkiyeʼnin en eski yerleĢim yerlerinden biri olan Antalyaʼda214

Türk hakimiyeti, bölgenin 1207 yılında Anadolu Selçukluları tarafından fethedilmesiyle baĢlamıĢ,215

bu tarihten itibaren bölgeye Ġsalu, MenteĢe, Ġğdir216, Göğez, Bayındır, Karakoyunlu, Ġmraoğulları, Saruhanoğulları, Kızılca, Keçelü ve Bayatlar gibi çok sayıda Türkmen aĢireti yerleĢmiĢtir.217

Fakat bölgede Selçuklu hakimiyeti kısa sürmüĢ, XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren artan Moğol baskısı sonucunda Anadolu Selçukluları dağılma sürecine girmiĢtir.218

Bunun üzerine zamanında Selçuklular tarafından Isparta civarına yerleĢtirilen ve muhtemelen Teke AĢiretiʼne mensup olan219

Hamid Beyʼin torunu Dündar Bey, Hamidoğulları Beyliğiʼni kurmuĢ; önce Uluborluʼyu ardınan Eğirdirʼi merkez yapmıĢtır. Dündar Bey, beyliğin sınırlarını geniĢletme yolunda güneye doğru inerek Gölhisar, Korkuteli ve Antalyaʼyı zabt etmiĢ (1301), daha sonra Germiyan ve Denizliʼye kadar bu sınırları geniĢletmiĢtir. Antalyaʼnın idaresini ise kardeĢi Yunus Beyʼe vermiĢtir.220

Antalya, XIV. yüzyılın sonuna kadar Yunus Beyʼin soyundan gelenlerin idaresinde kalacaktır.221

214 Yurt Ansiklopedisi, 1982: 764. 215 Doğan, 2012: 20-22.

216

Bir görüĢe göre bölgeye Teke denilmesi Üçokların Ġğdir boyunun kethüdasının oğlu Tekeʼnin ve Ġğdir yörüklerinin bu bölgeye yerleĢmesinden kaynaklanmaktadır. Moğol, 1997a: 48.

217 Yurt Ansiklopedisi, 1982: 780. 218 Ak, 2015: 2. 219 TaĢbaĢ, 2007: 15. 220 Moğol, 1997a: 47-48. 221 Ak, 2015: 2.

Sonraki süreçte Eğirdir ve Antalya Ģubeleri olarak ikiye ayrılan222

Hamidoğulları Beyliğiʼnin Antalya Ģubesi Mübârizüʼd-dîn Mehmed Beyʼe verilmiĢtir. Mübârizüʼd-dîn Mehmed Bey zamanından itibaren Antalya ve civarı, Teke-ili olarak anılmaya baĢlamıĢ; beyliğin Antalya Ģubesi Tekeoğulları adını almıĢtır. Burada Teke-iliʼnin sınırları Antalya, Finike, KaĢ, Kalkan, Millü, Gömbe, Elmalı, Korkuteli ve Serikʼin yanısıra Antalya ile Alanya arasındaki bölge (Sultânüʼs-Sevâhil)223

olarak belirlenmiĢtir.224

Hamidoğullarından sonra Teke-ili, Yıldırım Bayezid döneminde Osmanlı hakimiyetine geçmiĢtir (1390). Fakat Osmanlı Devleti, Ankara SavaĢıʼndan sonra bölgede yaĢanan kargaĢanın ardından ancak 1423 yılında kesin bir hakimiyet sağlayabilmiĢtir. Bu dönemde (II. Murad) de idari taksimat Antalya ve civarını kapsamıĢ,225

Teke-ili bir vilayet (livâ-ı Teke) haline gelmiĢtir.226

Teke-ili veya Teke Sancağı, sancağın merkez kazasının Antalya olmasından dolayı Antalya Sancağı olarak da adlandırılmıĢtır.227

Antalya (Teke Sancağı), Osmanlı dönemi baĢlarında bir Ģehzade sancağı olmuĢ, haliyle hanedana mensup Ģehzadeler burada idareci olarak bulunmuĢlardır.228 Bu Ģehzadelerden Korkut, iktidar mücadelesini bir dönem Antalyaʼdan yürütmüĢ ve suhte isyanlarıyla uğraĢmak zorunda kalmıĢtır. Bu dönemde özellikle ġahkulu Ġsyanı (1511) oldukça etkili olmuĢtur. Sözü edilen isyanın bastırılmasının ardından da Antalya Sancağıʼnda önemli hadiseler meydana gelmiĢtir. Örneğin, Kıbrısʼın fethi sırasında (1570) Antalyaʼnın stratejik konumundan istifade edilmiĢ, Kıbrısʼın fethedilmesinin (1571) ardından da Antalyaʼya 300 kadar Kıbrıslı Hıristiyan iskân edilmiĢtir.229

XVII. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, o dönem devletin içinde bulunduğu karıĢık ortamdan faydalanan Körbey Mustafa PaĢa isyan etmiĢtir. 1659 yılında bastırılan bu isyandan230 sonra XVIII. yüzyıla kadar Antalya Sancağıʼnda önemli bir olay yaĢanmamıĢtır.231

XVIII. yüzyılda ise vergi ve toprak sistemindeki değiĢmelerin yanısıra merkezi otoritenin zayıflaması neticesinde taĢrada âyânlar ortaya çıkmaya baĢlamıĢ, bu âyânlardan bazıları devlete baĢkaldırmıĢtır. Bu baĢkaldıranlar arasında Teke Sancağıʼnda mültezim olan

222 Moğol, 1997a: 48. 223 Yurt Ansiklopedisi, 1982: 780. 224 Ak, 2015: 2-3. 225 Emecen, 1991: 233-234. 226 Tızlak, 2012: 155. 227 Doğan, 2012: 32. 228 Eroğlu, 2006: 21-25. 229 Emecen, 1991: 234. 230 Emecen, 1991: 234. 231 Tızlak, 2006: 38-41.

“Hacıosmanoğulları” ailesi de bulunmaktadır. 1772 yılında Tekeʼde âyân olan ve aileye adını veren Hacı Osman ve halefleri halka zulm edip haksız kazanç elde ederek büyük bir nüfûz sahibi olmuĢlardır.232

1775 yılında ayanlık iddiasında bulunan bir baĢka kiĢi Abdülkadiroğlu Yusuf, Antalya kalesini zaptetme giriĢiminde bulunduğu zaman, bölgenin diğer ayanı Yılanlıoğlu Mustafa Yusufʼun ortadan kaldırılması için görevlendirilmiĢtir. Fakat Yılanlıoğlu Mustafa 1775 yılında muhtemelen merkezî hükûmetin de desteğiyle bir diğer ayan Tekelioğlu Hacı Osman Ağaʼyı öldürerek terekesini gasp etmiĢtir. Bu tarihten itibaren Tekelioğulları ile Yılanlıoğulları arasında bir iktidar mücadelesi baĢlamıĢtır.233

Hacı Ebubekir Ağa (Deli Bekir), Yılanlıoğlu Mustafa tarafından öldürülen babası Tekelioğlu Hacı Osman Ağaʼnın intikamını almak için isyan etmiĢ, üzerine kuvvet gönderilince de MenteĢeʼye kaçmıĢtır. Bunun üzerine 1779ʼda Hamid Sancağı mütesellimi olan Yılanlıoğlu Mustafaʼya, Hacı Ebubekirʼin ortadan kaldırılması için emir gönderilmiĢtir. Yine aynı yıl içerisinde Hacı Ebubekir Ağa, Teke Mütesellimliğiʼni eline geçirmiĢ, fakat eĢkıyalığı nedeniyle görevden alınmıĢtır. Bunun üzerine Hacı Ebubekir Ağa, bir kez daha ayaklanmıĢ, Teke mütesellimliği görevi Yılanlıoğlu Mustafaʼya verilmiĢtir. Hacı Ebubekir Ağa da bir süre sonra affedilmiĢ, 1784ʼte kendisine “Mir-i Miranlık” rütbesi verilerek Antalya mütesellimi olmuĢtur. Fakat 1794 yılında Hacı Ebubekir Ağa hayatını kaybetmiĢ, Antalya mütesellimliği de kardeĢi Hacı Mehmed Ağaʼya tevcih edilmiĢtir.234

XIX. yüzyıla gelindiğinde yine bölgede vuku bulan “Tekelioğlu Ġsyanı” devleti bir süre meĢgul etmiĢtir. Ġsyan, II. Mahmud yönetiminin -Nizam-ı Cedid teĢkilatının ortadan kalkmasının ardından Antalyaʼya sığınan ve bu teĢkilatta memur olan Konya Valisi Ġbradılı Kadı Abdurrahman PaĢaʼnın hem Yeniçeri ocaklıların isteği hem de paĢanın sorumsuz hareketlerinden dolayı- Teke mütesellimi Tekelioğlu Hacı Mehmed Ağaʼya emir göndererek Kadı Abdurrahman PaĢaʼnın ölü ya da diri ele geçirilmesini istemesiyle baĢlamıĢtır, denilebilir.235 Nitekim Tekelioğlu Hacı Mehmed Ağa, bu emri yerine getirmiĢ ve Kadı Abdurrahman PaĢaʼyı 27 Ocak 1809 tarihinde Ġbradıʼda idam etmiĢtir.236

Fakat Hacı Mehmed Ağaʼnın, hakkında herhangi idam fermanı bulanmamasına rağmen Kadı Abdurrahman PaĢaʼnın iki oğluna gücenik olmasından dolayı 8 ġubat 1809 tarihinde önce Abdullah PaĢaʼyı, ertesi gün Mehmed Beyʼi öldürmesi II. Mahmudʼu öfkelendirmiĢtir. Fakat bu sırada Hacı Mehmed‟ın hayatını kaybetmesi ve yerine oğlu Ġbrahim Beyʼin mütesellim olması nedeniyle

232 Tızlak, 1999: 239-240. 233 Dayar, 2016: 24. 234 Dayar, 2016: 24-25. 235 Erten, 1940: 101-102; Güçlü, 1997: 3. 236 Dinç, 2005: 17.

herhangi bir iĢlem yapılamamıĢtır. YaĢananların ardından Tekelioğlu Hacı Mehmed Ağaʼnın oğlu Ġbrahim Bey, Teke Sancağıʼnın kendisine verilmesi için baĢvuruda bulunmuĢ, bu istek devlet tarafından reddedilmiĢtir. Ayrıca Tekelioğlu Hacı Mehmed tarafından el konulan Kadı Abdurrahman PaĢaʼya ait emvâl-i metrukeyi (malları) Ġbrahim Beyʼin devlete vermemesi II. Mahmud yönetimini iyice sinirlendirmiĢtir.237

Bunun üzerine, Hacı Ali PaĢaʼya Ġbrahim Beyʼin ölü veya diri olarak yakalanması emri verilmiĢtir. Ayrıca bu dönemde Teke Sancağı mütesellimlikten çıkarılarak muhassıllıkla yönetilmeye baĢlanmıĢ, Karaman valisi Hacı Ali PaĢa Teke muhassılı olmuĢtur.238

Yakalama emrinden haberdar olan Ġbrahim Bey, Antalya kalesine sığınarak isyan etmiĢtir. Kale, 29 ay karadan ve denizden kuĢatıldıktan sonra isyan bastırılmıĢ, 4 Haziran 1814 tarihinde sağ olarak ele geçirilen Ġbrahim Bey idam edilmiĢtir.239

Böylelikle Tekelioğlu Hacı Mehmed Ağa ve Ġbrahim Bey ayaklanmaları sonuçsuz kalmıĢtır. Tekelioğulları sülalesi ise Selanikʼe sürülmüĢ, bu geliĢmelerden sonra Hamid Sancağı ile Teke Sancağı birleĢtirilerek mutasarrıflık olarak vezir rütbeli paĢaların yönetimine verilmiĢtir. Sancağın idaresi ise eski tersane-i âmire emini Seyyid Mehmed Vâhid PaĢaʼya bırakılmıĢtır.240

Bu olayın ardından Antalya, merkezi Kütahyaʼda bulunan Anadolu eyaletinin 14 sancağından (vilayetinden) birinin merkezi olmuĢ ve Teke Sancağı (Antalya Sancağı) adını almıĢtır.241

XIX. yüzyılın ikinci yarısında da Antalyaʼda bazı isyan hareketleri görülmüĢtür. 1853 yılında Ġsmail Bey isminde biri isyan etmiĢ, isyan bastırılınca Rodosʼa sürülmüĢtür. 1861 yılında ise KaĢlı Ali isminde bir Ģaki zabtiye ile giriĢtiği bir çarpıĢmada öldürülmüĢtür. Bu isyanların ardından yaklaĢık 100 yıl boyunca Ģehirde sakinlik hakim olmuĢ, 1910 yılına kadar Antalyaʼda herhangi bir olay meydana gelmemiĢtir.242