• Sonuç bulunamadı

XIX. YÜZYILDAN XX YÜZYILIN BAġLARINA KADAR OSMANLI BÜROKRASĠSĠ VE SĠCĠL-Ġ AHVÂL ĠDÂRESĠ

1.3. Sicil-i Ahvâl Komisyonu

Sicil ve defter terimleri Türkçeʼye farklı dillerden geçmiĢtir. Defter, Arapça üzerinden Yunancaʼdan; sicil ise Latince ve Arapçaʼdan dilimize geçmiĢtir. XIX. yüzyılda defter ciltlenmiĢ sayfalar, sicil ise ciltlenmeden de bir araya getirilen ve kapaksız olabilen kayıtlar anlamında kullanılmıĢtır. Bunun dıĢında sicil, maddi bir Ģekilden ziyade idari ve hukuki bazı özel dairelerde yapılan tescil iĢlemi olarak tanımlanmıĢtır.171

Terim olarak sicil, ġemsettin Samiʼnin Kâmûs-ı Türkî adlı eserinde, “mahkemede

uhûd ve mevâsik ve mukâvelât gibi hükümlü mevâdın kayd olunduğu esaslı defter” Ģeklinde

tanımlanırken, sicil-i ahvâl “me’mûrîn-i devletin terâcim-i ahvâlini kayd eden dâire” ifadeleriyle açıklanmıĢtır.172

Kubbealtı Lügatiʼnde ise sicilin birinci anlamı “mahkeme, tapu,

nüfus vb. resmî dâirelerce tutulan kayıtlar ve bu kayıtların yazılı bulunduğu belge veya defter”; ikinci anlamı “memur ve görevliler hakkında terfî, tâyin vb. işlemlerde dikkate alınmak üzere tutulan dosya” Ģeklinde yer almaktadır. Aynı lügatte sicil-i ahvâl “Osmanlı Devlet teşkîlâtında memurların sicillerini tutan dâire” olarak tanımlanmıĢtır.173

M. Zeki Pakalınʼın Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğüʼnde sicil terimi, “Divan-

Hümayun, şerʻi mahkeme, nüfus kayıtları yerinde kullanılır bir tabirdir. Sicillât suretinde cemilenir.” sicil-i ahvâl ise “memurların sicil kayıtlarının tutulduğu daireye verilen addır.”

Ģeklinde açıklanmıĢtır.174

Görüldüğü üzere sicil-i ahvâl, Osmanlı memurlarının biyografilerinin tutulduğu bir dairedir.

Tanzimat sonrasında lüzum görülmedikçe memurların yerlerinin değiĢtirilmeyeceği ve azl edilemeyecekleri kararlaĢtırılmıĢ; tayin, terfi ve emeklilik sistemi yeniden gözden

168 Özdemir, 2011: 172. 169 Findley, 2014: 281. 170 Özdemir, 2011: 180. 171 Bouquet, 2016: 56. 172 Sami, 2010: 710. 173

http://kubbealtilugati.com/sonuclar.aspx?km=sicil&mi=0 (eriĢim tarihi: 24.04.2017). 174

geçirilmiĢtir. Buna göre memurların tayin/terfilerinin genel bir sisteme oturtulması ve denetlenebilmesi amacıyla II. Abdülhamid döneminde personel kayıtlarının tutulabilmesi için 1879 yılında Sicil-i Ahvâl Komisyonu ihdas edilmiĢtir.175

Fakat komisyon, her ne kadar 1879 yılında kurulmuĢ olsa da personel kayıtlarıyla ilgili olarak bu tarihten önce bazı adımlar atılmıĢtır. Öyle ki Ahmed Cevdet PaĢa‟nın, Dâhiliye Nâzırı olmasının ardından 1877 yılında Dâhiliye Nezâretiʼne bağlı olarak Memurîn Kalemi Müdürlüğü kurulmuĢ, bu kurum bünyesinde mülkiye memurlarının terceme-i hallerinin kaydedilmesi için sicil-i ahlâk defterleri teĢkil edilmiĢtir. Bu giriĢimin istenilen neticeyi vermemesi üzerine de Sicil-i Ahvâl Komisyonu ihdas edilmiĢtir.176

TeĢkil edilen komisyon, Arifî PaĢaʼnın Cağaloğluʼndaki konağında çalıĢmalarını yürütmüĢ, bu çalıĢmalar için gerekli sicil-i ahvâl evrakı, defter ve cetvelin hazırlanma iĢi Matbaa-i Âmireʼye sipariĢ edilmiĢtir.177

Arifî PaĢaʼdan sonra komisyon baĢkanlığını sırasıyla Ġrfan PaĢa, Bursalı Ali Rıza Efendi yürütmüĢtür. 1886 yılında baĢkan olan Ali Rıza Efendi döneminde Sicil-i Ahvâl Komisyonu geniĢlemiĢ, bu hususta bazı talimatlar yayımlanmıĢtır. Hatta zaman içerisinde komisyonun adı “Bâbıâli Sicil-i Ahvâl Komisyon-ı Umûmîsi” olarak değiĢmiĢtir.178

Öte yandan komisyonun kuruluĢ Ģemasında bir baĢkan, bir genel müdür, muavinler ve tahrir heyeti yer almıĢtır. Bünyesinde, genel müdür yönetiminde Kuyûdât (Tescîlât), Tahrîrât (Tedkîkât), Evrâk ve Salnâme179

adlı dört kalem bulunan180 Sicil-i Ahvâl Komisyonuʼnun kuruluĢ amacı ise salnamelerde Ģöyle açıklanmıĢtır: “Memurların istihdamı, tayinleri,

terfileri, ceza ve ödül almaları, yer değiştirme, görevine son verme, rütbe, nişan ve emeklilik gibi işlemleri tescil etmektir. Her çeşit memurun sicill-i ahvalini ve resmî sıfatını ilgilendiren vukuatları doğru bir şekilde kaydederek, memurların hal ve hareketleri hakkında araştırmalar yapmak ve bunları istenilen yerlere ulaştırmaktır.”181

Bu amaçla teĢkil edilen Sicil-i Ahvâl Komisyonuʼnda, Dâhiliye Nezaretiʼne bağlı bir merkezi komisyon ve diğer bakanlıklar bünyesinde bu komisyonun Ģubeleri ihdas edilmiĢtir. 1891 yılı itibarıyla Ģubelerin sayısı elli yediye ulaĢmıĢtır.182

ġubeler, zamanla vilayet ve livalara da kurulmuĢtur. OluĢturulan bu husûsi komisyonların bulunduğu liva ve vilayetlerin

175 Sarıyıldız, 2004: 8. 176 Sarıyıldız, 2004: 8-10. 177 Çetin, 2005: 90. 178 Çetin, 2005: 91.

179 1888 yılından itibaren Sicil-i Ahvâl Komisyonuʼna devlet salnamesi hazırlama görevi verilmiĢtir. Sarıyıldız, 2004: 50. 180 Çetin, 2005: 91. 181 Özdemir, 2011: 225. 182 Findley, 2014: 306.

bazıları Ģunlardır: Hicaz, Bağdat, Suriye, Halep, Beyrut, Yemen, Musul, Trablusgarp, Basra, Hüdavendigar, Konya, Kastamonu, Elazığ, Ankara, Trabzon, Van, Bitlis, Erzurum, Adana, Diyarbakır, Sivas, Cezayir-i Bahr-i Sefid, Edirne, Selanik, Yanya, Kosova, ĠĢkodra, Manastır, Kudüs, Zor, Biga, Bingazi, Ġzmit, Çatalca.183

Ayrıca komisyon bünyesinde Ģeriyye, askeriye ve zaptiye haricinde kalan dâhiliye, mülkiye, adliye, maliye ve evkâf gibi dairelerdeki personellerin biyografileri kaydedilmesine rağmen,184

sonraki süreçte askeriye ve Ģerʻiyeye mensup görevliler için de sicil çalıĢmaları baĢlatılmıĢtır. ġerʻiyye memurları için Memurîn-i ġerʻiyye Sicil-i Ahvâl Komisyonu kurulmuĢtur.185

Komisyon bünyesinde 1891 yılında 30.000 memurdan sadece 13.000 kadarının biyografisinin tamamlanabildiği görülmektedir. Burada terceme-i hal yazımında bazen 20-25 tezkire, tahrirat beya telgrafla muhabere yapılması biyografik yazımın zorluğunu göstermektedir.186

Fakat bu zorluklara rağmen hem memur sayısının tespiti, hem de devlet personelinin sağlıklı bir Ģekilde kontrol edilebilmesi için terceme-i hal varakasını vermeyen memurlarla ilgili olarak birtakım yaptırımların yapılacağı bildirilmiĢtir. Buna göre mazuliyet, maaĢ kesintisi, emekli maaĢı alamama, asaletin tasdik edilmemesi ve taltif edilmeme gibi cezalar öngörülmüĢtür.187

Bilindiği üzere 1881´de memur alım ve tayinleriyle ilginlenmesi için Ġntihâb-ı Memurîn Komisyonu kurulmuĢtu. Fakat ıslahatların taĢraya yayılması, mülki taksimatta yapılması gereken değiĢiklikler, memur seçimi ve tayini gibi hususlarda yeni bir yapılanmaya gidilmesi amaçlanmıĢ, Ġntihâb-ı Memurîn Komisyonu ve Sicil-i Ahvâl Komisyon-ı Umûmîsi ilga edilerek, bu iki komisyonun iĢini de üstlenen müstakilen Memurîn-i Mülkiye Komisyonu kurulmuĢtur.188

1896 yılında kurulan bu komisyonun baĢkanlığına Zihni PaĢa getirilmiĢtir.189 Buna göre sözü edilen komisyon, padiĢah tarafından tayin edilen 1 baĢkan ve 6 üyeden müteĢekkildir.190

Fakat yaklaĢık 12 yıl sonra (1908) memurların seçim iĢleri bundan sonra nazırların idarelerinde yürütüleceğinden dolayı -Kanun-ı Esasiʼnin gereği olarak- Memurîn-i Mülkiye Komisyonu da lağvedilmiĢ, bir süre sonra yerine Dâhiliye Nezâreti teĢkilatı bünyesinde

183 Sarıyıldız, 2004: 26-28. 184 Çetin, 2005: 89. 185 Zerdeci, 2008: 17-18. 186 Kütükoğlu, 1998: 141. 187 Çetin, 2005: 30. 188 Sarıyıldız, 2004: 89. 189 Çetin, 2005: 92-93. 190 Terzi, 2015: 239.

Memurîn ve Sicil-i Ahvâl Ġdâresi kurulmuĢtur.191 1909 yılından sonra ise memur sicilleri dosyalar halinde düzenlenmiĢ,192

devletin yıkılıĢına kadar (1922) sicil kayıtları bu defterlere zeyl olacak Ģekilde ayrı bir tasnifte, Memurin Muamelat Dosyalarıʼnda (DH.MEM) tutulmuĢtur.193

Memurin Muamelat Dosyalarıʼnın dıĢında memurların tayin, terfi, nakil, becayiĢ gibi iĢlemlerinin yer aldığı belgeler ise DUĠTʼte (Dosya Usulü Ġradeler Tasnifi) yer almıĢtır.194

Tarihsel geliĢimi bu Ģekilde gerçekleĢen komisyonun bünyesinde tanzim edilen resmi belgelerin kaydedildiği defterlerin tescil iĢlemine Sicil-i Ahvâl, meydana gelen defterlere ise Sicil-i Umûmî Defterleri denilmiĢtir.195 Ayrıca merkez dairelerin sicil Ģubelerinde ve taĢrada hususi Ģubelerde tutulan defterlere ise sicil-i husûsî denilmiĢtir.196

Siciller, umûmi defterlere kaydedilmeden önce birtakım bürokratik aĢamalardan geçilmektedir. Bu hususta çok sayıda nizamname yayımlanmıĢtır. Buna göre 1879 tarihli Ahvâl-i Memurîn Sicili Komisyonu Talimatıʼnda memurların terceme-i hal evrakını nasıl doldurması gerektiği ve belgelerin nasıl tasdik edileceğine dair 16 maddeden oluĢan bir talimat yayımlanmıĢtır.197

Fakat yaĢanılan aksaklıklar üzerine bu talimattan sonra 1880 yılında Sicil-i Ahvâl Talimatıʼna Zeyl, 1888 yılında Memurîn-i Mülkiyeʼnin Terceme-i Hallerinin Sûret-i Kayd ve Tahrîrini ve Teferruâtını Mübeyyin Tarifnâme ve 1914 yılında Sicil-i Ahvâl-i Memurîn Nizamnâmesi yayımlanmıĢtır.198

Bu talimat ve nizamnamelerin dıĢında Talip Mertʼin sicil-i ahvâl ile ilgili olarak teĢkilatın usul ve esaslarını açıklayan ilk tarifname olarak nitelendirdiği “Sicill-i Ahvâl

Talîmât-ı Umûmiyesi ve Zeyli İle Tarifnamesi Ahkam-ı Mündericesini Tevzihân ve Tadilen Vaz Olunan Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Sicill-i Ahvâl Kanunname-i Umumiyesi” bürokratik

süreç hakkında detaylı bilgiler içermektedir.199

Fakat herhangi bir tarihi olmayan ve layiha halinde kalan bu kanun sicil-i ahvâl kayıtlarının iĢleyiĢi hakkında detaylı bilgiler ihtiva ettiği için oldukça önemlidir.200

Kanunname, 8 bölüm ve 39 maddeden mürekkebtir. Birinci bölümde sicil-i ahvâlin tarifi, ikinci bölümde kayd olunmakla mükellef olanlar, üçüncü bölümde evrakın nasıl

191 Sarıyıldız, 2004: 112-113; BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi Rehberi, 2010: 237. 192 Çetin, 2005: 93.

193 Kütükoğlu, 1998: 144; BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi Rehberi, 2010: 237. 194

Kütükoğlu, 1998: 142.

195 BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi Rehberi, 2010: 237. 196 Sarıyıldız, 2004: 123. 197 Bouquet, 2016: 77-79. 198 Sarıyıldız, 2004: 118-121. 199 Mert, 2000: 97. 200 Sarıyıldız, 2004: 121.

kaydedileceği, dördüncü bölümde evrakın nelerden oluĢtuğu, beĢinci bölümde kayıtların sicil- i ahvâl dairesine nasıl gönderileceği, altıncı bölümde evrakın sicil-i ahvâl dairesinde ne tür muameleye tabi tutulacağı, yedinci bölümde siciller ile kayıt defterlerin teferruatının nasıl olacağı, sekizinci ve son bölümde ise sicile geçirmelerin nasıl olduğu ve hangi aĢamalardan geçtiğine dair hükümler yer almaktadır. Sekizinci bölümden sonra mevad-ı Ģetta olarak ifade edilen ve bu bölümlere girmeyen maddeler bulunmaktadır. Mevadd-ı Ģetta da yedi bölümden müteĢekkildir. Buna göre memuriyete yeni baĢlayacak kiĢilerin tayinlerinin nasıl yapılacağı, yanlıĢ beyanda bulunanlara yapılacak iĢlemler, yeniden memuriyete geçmek isteyenlerin hangi aĢamalardan geçecekleri gibi konular yer almaktadır. Zeyl kısmında ise sicil-i ahvâl baĢkanı ile genel müdürün bu kanunnamenin muhafazası ve uygulanması hususunda sorumlu olduklarından bahsedilmiĢtir.201

Hem bu kanunnamede bahsedilenler hem de diğer kanunnameler ıĢığında ilk terceme-i hâl evrakında Ģu 6 soru yer almaktadır: isim ve Ģöhret ve pederi ismi; tarih-i velâdet ve müvelledi; kangı mekteblerde kangı lisânlarda tekellüm ve kitâbet edebilür teʻlifâtı var ise neye dâirdir; hidmet-i devlete kaç yaĢında ve kangı tarihte girmiĢtir ve muvazzafan veyahûd mülâzemetle mi dâhil olmuĢtur; ne hidmetlerde bulunmuĢ ve ne rütbeleri hâmilolmuĢ ve her meʼmûriyetinde ne kadar maaĢ almıĢ ve ne kadar maʻzûl ise ne kadar maʻzûliyet maâĢı almıĢdır ve ecnebî niĢânları var ise ne sebeble nâil olmuĢdur ve bu vukuâtının tarihleri nedir; bulunduğu meʼmûriyetlerden ne esbâba mebnî infisâli vukuuʻ bulmuĢdur ve hakkında bir taraftan Ģikâyer vâkiʻ olmuĢ mudur ve taht-ı muhâkemeye alınmıĢ ise töhmet veya beratından kangısı intâc etmiĢ ve cezâ görmüĢ müdür ve beratına dâir yedinde evrâk var mıdır. Bütün bu sorular muhattap memur tarafından doldurulmuĢ, mülâhazât kısmına da memurun amirleri düĢüncelerini yazmıĢlardır. Daha sonra bu evrak yapısı ve sorular birtakım değiĢikliklere uğrayacaktır.202

Doldurulan evrak, sonraki aĢamada Ġstanbulʼda bulunanlar mensup oldukları dairenin en büyük memuruna, eğer bir Ģube maiyetinde ise Ģube reisine; taĢrada olanlar ise mutasarrıf, kaymakam ve müdürlere veya Ģube maiyetindekiler o Ģubenin amirlerine imzalatıp, resmi mühürle tasdik ettireceklerdir. Daha sonra ilgili evrak resmi yazıyla Sicil-i Ahvâl Dâiresi‟ne gönderilecek, herhangi bir eksik görülürse ait olduğu yerlerden açıklama istenerek gereğince iĢlem yapılması talep edilecektir. Eğer herhangi bir eksiklik mevcut değilse bir özet müsveddesi kaleme alınacaktır. Sonraki aĢamada özet müsveddeleri ek evrakla birlikte sicil-i ahvâl baĢkanlığına gönderilecek, baĢkanlıkça gözden geçirilen varakalar imzalanıp sicil-i umûmîye kaydedilecektir. Sicil-i umûmîye geçirilen bu özetler kendi bölgelerindeki özel

201

Mert, 2000: 97-98. 202

sicillere de aynı Ģekilde kaydolunmak üzere birer sureti çıkarılıp ilgili daire veya vilayetlere gönderilecektir.203

Öte yandan yeniden memuriyete geçenlerin terceme-i hali tescil edilmedikçe memuriyete baĢlayamayacaklar; kayıtları ağırdan alanların, gerçek dıĢı bilgilendirmede bulunanların veya bazı memuriyetlerini gizleyenlerin durumları da sicillere özel olarak yazılarak açıklaması yapılacaktır.204

Sonuç olarak, “devlet merkezinde bulunan sadrazam ve Ģeyhülislamla birlikte vekillerden ve valilerden baĢlayarak çeĢitli devlet Ģubelerine yanı siyasi, ilmi, askeri, mülki, adli, mali, zaptiye ve sıhhiyeye mensup memurlarla, azledilenlerin, asil ve vekil, daimi ve geçici, maaĢlı ve maaĢsız bütün memurlar birer adet özgeçmiĢ belgesi tanzim ederek vermekle yükümlüdür”205

Ģeklinde ifade edilen hüküm gereğince kaydı yapılan her memur için defterlerde en az iki sayfa ayrılmıĢtır. Ġkinci sayfa, doldurulmasa bile ilgili memura ayrılarak boĢ bırakılmıĢtır. Fakat bazı kayıtlara bakıldığında ayrılan bu iki sayfanın da yeterli olmadığı görülmüĢ, ilgili sayfanın altına not düĢülerek zeyllerle biyografi tamamlanmıĢtır.

Toplam 201 adet olan defterler 1ʼden 201ʼe kadar numaralandırılmıĢtır. Fakat 18 numaralı defter iki ciltten oluĢtuğu için defterlerin asıl sayısı 202ʼdir. Defterlerin hepsi aynı boydadır fakat kalınlıkları farklıdır. Ġlk 10 defter 100, geriye kalanlar 500 sayfa civarındadır.206 179 ve 190 numaralı defterler boĢ görülmektedir. 80 ve 150 numaralı defterler ise zeyl defterleridir. 207

Oldukça iyi durumda olan bu defterlerde bütün yazılar rika ile yazılmıĢtır.208 Günümüze kadar ulaĢan defterlerin kalitesi, sağlamlığı ve cildin en iyi cinsten olması devletin bu iĢe ne derece önem verdiğinin bir göstergesidir.209

Bunun haricinde kayıtlarda silme ve kazıma kesinlikle yasaktır. Eğer bir yazım hatası olursa, yanlıĢ yazılan kısım okunacak bir Ģekilde ince bir çizgiyle üstü çizilecektir.210

Sicil nizamnamesine göre Osmanlı memurları “sınıf-ı evvel” ve “sınıf-ı sani” olarak ikiye ayrılmıĢtır. Buna uygun olarak sicil-i ahvâl defterleri de aynı Ģekilde düzenlenip defterlerin pek çoğunun baĢlangıç veya bitiĢ sayfalarında hangi sınıfa ait defter olduğu “birinci sınıfın birinci defteri, ikinci sınıfın beşinci defteri” Ģeklinde belirtilmiĢtir. 211

203 Mert, 2000: 102-105. 204 Mert, 2000: 109. 205 Mert, 2000: 99. 206 Bouquet, 2016: 57-58. 207 Sarıyıldız, 2009: 135. 208 Bouquet, 2016: 58-59. 209 Çetin, 2005: 90. 210 Mert, 2000: 107. 211 Sarıyıldız, 2009: 135.

Ayrıca defterlerde doğum tarihleri Hicrî 1200-1310 (1786-1892) yılları arasında olduğu görülen212

memurların toplam sayısı son yapılan çalıĢmalar sonucunda -mükerrer kayıtlar haricinde- 51.652 olarak tespit edilmiĢtir. Mükerrer kayıtlarla birlikte bu rakam 92.137ʼye ulaĢmaktadır.213

212

Sarıyıldız, 2009: 135. 213

ĠKĠNCĠ BÖLÜM