• Sonuç bulunamadı

Cho ve Moon (2002) Adam Smith’in ticaret teorisinden başlayarak, Michael Porter’ın gelişmiş rekabet teorisine kadar rekabetin gelişimine bakıldığında; rekabetin uluslararası ticaret olarak başladığı ve ardından sektör uygulamaları ile rekabet stratejilerinin ortaya çıktığı görülmektedir. Ticaret teorisi; zenginliğin var olan yetenekler tarafından elde edilebileceğini

9 Marshall planı: İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ülkeleri için yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir (Çağrı, 1996:276).

60

savunurken, Rekabet teorisi, zenginliğin seçenekler tarafından yaratılacağını ileri sürer. Ticaret teorisinin, daha sonra ortaya çıkan kaynak temelli yaklaşımı, rekabet teorisinin ise durumsallık yaklaşımlarını desteklediği ifade edilebilinir. Cho ve Moon (2002) Klasik İktisat Teorisi’nden, Porter’ın Jenerik rekabet strateji teorisine kadar geçen sürede rekabet için birçok teorisyenin rekabeti destekleyen teoriler ortaya sürdükleri görülmektedir. Bunlar: Merkantilistler tarafından ileri sürülen “Ticaret teorisi”; Adam Smith’in “Mutlak Üstünlükler Teorisi”; Ricardo’nun “Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi”; Heckscher ve Ohlin’in “Faktör Donanımları Teorisi”; Leontief’in “Leontief Paradoksu”; Vernon’un “Ürün Dönemleri Teorisi”; Linder’in “Ülke Benzerliği Teorisi”; Krugman ve Lancaster’ın, “Ölçek Ekonomileri”; Bain ve Mason’ın “Bain/Mason Endüstriyel Organizasyon Paradigması”dır (Cho ve Moon, 2002; akt. Sönmez ve Kasımoğlu: 2014: 67). Son olarak Porter’ın “Rekabet Gücü Modeli ve Jenerik Stratejileri”dir.

Bu teorilerin tarihsel gelişimi ve yorumlanışı aşağıda açıklanmıştır (Sönmez ve Kasımoğlu, 2014: 64-67; Aydemir ve Güneş, 2006: 150-155; Kibritçioğlu, 1994: 2, Porter, 2015: 6-48):

✓ Merkantilizm, 1450-1750 Yılları Arası Ticaret Teorisi: Merkantilistler: Edward Mısselden (1587- 1654), Thomas Mun (1571-1641), Sir William Petty (1623-1687), Dudly North (1641-1691)’dur. Rekabet Teorisinin ortaya çıkışı merkantilizm ile başlamaktadır. Cho ve Moon, (2002) ticareti bir ülkenin ticaret fazlası, diğer ülkenin ticaret açığı tarafından dengelenmesi gereken sıfır toplamlı bir oyun olarak merkantilizmi, tanımlamıştır. Merkantilistlere göre, servetin kaynağı değerli madenlerdir ve bu madenlerin stoku sabittir. Bu da uluslararası ticarette sadece taraflardan birinin, yani ihracat yapanın faydasına olabilmektedir.

✓ Adam Smith (1776) Mutlak Üstünlükler Teorisi: Adam Smith’ten (1723-1790) önce ne merkantilistler ne de fizyokratlar10 dış ticaret kuramına kayda değer bir katkıda bulunabilmişlerdir. Ticareti, ülkelerin mutlak üstünlüğe sahip olduğu malın üretiminde uzmanlaşmaları ve ticaret yapanların tümünün faydalanabileceği olumlu bir oyun olarak ele almışlardır. Böylece tüm tarafların kazancının olabileceği vurgulanmaktadır. Smith (1776),

61

ülke daha düşük maliyetle ürettiği ürünleri ihraç ederek, ülke içerisinde maliyeti yüksek olan ürünler ise ithal edip mutlak üstünlük elde edebileceğini ileri sürmektedir.

✓ Ricardo (1817) Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi: Ricardo’nun (1821) görüşü, bir ülke her hangi bir ürünün üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olmasa bile, bu ülke ve diğer ülkeler uluslararası ticaretten faydalanabilecektir. Böylece karşılaştırmalı olarak en fazla üstün olduğu ürünleri ihraç edip bu ürünlerde uzmanlaşacak, karşılaştırmalı olarak daha az üstün olduğu ürünleri ithal ederek dış ticarette avantaj sağlayacaktır. Oysa David Ricardo (1772-1823) öncesindeki dönemin egemen yaklaşıma göre; herhangi bir ülke için dış ticaret ancak, yurtiçinde hiç üretilemeyen veya yurtdışındakinden mutlak olarak daha pahalı üretilen mallar ithal ediliyorsa avantajlı olabilir.

✓ Heckscher(1919); Ohlin (1933) Faktör Donanımları Teorisi: Findlay vd. (2006) Heckscher ve Ohlin, karşılaştırmalı üstünlüğün faktör donanımlarındaki farklı oluşlarından kaynaklandığını belirtmişlerdir. Faktör Donanımı Teorisi olarak da bilinen Heckscher- Ohlin Modeline göre, her ülkenin sahip olduğu faktör donanımının özelliğine göre, üretim yapması ve bu malın üretiminde uzmanlaşması gerektiğini ifade etmektedirler. Örneğin, bir ülkenin göreceli olarak tarımsal arazileri bolsa, o ülkenin zirai ürünlerin ihracatını yapması ya da bir ülkenin göreceli olarak sermayesi bolsa, imalat ihracatı eğiliminde olmasının daha uygun olacağını savunurlar.

✓ Leontief (1953) Leontief Paradoksu: Leontief tarafından ara ürünlerin faktör bileşimlerinin hesaplanmasını sağlayan girdi-çıktı yapısı hesaplaması ile Heckscher-Ohlin Modeli test edilmiştir. Amerikan ekonomisinin 1947 yılına ait girdi-çıktı tablosunu kullanarak yaptığı analiz sonucunda beklenilenin aksine sermaye-yoğun malların ithal, emek-yoğun malları ihraç edildiğini kanıtlamıştır.

Örneğin ABD otomobil ihraç etmekte ve gazete kâğıdı ithal etmektedir. Bulduğu bu çelişki de Leontief Paradoksu olarak adlandırılmıştır.

✓ Vernon (1966) Ürün Dönemleri Teorisi: Vernon, bu teoride, ürünleri dönemsel olarak; yeni ürün, olgunlaşan ürün ve standartlaşmış ürün, olarak gruplandırır. Yeni ürün ülkedeki girişimsel fırsatları görerek üretilmiştir. İşgücü verimliliği ve yüksek gelir sağlamaktadır. Satışların artmasıyla birlikte ürün olgunlaşacak ve taşıma maliyetleri

62

düşükse dış piyasada üretimi daha az maliyetli olacaktır, bu durumda son aşama olarak ürün standart hale gelecek ve ithal etmek avantajlı olabilir.

✓ Linder(1961) Ülke Benzerliği Teorisi: Cho ve Moon (2002), Linder’ın 1961 yılında ortaya attığı “Ülke Benzerliği Teorisi”, arzdan daha ziyade talebe değinmektedir. Bu teori benzer özelliklere sahip ülkeler arasındaki uluslararası ticareti açıklamaktadır. Ülkelerin öncelikle kendi iç pazarlarının talebini karşılamak için üretim yapmalarını ve bu üretiminde ölçek ekonomisi yaratabilmesi için yeterli miktarda olması gerektiğidir. Bu bağlamda, benzer gelir seviyesindeki ülkelerde de aynı ürüne talep olacağından diğer benzer ülkelere de ihracat yapılmalıdır.

✓ Krugman (1979); Lancaster (1979) Ölçek Ekonomileri: Ölçek ekonomisinin temelinde rekabeti analiz ederek, ölçek ekonomisi olduğunda ürünün üretiminde uzmanlaşmak faydalı olacaktır. Aynı zamanda ölçek ekonomisi olduğunda büyük firmalar, küçük firmalara kıyaslandığında genellikle bir avantaja sahip olacağından, pazar monopol ya da oligopol örgütlerin etkisi altında kalacaktır. Artan getiriler ticarete dâhil edildiğinde, genellikle tam rekabetin oluşacağını ileri sürmektedir.

✓ Bain (1964)-Mason (1939) Bain/Mason Endüstriyel Organizasyon Paradigması: Porter (1981) sektör içeresindeki rekabeti ölçmek için sistematik bir model olan “Bain/Mason paradigması” sektörün yapısına odaklanarak, işletmelerin stratejilerinin genel pazar performanslarını belirlediğini ve bu nedenle örgütün pazar performansının içinde bulunduğu çevrenin özelliklerine bağlı olduğunu ileri sürer. Bu bakış açısı sektörlerde rekabet stratejisinin oluşturulmasına katkı sunmaktadır.

✓ Porter (1985) Rekabet Gücü Modeli: Porter, bir sektördeki rekabetin durumunu beş temel rekabet gücüne bağlayarak, bu beş rekabet gücünün; pazara giriş, ikame ürünlerin tehtidi, alıcıların pazarlık gücü, tedarikçilerin pazarlık gücü ve mevcut rakipler arasındaki rekabetin yoğunluğunun, sektörde ve sektörde faaliyet gösteren diğer firmalarında ötesine geçtiğini göstermektedir. Örgütlerin bu beş rekabet gücüyle mücadele edip rakiplerinin pazar paylarını ele geçirmek zorunda olduklarını ifade eder. Ayrıca diğer rakiplerden daha başarılı olmak için üç strateji bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu stratejiler, Porter’ın (1985) jenerik rekabet stratejileri olarak da bilinir:

63

o Maliyet Liderliği Stratejisi: Bu strateji, organizasyonun işlevlerini rakiplerinden

daha az maliyetle gerçekleştirmesi ve sektör ortalamasının üzerinde getiri elde etmesini içermektedir.

o Farklılaştırma Stratejisi: Sektörde tek ve nadir olan ürün veya hizmetlerin

geliştirilmesini içermektedir.

o Odaklanma Stratejisi: Odaklanma stratejileri, sektör içerisinde dar bir rekabet alanı

seçtiğinden dolayı diğer stratejilerden oldukça farklıdır ve düşük maliyete ya da farklılaştırmaya odaklanma olarak iki çeşidi bulunmaktadır.