• Sonuç bulunamadı

Örgütler, hammadde kaynakları, rekabet, yasal düzenlemeler, tüketiciler gibi çevrelerindeki belirsizliğe neden olacak pek çok faktörle mücadele ederek çevredeki belirsizliği minimize etmeye yönelik stratejiler uygularlar. Bunlardan bazıları:

• Sınır Genişletme Rolleri: Örgüt, sahip olduğu roller aracılığıyla dış çevredeki birey ve diğer örgütlerle ilişki kurar. Örneğin; pazarlama bölümü tüketici zevklerini ve eğilimlerini izleme rolü olan sınır birimdir. Pazarlamanın elde ettiği bilgiler ışığında çevresel belirsizlik azaltılır. Bu ilişki örgütün bilgi alışverişi yapmasını sağlayarak planlama ve koordinasyon ile ilgili faaliyetlerde örgütün çevresel belirsizliğini azaltır. Bu rolü üstlenen yöneticiler, çevrede meydana gelen değişiklikler hakkında bilgi toplamak ve işlemek yoluyla örgütün çevreye yönelik olan ilgisini gösterirler. Örneğin, pazarlama ve satın alma gibi departmanda çalışan kişiler, tüketiciler ve tedarikçilerle hem yüz yüze hem de pazarlama araştırmaları ile sınır genişletme rollerini yerine getirirler. Böylece örgütler dış çevrede meydana gelen belirsizlik düzeyini minimize etmeye çalışırlar (Özgener, 2016; İraz, 2000: 159-160).

• Tahminleme ve Planlama: Örgütlerin dış çevresinde meydana gelen belirsizliği yönetmek için tahminleme ve planlama araçlarını kullanırlar. Örneğin; yüksek düzeyde belirsizlik görüldüğünde planlama, gelecekteki olayları önceden algılayabilmek için tahminleme araçları örgüt için söz konusu olacaktır (İraz, 2000: 159-160).

• Esnek Yapı/Organik Örgüt Yapısı: Genellikle değişken çevrede faaliyet gösteren örgütler için uygundur. Bu yapıda, işlerin basit bölümlendirildiği, karar mekanizmaların alt yönetim düzeyinde çalıştığı ve az sayıda yazılı kural ve prosedürlerin bulunduğu; heran değiştirilebilir, esnek örgüt yapılardır. Özellikleri (İraz, 2000: 159-160; Bedük, 2012: 168):

122

✓ Örgütün yapacağı faaliyetler, sürekli örgüt üyelerinin ilişkilerine göre yeniden düzenlenir.

✓ İş genişletmesi anlayışına dayanan bir uygulamadır.

✓ Pek çok karar alt yönetim düzeyinde verilir ve azami merkeziyet esastır. ✓ Emir-komuta zinciri yerine problem çözümü odaklı ilişkilere ağırlık verilir. Yapılan araştırmalar, esnek örgüt yapılarının belirsizlik düzeyi yüksek çevre koşullarına, katı örgüt yapılarının ise belirsizlik düzeyi düşük çevre koşullarında en uygun yapılar olduğunu göstermektedir.

• Hukuki Birleşmeler ve Ortaklıklar: Hukuki birleşmeler (merger) iki ya da daha çok örgütün tek bir örgüt çatısı altında faaliyette bulunmak için bir araya gelmeleri ile oluşur. Bir işletmenin dış çevresinde yeralan en önemli faktörlerden biri olmasının yanında belirsizlik düzeyini azaltmada kullanılacak yöntemlerden birisidir (İraz, 2000: 159-160). • Ortak Yatırım (Joint Venture): İki ya da daha çok örgütün stratejik olarak birleşmelerini ya da program oluşturmasıdır. Günümüzde artık bir çok küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, büyük işletmeler ve çok uluslu işletmeler ile bu tip ortaklık yoluna giderek kendileri için oluşturan çevresel belirsizliği yenme yollarını aramaktadırlar (İraz, 2000:159-160).

• Tampon Kurum: Değişen çevrede belirsizliği azaltan ve belirsizliği emen yapılara veya bölümlere denir. Bu yapılar, bölümler ne eskiye ne de yeniye ait olup çevresel değişime uyumu kolaylaştıran faktörlerdir. Bu yapılara örnek olarak; Soğuk hava depolarını, AR-GE ve gecekonduları verebiliriz. Çevresel belirsizlik karşısında soğuk hava depolarında muhafaza edilen hammadde ya da malzemeler yoluyla belirsizlik giderile bilinir. Gecekondular, büyük şehirlerde geçim sıkıntısı çeken bir aileler için tampon kurumdur (Özgener, 2016).

• Yapısal Karmaşıklık: Draft kanunu (Gerekli değişiklik yasası), Bir sistemdeki karmaşıklığın bir diğer sistemlerdeki karmaşıklığı denetlemede gerekli olduğunu savunan bir yasadır. İnsan kaynakları, ekonomilerin yapısında meydana gelen değişimleri işsiz kişilerle ilgilenerek yapısal işsizliği ortaya koyar.

123

Pazarlama bölümüde tüketiciler üzerine yoğunlaşır. İşsizliğin yoğun olduğu bir ekonomide tüketici davranışlarında değişiklik/belirsizlik olacaktır. Böylece farklı iki departman olsalar bile birbirlerini farklı alanlar üzerinden denetlerler (Özgener, 2016; Bedük: 2012: 262).

3.5. ALGILANAN ÇEVRESEL BELİRSİZLİK İLE İLGİLİ ARAŞTIRMA

BULGULARI

Literatürde bu çalışmada kurulan modeldeki kaynak bağımlılığı düzeyinin rekabet stratejileri üzerindeki etkisi ve algılanan çevresel bağımsızlığın rolünü ele alan çalışmaya rastlanılmamaktadır. Ancak bu çalışmayı dolaylı olarak destekleyen araştırma bulguları mevcuttur. Bunlara aşağıda yer verilmektedir.

Matanda ve Freeman (2009) tarafından Zimbabve’de 262 taze üretim ihracatı yapan tedarikçiler ile yapılan algılanan çevresel belirsizliğin kurumlar arası ilişkiler ve tedarikçi ihracat performansı üzerindeki etkisini araştıran çalışmada; algılanan çevresel belirsizlik boyutlarının örgütler arası ilişkiler üzerinde çeşitli etkilere sahip olduğu gösterilmiştir. Bu kurumlar arası ilişkiler, ihracat piyasası alıcılarının, gelişmekte olan ihracat tedarikçilerini algılanan pazar türbülansı ve yüksek rekabet yoğunluğu koşullarında işbirliği yapmaya zorlamak için güç aracılığıyla güvenebilecekleri firmaları tamamlayıcı kaynak olarak gördüğü ifade edilmektedir. Önceki araştırmaların aksine, piyasa türbülansı karmaşık bir faktör olarak ortaya çıkmış, işbirliği ve bağlılığın ihracat performansının iyileştirilmesi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu tespit edilmiştir.

Uzkurt, Kumar, Kimzan and Sert (2012), Eskişehir’de 156 tane küçük ve orta ölçekli işletmede yaptıkları araştırmada çevresel belirsizliğin boyutlarının örgütsel yenilik üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Talep dalgalanması ve teknolojik dalgalanmanın yenilik üzerinde anlamlı ve pozitif bir etkiye sahip olduğunu, rekabet yoğunluğunun ise yenilik üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı sonucunu bulmuşlardır.

Karaman (2019), Türkiye genelindeki üç, dört ve beş yıldızlı 543 konaklama işletmelerinin çevresel belirsizliğin, kaynak bağımlılığı üzerindeki etkisini araştıran çalışmasında, çevresel

124

belirsizlik faktörlerinden “hükümet ve politikalar” ile “teknoloji ve inovasyon” boyutlarının kaynak bağımlılığını yönetme eğilimini artırdığı sonucuna ulaşmıştır.

Kaplan (2013), Nevşehir ilindeki Turizm İşletme Belgeli (4 ve 5 yıldızlı) ve özel belgeli otel işletmelerinde üst ve orta kademe yönetici konumunda çalışanlarla yaptığı çalışmada, bireysel hizmet odaklılık ile iç girişimcilik arasındaki ilişkide algılanan çevresel belirsizliğin tam aracı rolü oynadığını tespit etmiştir.

Köse ve Özer (2013), yaptıkları çalışmada, çevrelerine uyum sağlayabilen ve gerekli değişiklikleri zamanında uygulayabilen örgütlerin, uzun süre varlıklarını devam ettirebildiklerini, ancak uyum sağlayamayan ve yaşanan değişikliklere ayak uyduramayan örgütlerin yaşamları ise hızla sona erdiğini ortaya koymuşlardır.

Çankaya ve Sezen (2015), yapmış oldukları araştırmada, çevresel belirsizlikle karşı karşıya kalan örgüt yöneticilerinin daha proaktif stratejiler uygulamaya başladıklarını ortaya koymuşlardır.

Araştırmacılara göre yüksek çevresel belirsizlik ortamında, yenilikçi yeteneklerin artması, dış çevredeki fırsatlardan daha etkin yararlanma, örgüt içi ve örgüt dışı işbirliklerin artması ve daha etkin, daha verimli öğrenme gibi örgüt performansına pozitif katkılar sağlayacak faaliyetlerin de artığını ileri sürmektedirler.

Özer ve Akça (2007), Türkiye’de kurumsal kaynak planlama (KKP) firmaları üzerinde yaptıkları çalışmada, çevresel özelliklerin KKP uygulama başarısı ve algılanan organizasyonel performans üzerinde pozitif ve olarak anlamlı bir etkisinin bulunduğunu ortaya koymuşlardır.

Çevresel belirsizlik konusunda yapılan araştırma bulgular dikkate alındığında çevresel belirsizliğin kaynak bağımlılığı, örgütsel yenilik, bireysel hizmet odaklılık ile iç girişimcilik ve kurumsal kaynak planlama gibi değişkenler üzerinde olumlu/olumsuz bir etkiye sahip

125

olduğu görülmektedir. Bundan sonraki bölümde saha araştırmasından elde edilen bulgular üzerinde durulmaktadır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KAYNAK BAĞIMLILIĞI DÜZEYİNİN REKABET STRATEJİLERİ

ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: ALGILANAN ÇEVRESEL BELİRSİZLİĞİN

DÜZENLEYİCİ ROLÜ

Bu bölümde özel hastanelerde, kaynak bağımlılığı düzeyinin rekabet stratejileri üzerindeki etkisi ve algılanan çevresel belirsizliğin düzenleyici rolü çerçevesinde belirlemeye yönelik olarak araştırmanın amacı, önemi, yöntemi ve bulgularına yer verilmektedir.

126

4.1. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Örgütler var olmak ve varlıklarını sürdürebilmek için kaynaklara ihtiyaç duymaktadırlar. İhtiyaç duyulan bu kaynaklar, örgütleri dış çevrelerine bağımlı hale getirmektedir. Özellikle sağlık sektörü gibi, binlerce kalem sarf malzeme, ileri tıbbi teknoloji ve eğitim düzeyi yüksek insan kaynağına olan ihtiyaçlar, sağlık hizmeti sunan kurumları, çevrelerine bağımlı hale getirdiği söylenebilir. Bu nedenle yapılan çalışma, bu bağımlılığı azaltmaya yönelik stratejiler aracılığıyla yöneticilere yol gösterici olabileceği düşünülmektedir. Literatürde, kaynak bağımlılığı düzeyinin (Pfeffer ve Salancik 2003) rekabet stratejilerine (Porter 2015) etkisi ve algılanan çevresel belirsizlik (Matanda ve Freeman 2009) rolünün farklı değişkenler ile ilişkilerinin ele alındığı görülmektedir.

Sağlık sektörünün büyüklüğü, karmaşık yapısı, ileri düzey tıbbi teknoloji ve çok sayıda malzeme ile kaynak bağımlılığını en yüksek düzeyde yaşaması ve karşılaştığı sorunlar dikkate alındığında özel hastane yöneticilerinin kaynak temininde belirsizliği azaltmada bu bağımlılığı azaltabilecek ve yönetebilecek stratejilerin varlığından haberdar olması açısından da bir farkındalık yaratacağı düşünülmektedir.

Bu bağlamda çalışma ilk olarak, kaynak bağımlığı ile rekabet stratejisi ilişkisini ortaya koymak ve ikinci olarak bu ilişkilerde algılanan çevresel belirsizliğin düzenleyici rol oynayıp- oynamadığı tespit edilmeye çalışılarak alana katkı sağlayacağı ön görülmektedir.

Çalışmada araştırma sorusu; “özel hastaneler açısından kaynak bağımlılığının boyutları rekabet stratejilerini nasıl ve ne yönde etkilemektedir? Algılanan çevresel belirsizliğin yüksek ve düşük olduğu durmda bu etkinin şiddetinde bir değişme olmakta mıdır?” şeklinde belirlenmiştir.

Bu çerçevede araştırmanın amacı: Kaynak bağımlılığı düzeyinin rekabet stratejileri üzerindeki etkisini ortaya koymak ve kaynak bağımlılığının boyutları ile rekabet stratejileri arasındaki ilişkide algılanan çevresel belirsizliğin düzenleyici role sahip olup olmadığını tespit etmektir.

127

Bu çalışmada; Türkçe yazında kaynak bağımlılığının boyutlarının algılanan çevresel belirsizliğin düşük ve yüksek düzeylerinde rekabet stratejileri üzerindeki etkileri incelenmektedir. Kaynak bağımlılığı ile ilgili bu çalışmanın sağlık sektöründeki özel hastaneler üzerinde yapılması da çalışmanın önemini daha da artırmaktadır.